Rusya’dan İran’a anadilinde sinema
Çerkesce, Türkçe ve Kürtçe örneklerle anadilinde sinemanın kuzey ve güneydeki komşularımızdan verdiğim örnekler, bize bunun bir ülke için bir zenginlik unsuru olduğuna dair fikir verebilir.
21 Şubat Uluslararası Anadili Günü olarak kutlandı. Türkiye, imparatorluk bakiyesi bir coğrafyada bulunmanın yarattığı etkiyle oldukça zengin bir kimlik çeşitliliğini bünyesinde taşıyan bir popülasyona sahip. Arnavutca, Boşnakca, Çerkesce, Kürtçe, Arapca, Ermenice, Rumca, Süryanice gibi farklı dilleri konuşan bireyler yaşamlarını yüzyıllardır bu coğrafyada sürdürüyorlar.
Bir mayınlı alan olarak henüz uzlaşıya kavuşamayan anadilinin nerelerde kullanılabileceği tartışması güncelliğini koruyorken komşu ülkelerde anadilinde sinema örneklerinden behis açmanın vaktidir.
RUSYA: ETNİK BİR HAVUZ
Rusya Federasyonu, Sovyetler Birliği’nin çok milletli yapısını esasen devam ettiren bir yapıya sahip. Rusya Federasyonu’nda iç işlerinde bağımsız kararlar alabilen 22 farklı cumhuriyet var. Bunların hepsi küçük ya da büyük milletlerin oluşturduğu cumhuriyetler ve hepsinin Rusça'nın yanında kendi dilleri de resmi dil sayılıyor.
Altay, Başkurdistan, Çuvaşistan, Yakutya gibi Türk soylu cumhuriyetlerin yanında Kabardey-Balkar, Karaçay-Çerkesya, Kuzey Osetya-Alanya, Dağıstan gibi Çerkes kökenlilerin yaşadıkları cumhuriyetler de mevcut.
ÇERKESLERDE ANADİLİNDE SİNEMA
Kabardey-Balkar özerk Çerkes Cumhuriyeti'nde 2010 sonrasında anadilinde sinema üretimi namına tarihi bir hamle yaşandı. Çerkeslerin kendi dillerinde, yaşamlarından hareketle ortaya çıkardıkları görsel çalışmalar, kültürlerinin sürekliliği açısından oldukça önemli. Bu önemin farkında olan Çerkes kökenli yönetmen Aleksandr Sokurov, 2010 sonrasında tarihi bir hamle yaparak Rusya’ya bağlı Kabardey-Balkar Cumhuriyeti’ndeki üniversitede bir yönetmenlik kursu açtı. 2015’teki öğrencilerini mezun ederken yaptığı konuşmada yeni bir ulusal sinemayı müjdeliyordu:
"Kursumuz mezuniyet yılına girdi. Öğrencilerim çok zorlu bir çalışma dönemini geride bıraktı. Bugünü iyi hatırlayın. Bugün ulusal sinemanın doğuşuna şahitlik ettik. Kabardey-Balkar için bu bir ilk, bir dönüm noktası."
Sokurov, bu kursta 9 genç yönetmen adayını mezun etti. Bunlar; Kantemir Balagov, Vladimir Bitokov, Anzor Dokhov, Gadzhimurad Efendiev, Maryama Kalmykova, Mariana Kazancheva, Kira Kovalenko, Tina Mastafova ve Malika Musaeva’ydı.
Yeni dönemin genç yönetmenlerinin kendi kuşağının bakış açısını sinemaya yansıtması, bu sinemanın devamlılığı ve ulusal boyutta karakteristik bir özelik göstermesi açısından oldukça önemli. Sokurov’un yetiştirdiği gençlerin yerel özellikleri ne kadar yansıtacakları ve özellikle bölgede konuşulan dilleri filmlerinde kullanıp kullanmayacakları merak konusuydu. Ne var ki en meşhurları olan Kandemir Balagov, yaptığı açıklamalarda kültürel bir Çerkes-Kabardey aidiyeti hissetmediğini belirtmişti: "Çerkes (Kabardey) dilini bilmiyorum bile."
