Sağlık çalışanları g(ö)revde: Oyalama değil hakkımızı istiyoruz

TTB ve beraberindeki üç sendika, sağlık çalışanlarının özlük haklarına ilişkin maddelerin Meclis’te geri çekilmesi nedeniyle grev kararı aldı. Grevde belirlenen alanlar dışında hizmet sunulmayacak.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA- Türk Tabipleri Birliği, (TTB) sağlık çalışanlarının özlük haklarına ilişkin düzenlemelerin Meclis’te görüşülen tekliften çıkarılması üzerine 15 Aralık Çarşamba tam gün grev kararı aldı. Grev kararı kapsamında sadece acil, diyaliz ile kanser hastalarına, yoğun bakım ve çocuk acillere sağlık hizmeti sunulacak.

TTB’nin bir günlük grev çağrısına Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası ve Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası da destek verdi. Hekimler grev eylemlerine ilişkin, Türk Tabipleri Birliği Genel Merkezi’nde “Uyarıyoruz: Oyalama Değil Hakkımız Olanı İstiyoruz” başlıklı bir açıklama yaptı.

Hekimler, taleplerinin kabul edildiği, sağlık çalışanlarının çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirildiği bir düzenlemenin Meclis’e getirilmesini istedi. Getirilmemesi durumunda ise eylemlerinin devam edeceğini açıkladı.

‘TEKLİF USULE AYKIRI BİR ŞEKİLDE GERİ ÇEKİLMİŞTİR’

Basın açıklamasını okuyan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, tasarının yeterli ve bütüncül olmadığını, sağlık çalışanlarını ve tüm hekimlerini kapsamadığını hatırlatarak, “Bu teklif bile bize fazla görülmüş; ne zaman tekrar Meclis’e getirileceği, varsa eksiklerin yasa tasarısına eklenerek neden tamamlanmadığı gibi sorular havada bırakılarak usule aykırı bir şekilde geri çekilmiştir. Meclis’te milletvekillerine iktidarın resmî olarak veremediği sözel cevap, emekli hekim maaşlarının bu düzenlemeyle çok yüksek olacağı ve bunun kabul edilir olmadığıdır” dedi.

‘EMEĞİMİZE GÖZ DİKMİŞ İKTİDARI GREV İLE UYARMAKTAN BAŞKA ÇARE KALMAMIŞTIR’

Grev kararını neden aldıklarına ilişkin açıklama yapan Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İktidara ve Sağlık Bakanlığı'na çeşitli açıklama, eylem ve yürüyüşlerle anlatmaya çalıştık yine söylüyoruz: Salgın döneminde yaşamımızı da ortaya koyup verdiğimiz emeğin böyle daha fazla değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz. Toplum sağlık hakkı; emeğimiz ve geleceğimiz için artık G(ö)REV zamanıdır. Gün dayanışmanın, birbirimize, mesleklerimizin taşıdığı güce güvenmenin; yaşam ve sağlık haklarımızı savunmanın ve geliştirmenin günüdür. Emeğimiz üzerinden kendini var eden, sömürenlere 'dur' demenin 'Biz birlikte güçlüyüz’ü göstermenin günüdür. Bu mücadele sadece hekimler, sağlık emekçileri için değil; tüm toplum için, hepimiz için. Ne toplumu ne sağlık emekçilerini ne de diğer emekçileri dinleyen bir iktidar, emeğimize sahip çıktığımızı bir kez daha görecektir. Toplumun sağlık hakkına, bizlerin emeğine göz dikmiş iktidarı G(ö)REV ile uyarmaktan başka bizlere çare kalmamıştır.”

‘13 GÜNDÜR OYNANAN BİR TİYATRO VAR ORTADA’

Genel Sağlık-İş Sendikası’nın Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Uzman Doktor Tarık Doğan, sendika olarak çarşamba günü iş bırakacaklarını şu sözlerle duyurdu:

“Bugün buradayız çünkü 20 yıldır ülkeyi yönetme iddiasında olan iktidar, geldiğimiz noktada ülkeyi yönetemediğini bir kez daha göstermiştir. Son 13 gündür oynanan bir tiyatro var ortada. Yürütülen çalışmalar, bu tiyatronun farklı bir perdesini sergilemekten öteye geçememiştir. İktidar, 13 gün boyunca sağlık emekçilerine her gün farklı bir umut aşılayıp, beklenti yaratmıştır.”

‘SAĞLIK İŞÇİLERİNİN YOK SAYILMASINI KABUL ETMİYORUZ’

TTB’nin grev kararına destek veren Devrimci Sağlık- İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu Üyesi Mihriban Yıldırım, ana taleplerinin insanca yaşayacak bir ücret ve özlük hakkı olduğunu belirterek, “İktidar için bu eylemlere katılma biçimimiz uyarı olsun” dedi. Yok sayılmaya devam edildikçe üretimden gelen güçlerini kullanarak kendilerini hatırlatacaklarını söyleyen Yıldırım, “Pandemide hastanelerin hijyenini sağlayan sağlık işçilerinin bir gün değil, bir saat bile iş bıraktığını, hasta kayıt ve otomasyon işlerinin aksadığını düşünün. Pandeminin altında kim ezilir? Sağlık emekçileri yeterince ezildi bundan sonrası için biz hakkımız olanı istiyoruz. Kamuda neredeyse en düşük ücreti alan sağlık işçileri. Bu da pandemiyi yönetemeyenlerin ayıbı olsun. İlgili düzenlemelerde sağlık işçilerinin yok sayılmasını kabul etmiyoruz.”

‘SAĞIR SULTANA DUYURDUĞUMUZ SESİMİZİ İKTİDAR VE SAĞLIK BAKANLIĞINA DUYURAMADIK’

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Eş Başkanı Selma Atabey, sağlık sisteminde yaşanan sorunların korona virüs öncesine dayandığını, bu sorunların Sağlıkta Dönüşüm Programı ile birlikte 2013 yılında ortaya çıktığını hatırlattı. “Sağlık sistemini ücretlendiren bir ucube sistemle karşı karşıya kaldık” diyen Atabey, grev kararına ilişkin şunları kaydetti:

“Torba yasa adı altında Meclis’e apar topar getirilen kısmen algı yönetimi ile karşı karşıya kaldık. Hekimlere verilen ek ödemelerin diğer sağlıkçılara verilmediği üzerinden bir tartışma yürütüldü. ‘Sağlık bir ekip işidir’ dedik. O dönemde de itirazlarımızı dile getirdik. Sağlık emekçilerine bir bütün olarak bakmak gerekiyor. Hekim ve hekim dışı ayrımıyla bizi birbirimizden ayrıştırmaya kalktılarsa burada aynı şey yapılmak isteniyor. O dönemde de itiraz ettik. İş yavaşlattık. Sağır sultana duyurduğumuz sesimizi, sağlık bakanı ve var olan iktidara duyuramadık. Bizler şunu çok net ifade ediyoruz. Uyarıyoruz! 6 Aralık’ta ses olarak iş bırakarak bu uyarıyı gerçekleştirdik. Şimdi TTB ile birlikte ikinci bir kez daha bu uyarıyı yapmak istiyoruz. Belirlediğimiz alanlarda taleplerimizi net bir şekilde ortaya koyacağız. Çünkü sağlık emekçilerinin dayanacak gücü kalmadı. Ekonomik, özlük ve demokratik taleplerimizin hayat bulması için hep birlikte mücadele edeceğiz.”

Etiketler sağlık grev doktor