Sürekli oturmak ölüm riskini artırıyor

Hayatının büyük kısmını masabaşında çalışarak geçirenler için ciddi bir uyarı yapıldı. Bilim insanları, uzun süreler oturarak çalışan insanların bedensel açıdan ciddi risklerle karşı karşıya olduklarını tespit ettiler.

Google Haberlere Abone ol

Kali Holloway*

1960 yılında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki mevcut işlerin yaklaşık yüzde 50’si ağır ya da orta derecede fiziksel bir çalışma gerektiriyordu. Günümüzdeyse bu oran yüzde 20’ye dek düştü; yani işlerin yaklaşık yüzde 80’i neredeyse tamamen oturarak gerçekleştiriliyor veya çok az düzeyde fiziksel çalışma gerektiriyor. Çoğumuz, mesaimizin büyük kısmını sabit vaziyette, sandalyelerimize ve masalarımıza yapışmış halde geçiriyoruz. Hareketsizlik, dünyanın en zengin uluslarından biri haline gelen ABD’nin değişmez bir parçası oldu. Obezite, birçok sağlık riskini beraberinde getiriyor; ancak, durağan hayatlarımız da obezite gibi büyük riskler barındırıyor. Yeni sonuçlanan bir araştırma, düzenli biçimde saatlerce oturmanın vaktinden erken ölümlerle sonuçlanabileceğini ve ölümcül bir potansiyel taşıyan bu etkilerin genelde bedensel egzersizle de giderilemediğini ortaya çıkardı.

ÇALIŞMA BİÇİMİMİZ SAĞLIĞIMIZI TEHDİT EDİYOR

New York’ta bulunan Columbia Üniversitesi Presbiteryan Weill Cornell Tıp Merkezi’nden araştırmacılar, ABD genelinde 45 yaş ve üstünden yaklaşık 8 bin yetişkinden toplanan verileri incelediler. Araştırmacılar, her bir katılımcının gündelik hayatta ne oranda faal olduğunu kesin bilgilerle ölçme şansı buldular. Çalışma sonucunda, araştırmacılar insanların gün içerisinde oturur vaziyette daha fazla zaman harcadıklarını tespit ettiler. Dört yıllık araştırma sürecinde ise 340 katılımcı hayatını kaybetti. Columbia Üniversitesi araştırmacıları, “En fazla oturarak ve hareketsiz mesai yapan (günde 13 saat veya daha fazla) ve sürekli biçimde en az 60 ila 90 dakika boyunca oturan ve ‘durağan’ mesailere sahip olan insanların, en az toplam oturma süresine ve en kısa ‘hareketsiz’ mesai dilimlerine sahip olan kişilerle kıyaslandığında, yaklaşık iki kat daha fazla ölüm riski taşıdıkları sonucuna vardık.” diyorlar. Araştırmacılar bunun yanı sıra, ortalama 30 dakikadan kısa bir süre içinde yerinden kalkarak hareket edenlerin, ortalama 30 dakikadan fazla süreyle hareketsiz duran insanlara kıyasla yüzde 55 oranında daha düşük bir ölüm riski taşıdığını da belirtiyorlar. Uzun süre hareketsiz oturmak, yaş, ırk, cinsiyet, vücut/kitle endeksi veya egzersiz alışkanlıklarına bakılmaksızın “tüm ölüm nedenleri” içerisinde hepsinden fazla ölüm olayıyla doğrudan ilişkili görülüyor.

Elbette bu araştırma oturarak vakit geçirmenin sağlığa zararlı olduğunu ortaya koyan ilk çalışma değil. Önceki çalışmalarda zihin bulanıklığı, kalp hastalığı, kolon, göğüs ve rahim kanseri, yürüme bozukluğu ve organ hasarları dahil olmak üzere, genelde büyük sorunlara yol açan rahatsızlıklar ile uzun süreli hareketsizlik arasındaki ilişki açığa çıkarılmıştı. Yeni bulgularsa, genel anlamda uzun süreli oturmanın yol açtığı sorunların yanı sıra, uzun süreli hareketsizliğin farklı organlarda da zararlı etkilere neden olabileceğini düşündürüyor.

