Sarıkeçili Gök: İzne rağmen hayvan otlatmamıza engel olunuyor

Sarıkeçili Musa Gök, hayvanları otlatma izni olmasına rağmen zabıtanın çadırlarını kaldırmamaları halinde “ceza yazarız” dediğini öne sürdü. Gök duruma “Gidecek yerimiz yok” diyerek isyan etti.

Google Haberlere Abone ol

KONYA - Konya’nın Taşkent ilçesine bağlı Bolay Mahallesi’nde hayvanlarını otlatmak için Orman İşletme Şefliği’nden resmi izin alarak çadırını kuran Sarıkeçili yörüklerinden Musa Gök, Taşkent Belediyesi’nin zabıtalarını göndererek çadırını kaldırması için baskı yaptığını ileri sürdü.

Duruma tepki gösteren Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Savran, “Buna benzer sorunları birçok yerde yaşıyoruz. 30’u aşkın ailemiz mağdur. Bizim suçumuz ne? Biz bu vatana ne yaptık?” diye sordu.

‘KENDİ VERDİKLERİ İZNİ İPTAL EDİYORLAR’

Kış aylarını Mersin sahillerinde, yaz aylarını ise Konya ve Karaman yaylalarında geçiren Sarıkeçili Yörükleri, Anadolu'nun göçebe yaşamını sürdüren son yörük topluluğu. Kuraklığın vurduğu mera ve yaylalarda hayvanlarını besleme sıkıntısına bu yıl yerel yönetimlerin baskıları eklendi.

Musa Gök

Mersin Aydıncık’tan 35 gün yolculuktan sonra Konya’nın Taşkent ilçesine ulaştığını ve Orman İşletme Müdürlüğü’nden otlatma izni almasına rağmen, iznini iptal ettiklerini ifade eden Sarıkeçili Musa Gök, duruma tepki gösterdi. “Kendi verdikleri izni iptal ediyorlar” diyen Gök şunları söyledi: “Burada otlatma izni aldım. Ama buraya geldiğimde belediye başkanı encümenlerini gönderiyor. Orman işletme şefi ‘iznini iptal ettik, orayı terk et’ diyor. Kendi verdikleri izni iptal ediyor. Şaşırmış bir vaziyetteyim. Gidecek bir yerimiz yok. Bir gün karakoldan geliyorlar, bir gün şef, bir gün belediyenin adamları geliyorlar. ‘Göçmezsen ceza yazarız’ diyorlar.”

‘YÖRÜKLER BU DAĞDAN GİTSİN’

Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Savran ise 2012 yılında çıkarılan torba yasa ile birlikte gittikleri bölgelerde kendilerine otlatma izni verildiğini ancak her yıl hayvanlarını otlatmak için yerel halkın ve yerel yönetimlerin kendilerine çeşitli sorunlar yarattığını ifade etti. Bu yıl mera ve yaylalarda kuraklıktan dolayı ot sıkıntısı yaşandığını ve hayvanlarını beslemekte sıkıntılar yaşadıklarını belirten Savran, 

Pervin Savran (mor yazmalı) "Ben ömrümü verdim bu işlere. Orası mera değil, orman" diye konuştu

yapılan baskılardan dolayı da 30’u aşkın Sarıkeçili ailenin mağduriyet yaşadığını söyledi. Bu yıl geçmiş yıllardan daha fazla sorunla uğraştıklarını ifade eden Savran, “Önce Bozkır-Ahırlı bölgesinde otlatma iznimiz olduğu halde otlatma iznimiz iptal edildi. Şimdi de Taşkent’te otlatma iznimiz olduğu halde belediye zabıtalarını ve AK Partili belediye meclis üyelerini gönderiyor. Konuyla ilgili belediye başkanıyla makamında görüştük. Başkan konaklanan bölge için, ‘orayı terk edin, orası vukuatlı bir bölge. Zamanında orada adam öldürüldü. Siz oraya izin almadan geldiniz. Mera için izin almanız lazım’ dedi. Ben ömrümü verdim bu işlere. Ben nereden izin alınacağını iyi biliyorum. Orası mera değil, orman. Ertesi gün de Hadim Kaymakamı, Orman İşletme Şefi ve Jandarma Komutanı toplantı yaparak, ‘yörükler bu dağdan gitsin’ kararı alıyorlar. Kararın ardından jandarma ve bölge işletme şefi gelerek ‘bölgeyi terk edin’ diyor. Biz de bölgeyi terk etmeyeceğimizi ve direneceğimiz söyledik” diye anlattı.

‘ÇOBANIZ DİYE BİZİ OYALIYORLAR’

Konya Valiliği’nden de defalarca sorunlarını görüşmek için randevu talep ettiklerini ancak kabul edilmediğini ifade eden Savran, valiliğin kendilerine sorunlarını pandemiden dolayı yazılı bir dilekçeyle iletilmesini istediğini söyledi. “Biz şimdi bir maden ocağı işletmiş olsaydık vali bizi kapıda karşılardı” diyen Savran, “Biz çobanız, bu yüzden bizi sadece oyalıyorlar. Taştan topraktan, ağaçtan ses geliyor ama koskoca Konya Valiliği’nden ses gelmiyor” şeklinde konuştu. Her geçen yıl üye sayılarının azaldığını aktaran Savran, “Ülkenin her tarafında taş ocakları bir gün hepimize mezar taşı olacak. Doğanın ve kültürün yok oluşuna seyirci kalana onlarca pandemi yetmez. Çünkü biz doğal yaşamı yok ediyoruz. Maden ocakları yüzünden oksijen üretilmiyor. Karbon üretiliyor. Böyle hayvancılık mı yapılır?” açıklamasında bulundu. (DUVAR)