Vladimir Bitokov da mezuniyet için çektiği kısa filmden sonra ilk uzun metraj filmi olan "Derin Nehirler"i (Deep Rivers) 2018’de çekmişti. Çerkezcenin Kabardey diyalektiğinde çekilen film, oduncu bir ailenin doğanın zor koşullarında hem aile bağlarını yeniden inşa etme hem de doğayla baş etme mücadelelerini anlatıyor. Oldukça estetik bir film olan "Derin Nehirler", bölgenin yerel özelliklerini, kültürel kodlarını ve belki de en önemlisi dilini kullandığı için oldukça önemli bir çalışma.
2021’de Rusya namına Oscar yarışına çıkan Sokurov’un kadın öğrencilerinden Kira Kovalenko’nun da iki uzun metrajlı filmi var. 2016 yapımı "Sofichka" filmi, en tanınan Abhaz yazar Fazıl İskender’in romanından uyarlandı. 1930’ların Gürcistan’ında bir Abhaz köyünde başlayan hikaye; aşkı, ölümü, yalnızlığı ve kırsalın olanca kuşatıcılığını resmediyor. Abhazca çekilen film, Sokurov’un canlandırmaya çalıştığı Kafkas sinemasının özelliklerini taşıyor. Üstelik kadın yönetmenin bir kadın hikayesi çekerek bölgenin anlatılmayan hikayelerine odaklanması ve erkek egemen sinemanın içinde kadınların yaşamlarına odaklanması mutluluk verici. "Sofichka" filmi, renk kullanımı, detaycılığı ve sanat yönetimiyle adından söz ettirecek bir çalışma. Az sayıdaki Abhaz dilinde çekilen uzun metraj filmden biri. Bu yıl Rusya’yı temsil eden 2021 yapımı yeni filmi "Unclenching the Fists" de yine kadın odaklı bir hikaye anlatmayı sürdürüyor. Kuzey Osetya'daki eski bir madencilik kasabasında, ailesinin aşırı korumacı ve müdahaleci halinden fazlasıyla bunalan Ada’nın evinden ayrılma planları yapmaya başladığında, aile sevgisi ve özgürlük talepleri arasında kalmasını resmeden film, Adana Film Festivali’nde gösterilmişti. Kira Kovalenko iki filminde de hem kadın olma halini hem de doğduğu coğrafyanın kültürel kodlarını sinemasına yansıtmayı başarıyor.
Rus sineması ülkenin bünyesindeki dil ve kültür zenginliğinden beslenerek Sokurov sayesinde yerel kültürden farklı tonlarda izler taşıyan yeni yönetmenleri bünyesine ekledi ve ihtiyacı olan taze kana kavuştu.
İRAN'DA FARSÇA DIŞINDA SİNEMA ÜRETİMİ
Eyaletlere ayrılmış yapısıyla yönetilen İran’da Farsça anadili olanların yanında Azerbaycan Türkçesi, Kürtçe, Arapça, Beluç dili, Türkmen Türkçesi gibi farklı anadili olan milyonlarca insan var. Özellikle son 10 yılda Azerbaycan Türkçesinde ve Kürtçe olarak çok sayıda film özellikle de kısa film ve belgesel üretimi yapılıyor. Bunun en önemli nedeni de İran’ın her bölgesinde şubeleri olan neredeyse 40 yıl önce faaliyetlerine başlamış olan İran Gençler Sinema Derneği (IYCS). İran Gençler Sinema Derneği’nin temelde üç ana faaliyeti var. 1 yıllık hızlı bir sinema eğitimi vermek, kısa film çekimi için gerekli olanakları sağlamaya çalışmak ve kısa filmlerin dağıtımını yapmak. Derneğin İran’ın her yerine yayılmış olan 59 şubesi 11 acentesi var. Her yıl ortalama ülke çapında 6 bin civarı öğrencisi oluyor. Farklı eyaletlerdeki merkezlerde Farsçanın yanında o eyalette konuşulan dillerde de üretime izin verildiği için anadili Farsça olmayanlar da kendi dillerinde belgesel ya da kısa film çekebiliyorlar. Son yıllarda bu kısa film yönetmenleri artık uzun metraj filmler de çekmeye başladılar.
