Sınavda 13’üncü oldu, mülakattan geçemedi: Torpil yok diyen yalan söylüyor

Ünal Aydın, hakimlik ve savcılık sınavında 17 bin 935 kişi arasından 13'üncü oldu ancak mülakatta elendi. Aydın tepkisini, "Torpil diye bir şey yok diyen yalan söylüyordur ve kendisi de torpille bir yerlere gelmiştir. 100 soru sorduğunuz sınavda 93,36 puan alan bir aday, mülâkatta neyi yanlış yapmış olabilir de 61 puan alarak elenir? Ya da tersten soracak olursak 2600’üncü küsür olan bir aday neyi muhteşem yapmış olup da benim önüme geçmiş olabilir?” sözleriyle dile getirdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Ünal Aydın, 2018’de ÖSYM tarafından düzenlenen hakimlik ve savcılık sınavına girdi. 100 soru üzerinden gerçekleştirilen sınavda 93,36 puan alarak Türkiye’de 13’üncü oldu ancak mülâkatta ‘başarısız’ sayıldı. 1000 adayın kadroya alınacağı sınav için 3 bin kişi mülakata çağrıldı. Aynı sınavda 2647’nci sırada olan başka bir aday mülakatı geçerek akademide yer aldı.

Aydın, mülakat sonuçlarından sonra CİMER’e yazdı ve iki ay sonra aldığı geri bildirimde, neden mülakatı geçemediğine dair bir gerekçe sunulmadı.

3 KEZ SINAVI KAZANDI, MÜLAKATTA ELENDİ

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu olan Aydın bu sınava daha önce iki kez daha girmiş fakat her ikisinden de mülakattan elenmiş. Aydın’a göre bunun nedeni ‘torpil usülü’ sonuçlanan bir mülakat olması.

‘BEYNİN DEĞİL, TORPİLİN İŞ GÖRDÜĞÜ BİR ÇARK’

“Emeğin değil de birilerini tanımanın ya da birilerini bulmanın önemli olduğu, beynin değil torpilin iş gördüğü bir çark, bir meslek grubu kitlesi oluşturuldu” diyen Aydın, sınava giren binlerce insanın hakkının yendiğini düşünüyor.
.

Hâkimlik ve savcılık yazılı sınavına ilişkin her yıl Adalet Bakanlığı'nın kendi sitesinde yayımladığı duyurulara göre sınav konusu dersler, adaylarda bulunması gereken nitelikler, sınav tarihi gibi bilgiler yer alıyor. Açılan kadronun 3 katı kadar aday da sınavda başarılı olmaları dâhilinde sözlü sınava çağrılıyor.

'MÜLAKATTA SINAV SONUCU SIRALAMASI DEĞİŞTİRİLİYOR'

‘Kadroların açılış biçimi ve mülakattan geçen kişilerin profilleri hakkında ne düşünüyorsunuz?’ sorumuzu yanıtlayan Aydın “Mülâkattan geçen adayların genel profili hakkında net bir şey söyleyemem. Ancak, bu kişilerin ekseriyetinin asıl listede olmadığını biliyorum. Asıl listeden kastım da şudur: Açılan kadroda 1000 kişinin alınacağı belirtildiğinde, yazılı sınavda ilk 1000'e girenlerin bulundukları listedir. Tabii ki bu listenin mülâkatta kurul tarafından verilen puanlar ile baştan aşağı değiştirildiği de bir gerçekliktir” dedi.

‘BİRİLERİ TORPİLİNDEN KAYNAKLI BAŞARILI OLUYOR’

Aydın, yazılı sınavın yapılma amacının, adayların bilgi düzeyinin belli bir puan tabanını geçecek nitelikte olmasını sağlamak olduğunu ancak başarılı olanların mülakat sonucunda sistem dışında bırakıldığını söyledi. Aydın’a göre mülakatta bilginin karşılığında değil, birilerinin torpilinden kaynaklı başarılı olunuyor. Ünal, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün "Mesleğe başlayan yeni hâkim ve savcıların verdiği kararlardan pek memnun değiliz" sözlerini hatırlatarak, “Mahkemelerde verilen kararlar, savcılık tarafından düzenlenen iddianameler, istinafta sürekli bozulan ve bu sebeple uzayan yargılamalar, halkta yargıya olan güvenin neredeyse sıfır olması, AİHM tarafından Türkiye aleyhine hükmedilen tazminatlar… Bu listeyi uzattıkça uzatabiliriz. Ancak, bu sınırlı örnekler dâhi Türk hukukunun ne hâlde olduğunu ve hızla nasıl bir kaosa doğru gittiğini göstermek bakımından ziyadesiyle yeterli olmaktadır” dedi.

AYDIN: 93,36 PUAN ALAN MÜLAKATTA NEYİ YANLIŞ YAPABİLİR?

