Silivri Cezaevi raporu: Kürtçe şarkıya iletişim cezası

Silivri Cezaevi'nde hak ihlalleri devam ediyor. CİSST Hukuk Sorumlusu Ruken Altun, cezaevinde yaşananları raporlaştırdı: "Mahpuslar Kürtçe şarkı söyledikleri için iletişim cezası aldıklarını söyledi."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Silivri Cezaevi’nde yaşanan hak ihlalleri mahpusların ve kamuoyunun tepkisini çekiyor. Tutuklu ve hükümlüler, cezaevinde yaşananlara ilişkin yetkililere inceleme için çağrıda bulunuyor.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Hukuk Sorumlusu Avukat Ruken Altun, Silivri L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda yaşananları inceledi ve bir rapor hazırladı.

7 YILDIR TEKLİ HÜCREDE…

Altun, Silivri L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda adli ve siyasi mahpuslarla ayrı ayrı görüşmeler yaparak hapishane koşullarını, hapishane görevlilerinin tavır ve tutumlarını, yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdı. Raporda ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü adli bir mahpusun yaşadıkları dikkat çekici konulardan biri oldu. Söz konusu mahpus 7 yıldır tekli hücrede tutulduğunu söyledi.

Bu durum raporda şöyle yer aldı: “Tek kişilik odada kalması gerekirken 2015 yılından bu yana hücre cezası için kullanılan hücrede tutulduğunu, hapishane yemeklerinin yetersiz ve sağlıksız olması sebebiyle hem sağlık sorunu yaşadığı hem ekonomik olarak zorlandığını aktardı. Günün 23 saatini bu hücrede geçirdiğini yalnızca 1 saat havalandırmaya çıkarıldığını, sohbet hakkından yararlandırılmadığını dolayısıyla kimseyi göremediğini, mahpusların sosyal ve kültürel etkinlik haklarından faydalandırılmadığını aktaran mahpus, ağırlaştırılmış müebbet hükmü alan mahpuslar olarak izole olan yaşantılarının daha da kapalılaştırıldığını fiili olarak tecrit hükümlerinin uygulandığını ifade etti.”

SİYASİ MAHPUSLARIN YAŞADIKLARI…

Siyasi mahpusların yaşadıkları da raporda detaylıca yer aldı. 10 kişilik koğuşlarda 40 kişi tutulduklarını aktaran mahpuslar, bu durumun yaşam koşullarına aykırı olduğunu belirtti.

Raporda bu durum şöyle yer aldı: “İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) hapishanelerde mahpus başına düşen yaşam alanı için belirlediği standartlarda tek kişilik odaların 6 metrekare yaşam alanı ve bu alana ek olarak 1 metrekare ya da 2 metrekare sıhhi imkânlar için tuvalet ve banyonun bulundurulması gerektiği, çok kişilik odaların ise mahpus başına 4 metrekare yaşam alanı olacak şekilde ve bu alana ek olarak tuvalet ve banyolar tamamen ayrılmış olarak düzenlenmesi gerektiğini belirtmekte. CPT’nin yaşam alanı standartları göz önüne alındığında kapasite üzerindeki bu sayının mahpuslar için işkence ve kötü muameleye maruz bırakılmama hakkının ihlalini doğurduğu söylenebilir.”

‘TARAFSIZ KOĞUŞ’ BASKISI

Öte yandan raporda siyasi mahpuslarla ilgili dikkat çeken başka bir bölümde ise siyasi mahpuslara ‘tarafsız koğuş’ baskısı yapıldığı belirtildi: “Siyasi koğuşta kalmak isteyen mahpuslara 'tarafsız koğuşa' geçmelerinin dayatıldığı ve tarafsız koğuşa geçmeyen siyasi mahpuslara 'örgüt üyesi' olduklarının kabulüne dair ifadelerinin yer aldığı metin imzalatıldığı aktarılmıştır. İddia edilen metindeki bu ifadelerin hukuki dayanağı olmadığını belirtmek gerekir. Şöyle ki; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 'Hükümlülerin gruplandırılması' başlıklı 24. maddesinde hükümlülük süreleri ve suç türleri itibarıyla gruplandırılacağı yer almakta. Siyasi mahpusların bu koğuşlarda kalma hakkı var iken bu tür ifadelerin yer aldığı metnin imzalatılması; damgalama ve kriminalize etme işlevi görmekte ve bu durum tutuklu mahpuslar açısından masumiyet karinesine aykırılık teşkil etmekte."

İLETİŞİM CEZALARI…

Raporda, siyasi mahpuslara çeşitli gerekçelerle iletişim cezası verildiği bilgisi de yer aldı. Raporda Kürtçe şarkı söylenmesinin iletişim cezasına gerekçe yapıldığı belirtildi: “Mahpusların; Kürtçe şarkı söyleyerek halay çekmeleri sonucu iletişim cezası verildiği için aileleriyle görüşme yapamadıklarını aktarmışlardır. Bu cezalara karşı İnfaz Hakimliğine yaptıkları itirazlar olumsuz sonuçlanmıştır. Mahpusların ilettiği bir diğer hak ihlali iddiası da ailelerine yakın yere nakil talep dilekçelerinin infaz görevlilerince keyfi olarak gerekli yerlere iletilmediği ve infaz görevlilerinin kurşun kalemle dilekçe üzerine ret cevabı yazdığı hususundadır. Mahpusların en temel haklarının dahi ihlal edildiği iddiaları ve hukukun kanunun işletilmesi bir yana gerekli mercilere başvuru yapmalarının dahi engellendiği bilgisi aktarıldı.”

KÖTÜ MUAMELE

Raporda son olarak mahpusların kötü muameleye maruz kaldıkları belirtildi: “Nisan ayında işkence ve kötü muamele iddialarıyla gündem olan Silivri L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda mahpuslarla yapılan görüşmelerde infaz koruma memurlarınca adli mahpuslara yönelik darp etme yoluyla işkence ve kötü muamele fiillerinin oluşturduğu hak ihlallerinin devam ettiği iddiaları aktarıldı. Mahpusların böylesine ciddi ve acil ihtiyaçlarının bir an önce soruşturulması, bu soruşturma sürecinin şeffaf yürütülmesi, soruşturma sonunda ihlale karışan görevliler tespit edildikten sonra gerekli cezai ve idari yaptırımların uygulanması, kapalı mekanlar olan hapishanelerin sivil izleme heyetlerinin inceleme ve denetimine açık hale getirilmesi gerektiğini bir kez daha tekrar ediyoruz.”