Selim Kuneralp yazdı: İsrail-Hamas arbedesi, kim kazandı kim kaybetti?

İsrail-Filistin çatışmalarını değerlendiren emekli büyükelçi Selim Kuneralp, yaşananların ardından ülke ve kişilerin durumunu değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Emekli büyükelçi Selim Kuneralp, Finans ve Ticaret sitesinde yayınlanan son yazısında İsrail-Filistin çatışmalarını değerlendirdi. Son dönemdeki çatışmanın yarattığı maddi-manevi zararları hatırlatan Kuneralp, durumdan en kazançlı çıkanın İsrail Başbakanı Netanyahu olduğunu belirtti. Kuneralp diğer kazananlar arasında Mısır ve Katar'ın olduğunu, kaybedenler arasında ise AB'nin yer aldığını ifade etti.

 

Türkiye'nin bu konuda zararlı çıktığını ve ABD yönetiminin Erdoğan'ı anti-semistist konuşmakla suçladığını hatırlatan Kuneralp'in yazısından ilgili bölüm şöyle:

"Maalesef Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan bu arbededen uluslararası arenada zararlı çıkmıştır.  Sayın Erdoğan’ın içeride kendisine destek veren zümrelerin hoşuna gidecek ancak dışarıda tepkiyle karşılanan sözleri hem kendi imajının, hem de Türkiye’nin Batı dünyasındaki algısının mümkünse daha da bozulmasına yol açmıştır. Kullandığı ifadeler ABD tarafından Musevi düşmanı olarak tarif edilmiş ve onu anti-semitizmle suçlayan resmî açıklamaya maruz kalmıştır. Bu söylemin ve maalesef iktidara yakın çevrelerin son senelerde gittikçe yükselen bir perdeden yaptıkları Musevi düşmanı beyanlar ülkemizde sayıları gittikçe azalan ve göçe zorlanan Musevi cemaatini ciddi bir şekilde rahatsız ettiği bilinmektedir. Bu söylemin değiştirilmesinde her bakımdan yarar vardır. Her şeyin dışında toplum içinde zaten gereğinden çok fazla kutuplaşmalar mevcut iken daha fazlasını yaratmanın kimseye bir faydası olmayacağı aşikardır.

Bu tecrübe, bir ülkenin başkalarının taraf olduğu ihtilafların çözümlenmesinde rol almak istediği takdirde, ihtilafa taraflar arasında eşit mesafe muhafaza etmesi ve söylemini de ona göre ayarlaması gerektiğini tekrar göstermiştir. Oysa iktidarımız başka hiçbir ülkenin yapmadığı ölçüde ağırlığını taraflardan birinden yana kullanmış ve kendini böylece denklemin dışında bulmuştur.

Diğer taraftan, Hamas’ın AB, ABD ve İsrail tarafından terör örgütü olarak tanımlanmasına rağmen bu örgüte en yüksek düzeyde ve aleni bir şekilde verilen desteğin bir bedeli olacaktır.  Başkalarının terör örgütü olarak gördüklerine ve liderlerine kahraman muamelesi yaparsak, bizim de terör örgütü olarak gördüklerimizin başkalarının gözünde müsamaha ile karşılanmasına şaşmamak gerekecektir."

YAZININ TAMAMI