Şenol Güneş: Emre Belözoğlu ile görüşüyoruz

Milli Takım Teknik Direktörü Şenol Güneş, istifa etmeyi düşünmediğini ve kimsenin prim almadığını söyledi. Güneş, Emre Belözoğlu ile görüşüldüğü iddiasını da doğruladı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Euro 2020'ye grup aşamasında veda eden Milli Takım'da Teknik Direktör Şenol Güneş basın toplantısı yaptı. Yaşanan başarısızlığın ardından ilk kez basın toplantısı düzenleyen Güneş'in açıklamalarından başlıklar şöyle:

YALAN VE HAKARETLERİ BİR KENARA BIRAKIYORUM: Başlarken yeni bir heyecanla başlamıştık. Yoğunluk vardı, pandemi girmeden görüşmeler için imkan buluyorduk ama pandemi varken bu kadar yoğunluk bulamamıştık. Bugünkü kalabalığa sevindim. Aynı geminin içindeyiz. Birlikte olmanın en güzel yol olduğunu düşünüyorum. Bilgilendirme toplantısı olacak. İlk döndüğümüz gün de bunu yapabilirdim ama gündemler farklıydı. Zamana yayıp durum tespitini daha sağlıklı yapmak istedik ekibimle ve başkanımızla. Kamuoyunda oluşan fikirlerin de bizim için önemli olduğunu biliyorum. Eleştiriler de olmuştur, hakaretler ve yalan haberler de olmuştur. Yalan haber ve hakaretleri bir kenara bırakıyorum.

BİZ ORADAKİ TAKIM DEĞİLİZ: Sert eleştiriler oldu bunları anlıyorum. Sizler de içinize sindiremiyorsunuz, haklısınız. Biz de haklıyız. Teslim olmak yerine nasıl bir yol çizeceğimiz önemliydi. Biz millet olarak cesur olmayı severiz ama bu turnuvada bunu gösteremedik. Uyuşuk oynadığımız bir gerçek. Herkes şunu bilsin ki biz oradaki takım değiliz. Nereden geldiğimizi de biliyoruz. İlk geldiğimiz gün nerede olduğumuzu unutmayalım. O günü buraya çeviren de bu takımdır. Eleme grubundan hak ederek çıktık. Dünya Kupası elemelerinde de başarılarıyla gidiyoruz. Yönetimimiz ve başkanımız bizim için her şeyi, yaptı. İtalya maçına çıkarken oyuncularda hiçbir sorun görmedim. Belki aşırı güven vardı. Beklentiler yüksek olmuş olabilir. Saydığınız nedenlerin çoğuna katılıyorum. İtalya maçına iştahlı çıktılar, direnmeye çalıştılar ama oyunumuzu gösteremedik. İleri çıkamazken Cengiz'i aldık. Golü yiyince ve İtalya'nın daha da iştahlanması ve yüksek tempoyla üzerimize gelmesi bizi etkiledi. Onların da temposu düştü sonradan bildiğiniz gibi. Orada ezildik. O eziklik kırılma ve özgüven kaybına sebep oldu. Favori takımlar arasında değiliz ama onların arasına girmek istediğimizi söylemiştik. İtalya maçını kazanmak veya berabere kalmak istemiştik. Öyle yapsaydık grup karışırdı. Oyuncularım da aynı şekilde düşünüyordu.

YIKILMADIK, YIKILMAYACAĞIZ: Galler maçında oyunda değildik. İlk 25-30 dakika oyuna giremedik. Tam oyuna girdik golü yedik. Sonradan pozisyona girdik ama maçın sonunda art arda iki kornerde pozisyon verdik ve gol yedik. Zihinsel ve özgüven olarak düşüşü görüyorum ben burada. Kendimizi kabul edip oyuncuları üst seviyeye taşımak istedik. Biz yıkılmadık ve yıkılmayacağız. Bu grubun iyi işler yapacağını, zaman zaman kötü sonuçlar olsa da ayakta kalacağını biliyorum. Oyuncular bunu kendi zihinlerinde ortaya koymalılar. Mart'taki maçlar bittikten sonra rakiplerin analizlerini görüntülü ve raporla gönderdik. Pandemi başlamasından önce de çok iyi hazırlığımız vardı. Beklenti büyüklüğü vardı ama bu sonuç oyuncuları da üzdü. Bu turnuvalar 4 yılda bir oluyor. 4 yıl sonra bir daha katılacaklar eğer katılırsak. Büyük bir şans kaçırdığımızı biliyoruz ama maalesef başaramadık.

