Sağlıkta katılım payı zamları geri çekilmelidir
Sağlık hizmetlerinden yüksek katılım payı alınması, açlık sınırı altında yaşayan, çok düşük ücret alan veya kronik hastalıklarla mücadele eden emeklilerin ve yaşlıların tedavilerini güçleştirmektedir.
25 Ocak tarihli ve 32793 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile hekim ve diş hekimi muayene katılım paylarına yüzde 200 ile yüzde 542,8 oranlarında zam yapılması, özellikle yoksul, yaşlı ve emekli vatandaşların sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştırırken bu durum; kamuoyunun, sağlık sendikalarının ve sağlık meslek birliklerinin tepkilerine neden oldu.
15 Ocak 2025 tarihinden itibaren yürürlüğe giren bu tebliğle, ikinci basamak sağlık hizmetleri sunucularında, muayene katılım paylarına yapılan zamların miktarı şu şekilde sıralandı.
- İkinci basamak resmi sağlık hizmetlerinde daha önce 6 TL olan muayene katılım payı 20 TL'ye,
- "Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri ile bu hastanelere bağlı semt polikliniklerinde" ve “Sağlık Bakanlığınca üçüncü basamak hastane olarak basamaklandırılan Sağlık Bakanlığına bağlı hastanelerde" daha önce 7 TL olan muayene katılım payı 45 TL'ye,
- "Diş Hekimliği fakülteleri bulunan Devlet/Vakıf üniversite hastaneleri", "Tıp fakülteleri bulunan Devlet üniversiteleri sağlık uygulama ve araştırma merkezleri " ve "Tıp fakülteleri bulunan vakıf üniversiteleri sağlık ve uygulama ve araştırma merkezlerinde" daha önce 8 TL olan muayene katılım payı 45 TL'ye
- "İkinci ve üçüncü basamak özel sağlık hizmetleri sunucularında" ise daha önce 15 TL olan muayene katılım payı 50 TL'ye çıkarıldı.
Bu yılın başından itibaren asgari ücrete yüzde 30, SSK ve Bağ- Kur emeklilerine yüzde 15,75, kamu çalışanları ve emeklilerine yüzde 11,54 zam yapılmışken muayene katılım paylarına özel hastanelerde yüzde 200, devlet hastanelerinde yüzde 233,3, üniversite hastanelerinde yüzde 462,5, eğitim ve araştırma merkezi hastanelerinde ise yüzde 542,8 oranında zam yapılması tam bir çelişkidir.
Muayene katılım paylarına yüksek miktarlarda zam yapılmasının ardından Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) "Ücretsiz sağlık hizmetine erişim her vatandaşın hakkıdır. Muayenede, tedavide ve ilaçta hiç bir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasını kabul etmiyoruz" açıklamasında bulundu.
Türk Tabipler Birliği (TTB), muayene katılım paylarına yapılan zamlara tepki göstererek "Aralarında işçi, memur, esnaf ve emekli temsilcilerinin olduğu Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu’nu sağlık hizmetine erişimi güçleştiren bu zamları geri çekmeye çağırıyoruz " dedi.
Tebliğ'de Sağlık Bakanlığı tarafından sözleşme imzalamış, görevlendirilmiş veya yetkilendirilmiş aile hekimlerince, sağlık hizmet sunucularına sevk yaptırılması durumunda muayene katılım ücretinin yüzde 50 oranında tahsil edileceğinin açıklanması da aile hekimlerinin sırtına yeni bir görev yükünün eklenmesine yol açmıştır. 1 Kasım 2024'te yayımlanan yeni yönetmelik gereğince birçok hakkı gasp edilen ve haklarını almak için de iki farklı zamanda iş bırakan aile hekimlerine, yüzde 50 indirime bağlı olarak sevk görevi verilmesi, hasta ve aile hekimleri arasında yeni tartışmalara yol açacaktır. Sevk süreçlerinin karmaşıklığı ve zaman alıcı olması nedeniyle sevki yapılmayan hastalar, bu işin suçlusu olarak aile hekimlerini görecekler, bazıları da işin dozunu artırıp belki de şiddet yoluna başvuracaktır.
SAĞLIK HİZMETLERİNDE KATILIM PAYI
Katılım payı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun tanımlar başlıklı 3. maddesinde "sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek için genel sağlık sigortalısı veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler tarafından ödenecek tutar" olarak tanımlanmıştır. Çalışan kişiler, sağlık sigortası primi ödeyerek bu hizmetin finansmanına yasal bir sorumlulukla ayrıca katkıda bulunmaktadırlar.
29 Eylül 2008 tarihli ve 27012 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "2008 Yılı Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği" ile 1 Ekim 2008 tarihinden itibaren genel sağlık sigortası kapsamında bulunan kişilerden katılım payı alınması uygulamasına geçilmiştir.