Sınava hazırlanan adayların en az bir yıl boyunca çalıştıklarını aktaran Ünal hem sınava hazırlanış sürecini hem de bu süreçte yaşadığı sorunları şöyle anlattı: “Bu süreç oldukça yıpratıcı. Ben ilk sınava girdiğimde stajyer avukattım. Bir yandan staj eğitimi görüp mesleki bilgi kazanmak çabasında debelenip durdum. Bilindiği üzere stajyer avukatlara hayatlarını idame ettirebilmeleri için ya hiç ücret ödenmiyor ya da çok cüzi miktarlar ödeniyor. İş bulmak stresi, işte geçirilen yorucu ve stresli zamanlar bir de sınava hazırlık derken çok stresli ve sancılı bir dönem geçiriyoruz. Türkiye 13’üncüsü oldum. Normal koşullarda, adayın güvenlik soruşturmasında bir sıkıntısı yok ise yüzde 99 ihtimalle mülâkattan da başarılı olması gerekir. 100 soru sorduğunuz bir sınavda 93,36 puan alan bir aday, mülâkatta neyi yanlış yapmış olabilir de 61 puan alarak elenir? Ya da tersten soracak olursak 2600’üncü küsür olan bir aday neyi muhteşem yapmış olup da benim önüme geçmiş olabilir? Sizin yerinizi, aslında hiç hak etmeyen bir kişi işgal ediyor. Geçirdiğiniz koca yıl bir anda boşa gidiyor. Kaybedilen zamanlar, ekonomik kayıplar, mesleki tecrübeler de cabası.”

‘TORPİL YOK DİYEN YALAN SÖYLÜYOR’

Toplumda da mülakatın torpil süreci olarak algılandığını vurgulayan Aydın “Torpil diye bir şey yok diyen yalan söylüyordur ve kendisi de torpil ile bir yerlere gelmiştir” diyor. Mesleki olarak mülakatları aslında doğru bulduğunu ancak Türkiye'de bu durum birilerini bir yerlere getirmek, sisteme entegre etmek, önünü açmak şeklinde istismar edildiğini anlatan Aydın “Hâkim savcı atamalarının Cumhurbaşkanı Külliyesi'nde yapılması, yargının durumunu gözler önüne sermiyor mu? Bildiğiniz üzere yapılan Anayasa değişikliği neticesinde Cumhurbaşkanı artık bir siyasi kişilik. Durum bu iken yasama, yürütme ve yargı gerçekten birbirinden bağımsızdır diyebilir miyiz?  Açıkçası, Türkiye tarihinde mülâkatların her döneminde hükümetteki siyasi partiden bağımsız olarak bu durum yaşanıyor. Bende yaşanan bu durumların canlı kanlı bir mağduruyum. Ve herkes ama herkes yaşanan bu mağduriyetleri bilmesine rağmen kimseden çekinmeden yüzü kızarmadan liyakatsizce davranmaya devam ediyor” diye konuştu.

‘BU SINAV BOŞUNA YAPILMIYOR’

"Siz 13'üncü oldunuz ama sizden daha az puan alan ancak mülakattan geçen bir adayın ‘başarılı’ görülmesi hukuk gibi önemli bir mekanizmada mesleki yetersizlik şeklinde okunabilir mi?" sorusuna ise Aydın şu yanıtı verdi: “Bazı arkadaşlar ‘ya sınav şanssızlığına kurban gittim ya da günümde değildim’ diyebiliyor. Ee bizim suçumuz ne? Ben sınava son bir ay kala 14-15 saat ders çalışır hâle geldim. Benim için mülâkata gidebilecek kadar puan almak çok zor bir şey de değildi. Bu sınav boşuna yapılmıyor. Asıl listeye giren kişi, güvenlik soruşturmasında sıkıntısı yoksa mülâkatı geçmelidir. Aksini iddia eden, asıl listeye giren bir kişinin yerine sisteme entegre edilmiştir.

Mahkemelerin ve savcılıkların verdiği kararlar ortada. İstinaf ve temyiz mahkemelerinde biriken dosyalar, artan iş yükü, vicdanları sızlatan kararlar, yanlış usul kuralı uygulamaları da cabası. Nitekim, bu şekilde yürüyen bir sistemde hukuki güvenirlik ya da hukuki kalite yani en nihayetinde hukuk devleti ilkesi nasıl uygulama alanı bulabilir ki? Hukuki paylaşımlar yapılan sitelerde suçun alt ve üst sınırının belirtilip, belirlemenin hâkimden istendiği pek çok davada hâkimlerin bu durumu yorumlamak yeteneğinden bile yoksun olduğu açıkça görülmektedir. Söz gelimi, ‘suçun cezası bir yıldan 3 yıla kadar hapistir’ şeklinde ceza normu için verilen hükmün ilgili sınırlar içerisinde bir ceza olması gerekirken gerekçe kısmına ‘sanığın 1 yıldan 3 yıla kadar hapsine’ şeklinde kararlar çıkmaktadır. Bence bu örnek, anılan kişilerin Türk hukukuna olan etkisini ve sorunuzun cevabını oldukça net bir şekilde açıklamaktadır.” 

'ELENMEM NORMAL: BABAM KAHVECİ, ANNEM EV HANIMI'

“Artık hâkim veya savcı olmayı düşünmüyorum” diyen Aydın, sınavda değil Türkiye 13’üncüsü, Türkiye 1'incisi dahi olsa tekrar mülakatta elenebileceğini düşündüğünü belirtti.  Ailesinin durumundan da söz eden Aydın “Benim babam kahveci, annem ev hanımı. Yani anlayacağınız üzere yaşadığım tecrübelerle de sabittir ki benim o makama gelebilmek ihtimalim bulunmamaktadır. Adaleti tecelli ettirilmesi beklenen yargılama süjelerinin, henüz işin başında adaletsizlikle hareket etmek zorunda bırakılması gerçekten içler acısı bir durum. Umarım bu durum en kısa zamanda son bulur ve ulaşılmak istenen çağdaş medeniyetler seviyesine erişebiliriz” dedi.