Savaşların daimi mağlupları ve ordular
ABD Ordusu'nun tek başına bir yılda neden olduğu emisyon pek çok ülkenin sebep olduğundan fazla. Evet, bir ordu tek başına İsveç ve Danimarka’dan daha fazla sera gazını atmosfere salıyor, dünyanın kalan ömrünü kısaltıyor...
Rivayet odur ki, Roma ile Asur savaştığında bir savaş taktiği olarak istilacı bir daha tarım yapılamasın diye düşmanlarının topraklarına tuz dökermiş. Yani düşman askerinden önce, toprağı öldürürmüş. Çin ile Japonya savaştıklarında su kaynaklarına hayvan ve insan ölüleri bırakırmış ki kalanlar o suyu içemesin. Günümüzün savaş teknolojisi ile geçmişin bu taktikleri arasında fersahlarca yol var.
Tanklar, uçaklar, bombalar, füzeler, insansız hava araçları, savunma sistemleri… Liste genişletilebilir. Meydanlar artık savaşlara dar geliyor. Tam da bu nedenle, artık yeryüzünün her bir karışı savaş arenası. Bu araçların hepsi kazanmak için seferber ediliyor. İnsan kaybı eksik de olsa kayıt altına alınıyor. Ancak öyle bir ‘kaybeden’ var ki her savaşın mağlubu, mağduru: Doğa. Örneğin yaklaşık 10 yıla yayılan ve milyonlarca kayıp verilen Vietnam Savaşı hakkında çok söz söylenir, ABD’nin en hazin yenilgisi olduğunun altı çizilir. Ancak aynı savaşta ABD’nin kazanmak için 20 milyon tondan fazla böcek/haşere ilacı kullandığı, portakal gazını Vietnam’ın başından aşağı boca ettiği pek konuşulmaz. Uzmanlara göre Vietnam’daki doğa tahribatının boyutu hala tam olarak bilinmiyor, doğanın bu savaştan sonra yaralarını sarıp saramadığı da.
Bugün ABD’nin baş rolünde olduğu Afganistan Savaşı ve sonrasında izlenen politika, özellikle de Afgan kadınların ve kız çocuklarının geleceği gündeme geliyor, daha da çok gelmeli. Ama Afganistan’da uygulanan politikanın bedelini tüm bir yerküre de ödüyor.
Afganistan Savaşı’nda ordunun attığı adımların iklim krizine etkisi nedir? Savaş politikaları, ordular dünyanın sayılı gününün kalmasında nasıl bir etkiye sahip? Bu hafta kürenin yedi gününde ABD Ordusu'nun Afganistan’daki savaşı ve bunun için dünyaya ödetilen bedele bakacağız.
ABD ORDUSU'NUN NEDEN OLDUĞU EMİSYON PEK ÇOK ÜLKEDEN FAZLA
Dünyanın pek çok noktasına üslerle, operasyonlarla yayılmış olan ABD Ordusu'na dair küçük bir araştırma yapıldığında karşılaşılan bu ordunun haşmeti, gücü, teknolojik üstünlüğü. Peki bu devasa ordunun dünyaya, gezegene maliyeti nedir?
ABD Ordusu'nun tek başına bir yılda neden olduğu emisyon pek çok ülkenin sebep olduğundan fazla. Evet, bir ordu tek başına İsveç ve Danimarka’dan daha fazla sera gazını atmosfere salıyor, dünyanın kalan ömrünü kısaltıyor. ABD dünyadaki önemli çelik ve demir üreticisi, oysa demir-çelik sektörünün tamamının neden olduğu gazdan daha fazlasını atmosfere boca eden yine bu ordu.
2001-2018 arasında ABD Ordusu'nun, Afganistan’ı içerecek şekilde, neden olduğu sera gazı salımı 1 milyar 200 milyon ton. Örneğin Türkiye’nin yıllık sera gazı salımı 600 milyon ton. ABD üstünden giderek bir başka örnek verelim. Brown Üniversitesi’ne bağlı Watson Uluslararası ve Kamu İlişkileri Enstitü’ne göre ABD Ordusu'nun 11 Eylül sonrası neden olduğu salımın 400 milyon tondan fazlası savaşla alakalı yakıt tüketiminden kaynaklanıyor. Bu veri şunu da söylüyor: Ordunun neden olduğu emisyon oranı, ABD’de bulunan 135 milyon aracın neden olduğu emisyon oranının iki katı. Örneğin aynı dönemde İngiltere Ordusu'nun neden olduğu emisyon miktarı 360 milyon ton.
Raporun altını çizdiği önemli bir durum daha var: ABD Savunma Bakanlığı/Ordusu, dünyadaki en büyük petrol tüketicisi ve tek kullanıcılar arasında dünyaya en fazla sera gazı salanlardan biri. Bir başka anlatımla eğer Pentagon bir ülke olsaydı, saldığı sera gazı oranıyla listenin 55’inci sırada yer alırdı.
