YAZARLAR

Seyirciye ve sanat sinemasına ceza

Cumhurbaşkanlığı kararıyla eğlence vergisi oranının sıfırlanmasının belediyelere yönelik ‘siyasi’ bir amacı var belli ki. Ama bunun sektörlere de yansımaları olacak. Sinemada, bu vergi üzerine inşa edilen bakanlık destekleri bir belirsizliğe itilmiş gibi görünüyor.

Perşembe günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre; yerli film gösterimlerinden, yabancı film gösterimlerinden, spor müsabakaları, at yarışları ve konserlerden alınan eğlence vergisi oranı yüzde sıfır olarak belirlendi.

Pandemi döneminde, 22 Aralık 2020 tarihinde çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile “Yerli ve yabancı film gösterimleri için belirlenen eğlence vergisi oranları, 31.05.2021 tarihine kadar uygulanmak üzere yüzde 0 olarak tespit edilmiştir” şeklinde bir geçici madde eklenmişti. Bu maddenin süresi daha sonra 2022 yılı sonuna kadar uzatılmıştı. Yeni kararla yerli ve yabancı filmlerin gösteriminden pandemi öncesi yüzde 10 alınan eğlence vergisinin sıfırlanması uygulaması kalıcı hale getirildi. Ayrıca kararda yer alan bir maddeyle de 2023 yılından itibaren, spor müsabakaları, at yarışları ve konserlerden alınan yüzde 10 eğlence vergisi de sıfırlanmış oldu.

Spor müsabakaları, at yarışları ve konserlerden alınacak vergilerin sıfırlanmış olmasının bu sektörde yaratacağı etkileri alanı bilenler tartışacaktır. Şunu söyleyebiliriz ama, bu vergiler içinde belediyelerin de payı var ve bu durum onların gelirlerine azaltıcı bir etki yapacak. Bilin bakalım bu tür etkinliklerin yoğun olarak yapıldığı büyükşehirlerde yerel yönetimlerde kim iktidar? Yanlış yorumlamadıysam 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun 21. maddesinin 3. bendinde yer alan ifadeye göre, bu etkinliklerden kesilen vergilerin yüzde 75’i Turizm ve Kültür Bakanlığı’na, yüzde 25’i de belediyeye aktarılıyor. Yani belediyeler bu gelirden oldular.

Ama biz bu yazıyı sinemayı ilgilendiren kısmıyla sınırlı tutalım. 2004 yılında çıkarılan 5224 sayılı Sinema Filmlerinin Değerlendirilmesi ve Sınıflandırılması ile Desteklenmesi Hakkında Kanun’un gelirler bölümünü düzenleyen 11 maddesi, belediyeler kanunun 21. Maddesi'ni işaret ediyor. Yani sinema biletlerinden kesilen vergileri. Özetle, bakanlığın filmlerin senaryo aşamasından çekim sonrası süreçlerine kadar yaptığı desteklerin kaynağı sıfırlanan bu vergiydi. Hatta sadece filmlerin değil, etkinlikler, festivaller ve ulusal sinemanın yurt dışında tanıtımını amaçlayan organizasyonlara da bu vergilerle oluşturulan fondan kaynak aktarılıyordu. Şimdi ortada kocaman bir soru duruyor. Bu kaynak nereden bulunacak?

5224 sayılı kanun her şeye rağmen sektörden gelen paranın yine sektöre döndüğü bir sistem öngörüyordu. Yani sinema seyircisinden aktarılan kaynak, yine sinemaya dönüyordu. Bu da, bakanlıktan kaynak talep eden, destek isteyen sektör bileşenlerinin elini güçlendiriyordu. Şimdi ortada “sinemadan gelen” bir kaynak kalmadığına göre sektörün eli de zayıflamış olacak. Bakanlık, hazineden bir kaynak bulup buraya aktarsa bile kullanımı konusunda keyfi ya da taraflı bir tutum içine girmemesinin önünde bir neden yok. Üstelik başka birçok konuyu düzenlemesine rağmen 5224 sayılı kanunun temel meselesi “filmlerin sınıflandırılması” ve “desteklenmesi”ydi. Son dönemde her ikisi de bir sansür aracına dönüştürülse de özellikle ilk yıllarda hayli yararlı bulunuyordu. Şimdi bunun ‘desteklenmesi’ ayağı belirsizliğe bırakılıyor. Bu belirsizliğin yerini keyfiliğin almasının muhtemel olduğunu ülke tarihine bakarak anlayabiliyoruz. İlgili kanun öncesinde, yani 90’lı yıllarda bakanlık destekleri vardı ama bir standart söz konusu değildi, kanunla belirlenmemişti. Dolayısıyla bakanlık destekleri için başka türlü ilişkiler söz konusu olabiliyordu. Böylesi bir geri dönüş, düzenlemenin ilk can yakıcı sonucu olacaktır. Özellikle sanat sineması ve festivallere aktarılan kaynak konusunda sıkıntılar olacağını öngörmek kahinlik olmasa gerek.

İkinci olarak, düzenlemeden muradın sinema biletlerinin fiyatlarında bir indirim olacağına dair beklentiyse bu da imkansız görünüyor. İşletme maliyetlerinin durmadan arttığı bir ortamda sinema salonlarının bilet fiyatlarını indirmesi zor. Belki artış hızını bir süre azaltabilir bu uygulama ama indirim zor. Sektörde konuşulanlara göre, bu vergi sıfırlamasında en büyük pay salon sahiplerinin olacak görünüyor. Yani kaldırılan vergi gelirinin büyük kısmı salon işletmecilerine kalacak. Yeni gelmişken hatırlatmakta yarar var, 2021’de yaklaşık 23 TL olan sinema bileti ortalaması bu yıl itibariyle 36.5 TL’ye yükselmiş durumda. Yani yüzde 60’ın üzerinde bir zam söz konusu ama bu resmi enflasyonun bile altında bir rakam. Yani bilet fiyatlarının düşmesi neredeyse imkansız. Üstelik yılbaşından sonra yeni zam gelmesi de muhtemel.

Cumhurbaşkanlığı kararının özellikle belediyelere yönelik siyasi amaçlarının olduğu açık. Ama sinema alanında da taşları yerinden oynatacağını ve bir belirsizlik yaratacağını söylemek gerek.