'Baş edilmesi en zor travma: İhanet Travması'

Psikiyatrist Dr. Münevver Hacıoğlu Yıldırım'a göre ‘ihanet travması’nın toplumsal boyutu da gözden kaçırılmayacak kadar önemli. Yıldırım, "adaletin olmadığı, zarar verenin yanına kâr kaldığı algısı oluşursa kişinin çaresizliği ve umutsuzluğu katlanarak artmakta…" diyor.

Google Haberlere Abone ol

Ayla Türksoy

DUVAR - İhanet dendiğinde ilk akla gelen partnerler arasındaki 'aldatma' olsa da, bu söyleşide konu ettiğimiz ihanet travması çok daha ağır, kapsamlı, sarsıcı, insanın hayatta kalmasını zorlayan bir durumu ifade ediyor.

“İnsanın insana dair kodlarını bozan her türlü durumda ihanet travmasından bahsedilebileceğini” söylüyor psikiyatri uzmanı Dr. Münevver Hacıoğlu Yıldırım.  İlk kez Jennifer Freyd tarafından kavramsal olarak tanımlanan ihanet travması özetle; kişilerin zorunlu olarak güvendiği kişi ya da kuruluşlar tarafından suistimal edilmesi olarak ifade edilebilir.

Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E.A Hastanesi Uzmanı Psikiyatrist Dr. Münevver Hacıoğlu Yıldırım ile konuştuğumuz, bu yıl Ulusal Psikiyatri Kongresi’nde de sundukları ‘ihanet travması’nın toplumsal boyutu da gözden kaçırılmayacak kadar önemli.

Travma beyni nasıl etkiliyor?

Travma; insanın kendisini güçlü olarak hissettiği, bana bir şey olmaz diye düşündüğü, kendisini mutlu ve huzur içinde hissettiği dünyayı altüst eder ve kendisinin bir ölümlü, dünyanın çok tehlikeli bir yer olduğu, diğer insanların da kötü olduğu gerçeği ile yüzleştirir. Travmanın etkisi ile beyinde karmaşık mekanizmalar çalışır ve bu durum beynin kabul edebileceğinin çok ötesinde bir malzeme olarak kalır; kişiyi sürekli rahatsız eden belirtilere neden olur.

Psikiyatri uzmanı Dr. Münevver Hacıoğlu Yıldırım

Çocukluk çağı istismarları, özellikle ensestin ihanet travması boyutu hakkında neler söylenebilir?

J. Frey  ihanet travmasını, kişinin saldırganla yakın güven ilişkisinde olduğu, aynı zamanda aralarındaki ilişkiye kişinin ihtiyaç duyduğu durumlarda yaşadığı ruhsal travma olarak tanımlamakta. Travmayı oluşturan ile bakım veren kişi aynı olduğunda çocuğun olayı unutmak dışında çaresi olmadığını söylüyor. Çocuğun ölümü seçmek ya da yaralı olarak hayatta kalmak gibi iki seçeneği olduğunu ve ‘yaralı’ hayatta kalarak olayı unutmayı seçtiğini söylüyor. İhanet travması kişinin çaresizlik ve korku yaşaması yanında dünyaya, diğer insanlara olan güvenini temelden zedelemekte. Ancak sanırım en büyük zedelenme, kişinin kendisinin dünya ve diğer insanlarla ilgili öngörülerinin zedelenmesi. Çünkü kendisini güvende hissettiği, ‘bana bundan zarar gelmez’ dediği kişilerden yaşadığı bir travma.  Bunu neden göremediği sorusu, kişinin kendisine olan güven ve inancını temelden sarsar. Böylece artık kim güvenilir kim değil karışır.

Yani kişi referans noktasını kaybetmiştir artık. Bir referans noktası olmadan kendisini konumlandırması, tanımlaması da kolay kolay mümkün olamayacaktır. Bu anlamda, ihanet travması kavramı sadece çocukluk çağı istismarları değil, partner şiddeti gibi oldukça sık rastlanan travmaları içermekte.

