'Kötü Çocuk'un içindeki sırlar

Yazar Büşra Küçük’ün internette yayınladığı romanı “Kötü Çocuk”, yönetmen Yağız Alp Akaydın’ın anlatımıyla sinema perdesinde hayat buluyor. Filmdeki tüm genç oyuncular sinemamıza heyecan getiriyor.

Google Haberlere Abone ol

Teknoloji insanı bilinmeyen birçok yere sürüklüyor. Yazar Büşra Küçük, internet üzerinden yayınlanan romanı “Kötü Çocuk”, okurlar tarafından ilgi görünce sinema da buna uzak duramadı. Yönetmen Yağız Alp Akaydın’ın senaryosunu da yazdığı 2017 yapımı sinemaskop “Kötü Çocuk”, parlak anlatımıyla sinemamıza bir heyecan getiriyor. Buradaki en önemli katkı tüm genç oyuncuların taze enerjilerini perdeye yansıtmaları oluyor. Filmi izlerken insan gerçekten heyecanlanıyor. Meriç karakteri, James Dean’ın 1955 yapımı sinemaskop “Rebel without a Cause-Asi Gençlik” filmindeki Jim karakteri kadar “cool” belki de. İkisi de nevi şahsına münhasır tiplerdi. Meriç, sinemamızda çok özel bir karakter olabilir. Bu filmin devamı da gelecektir.

BABAYA DUYULAN ÖFKE 

Film, kırmızı spor arabanın içinde Kayla’nın peşine takılıyor. Ormanın içinde yol alan araba devrilmiş ağacı geçemeyince Kayla yağmur altında ormanda yolunu kaybediyor. Bu anlar korku filmlerinin tedirginliğini yaşatıyor seyircilere. Kamera, final bölümünde tekrar döneceği ormanı geride bırakıp uzun bir geriye dönüş yapıyor. Kayla iç sesiyle babasının onları terk edip gidişini anlatırken, şimdi onu alıp İstanbul’a götüren babası Vural’a öfke duyuyor. Onu özveriyle annesi Nazlı büyütmüş. Babası, henüz öğrenciyken baba olmaktan korkmuş ve onları geride bırakmış. Yıllar sonra çok zengin işadamı olan Vural, babalık yapamadığı kızı Kayla’ya hayatını adamak istiyor.

Koleje yazılan genç kız, okulda keşifler de yapıyor. Burslu okuyanların ayrıcalığı fark ediliyor okulda. Sanki çete gibiler. Onlara “Ezikler” de deniyor. Önce Ömer’le iletişim kuruyor Kayla. Sonradan Ömer’in, okul müdürünün oğlu olduğunu da öğreniyor. Bu şey onu, Meriç’in gizemlerinden daha fazla şaşırtıyor sonradan. Orada züppe zengin çocuğu basketbolcu Semih’e ilgi duymayan Kayla, burslu Meriç Tuna ile ilgileniyor. Ne kadar serseri biriyle olursa babasını kızdıracağını düşünüyor.

“Cool” Meriç’e ulaşmak kolay mıydı? Meriç, gizem dolu ve kasvetli bir gençti. Kimse onun hakkında pek bilgi vermiyor. İnatla Meriç’in peşine takılan Kayla, zaman zaman gerilimli bu ilişkide gerçek sevgiye doğru yürüyor. İnat edince ve isteyince ona ulaşılıyordu.

Kayla, Meriç’in sırlarla dolu dünyasının içinde bulsa da cevaplara hemen ulaşamıyor. Aslında bu durum seyirci için de merak duygusunu dışarı çıkartıyor. Hatta gerilimi çoğaltıyor. Bu film üzerine yazarken, aslında birçok şeye dokunmamak gerekiyor. Onları sinema perdesinde keşfetmek heyecan vericiydi.

GENÇ OYUNCULARDAN UMUT

Filmin görselliği de çarpıcı. Gecenin içinde helikopter pistindeki sahneler görsel anlamda sinemamız için çok iyiydi. Işıklar içindeki şehri havadan yansıması estetik olarak etkileyici. Çiftlik evindeki anlar da var. Gerçekten sürpriz ve gerçekten şaşırtıyor. Kayla’nın babasıyla bir yerde kurduğu sıcaklık da insanı etkiliyor. Aslında filmdeki melodramı arttıran Kayla’nın abartılmış babaya öfkesiydi. İrlandalı şarkıcı Erica Jennings’in 2001’de söylediği “It’s a Lovely Day” şarkısının da güzelliği çoğalttığı bu film değerli. Tüm genç oyuncularıyla beraber değerini daha da çoğaltmış film. Sinemamıza heyecan getirecekler sanki. Elbette Amerikan sinemasının etkisinde kalmış bir film diye de küçümseyenler olabilir bu filmi. Etkisinde kalsın. Kendi ruhu var filmin.

Kötü Çocuk

Yönetmen-Senaryo: Yağız Alp Akaydın

Eser: Büşra Küçük

Müzik: Cem Öğet

Görüntü Yönetmeni: Serkan Güler

Oyuncular: Tolga Sarıtaş (Meriç), Afra Saraçoğlu (Kayla),

Sarp Akkaya (Vural), Tülin Özen (Nazlı), Can Sipahi (Selim)

Yapım: Taff (2017)