ELENİNCE 24 TAKIMIN EN KÖTÜSÜ DEĞİLİZ: Dünya Kupası elemelerine iki aydan az bir süre var. Buraya çok çalışarak geldik, yeniden ayağa kaldıracak da bu özelliklerimizdir. Bizim Çocuklar derken her alandaki insanımız bizim çocuğumuzdur. Biz her insanımızın başarılı olmasını istiyoruz. Bu çocuklar kaybettiklerinde de bizim çocuklarımızdır. Diğer sporcular da, sanatçılarımız da bizim. Onların da başarılarıyla gurur duyuyorum. Cüneyt Çakır'ın final yönetmemesiyle ilgili eleştirilere sevindim. Biz Dünya Kupası'nda 3. olduğumuz zaman dünyanın en iyi 3. takımı değildik. Bugün elenince de 24 takımın en kötüsü değiliz.

ELEŞTİRİ OLACAK AMA KIRICI OLMAMALI: Turnuvada maçlar kaybettik ama hedeflerimizden sapmış değiliz. Eleştiri tabii ki olacak ama kırıcı olmamalı. Eleştiri hakkını kimsenin elinden alamayız. Ortak düşünce ve ortak akılla ilerlemeliyiz. Oyunumuzu tekrar yukarı taşıyacak gücümüz var. Bazen rehavetten böyle sonuçlar olabilir. Mart ayındaki sonuçlar burada çıkmayınca mı kaybettik diye düşünüyorum bazen. Yeniden heyecan veren bir takım olacağız. Göreve geldiğimden beri 29 maçta 6 mağlubiyet aldık. 3'ü bu turnuvada. Skor olarak değil oyun olarak da mağlup olduk maalesef.

BU TRAVMAYI BİR YOL GÖSTERİCİ OLARAK GÖRECEĞİZ: Beklentiyi büyüten de biziz, 3 maçı kaybeden de biziz. Takılmak değil ayağa kalkmak zamanıdır. Düzeleceğimize inancım tam. Oyun kalitemizi, isteğimizi, iyi niyetimizi Dünya Kupası hedefine kanalize edeceğiz. Ben bu oyuncu grubuna inanıyorum. Şimdi iyi düşünüp iyi söylemek ve iyi yapmak zamanı. Ağzımıza geleni söylemeye gerek yok. Yanlış bilgiler ve dedikodular itibar kaybettirir. Biz de eksiklerimizi düzeltip futbolun itibarına katkı yapmak için elimizden geleni yapacağız. Bugüne kadar açık ve adil olduk. Bundan sonra daha da açık olacağız. Bu travmayı bir yol gösterici olacak göreceğiz. İyi günleri de kötü günleri de gördük. Turnuvanın en genç takımı olarak dersler çıkardık. Yaşlı oyuncu tecrübeli oyuncu değildir. Galler maçında yediğimiz 2. gol bir derstir. Gol ararken orada boşluğu vermemiz kabul edilemez. İtalya finale çıktı. Maç içerisinde öyle şeyler yapıyorlar ki tecrübe buna deniliyor işte. Küçük şeyler de sonuç getirebilir. Bunların hepsi iyi olsa dahi öyle sonuçlar çıkabiliyor ki bütün çalışmalarınızı altüst edebilir.