BİR İHANET TRAVMASI OLARAK ANKARA GAR PATLAMASI…

Son dönemde yaşanan toplumsal travmalar içinde “ihanet travması” olarak nitelendirilebilecek olanlar var mı?

İnsanın insana dair kodlarını bozan her türlü durumda ihanet travmasından bahsedilebilir. Kasıtlı kötü niyetli, hunharca olarak tanımlanan durumlar insanın ne kadar kötü olabileceği gerçeğini hatırlatır.

'EN SIKINTILI ŞEYLERDEN BİRİSİ DE İKİNCİ BOMBANIN PATLAMASI OLDU' 

İhanet travmasının toplumsal olaylardaki izlerini Ankara Garı Patlaması’nı yaşayan bireylerde gördüklerini anlatıyor Dr. Münevver H.Yıldırım.  “Ankara Garı'ndaki ilk patlamadan sonra en sıkıntılı şeylerden biri ikinci bombanın patlaması. İlki patladıktan saniyeler sonra, ‘insanların kurtulmak amacıyla kaçtığı yönde’ ikinci bir bomba daha patlatılıyor. Patlamaları yaşayanların en çok bu kısımları anlamakta zorlandıkları, sıkıntı yaşadıkları görüldü” diyor.

'İNSANLARIN ÖLMESİ İÇİN GÖSTERİLEN ÇABA'

Yine 10 Ekim’den yaklaşık sekiz ay sonra, 28 Haziran’da Atatürk Havaalanı'nda yaşanan patlamadan etkilenen ve sağlık kuruluşlarına başvuran bireylerde de benzer yakınmalar görülmüş. Havaalanı patlamasında travma etkilerini artıran nedenler arasında bir ihanet unsuru olarak, bombaları patlatanların daha büyük zararın görüleceği yöne doğru insanları yönlendirilmeleri gösterilmiş. ‘Üstümde bomba var kaçın!’ diyerek, gerçekte üzerinde daha büyük bomba olan birine doğru insanları yönlendirenler, travmanın örseleyici etkisini artırmış. “Bunu biliyor olmak yani bir insanın kasıtlı olarak daha çok insanın ölmesi için çaba gösterdiğini görmüş olmak hastalarımıza daha kötü gelmişti” diyor  Dr. Yıldırım…

'ADALET İYİLEŞMEK İÇİN ELZEM BİR DURUM'

Travma insan eliyle oluştuğunda etkileri nasıl silinir? Adalet mekanizması bu konuda önleyici rol oynar mı?

Travma araştırmaları, gelişen rahatsızlıklarda; travma sonrasında yaşananlara vurgu yapmakta. Kişinin destek sistemlerinin iyi olduğu, sıkıntısını paylaşabildiği ortamlar iyileşme için çok önemli. Bir de adaletin olmadığı, zarar verenin yanına kâr kaldığı algısı oluşursa kişinin çaresizliği ve umutsuzluğu katlanarak artmakta…

İhanet travması kişinin aldığı psikiyatrik tedaviyi değiştirir mi?

İhanet travmaları daha yoğun belirtilerin yaşandığı, gerçeklik algısının daha çok bozulduğu ve kişinin baş etmekte daha zorlandığı semptomların olduğu bir tablo oluşturuyor. Bu nedenle tedavisi de genelde daha uzun sürüyor ve daha zor oluyor.

Travma ile çalışan/çalışmak isteyen uzmanların neden ihanet travmasını önemsemesi gerekir?

Çünkü travma sadece korku ve dehşet yaşattığı için zarar vermiyor. Belki de baş edilmesi en zor olan, izleri en uzun süren travmalar ihanet boyutu daha ön planda olan travmalar. Son dönemlerde artan şiddet sarmalı ve insan eliyle oluşan travmaları anlamak, bunların etkisini incelemek için; ihanet travmasını kavramsal ve boyutsal olarak anlamanın, engelleyici önlemlerin alınmasında önemli bir ara basamak olduğu ortaya çıkıyor.