Kişilerin kazançları gözönüne alınmadan, maktu bir tutar ve oranda belirlenen katılım payının alınmasının gerekçesi de "sağlık hizmetleri için gereksiz kullanımı azaltmak ve gerçek hizmet talebinde bulunanlara daha iyi hizmet verebilmek" şeklinde ifade edilmiştir.
Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan sağlık hakkı, yaşama hakkının ayrılmaz bir parçasıdır. Anayasanın 56/3-4 maddesine göre "Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak onları denetleyerek yerine getirir. Yine Anayasanın 60. maddesinde herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Sosyal güvenlik, sosyal devletin amaçlarındandır. Sosyal bir devlet sağlık hizmetlerini herkese eşit ve nitelikli bir şekilde sunmakla görevlidir."
Bir insanın hastalığında tedavi olabilmesi, insan onuruna uygun bir yaşam seviyesi içinde yaşayabilmesinin gerekli koşullarından biridir.
Bugün, sağlık işlemlerinden yüksek oranda katılım payının alınması, özellikle açlık sınırı altında yaşayan, çok düşük ücret alan veya kronik hastalıklarla mücadele eden emeklilerin ve yaşlıların sağlık hizmetlerine erişimini engellemekte, tedavilerini güçleştirmektedir. Geçmişte yasallık ilkesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle tartışmalı olan katılım payının tespitinde, SGK'nın Sağlık Uygulama Tebliğini kullanması da işin diğer bir boyutudur.
Genel olarak Avrupa Birliği (AB)'ne üye ülkelerin çoğunluğunda, sosyal ve ekonomik koşullara bağlı olarak az ya da çok farklı oranlarda katılım payı alınmakta. Fakat ekonomik desteğe ihtiyaç duyan kişilere sağlanan sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmamaktadır.
Türkiye'de hasta başvurularında elde edilen katılım payı katkılarının sağlık hizmetleri finansmanı içerisindeki payının ne kadar olduğu da tam olarak bilinmemektedir. Bu pay miktarının kamuoyu ile paylaşılması, sağlıkta gerçekleştirilecek yeni değerlendirme ve planlamaların alt yapısının oluşturulmasına da katkıda bulunacaktır. Bir ülkenin ekonomik gelişmesine katkı sunacak sağlıklı bireylerin varlığı için ticarileşmemiş bir sağlık sistemine, iyi eğitilmiş ve yeterli ücret alabilen sağlık emekçilerine, önemli kararları alıp uygulayabilecek bilgili, donanımlı ve güvenilir yöneticilere, teknolojik olarak en ileri araç ve ekipmana ve lojistik olanaklara ihtiyaç vardır. Ekonomik krizin ağır faturası altında ezilen halka sunulacak sağlık hizmetlerine, yüksek oranda zamlar yapmakla sorunlar çözülemez. Katılım payı ücretleri nedeniyle tedavisi aksayan, sağlığı daha bozulan yoksul bireylerin iyileştirilmesi için ülke bütçesine giderek ağırlaşan bir yük bindirilmiş olacaktır.
Sağlıktaki hizmet yükünün özel hastanelere aktarılarak çözülmeye çalışılması sağlıkta aşırı kâr hırsını öne çıkartmıştır. Özel hastanelerin "hizmetleri" nedeniyle SGK'dan alacaklarının miktarının artması da gözden kaçırılmamalıdır. Hasta müracaatlarının azalmasını önlemek için, özel hastane muayene katkı paylarının son tebliğle düşük tutulması da ayrı bir gerçektir.
MUAYENE KATILIM PAYI ÜCRETLERİNİN TAHSİLİNDE ECZANELER
Devlet ve üniversite hastanelerinde uzun hasta kuyruklarının oluşmasına neden olduğu gerekçesiyle katılım payı tahsilatının eczacılara havale edilmesi sorunu yıllardır devam etmekte. Son katılım payı artışlarının ardından bir açıklamada bulunan Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, muayene katılım ücretlerinin eczaneler tarafından tahsil edilmesinin hastalarla eczacıları karşı karşıya getirdiğinin altını çizerek devamla şunları ifade etti. "SGK'lı vatandaşların muayene ücretlerini tahsil etmek asla bizim görevimiz olamaz. Bu angaryadır. Özel hastanelerde, devlet hastanelerinde vezneler olmasına rağmen 30 bin eczane muayene tahsil veznesi olarak kullanılıyor."
Ankara Eczacı Odası Yönetim Kurulu, "Muayene Katılım Payları Kaldırılmalıdır!" başlığıyla basına ve kamuoyuna yaptığı açıklamada “Söz konusu düzenleme ile muayene katılım payı ve reçete katılım payı gibi maliyetlerin tahsili, eczacıların sırtına yüklenerek, eczacılar adeta bir tür veznedara dönüştürülmektedir." ifadelerinde bulundu. Muayene katılım payları, iddiaların aksine gereksiz kullanımı önleyememektedir.
*Eğitimci Yazar