OYUNUN YIPRANMASINI ASLA İSTEMEM: Yarı finalde veya finalde olmayan takımlara baktığınızda uzun yıllardır zirvede olan takımların buraya kalamadığını görüyoruz. FIFA sıralaması lideri Belçika buna örnek. Bu grubun belki de son şansıydı. Biz de genç takım olarak gittiğimiz ilk turnuvada adımızı finale yazıyoruz. Adım adım gitmemiz lazım. Üzgünüz. Benim üzüntüm, hakaret edenlere cevap değil. Beni de yıpratabilirsiniz ama oyuncunun yıpranmasını asla istemem. Bu oyuncu grubunun zamana ve başarılı olmaya ihtiyacı var. Sadece kendileri için değil, gelecek nesiller için de. Nereden geldiğimizi ve bundan sonra ne yapacağımızı biliyoruz. Bir takım değişiklikler olması normal. Nasıl olacağını daha sonra paylaşırım. Oyuncu grubumuz, ben ve yönetim var. Doğrular nedir, yanlışlar nedir... Alınanlar var alınmayanlar var. Bunların hepsi değişebilir. Gidenlere teşekkür, gelenlere de başarı dileyeceğiz. Benim de yerime yarın biri gelecek. Teşekkür edilir edilmez bilemem ama gelene başarı dileyip destekleyeceğiz.

HAKARETLER 20-30 SENE DEVAM EDİYORSA HEDEFİNE ULAŞMIYORDUR: Eğer hakaretler şahsıma devam ediyorsa demek ki hedefine ulaşmamıştır. 20-30 sene aynı hakaretler devam ediyorsa hedefine ulaşmıyordur. Bu takımın umut vermesine sebep olan biziz. Bir beyaz sayfa açtık, bunun içinde başarı da var başarısızlık da. Ülke adına çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz. Başarılı olma düşüncesini hissettiren bu oyuncuları desteklemeye devam edeceğiz.

ÖYLE AHLAKSIZLIK VE KEPAZELİK OLUYOR Kİ YAZMAK İSTEMİYORUM DİYOR: Elimizde öyle oyuncular var ki sonraki hedefimize ulaşmak için elimizden geleni yapıp çalışmaya devam edeceğiz. Kimseyi suçlamadan çözüm odaklı olacağız. Destek olanlara, yalnız hissettirmeyenlere teşekkür ediyorum. Basınla daha sık buluşmaya, bir araya gelip tartışmaya ihtiyacımız var. Uzaktan bakarak yalan bilgi verenleri de bu şekilde düzeltebiliriz. Öyle ahlaksızlık ve kepazelik oluyor ki yazmak istemiyorum, diyor. Yaz bilelim o zaman. Böyle deyip kenara çekilmeyin. Bunun önüne geçmek için de basınla daha sık buluşacağız.

DÜNYA KUPASI'NA KATILABİLİRSEK BİR İLKE İMZA ATACAĞIZ: Futbolun en zor organizasyonu Avrupa Şampiyonası bunu kabul etmek lazım ama en büyük organizasyonu Dünya Kupası. Bu turnuvanın ardından Dünya Kupası'na katılabilirsek bir ilke imza atacağız. Bu turnuvadaki olumsuzluğun ardından ayağa kalkıp bunu başarabilirsek Türk futbolunun geleceğine bir adım olacaktır. Benim için iki hedef var demiştim. Kulüp düşünmüyorum. Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası hedeflerim var. Ben gidince de başkası gelecektir. İyi bir oyuncu grubumuz var, onlarla devam edeceğiz, gelişeceğiz, çalışacağız.

SORU-CEVAP BÖLÜMÜ

Zor bir turnuvayı geride bıraktık ama önümüzde daha zor bir turnuva var. Üzüntünüz büyük bunu anlayabiliyorum. Bu turnuvadan nasıl bir ders çıkardık? Elinizde fırsat olsa neyi değiştirirdiniz? Sizin için istifa haberleri de çıktı. Dünya Kupası'na giderken hangi hataları yapmamanız lazım? Dünya Kupası'nda ne vadediyorsunuz?

