'Sağlıklı mitokondriler Alzheimer hastalığını durdurabilir'

Alzheimer hastalığına ilişkin hala sonuç alıcı bir tedavi mümkün değil. Barış Sergi’nin 'Sağlıklı mitokondriler Alzheimer hastalığını durdurabilir' makalesinde bu konu detaylıca ele alınırken alternatif yöntemlerin devam ettiği belirtildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Alzheimer hastalığıyla insanların başı dertte... Hâlâ tedavisi bulunmadığından Alzheimer, halk sağlığı sistemlerinde önemli bir yük oluşturuyor. Çoğu tedavi, amiloid plakların oluşumunun azaltılmasına odaklanır; ancak bu yaklaşımlar sonuçsuz kaldı. Sonuç olarak, bilim insanları şimdi alternatif tedavi stratejileri aramakta ve bunlardan biri de Alzheimer'i metabolik bir hastalık olarak değerlendirmekte.

Global Health bilim dergisinde konuya ilişkin çarpıcı değerlendirmeler yapıldı. Barış Sergi’nin 'Sağlıklı mitokondriler Alzheimer hastalığını durdurabilir' isimli makalesinde konu enine boyuna inceleniyor. Sergi, "Normal yaşlanma ve Alzheimer gibi yaşla ilişkili hastalıklar sırasında hücreler artan bir hasarla karşı karşıya kalır ve işlevsiz mitokondrilerini korumak ve yenileriyle değiştirmek için mücadele verir. Mitokondri, beyin hücrelerine enerji sağladığı için onları Alzheimer hastalığına karşı korumasız olarak bırakmak beyin hasarını destekler ve yıllar içinde hafıza kaybı gibi belirtilere neden olur" diyor.

'BİLİM İNSANLARI İKİ ÇALIŞMA TESPİT ETTİ'

Sergi, "Alzheimer hastalarının beyinlerinde mitokondriyanın işlevsiz olduğu bir süredir biliniyordu; ama bu çalışma, kalite kontrol yollarını arttırarak hastalığa karşı savaşmaya çalıştıklarının ilk delilidir" derken yapılan çalışmalara ilişkin şöyle konuştu: "Bilim insanları, mitokondri kalitesini kontrol eden iki mekanizma tespit ettiler: Birincisi, mitokondriyi stres uyaranlarından koruyan "mitokondriyal katlanmamış protein yanıtı" (mitochondrial unfolded protein response) (UPRmt). İkincisi, mitofaji, kusurlu mitokondriyi geri kazandıran bir süreçtir. Her iki mekanizma da, hastalık sırasında aşırı mitokondriyal hasarı geciktirmek veya önlemek için anahtardır.

Alzheimer hastalarının beyinlerinde mitokondriyanın işlevsiz olduğu bir süredir biliniyordu; ama bu çalışma, kalite kontrol yollarını arttırarak hastalığa karşı savaşmaya çalıştıklarının ilk delili. Makalenin ilk yazarı Vincenzo Sorrentino, 'Mitokondriyanın bu savunma ve geri dönüşüm yolakları, solucan C. elegans'tan insanlara kadar olan organizmalarda çok önemli' diyor. Bu yüzden farmakolojik olarak onları aktive etmeye karar verdik. Ekip, Alzheimer hastalığının solucan modelinde (C. elegans) UPRmt ve mitofaji savunma sistemlerini açabilen doksisiklin antibiyotiği ve nikotinamid ribozid (NR) vitamini gibi iyi kurulmuş bileşikleri test ederek başladı. İlaçlara maruz kalan solucanlara ait sağlık, performans ve yaşam süresi, maruz kalmamış solucanlara kıyasla belirgin şekilde arttı. Ayrıca, plak oluşumu ilacı alan solucanlarda önemli ölçüde azaldı. En önemlisi, bilim insanları, insan nöronal hücrelerinde aynı ilaçları kullanarak aynı mitokondriyal savunma yollarını açtıklarında benzer iyileştirmeler gördüler’’

'NORMALE DÖNDÜĞÜNÜ GÖRDÜLER...'

Araştırmacıların ümit verici çalışmaları sonucunda Alzheimer hastalığının fare modelinde de test etmesine yol açtığını belirten Sergi son olarak şöyle konuştu: " Tıpkı C. Farelerde de mitokondriyal fonksiyonda belirgin bir iyileşme ve amiloid plak sayısındaki azalma görüldü. Ancak en önemlisi, bilim insanları farelerde bilişsel işlevin çarpıcı bir şekilde normale döndüğünü gözlemlediler. Bu, klinik açıdan muazzam etkilere sahiptir. Johan Auwerx'e göre, Alzheimer'ın mitokondri yoluyla ele alınması, tümüyle fark yaratabilir. "Şimdiye kadar Alzheimer hastalığının, çoğunlukla beyindeki amiloid plak birikiminin bir sonucu olduğu düşünülüyordu" diyor. "Mitokondriyal sağlığın yeniden tesis edilmesinin plak oluşumunu azalttığını gösterdik; ancak hepsinin ötesinde, bu durum tüm Alzheimer araştırmacılarının ve hastalarının nihai hedefi olan beyin işlevini de geliştirdi. Bu strateji, Alzheimer hastalığında nörodejenerasyonun ilerlemesini yavaşlatmak için yeni terapötik bir yaklaşım sağlıyor ve belki de derin mitokondriyal ve metabolik kusurlarla karakterize edilen Parkinson hastalığı gibi diğer bozukluklarda dahi aynı yaklaşımı sağlayabilir.’’