Rehberler kanun değişikliğine karşı: 'Dil bilme şartı devam etmeli'

Turist Rehberliği Meslek Kanunu'nda yapılmak istenen değişikliklere rehberler tepkili. TUREB eski başkanı Tural, yabancı dil bilme şartının ortadan kaldırılmasının turizme zarar vereceğini söyledi

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Turist rehberleri ve seyahat acenteleriyle ilgili düzenlemeleri kapsayan Turist Rehberliği Meslek Kanunu ile Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’na ilişkin itirazlar devam ediyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan yasa teklifi komisyondan geçmiş ancak rehberlerden gelen tepkilerin ardından TBMM’de askıya alınmış, seçimden sonraya bırakılmıştı. Rehberlere göre, turist rehberliğiyle ilgili yasada çok önemli değişiklikler yapılmak isteniyor. Yapılmak istenen değişikliklerde, yabancı dil bilme gerekliliğinin kaldırılmasıyla herhangi bir yabancı dil bilmeyenler de rehber kokartı alabilecek.

Kaçak rehberlik yapanların cezasını mülki idare amiri uygulayacak ve öngörülen ceza “hizmet verilen kişi sayısı ve bölgenin özellikleri dikkate alınarak” azaltılabilecek. İstanbul Rehberler Odası’nın eski başkanı Sedat Bornovalı ve Turist Rehberleri Birliği eski başkanı Suat Tural, mevcut yasa değişikliğinin turizme zarar vereceği konusunda hemfikir.

İstanbul Rehberler Odası’nın eski başkanı Sedat Bornovalı

‘YASA TEKLİFİNDEN GERİ DÖNÜLMESİNİ İSTİYORUZ’

Sedat Bornovalı, turist rehberleri ve seyahat acenteleriyle ilgili yapılan değişikliklerin başka meslek dallarından gelen ve rehberlik yapmak isteyenler tarafından da talep edildiğine dikkat çekti. “Bakanlık hem kendi düşündüğü teknik revizyonları hem de gelen talepleri bir araya getirerek yasada güncellemelerde bulunmak istedi" diyen Bornovalı, geri adım atılmasını talep etti.

Konuyla ilgili Bornovalı, “Rehberlikte atama kısıtlıdır ama en azından kolayca rehberlik yetkisine ulaşmayı talep eder çoğu kişi. Örneğin, sanat tarihi öğretmenleri veya arkeologlar, genelde mezun sayısından çok daha az atanırlar ve özel sektörde de pek çalışamazlar. ‘Öyleyse madem kazıya, müzeye atanamıyoruz rehberlik yapalım’ şeklinde taleplerle gelirler. Aynı şekilde dil bilmeyen ama rehberlik okumuş insan da var. ‘Dili beceremedik biz de Türkçe anlatırız’ diye rehberliğin özüne aykırı bir talep sık sık geliyordu. Bu, tıp fakültesinde 'sadece anatomiyi öğrenemedik' demek gibi bir şey. Ayrıca, örneğin, Çin gibi piyasalardan gelen turistlere yeterli rehber yok deniyor. Bu dilleri bilenler için de hızlı kurslarla rehber yetiştirilmek isteniyor. Düşük kaliteli ve sıradan eğitim seçenekleri üretiliyor rehberlik için. Bakanlığın toplumdan gelen taleple bir tasarı ortaya atması normal karşılanabilir. Ancak Rehberler Birliği’nin buna karşı önerileri geliştirmiş olması gerekirdi. Daha sonra rehberlerin sosyal medyada itirazları ile anlaşıldı ki, meslek birliğimiz bu konularda sessiz ve ilgisiz de olsa aslında mesleğin tabanının çok haklı, farklı çağrıları var. Biz de geri adım atılmasını istiyoruz" dedi.

Turist Rehberleri Birliği eski başkanı Suat Tural

‘20-30 ACENTE İSTİYOR DİYE DEĞİŞİKLİK YAPILMAZ’

Suat Tural ise yerli yolcuyla tur yapan bazı acentelerin talebi için yabancı dil bilme şartının ortadan kaldırılmasının turizme verilebilecek en büyük zarar olacağını belirtti.

Tural, "Osmanlı'nın son döneminde 1890 yılında seyyahine eşlik edecekler için yasada yabancı dil bilme şartı vardı. Yüzyıllar öncesinde yabancı dil şartını getirmişiz. O günden bugüne yabancı dil bilme şartıyla ilgili en ufak bir tartışma yaşanmamış bile. Hâl böyleyken Türkiye'de sayıları on bini bulan acenteler karşısında maksimum 20-30 tane acente, yerli yolcuyla tur yapıyor diye turist rehberinin yabancı dil bilme şartının ortadan kaldırılması, turizme verilebilecek en büyük zararlardan biridir. Şu an 6326 sayılı yasada değişiklik yapılmak isteniyor. Komisyondan da geçti. Ancak meclis çalışmaları yerel seçimin sonrasına bırakıldığı için genel kurulda görüşülmedi. 20-30 acente böyle istedi diye rehberlik şartlarının tartışılması abesle iştigaldir. Oysa rehber ister yabancıyla çalışsın, ister yerliyle çalışsın yabancı dil bilmek zorundadır. Bir insan niye rehber olur? Tura katılacak insanlardan fazlasını bildiği için. Fazlasını bilecek ki, anlatacak. Turist rehberliği niteliğimiz mevcut haliyle dünya genelinde ilk üçe girebilir. O yüzden dil eğitimi şartı da bir şart olarak kalmaya devam etmelidir" ifadelerini kullandı.

Turist Rehberleri Birliği Başkanı Hakan Eğinlioğlu. 

HAKAN EĞİNLİOĞLU: YASA, BAKANIN BASKISIYLA OLUŞTU

Turist Rehberleri Birliği Başkanı Hakan Eğinlioğlu, yasa taslağında yapılacak değişikliklerle birçok rehberin işsiz kalacağına dikkat çekiyor. “Değişiklikte turizmde ülkemizin dünyada üç ileri ülke arasında yer almasını engelleyecek unsurlar var” diyen Eğinlioğlu şunları ifade etti,

“Rehberlik mesleğinde ilgili yasa taslağı görüşmeleri başlayalı epey oldu, ne meslek odalarına duyuruldu görüşmeler ne de meslektaşlarımız bundan haberdar oldu. Yasa taslağı sayın Bakan'ın isteği, baskısıyla oluşturulan bir durum. Tabii ki meslek yasaları kutsal metin değiller, bazı şeylerin değişmesi gerekir ancak yapılacak değişiklikte bizim mesleğimizin ana hatlarında sıkıntı yaratan kararlar var. Kırmızı çizgilerimiz denilen, mesleğin en önemli maddelerinde değişiklik yapıyorlar ki bu durum pek çok meslektaşın işsiz kalmasına neden olacak. Sadece meslektaşlarımız değil doksana yakın rehberlik bölümü ve programı da işlevsizleşecek. Teklifte ayrıca Türkçe rehberlik kadar önemli olan otobüslerde rehber bulundurma zorunluluğunun kaldırılması durumu var. Böylelikle kim olduğu belirsiz, eğitimlerinin nasıl olduğunu bilemediğimiz insanlar turistlere gün boyunca bir şekilde rehberlik yapacaklar. Bu çok daha tehlikeli bir madde. Sanat tarihi ve arkeologların kolay yoldan rehber yapılması da sıkıntılı bir madde. Bir rehberlik bölümü öğrencisi nasıl arkeolog ve sanat tarihçisi olamıyorsa, bir sanat tarihçinin rehber olması manidar bir durum. Mücadelemize devam edeceğiz.”