Sevna Somuncuoğlu'na kız kardeş vedası

Bilinsin istiyorum, Türkiye’den nev’i şahsına münhasır bir feminist geçti ve etrafını savurarak geçti; sevdiğini iyi yöne savururken, hoşlanmadıklarını da yerden yere vuran, çekinmeyen bir tatlı cadı.

Google Haberlere Abone ol

 Eda Özgür Kılınç

Türkiye’de feminist hareketin önemli isimlerinden Sevna Somuncuoğlu 3 Aralık 2023 tarihinde vefat etti. Huzurunuzda ona bir yazıyla veda etmek istiyorum. Ve bu vedayı kendi adıma değil, Türkiye’de feminist hareket adına yapmak istiyorum. Çünkü hayatına dokunduğu tüm insanların münferit hikayeleri topluma değen hikayelere dönüştü onun sayesinde.

Feminist hareketi sivil toplumla ayakta tutmaya çalıştığından, sıklıkla tıkır tıkır yazdığı projelerinde kullandığı gibi, “kartopu metodu” ile kartopunun yaşayan en küçük parçası oldu. Neden yaşayan? Çünkü kendisinin bugün feminist olmasına katkıda bulunan ve fakat hayatta olmayan kadınları da hiç unutmadı Sevna. Ondan dolayıdır ki, Nezihe Muhiddin’i, Kadınlar Halk Fırkasını, Osmanlı Kadın Hareketini onunla konuşur olduk; tarihimize bakıp gururlandık. Zira öyle kolay da değildi feminist mücadele, iki ileri, bir geri, iki geri bir ileri, geri geri, bir ileri… Ama önceki nesillerin attığı tohumlarla bu aşamaya geldiğimizi sık sık hatırlatınca Sevna, umutsuz olmamayı söyleyerek değil, yaparak gösterdi bize. Çünkü ayinesi işti kişinin, lafa bakılmazdı. Son gününe kadar çalışmaktan yılmadı. Tam da bugünlerde ihtiyacımız olan barış için kadınlar konusuna çok fazla kafa yordu çünkü savaşı tayin eden patriyarkaydı, çözüm için işaret ettiği ise, kadınlarla yeni bir yoldu. Şimdi o kartopunu ondan devralıp, yeni nesillerle büyütecek nice ardılları var. İyi ki de var.

Şimdi onunla ilgili buraya yazı yazmak ve acımı paylaşmak istiyorum çünkü aynı acıyı yaşayan koca bir feminist güruh var karşımda. Ortak dostlarımız yetmiyor, daha büyük bir yerde çünkü Sevna. Bir dostun-iki feministin arasında yaş hiyerarşisi de olmazdı- kaybı değil bu kayıp yalnızca, Türkiye’de feminist hareketin büyük kaybı bu aynı zamanda. Bilinsin istiyorum, Türkiye’den böylesine nev’i şahsına münhasır (sui jeneris) bir feminist geçti ve geçerken etrafını savurarak geçti; sevdiğini iyi yönde savururken, hoşlanmadıklarını da (haklı sebeplerle) yerden yere vuran, hiç çekinmeyen bir tatlı cadı.

Somuncu Baba’dan geldiğini söylerdi soyunun Sevna. Bu bilgi ara ara aklıma gelir, gülümserdim. İnançlı biri olsaydı, Sevna Ana tekkesi olacak kadındı. Peşinden ne insanlar gelirdi ama. Hatta çok da feminist olurdu; “kadın tekkesi de var sayesinde”, derdik belki. Böyle gerçeküstü komikli şakalı kurulan hayallerin sebebi kendisi. Feminist olunca her zaman ciddi olmak zorunda değildiniz, ciddi meseleleri espirileriyle ele alırdı, şen kahkahalar ile derdimizle başa çıkmaya çalışmayı öğrendik sayesinde. De facto komik feminizm fraksiyonunun kurucusu da rahatlıkla diyebiliriz, sanırım Sevna’ya. “Komik Feminizm; kurucusu Sevna Somuncuoğlu”.

Daha önce buraya yazı yazmış Sevna (Nasıl Feminist Oldum? buradan okuyabilirsiniz), şimdi aynı platformdan feminist kız kardeşleri adına, ona seslenir gibi yazımı bitireyim–şimdi onunla konuşamıyorum madem, yazılarımız konuşsun-; “Seni çok özleyeceğiz Sevna ve unutma senin ismin, düşüncelerin, kahkahaların, rakılı sohbetlerin, en sevdiğin şarkılar, renkli karakterin hep yaşayacak. İyi ki bize senin olduğun bir dünya nasip oldu, diğer türlüsü pek tatsız olurmuş. Seni seviyoruz tatlı cadı! Güle güle!”

Yaratıcı projelerinden yalnızca birisi; kız çocuklarının güçlendirilmesi için yürütülen projesine bu linkten, bağlı olduğu Demir Leblebi Derneği’nin websitesine bu linkten ulaşabilirsiniz.