Belli amaçlarla ortak çalışarak bir yere geleceğimizi söyledim. Bundan vazgeçmeyi düşünmüyorum. Pandemi öncesi iki ay kamp yerlerimize kadar her şeyi ayarladık sonra hepsini çöpe attık. Sonra pandemi oldu. Mart ayındaki maçlara bakarak takımın iyi olduğunu düşünüyordum. Fransa maçındaki orta sahamız iyiydi. Kampa aldığımız oyuncuların ilk bölümü ve ligleri bitmiş oyuncuları erken aldık. Cengiz ve Abdulkadir gibi oyuncuları özel idmanlarla çalıştırmaya çalıştık. Cengiz ve Abdulkadir daha iyi duruma geldi ama yeterli değil. Kerem'i Halil'i Taylan'ı aldık. Erken geldiler konsantre olamadılar deniliyor. Diğerleri de 23-24-25'inde geldi ama bizim asıl kampımız 26'sında başladı. İlk hazırlık maçlarımızda yeni oyuncuları denemeyi düşündüm. Halil Dervişoğlu gözümüze girdi. Abdulkadir beklenen patlamayı yapamadı çalıştı ama. Dışarıda bıraktığımız oyuncular da çok konuşuldu ama onlar da olsa sonuçların değişeceğini düşünmüyorum. Kampın sponsor kısımları da çok konuşuldu, sponsorlara 1 gün verdik, çekimler orada oldu. Diğer oyuncular da kamptan önce yaptılar reklam çekimlerini. Bizim asıl kampımız Almanya'da başladı. Antrenmandaki çalışmasıyla maçtaki performansı tutmuyor, adam düşmüş. Çok başka hazırlıklar da yaptık GPS verilerini kullanarak ama karşılığı gelmedi. Kampa almadılar diye eleştiriler geldi ama o kamp değildi ki toparlanma dönemiydi. Bunları hiçbirini yapmayıp 26'sında toplayabilirdik. O zaman da tatilden gelenlere yükleme yapacaktık. Teknik taktik anlayışı yukarı çıkaramamanın üzüntüsünü yaşıyorum. İtalya maçında ezildik ama ikinci Fransa maçında 4-5 yerdik. İlk yarısını hiç beğenmedim. İtalya maçında ilk yarıyı 0-0 kapattık. Keşke oyuncu değiştirmeseydik. Bunlar hep analiz edilebilecek, tartışılabilecek şeylerdir. 2002 Dünya Kupası'nda izin de vermiştim oyunculara, burada da verdik ama oyuncular istemedi. Bunların hepsi tartışılabilir. Sonuçlara bakarak bunları etkileyen şeyler olabilir. Bunları bireyselliğe dönüştürdüğünüz zaman haksızlık olur. Sorumlu tabii ki benim. İşi yetkilisi benim ama bunu kabul edip sinmek yerine krizi çözecek olan da benim. Bu durumdan sıyrılıp Dünya Kupası elemelerine hazırlanmamız lazım. O maçların kamp yerlerini hazırladık bile. Dünya Kupası için ayrıca konuşuruz. Bazı takımlar geç alıp yükleme yaparak gidiyor, bazıları de ara veriyor. Ben ikisinin ortasını yaptım. Fransa maçlarında da böyle yapmıştık. Oyuncularla eksikleri konuşarak ilerleyeceğiz.

Kamp yerleriyle ilgili tartışmalar yapıldı. Daha farklı yerde kamp yapılabilir miydi? Bir de ödül sistemi çok konuşuldu.