ABD’nin ve müttefiklerinin Afganistan harekatı sonucunda burada 110 binden fazla insan yaşamı yitirdi. İnsani maliyetin yanı sıra ABD Ordusu, NATO ve diğer müttefiklerinin Afganistan’ın doğasında ormansızlaştırma, yakma, zararlı gaz kullanma, bombalama gibi nedenlere yarattığı tahribatın yıkıcı boyutta olduğu biliniyor. Afganistan’da yeteri kadar inceleme yapamayan uzmanlar bu nedenle kullanılan yakıt türü, uçak türü, tank türleri gibi unsurları dikkate alarak bir hasar tespiti yapıyor. Üstelik uzmanlar, Pentagon neden olduğu felaketle diğerlerinden ayrışsa da dünyadaki askeri komplekslerin, orduların en fazla emisyon salan kurumlar olduğunun altını çiziyor. Peki bir ordu nasıl oluyor da bu kadar gaz salımına neden oluyor?
F35, 1 SAATTE ATMOSFERE 18 TON KARBONDİOKSİT SALIYOR
Sera gazı söz konusu olduğunda parmakların orduları işaret etmesinin nedeni, kullanılan araçlar, onların tükettiği yakıt türü. Örneğin bir F16 uçağı bir saatlik uçuş için 3 bin 500 litre yakıt tüketiyor. Teknolojinin gelişmesiyle beraber, F16 yerini F35’lere bıraktı. Hızı, hareket kabiliyeti, gücü konuşulan bu savaş makinasının 1 saatlik uçuşunun dünyaya maliyeti ne?
Bir F35 uçağının saatlik uçuşunda ihtiyaç duyduğu yakıt miktarı 5 bin 600 litre. Ancak sorun sadece fazla yakıt tüketimi değil. Uçak veya jet yakıtı olarak anılan özel bir yakıt türü, bu demirden kuşların havalanmasını sağlıyor: Kerosen. Koreson, petrolün 150-270 derece arası sıcaklıkta ince damıtılmasıyla ortaya çıkan bir yakıt türü, yüzde 86’sı karbondan, kalanı hidrojenden oluşuyor. İşte bu özel yakıt türünün litrelik tüketimi 3,15 kg karbondioksitin atmosfere boca edilmesine neden oluyor. Yani bir F35 bir saatte atmosfere 18 ton karbondioksit salıyor. Askeri stratejistler, savaş uzmanları, terör uzmanları, militarizm sever mahallelerin muhtarları F35’leri, onun muadillerini öve öve bitiremiyor, ancak kimse “Bu uçak neden bu kadar zararlı gazı atmosfere salıyor, bu bir sorundur” demiyor. Demek istemiyor. Ancak dert bununla da bitmiyor.
Orduların havadan olduğu kadar karada kullandıkları askeri araçları da var. Bunlardan en bilinen ve sık kullanılanı tank. Öncelikle bu kullanım sırasında her asker başına günlük 60 litre benzin/mazot ayrılıyor. Peki bir tank ne kadar yakıt kullanıyor? Leopard-2 türü bir tank 100 km için 500 litre benzin yakıyor. Yani bu araç yaktığının neredeyse üç katı kadar sera gazını atmosfere bırakıyor.
Bugün Afganistan Savaşı’nın hayatı yaşanmaz kılması nedeniyle yüzbinlerce insan can havliyle bilmedikleri bir geleceğe doğru yola revan oluyor. Buna karşı Afganistan’ı, Suriye’yi, Irak’ı ve dünyanın neredeyse her yerini savaş meydanına çevirenler, ortaya çıkan maliyeti ödememek için sınırlarına duvarlar, teller çekiyor; Frontex gibi insanlık dışı uygulamalara imza atan muhafızları seferber ediyor. Peki bu bölgelerden dünyaya salınan sera gazı, talan edilen toprak, kullanılmaz hale gelen su kaynakları? Bunun kolektif bedeli? Savaşın kıydığı toprak, ağaç, hayvan, ekosistem? Orduların neredeyse başrolde olduğu iklim krizi? Günden güne büyüyen, şiddetlenen bu yıkım, bu kriz için de dikenli tel mi kullanılacak? Zararlı gazın neden olduğu sıcaklık artışı ve kuraklık için kaç metrelik duvar örülebilecek?
Mühdan Sağlam Kimdir?
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı’nda doktorasını yapmıştır. Enerji politikaları, ekonomi-politik, devlet-enerji şirketleri ilişkileri, Rus dış politikası ve enerji politikaları, Avrasya enerji politiği temel ilgi alanlarıdır. Gazprom’un Rusyası (2014, Siyasal Kitabevi) isimli kitabın yazarı olup, enerji ve ekonomi-politik eksenli yazıları mevcuttur. Barış için Akademisyenler “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladığı için 7 Şubat 2017'de çıkan 686 sayılı KHK ile üniversiteden ihraç edilmiştir. 8 Kasım 2023'te Ankara İdare Mahkemesi kararıyla Mardin Artuklu Üniversitesi'ndeki görevine iade edilmiş, ancak 27 Şubat 2024'te İstinaf Mahkemesi kararıyla yeniden ihraç edilmiştir. 2017-2023 yılları arasında aralarında Gazete Duvar, Almonitor, Kısa Dalga ve Artı Gerçek'in de bulunduğu medya kuruluşlarında çalışmıştır.
'Liberal düzen bitti, 17. yy'daki gibi düzensizlik dönemi görebiliriz' 07 Ekim 2024
Türkiye’nin yeni nükleer santralini kim inşa edecek? 02 Ekim 2024
İklim değişimiyle mücadelenin yeni çözümü nükleere enerji mi? 25 Eylül 2024
Doç. Dr. Bıçakcı: Türkiye siber diplomaside geri kaldı 23 Eylül 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI