Ressamlıktan gazeteciliğe: Neşe Toprak

Diyarbakır'da tutuklanan gazetecilerden Neşe Toprak, aynı zamanda duvarlara memleket gerçeklerini çizen bir ressam. Kızının bırakılmasını isteyen Vefa Toprak, "Onların ne günahı var?" diye soruyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Neşe Toprak, Diyarbakır’da 8 Haziran’da evine yapılan baskınla gözaltına alınan ve çıkartıldığı mahkemede tutuklanan 16 gazeteciden biriydi. Toprak, gazeteciliğe iki yıl önce başlamıştı. Hayatının büyük bir bölümünü kültür sanat alanında yaptığı çalışmalarla geçirdi. Toprak’a bugüne kadar en büyük desteği ise annesi Vefa Toprak verdi.

SUR DUVARLARINA SANATI ÇİZDİ…

35 yaşındaki Neşe Toprak, Mersin Üniversitesi Resim Bölümü'nden mezun oldu. Daha sonra bu alanda yüksek lisans eğitimini tamamladı. Yaptığı resimler birçok sergide yer aldı. İki yıl önce gazeteciliğe başlayan Toprak, Pel Yapım’da kültür sanat programları hazırlayıp sundu.

Toprak, 2015’te Diyarbakır’ın Sur ilçesinde uzun süreli sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı dönemin ardından bir karar aldı. Toprak, toplumsal cinsiyet eşitliğine vurgu yapmak, buna dair bir farkındalık oluşturmak için Sur sokaklarını boyamaya karar verdi. Sur’da duvarlara yaptığı çizimleri iki yıl önce Sivil Sayfalar’a şöyle anlatmıştı: “Biz çalışırken sokaklardan yüzlerce insan geçti ve çoğu tebessümle bizi izledi. Ben o tebessümleri gördüğümde kadın, erkek, yaşlı, genç insanların bu işi önemsediğini ve bir nevi terapi görevi gördüğünü fark ettim. Sanatın iyileştirici yönü benim nezdimde bir kez daha anlam kazandı. Sur’daki insanların travmalarını iyileştirmede bir nebze bile olsa katkı sağlayacaksa sanatçılar olarak üzerimize düşeni yapmalı, bunun sorumluluğunu almalıyız diye düşünüyorum…”

Resimlerinde Kürt kadınlarının yaşadığı şiddeti, cezaevlerindeki hukuksuzlukları anlatıyordu...

GAZETECİLİĞE GİDEN YOL…

Toprak’ın duvar resimleriyle girdiği yolda sonraki durağı gazetecilik oldu. İki yıl önce annesine gelerek bir teklif aldığını ve gazeteciliğe başlamak istediğini söyledi. Annesi de destek verince gazetecilik serüveni başlamış oldu. Yakın çevresinin ve annesi Vefa Toprak’ın anlatımına göre yeni işinde hiç zorlanmadı çünkü yine resimlerinde olduğu gibi memleketinin gerçeklerini, kadınların mücadelelerini anlatıyordu.  

‘GAZETECİLİK GÜZEL ŞEYDİR…’

Anne Toprak kızı, "Ben gazeteci olmak istiyorum" dediğinde kendisine, “Gazetecilik güzel şeydir. Kendi memleketini, sanatını kaleme al dedim” dediğini aktarıyor. Kızına hep destek verdiğini ve vermeye devam edeceğini anlatıyor.

Tutuklamalara tepki gösteren Toprak, kızının günlerdir cezaevinde olmasına gönlünün razı olmadığını söylüyor: “Benim kızım çok iyi niyetli, merhametli ve çevresinde sevilen biri. Tutuklandığında herkes çok üzüldü, çok kişi arayıp geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Kızım kötü bir şey yapmadı. Onunla gurur duyuyorum. Gazeteciliğiyle, karakteriyle, insanlığıyla gurur duyuyorum… Bugüne kadar bir kez olsun ‘gazeteciliği bırakacağım’ demedi. Evine baskın yapanlar kızımı ve telefonunu alıp gittiler. Evde hiçbir şey yoktu. Onu gözaltına almaya gelenlere nedenini sorduğumda hiçbir şey diyemediler. Çünkü kızımın ve arkadaşlarının tek bir suçu bile yok. Bir gazetecinin ne suçu olabilir. Onlar özgür basını savunuyor. Merhamet sahibi, adalet sahibi herkes gazetecilere sahip çıksın, ses çıkartsın. Özgür basına müdahale etmesinler, bıraksınlar çocuklarımızı…”