Biz turnuvaya katıldık ve kimse prim almadı. Katıldığımız zaman prim almıştık 9-10 milyon Euro. Oyuncu maaş almıyor, maaş alan benim. Turnuvayla ilgisi yok. Ne aldığımı yazıyorlar ama yanlış yazıyorlar. Herkes konuşuyor. Dava açınca da utanmıyor dava açtı diyorsunuz. Anlaşma yapmışım, 3.2 milyon Euro alıyor diyorsunuz. Türkiye'de kimse Euro almıyor. Allah aşkına bunu yapmayın. Ben kimsenin maaşını bilmiyorum. Sizden kimse dövizle maaş alıyor mu? Bana hırsız diyorlar. Federasyon açıklama yapmış, başkan açıklama yapmış. Ben burada Beşiktaş'tan aldığım parayı almıyorum. Hadi aldım, hepsini aldım, herkesten çok aldım. Ne olacak? Kampın çok büyük problemler olduğunu yazanlar oldu. Demek ki önceki kamplarda bir şey olmamış. Gördüğüm tek sorun, yönetimin de olduğu, oynamayan oyuncuların da olduğu idmanda Enes ve Halil Dervişoğlu 'Bana top atmıyorlar' şeklinde bir tartışma oldu. Halil bunu söyledi, Enes de 'Sen ne diyorsun' diye cevap verdi. Ben ne kamplar gördüm. Keşke güzel geçmeseydi, keşke tartışsaydık. Dünya Kupası'nda toplantı yaptım ben. Oyuncularla medya arasında kavga vardı diye. Keşke yine olsaydı da başarı gelseydi. Oyuncularla ilgili bilgi veririm ama bunun sonucu nasıl gelir onu bilemiyorum. Ben medyada sorumluluk var demedim. Herkes yaptığı işten sorumludur. Benim işimden sen sorumlusun demedim. Oyuncuları da karıştırmadım, sorumlu benim. Acımı çekerim içimde ve devam ederim. Şu döviz işini halledin lütfen. Türk insanını paramızla aşağılamak nedir? Bu oyuncuları dışarıda döviz kazanıp ülkemize getiriyorlar. Bırakın onların yakalarını. Sponsorlar hikayesi karışıktı. Ben de katıldım çünkü onlar da bize destek oluyorlar. Bir tane içecek markası var bana da karşı. Masaya koymam mesela o şişeyi. Ronaldo da kaldırdı masadan.

Antalya'daki kamp yeri konusu var. Bu oyuncular 40 maçlık sezondan çıktı. Kamp için çok yer baktım İtalya ve Almanya'da. Almanya'daki yer kamp merkeziydi. Bakü'den turu geçseydik yine Almanya'ya dönecektik. Bakü seyahatleri takımı etkilemiş olabilir ama kamp merkeziyle ilgisi yok. Riva'da da olabilirdi ama Antalya bana göre daha iyiydi. Otele saha yapalım bile dediler. Almanya ve İngiltere direkt 27'sinde kampa girdi. Tatil yaptırdı oyuncularına. Orada serbest bırakıp sadece idmanda tuttum oyuncuları. O dönem geçiş dönemiydi.

Bu Milli Takım spor tarihimizin en çok desteklenen takımı. Bunu sağlayan da oyuncular ve sizsiniz. İtalya maçından sonra da çok çatlak ses vardı ama bu takım toparlar da denildi. Bu çok özel bir durum. Bu kadar destek varken İtalya maçından sonra girilen bunalımın sebebi ne? Bunun sonradan tekrarlanmayacağına nasıl inanacağız? Bugün yeniden bu kadroyu seçseniz değişiklikler olur muydu?

Gerçekten olağanüstü bir destek vardı. Beklenti bu desteğin de üzerine çıktı. Oyuncu da bir süre sonra ona uygun davranıyor. Ben çalıştırıyorum, oyuncu daha da fazla çalışıyor. Hepsi bireysel çalışmalar yaptı. Bunların hepsini topladığınız zaman olumsuz olabilir mi acaba? Bu kadar beklentinin baskısı da var. İtalya maçını bir kenara koyuyorum. Kaybedebiliriz ama kafa kafaya oynarız diyordum. Ben ısınmada oyunculara hiçbir şey demem. Bütün takımların ısınmalarına bakarım ben. Senin maçta yüzde 100 atacağın deparı adamlar ısınmada atıyordu. Hızlı başlayabilirler dedim. Hızlı da başladılar. Panikledik, çıkamadık. Kenan çok koştu Spinazzola'nın peşinden ama olmadı. Top da tutamadık Yusuf'u almamıza rağmen. Tutamıyoruz, gidemiyoruz. Çok pozisyon da vermedik, şanssız goller yedik. Olağanüstü bir durumdu. Şu anda kafamda olan oyuncular belli. Gelecek oyunculara da kapı açık. Başka gelecek olan varsa olabilir. Stoperlerde Merih, Çağlar, Ozan ve Kaan var. Ozan ve Kaan sakatlıktan çıktılar. İki bekimiz belli. Mert geldi iyi gidiyor. Orta saham da belli ilerideki oyuncularım da. Bunlardan vazgeçmeyi düşünmüyorum. Bunlara katılacak oyuncular kim olabilir bakacağız. Herkesle konuşacağız. Bu bir dibe vuruştur. Haklı olarak ileride de olabileceğinden korkuyorsunuz ama ben bu takıma inanıyorum. Bunu iki kez gördüm. İkinci Fransa maçının ilk yarısı ve İtalya maçı. Bunu da onlara inanarak, konuşup çalışarak geçecek.