Tebrizli Bahram ve Bahman Ark Kardeşler'in 2015’te Tebriz’de çektikleri uzun metrajlı "Soğuk" filmi, İran Çocuk Filmleri Festivali’nde En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu ödüllerinin yanı sıra Jüri Özel Ödülü’nü almıştı. Ark Kardeşler'in başarılı kariyerinde önemli bir durak olan "Soğuk" filmi, İran’da Türkçe film tarihi açısından da önemli bir film. Bahram ve Bahman Ark Kardeşlerin "Hayvan" isimli diyalogsuz kısa filmi, Cannes Film Festivali Cinéfondation bölümünde ikinci olmuştu. Yeni uzun metraj filmleri "Post"’la kökenleri Dede Korkut hikayelerine yaslanan bir korku filmi de çeken Ark Kardeşler Tebriz merkezli Türkçe sinemanın başarılı ve umut vaat eden gençleri.
2022’de yeni filminin izin sürecinde beyin kanamasında kaybettiğimiz Asghar Yousefinejad’ın 2017 yapımı "Ev" filmi, İran’da Türkçe filmin tarihi açısından adeta bir dönüm noktasıdır. Fecr Film Festivali’nin uluslararası bölümünde ödül alan yapım, İstanbul Film Festivali’nde de gösterilmişti. 2023 yapımı son filmi "Bebek" de İstanbul Film Festivali’nde gösterilmişti.
2019’da İran’ın en önemli film festivali olan Fecr Uluslararası Film Festivali’nde uluslararası yarışma bölümünde izlediğim İsmail Monsef’in çektiği "Kömür" filmi, son yılların başarılı anadilinde çekilen uzun metraj filmlerinden biri. Filmde hapse girmemek için ailesini terk edip komşu ülkeye kaçan bir gencin babasıyla kurduğu gergin ilişkisi, ülkeler ve sınırlar üstü ortak duygularla ve üstün bir görsellikle izleyicilere sunuluyor. İsmail Monsef, daha önce "Ağla" ve "Ardak" filmleriyle başarılı Türkçe kısa filmler ortaya koymuştu.
2019’un başka bir Türkçe yapımı ise Erdebilli yönetmen Rıza Cemali’nin ilk uzun metraj filmi olan "Ölümsüzler Köyü", gençliklerinde ölüm mangalarında görev alan yaşlıların toplandıkları köyde bir türlü ölememelerinin trajikomik öyküsünün anlatıldığı filmde, yaşamın dayanılmaz çekiciliği sorgulanıyor. Cemali filmlerinde, mizah ve bölgesel gerçeklerin yarattığı trajedi iç içedir. 2022 yapımı filmi "A Childless Village" filminde ise 20 yıl önce, ücra bir köyde Kazem adında yaşlı bir sinemacı, köylü kadınların kısırlığını konu alan bir film yapmış ancak kadınlar, onların onurunu korumak adına görüntüleri çalıp yakmışlardır. Şimdi, yirmi yıl sonra köylüler, erkeklerin kısır olduğunu, kadınlarda ise hiçbir sorun olmadığını öğreniyorlar. Asistanının da yardımıyla Kazem, kısır erkeklerle yaptığı bazı röportajları kaydetmeye çalışarak gerçeği ortaya çıkarmaya çalışır.
İran’daki Türklerin hepsi Azerbaycan Türkçesi konuşmuyor. Türkmenistan sınırında Türkmenler, İran içlerinde Kaşkaylar, Horasan Türkleri, Halaçlar gibi farklı Türk boyları kendi dillerinde gündelik yaşamlarını sürdürüyorlar. Moein Karimoddini’nin 2015 yapımı belgeseli "Atlan", tamamen Türkmen dilinde çekilmiş bir belgesel. İran’da ticari olmayan filmleri destelemek için kurulan İran Belgesel ve Deneysel Film Merkezi'nin (DEFC) yapımcılığında üretilen "Atlan", İran’ın kuzeydoğusundaki Türkmen Sahra bölgesinde yaşayan at yetiştiricisi Ali’nin en sevdiği at olan İlhan’la kurduğu derin bağı ve yaşam mücadelesini resmediyor. "Atlan", İran içinde ve uluslararası arenada çok sayıda ödül alan bir belgesel oldu. Höccatullah Hafızi’nin çektiği "Güzel Yer" isimli belgesel ise Kaşkay Türkleri'nin yerel yaşam kültürünü ve özellikle de müziklerin anlatmayı amaçlayan bir belgesel.
