Yalnız baba ve kızının hikayesi

Alman sinemasının heyecan verici yönetmenlerinden Maren Ade’nin ödüllere boğulmuş “Toni Erdmann”. Hüzne bulanmış eğlenceli bir film.

Google Haberlere Abone ol

Almanya'nın Aachen şehrinde yaşayan Winfried Conradi, müzik öğretmenliğinden emekli olmuş. Ebette eşinden de boşanmış. Yaşlı bir köpeği de olan Winfried, piyano dersleri de veriyor. Kendisine sürekli eğlence yaratmaya çabalayan bu yaşlı ve yalnız adam, önce annesini ziyaret ediyor, ardından okulda eğlenceye katılıyor, sonra da Bükreş’ten Aachen’e gelmiş kızı Ines’i görmek için karısının evine gidiyor. Kızının elinden cep telefonu da pek düşmüyor. Ines, iş danışmanlığı yapan şirkette çalışıyor. Petrol işleriyle uğraşıyor Romanya’da. Acımasız da olmak zorundaymış bu işte. İşçileri işsiz bırakmak da buna dâhil. Ucuz ücretli işçi bulmak da. Lüks otelin penceresinden aşağıdaki gecekondulardaki yoksulluğu da yansıtıyor yönetmenin kamerası bir de.

1976'da Karlsruhe şehrinde doğan kadın yönetmen Maren Ade, bu üçüncü filmiyle ülkemizde gösterim şansı bulabildi. 2016 yapımı "Toni Erdman" filmi, Avrupa Film Ödülleri'nde beş ödül kazanarak şöhretini arttırdı. Ade bu filmle yönetmen ve senaryo ödüllerini kazanırken, iki başrol oyuncusu Sandra Hüller ve Peter Simonischek oyuncu dallarında bu değerli ödülü aldılar. Elbette "En İyi Film" ödülünü de kazandı bu yapıt. Ayrıca 2016'da 69. Cannes Film Festivali'nde de "FIBRESCI" ödülünü hak etti.

TONİ ERDMANN OLUNCA...

Winfried, köpeği öldükten sonra kızının yaşadığı Bükreş’e gidiyor. Kılık değiştirmeyi ve takma dişlerle eğlenceyi çoğaltmayı seven Winfried, kendini Toni Erdmann olarak tanıtıyor herkese. Toni Erdmann, Winfried’in mahlası gibi oluyor bir anlamda. Kızı ona iyi davranıyor. Katıldığı iş toplantılarına da babasını götürüyor. Ines, şehirdeki evinde babasıyla kalıyor. Winfried, araya girmelerinde, esprilerinde kızını hayatın içine çekmek istiyor sanki. Hayat sadece iş bağlantıları değildi.

Filmde insanı etkileyen anlar bir hayli çok. Ines’in iş arkadaşı Tim’e sevişmenin kıyısında acılar çektirmesi hemen öne çıkıyor. Gerisine bakabilmek de size kalmış. Çıplak partiye dönüşen Ines’in partisi de bir hayli güldürüyor insanı. Post içinde partiye gelen Winfried, partide kızını çırılçıplak görüyor. Belki de minik kızının büyüdüğünü de anlıyor esprisinden bir şey kaybetmeden. Babasını takip eden Ines, post içindeki babasına sarılarak Winfried’e beklediği sıcak sevgiyi de veriyor böylece. Petrol kuyularını ziyaret de unutulmaz anlara karışıyor. Winfried, kendisinin yaptığı hatayla bir işçinin işinden olduğunu sanıyor. Aslında bu Rumen işverenin işini kolaylaştırıyor işçileri rahatça kovmak için. Orada bir Rumen aileyle de tanışıyor Winfried. Bu aileyle insan sıcaklığını da dokunuyor. Sonra ziyarete gittikleri evde de aynı sıcaklığa dokunma fırsatı buluyor. Final bölümündeki babaannenin cenaze töreninde geçen anlar da etkileyiciydi.

Hafif el kamerasıyla çekilmiş duygusu veren film, bu estetik arayışıyla Winfried’in içinden dışarı çıkan enerjiyi somutlaştırıyor sanki.

Yönetmen Ade, bu filminde dokunmanın ve sevginin gücünü hatırlatıyor modern zamanlardaki yapayalnız insanlara. İnsan sıcaklığı ve güveni hiçbir banka hesabına sığamıyordu. Filmin birçok anında dokunmanın ve birbiriyle konuşmanın büyüsü insanı kuşatıyor. Yönetmen, yalnızlıklar içindeki batılılara birbirlerine dönmelerini hatırlatıyor bu filmiyle. Üç saate yaklaşan bu filmde zamanın nasıl akıp gittiğinin farkına bile varamıyor insan, hatırlatalım.

Toni Erdmann

Yönetmen-Senaryo: Maren Ade

Görüntü: Patrick Orth

Oyuncular: Sandra Hüller (Ines), Peter Simonischek (Winfried),

Michael Wittenborn (Henneberg), Thomas Loibl (Gerald),

Trystan Pütter (Tim), Ingrid Bisu (Anca), Hadewych Minis (Tatjana),

Lucy Russell (Steph), Victoria Cocias (Flavia),

Alexandru Papadopol (Dascalu)

Yapım: Komplizen (2016)