Mahmut sakatlandığı için almadık, düzelir miydi bilemiyoruz. Efecan ve Halil Akbunar vardı. Cengiz ve Kenan'ı, Abdulkadir'i düşünüyordum orada. Tercihim bu yönde oldu. Salih Uçan'a geldiğimizde ise aldığım oyuncular belli. Okay, Taylan, Dorukhan, İrfan Can vardı. İrfan da sakatlıktan geldi. Golden sonra aldım, biraz daha oynasaydı dediler. Kenara gelince çok yoruldum dedi. Salih ve Berat bu saydığım oyuncuların gerisindeydi bana göre. Taylan'la ilgili sıkıntım benim izlediğim maçlara göre daha durağan geldi. Dorukhan daha iyi göründü. Taylan döndü ve ilk geldiği gün ameliyat oldu. Doktoru aradım var mıydı problemi diye, hayır dedi. Tedbir amaçlı ameliyat olmuş. Efecan'da da vardı böyle bir kasık fıtığı. Taylan'da belirti görmedim, temposu düşüktü. Bu olumsuz bir durum bunu söyleyeyim. En azından gelip bana söyleyebilirdi. Cengiz böyle bir şeyi söyledi bana mesela. Hasan Ali de söylemişti bunu daha önce. Bana sakatlığım yok diyor. Ameliyat neden oldu o zaman?

Avrupa şampiyonasına katılan takımların 2'den 6'ya kadar bilimsel çalışmalarını yürüten genç uzmanları, araştırmacıları kadrolara almışlar. Bunlardan bazılar 4-5'li gruplar halinde maç oynanırken ellerinde bilgisayarlar. Antrenman sırasında verileri toplayacak teknolojik yeleklerle çalışıyorlarmış. Çok başarısız olan ve hayal kırıklığı yaratan bir takımda da iki performans hocası varmış. Biz ne yaptık hocam? Sizinle bilim arasındaki mesafe nedir? Bilimden hangi ölçüde yararlanıyorsunuz? Bilim size yaklaşıyor mu? Siz bilime yaklaşıyor musunuz? Futbolculara bilimsel ölçümler yaptırıyor musunuz?

Bu anlattıklarınızı biz yapıyoruz. Bu kampta daha fazla yaptık. Bilime karşı kim durabilir? Ben bilim adamı değilim ama bilimle uğraşan arkadaşlarımız var. Bütün analizleri yaptık ve kısaltılmış şekilde oyunculara yolladık. Maç içinde de bize datalar geçiliyor. Büyük firmalardan bize geliyor ama sahada futbol oynanıyor sonuçta. Sonuçlar kötü olunca konuşulur ama biz bunları yapıyoruz. Katkı yapacak başka bir gelişme olursa onu da yapabiliriz. Kampa mentor alabilirdik belki.

Emre Belözoğlu'nun sizinle çalışacağı anlatılıyor. Siz bu konuda henüz açıklama yapmadınız. Emre Belözoğlu ile 2 kez görüşmüşsünüz. Bazıları 6-7 kez görüştü diyor. Emre Belözoğlu sizin arzunuz ve kararınız mı yoksa size tavsiye mi edildi yoksa bunlar dedikodu mu?

Emre Belözoğlu ile tatil yapmadım ama görüştüğüm doğru. Değişim olacağıyla ilgili henüz bir şey yok. Siz de biliyorsunuz kamuoyu da biliyor arkadaşlar her şeyi yazıyor. Görüşüyorum Emre ile. Onunla ilgili görüşümü daha önce söyledim zaten. Sportif direktör olarak başlamasını doğru bulmadığımı da söyledim. Olup olmayacağı kesin değil, görüşüyoruz.