BELUÇ DİLİNDE SİNEMA
Mehdi Hosseinivand’ın çektiği 2021 yapımı "Asteroid", İran’ın en önemli film festivali olan Fecr Film Festivali’nde gösterilip ödül almıştı. İran’ın Pakistan sınırında Sistan ve Belucistan eyaletinde yaşayan Beluçların dilinde çekilen filmde 12 yaşındaki İbrahim ve kardeşlerinin anneleriyle birlikteki kırsalda ev yapma mücadelelerine odaklanıyor.
İRAN'IN KÜRT SİNEMASI
İran’daki Kürt sineması, özellikle kısa filmlerle önemli bir varlık gösteriyor. Kuşkusuz İran’da Kürtlerin yaşamlarıyla ilgili kısıtlayıcı uygulamaların haberlerini görebiliyoruz. Ancak bu kısıtlamaların, dilin filmlerde kullanımıyla ilgili doğrudan bir engel yaratmadığını da söylememiz mümkün. İran dışındaki Kürt film festivallerinde karşımıza çıkan filmlerin önemli bir kısamı İran merkezli. Bu konuda birkaç örnek verelim. İran’ın Kürt şehri Bane doğumlu Hiwa Aminnejad, İran Gençler Sinema Derneği’nde sinema eğitimi alan Kürt sinemacılardan biri. 2015’te çektiği uzun metraj filmi "Farewell Analog"da İran’ın dağ sırtlarındaki bir Kürt köyünde meraklı biri köyün yerel hayatını ve yaşam kültürünü kameraya almaya çalışır. Bölgenin eski bir halk türkücüsü ise projeye dahil olmak istemez. Bol ödüllü film bölgedeki yaşam pratiğine dair önemli izler sunuyor. Nima Yar'ın yönettiği 2018 yapımı "Kaja", Tahran’da üniversite öğrencisi bir kadının abisi ölünce İran'ın Kürdistan eyaletine dönüp ailesine bakmak için ağabeyinin bıraktığı yerden kaçak malları sırtlayıp sınır kaçakçılığına başlamasını anlatıyor. Mustafa Gendumkar'ın yönettiği kısa film "Alan", IŞİD terör örgütü saldırılarında ailesini kaybeden Suriyeli bir Kürt'ün hikayesine odaklanıyor. Film uluslararası çok sayıda festivalde gösterildi. Urmiye Gençler Sinema Derneği’nde sinema eğitimi alarak Kürtçe filmler çekmeye başlayan Zanyar Muhammadineko da özellikle Kürt film festivallerinde sıkça filmlerini gördüğümüz isimlerden biri.
Çerkesce, Türkçe ve Kürtçe örneklerle anadilinde sinemanın kuzey ve güneydeki komşularımızdan verdiğim örnekler, umarım bize bunun bir ülke için bir zenginlik unsuru olduğuna dair fikir verebilir.
Rıza Oylum Kimdir?
1984 İstanbul doğumlu. İstanbul Kültür Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans, Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimi aldı. Varlık, Virgül, Agora, RadikalGenç, Birgün, Cumhuriyet Kitap, Film Arası, Kitapçı, Sendika.org, ve Edebiyathaber.net gibi farklı mecralarda sinema ve edebiyat merkezli metinler yayımladı. Uzakdoğu Sineması, Rus Sineması, Alman Sineması, Ortadoğu Sineması, Dünya Yönetmenlerinden Sinema Dersleri, Doksanlar, Dünya Yazarlarından Yazarlık Dersleri ve İran Sineması kitaplarını yazdı. Ulusal ve uluslararası festivallerde jüri, küratör ve yayın editörü görevlerinde bulundu. Türkiye’de ve yurtdışında ülke sinemaları üstüne konferanslar verip workshoplar yaptı. Halihâzırda bir vakıf üniversitesinde sinema tarihi dersleri veriyor. Seyyah Kitap’ın genel yayın yönetmenliğini sürdürüyor.
'Dışavurumcu' İran sineması: Festivale film çekmek 07 Eylül 2024
Tuncay Akça’nın bilinmeyen başrolü: Bebek 21 Ağustos 2024
İktidardan muhalefete sürdürülemeyen film festivalleri 16 Haziran 2024
Safranbolu’da belgesel festivali: Süha Arın’ın izinde 25 yıl 08 Haziran 2024 YAZARIN TÜM YAZILARI