KESİN BİR ZAMAN SINIRI YOK AMA...

Diaz, bir televizyona verdiği demeçte, “Ölüm riskinin önemli oranda yükseldiği bir eşik ya da sınır olmadığını keşfettik. Yine de belirli bir süre vermek gerekirse, günde ortalama 13 saatten fazla oturanların, günde yaklaşık 11 saatten az süreyle oturanlara kıyasla iki kat (yani yüzde 200) daha fazla ölüm riski taşıdıklarını söyleyebilirim,” diyor.

Bu durumun sebebine dair cevaplanması gereken birçok soru mevcut; ancak Columbia Üniversitesi Tıp Merkezi’nde araştırmacı ve çalışma ekibinin başkanı olan Keith Diaz, verdiği röportajda “Hareketsiz kalmak ile iskelet-kas yapısı arasında muhtemelen olumsuz bir bağıntı olduğunu,” ifade ediyor. “Bulgular, uzun süre hareketsiz kaldığımızda, vücudumuzun sürekli biçimde yüksek seviyede kan şekerine maruz kalması nedeniyle bir dizi sağlık sorunu yaşayabileceğini gösteriyor,” diye ekliyor.

Bu araştırma, sonuçların kesinleştirilmesini sağlayacak ek araştırmalara ihtiyaç duysa bile, çağımızın hayat biçiminin, sağlığımız açısından olumsuzluklara yol açtığını düşündüren sonuçlar ortaya koyuyor. Bir arabada ya da toplu taşıma araçlarında saatler geçirdikten sonra bütün gün boyunca bir masaya zincirlenip geceleri de bir kanepede uzanmak, sağlık açısından olumsuz sonuçları beraberinde getiriyor. Yaşlanma, genelde hareketsiz geçen sürelerle ilişkilendiriliyor; bu araştırma ise yaşlanma karşısında bedensel etkinliğe daha fazla dikkat etmek gerektiği anlamına geliyor. Öte yandan, araştırmacıları endişeye sevk eden bir diğer şey, sürekli oturma faktörünün hareketsizlik durumundan daha az gerçekleşmesi. Röportajı gerçekleştiren gazeteci Diaz’a, ayakta dururken yüksek bir masada çalışmanın, büro çalışanlarının sorunlarını azaltıp azaltmayacağını da soruyor. Diaz, çözümün bu kadar kolay olmadığını belirtiyor.

AYAKTA DURMAK ÇÖZÜM DEĞİL

“Ayakta durmanın oturmaya kıyasla daha sağlıklı bir alternatif olduğunu iddia etmek için elimizde yeterli veri yok,” diyor Diaz ve çalışırken mola sürelerinde hareket etmenin mutlak suretle gerekli olduğunun altını çiziyor.

Diaz ve ekibi, yeni araştırmadan ve öncekilerden faydalı bilgiler edinmemize rağmen, bu bilgilerin nasıl uygulanacağı konusunda şimdiye dek net bir görüş ortaya konamadığını da sözlerine ekliyor: “Bu, nasıl yapılacağını anlatmadan birisine yalnızca egzersiz yapmasını önermek gibi olur.”

Diaz bunun yerine, yeni bulguların sağlıksız oturma süreçlerini önlemek amacıyla sağlık kuruluşlarının özel tavsiyeler geliştirmesine yardımcı olabileceğini belirtiyor.

Diaz, “Sanırım, bu duruma özel bir kılavuzda, şunun gibi bir öneri sunulabilir: Oturmaktan kaynaklanan sağlık risklerini azaltmak için, her 30 dakikada bir ayağa kalkarak beş dakika boyunca hareket edin ve yürüyün.” diyor. Diaz, yeni bulguların bizi bu tür tavsiyelere bir adım daha yaklaştırdığını da sözlerine ekliyor.

* Makalenin aslı Alternet sitesinde yayınlanmıştır (Çeviren: Tarkan Tufan)