Şeker-İş Sendikasından ATA Holdinge: Mızrak artık çuvala sığmıyor

Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri (ŞEKER-İŞ) Sendikası, Amasya’da ATA Holding bünyesinde olan Ekur Entegre şirketin yetki itirazını protesto etti.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri (ŞEKER-İŞ) Sendikası, Amasya’da ATA Holding bünyesinde olan Ekur Entegre şirketin yetki itirazını geri çekmesi çağrısında bulundu.

Şeker-İş Örgütlenme Uzmanı Hüseyin Kaşif, yaptığı açıklamada, süreci şöyle anlattı: ’’İşçilerinin yıllardır insan onuruna yakışmayacak ve yasaya aykırı şekilde kötü koşullarda ve de düşük ücretlerle çalıştırıldıkları için, sendika çatısı altında örgütlenmeye başladılar. ATA Holdinge bağlı Ekur et entegre fabrikasında örgütlenme çalışmalarını tamamladıktan sonra 2019’da Çalışma Bakanlığına yetki başvurusunu yapmış ve Çalışma Bakanlığı sendikamızın o tarihte çalışan 342 işçi içinden 154 nün Şeker İş sendikası üyesi olduğunu, yasanın aradığı yeter sayısına ulaştığını ve çoğunluğu sağladığını resmen onamıştır. Buna rağmen Çalışma bakanlığının Sendikamıza verdiği olumlu yetki tespitine işveren tarafından itiraz edilerek yargı süreci başlatılmıştır. Ve O günden bu yana, tamı tamına 4 yıl 2 aydır dava süreci devam etmektedir.’’

 ‘’İşverenler, yasadaki bu boşluğu, kötü niyetli olarak kullanıyor’’ diyen Hüseyin Kaşif, şunları söyledi: ‘’Bu yasaların işçilerin lehine bir an önce değiştirilmesini yetkililerden acilen talep ediyoruz. Yüzlerce işçi ve ailesi yıllardır mağdur. Yıllardır adaletin tecelli etmesini bekliyoruz. İşveren itiraz ederek dava sürecini hala uzatıyor. Gelin bu işi birlikte çözelim. İş barışını birlikte sağlayalım. Şeker-İş Sendikası olarak, üyelerimiz adına bu kapsamda elimizden geleni ardımıza koymayacağımızı açıkça ilan ediyoruz. Biliyoruz ki, Avukatlarınıza vereceğiniz küçük bir talimatla yetki itiraz davası geri çekilebilmektedir. Şeker-İş Sendikası ve üyelerinin amacı, ‘bağcıyı dövmek değil’, anayasal bir hakkı kullanarak ‘daha fazla üzüm yemektir’. Ama bağcının da bizi dövmesine artık izin vermeyeceğiz. Artık bıçak kemiğe dayandı. Artık mızrak çuvala sığmaz oldu. Taleplerimiz karşılanmadığı takdirde; Ulusal ve Uluslararası yasalardan doğan haklarımızı kullanmaktan geri durmayacağımızı buradan ilan ediyoruz. Gerekirse ‘üretimden gelen gücümüzü kullanmak’ dâhil olmak üzere, benzer eylemleri yapmaya devam ederek yaşadığımız bu haksızlığı tüm dünyaya duyuracağız.’’