Oyunculardan size sitem eden oldu mu? Turnuva sonrası oyuncularla konuştunuz mu?

Hiçbir oyuncumu kendi performansında gördüğümü söyleyemem. Sizin beğendiğiniz Mert Müldür de dahil. Performans demek katkı yapmaktır. Burada bir problem var ve bunu ben çözeceğim. Kalecilerimizden giren forvetlere kadar. Kadroda düşündüğüm, genç bir oyuncunun gerginliğini görüp onunla konuştum. Buraya gelip oynamadığın için eleştiriler olabilir ama bunlara kendini hazırla dedim. Ben oynamadım derken arkadaşının mutsuz olmasına düşmeyip takıma katkı yapmaya hazırlanmalı. Oyuncularımızla hep konuştuk. 3-4 tanesiyle hiç konuşmadım. Kimisiyle daha çok konuştuk.

2002 ve bu turnuvada farklı oyuncu grubuyla oynadınız. 2002'de genç Şenol Güneş ve oturmuş bir kadro. 2020'de ise tecrübeli bir Şenol Güneş ve genç bir takım vardı. Bir kuşak çatışması yaşadınız mı? Hamit Altıntop sizin sunduğunuz raporla ilgili 'Korkak ve çaresizdik' demiş. Buna ne diyorsunuz? İdeal sol bekimiz sakatlandı ama onun yerine yedek sol beki değil sol bek olmayan bir oyuncu kullandınız. Bunun sebebi neydi? İsviçre maçında gençleri kullanamaz mıydınız?

Kuşak çatışması görmedim. Farklı dünyamız olduğu doğrudur. 3 kuşak var neredeyse aramızda. Oyuncu ilişkilerimizde herhangi bir problem yok. Adalet durumlarının daha yoğun olduğunu, çabuk sıkıldıklarını ama özgürlüklerine düşkün olduklarını gördüm. Kırılmalarının ne kadar olacağını bilemeyiz. Burada kırıldılar. Şimdi konuştuğumuzda olumlu geri bildirim alıyorum. İlişkilerimizi daha sıcak tutmak için arayışlarımız olabilir.

Hamit ile çok sık görüşüyoruz. 2-3 gün önce görüştük. Hamit bir yöneticimiz, ben yönetici değilim. Yönetimin takdir hakları olabilir. Selim abi A takıma, Hamit de Ümit takıma bakıyor. Onunla çoğu zaman aynı fikirdeyiz ama her fikrimiz aynı olmuyor. Bunlar gayet normal. Fikirler zamanla yer değiştirebilir. O haber bana geldi. Ben dedim zaten ezildik, dağıldık diye. Hamit bunları bana söyleyebilir ama demedi. Hamit'e yönetim kurulu ve başkan değer veriyor. Onunla konuştuk bu konuyu. Benimle ilgisi varsa bana söylerdi. Oyuncularla ilgili de haberler çıkıyor 'Ben buraya gezmeye mi geldim' diye haber çıkmış. Oyuncu tekzip ediyor. Bunun benimle ilgisi yok. Bu şekilde sokak ağzıyla konuşursa yanlış yapar. Hamit de katkı yapmaya çalışıyor. Almanya'nın uzun yıllarda yaptığını bir anda yapıp karşılık almak istiyoruz ama böyle bir şey yok. Belçika uzun yıllar beklediği grubu kaybediyor şimdi. Biz bir daha buralara gelmek istemiyoruz.

Rıdvan'ı tanıyorum 16 yaşından beri. Büyümüş de küçülmüş gibi bir oyuncu. Sakatlığından sonra düşüş yaptı. Caner'i almama sebebini anlattım. Rıdvan'ı da alternatif olması için aldım. Oynattım, başka bir dünyada. Konuştuk, 'Hocam rahat değilim' dedi. Oyuna koyabilirdim. Mert de iyi oynadı. Zeki de iyi oyuncu ama beklediğimizin altında oldu. Halil Dervişoğlu'nun da süre içinde yükselişini gördüm. Sonuç olarak Mert'i tercih ettim sol bekte. Rıdvan'ı kullanamazdım bu haliyle. (HABER MERKEZİ)