Rahim ağzı kanseri önlenebilir ama aşısı ücretli: Adım şart

Rahim ağzı kanseri, önlenebilir ve tedavi edilebilen tek kanser türü. Kansere neden olan HPV virüsüne karşı geliştirilen aşı ise Türkiye’de hala ücretli.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA - Milyonlarca kadın her yıl rahim ağzı kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu nedenle ocak ayı “Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı” olarak belirlenmiş durumda. Dünyanın birçok ülkesinde hastalığa dikkat çekmek üzere farkındalık etkinlikleri düzenleniyor. Rahim ağzı kanseri, nedeni tamamen aydınlatılmış ve önlenebilen tek kanser türü.

Serviks adıyla da bilinen bu kanser türü, dünyada kadınlarda meme kanseri ve kalın bağırsak kanserinden sonra üçüncü sıklıkta görülürken, Türkiye’de onuncu sırada yer alıyor. Rahim ağzı kanserine HPV yani insan papillom virüsü neden oluyor. Taramam, erken teşhis ve erken tedavi hastalığın önlenmesinde büyük önem taşıyor.

Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Irmak Saraç, rahim ağzı kanserine dair doğru bilinen yanlışları, farkındalığın artırılması için atılması gereken adımları anlattı.

‘TEST BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK HİZMETLERİNDE UYGULANIYOR’

2020 yılı itibariyle rahim ağzı kanserinin 604 bin kadını etkilediğini ve bu kadınların yarısının yaşamını yitirdiğini belirten Saraç, Sağlık Bakanlığı’nın 2014 yılından bu yana kanser taramasını etkin bir şekilde yürüttüğünü söyledi. HPV’nin 200’den fazla tipinin olduğunu, bunlar içerisinde tip 16 ve 18’in kanserlerin yüzde 70’inden fazlasında sorumlu anlatan Saraç, kanser taraması sürecine dair şunları kaydetti:

“Bakanlığın taraması kanserle ilişkili tipi tarayarak başlıyor. Eğer kanserle ilişkilendirilen tiplerden biri yoksa o zaman test beş yılda bir tekrar ediliyor. Test 30 ve 65 yaş arasındaki tüm kadınları tarıyor. Birinci basamak sağlık hizmetlerinde uygulanıyor. Ama maalesef şu anda kitlerin temini ile ilgili bir sıkıntı olduğu için aksamalar yaşanıyor. Pandemide de aksamalar yaşandı. 2014 öncesinde de taraması vardı ama birinci basamakta değildi. Devlet hastanelerine başvuran kadınlara yapılıyordu. Toplumsal bir tarama değildi. Dünyada da önerilen bir tarama yöntemi. Genel anlamıyla baktığımızda gelinen noktada oldukça iyi işleyen bir program.”

Türk Tabipleri Birliği Yüksek Onur Kurulu üyesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Irmak Saraç

‘BİREYLERİN CİNSEL AKTİF OLDUKTAN İTİBAREN HPV İLE KARŞILAŞMA İHTİMALİ ÇOK YÜKSEK’

HPV’nin cinsel yolla aktarılan bir enfeksiyon olduğu söyleyen Saraç, “Cinsel aktif bir bireylerin yaklaşık yüzde 80’i 40 yaşına gelene kadar HPV ile bir şekilde karşılaşmış oluyorlar” dedi. HPV'nin vücut ısısına ihtiyaç duyduğunu, havuzlar, hamamlar gibi ortak kullanım alanlarından bulaşamayacağını belirten Saraç “Aynı zamanda oral ve anal seks ile de bulaşabiliyor. Cinsel aktivitelerin her türüyle bulaşabiliyor. Tuvaletlerden, ortak havuzlardan bulaşmaz. Bireylerin cinsel aktif olduktan itibaren HPV ile karşılaşma ihtimali çok yüksek. Çok hızlı bulaşan bir enfeksiyon” diye konuştu.

‘ERKEKLERDE BİR TARAMA YÖNTEMİ YOK’

HPV’nin sadece kadınlarda kanser yapmadığının altını çizen Saraç, erkeklerin de HPV virüsü nedeniyle kanser olabileceğini anlattı. HPV’nin yüksek riskli tiplerinin erkeklerde penis, anüs, boğaz ve bademcik gibi kanserlere yol açabileceğini söyleyen Saraç şunları kaydetti:

“Her HPV taşıyıcısı, HPV taşıdığının farkına varamaz. Kadınlara has bir virüs gibi ortaya çıkmasının en önemli nedenlerinden birisi aşının rahim ağzı kanserlerine karşı geliştirilmiş olması. Kadınlarla görünürlük kazandı. Erkeklerde bir tarama yöntemi yok. Eğer görünürde bir şey yoksa bir erkeğin HPV virüsünü taşıyıp taşımadığını hiçbir zaman bilemiyoruz.”

‘GÜVENLİ CİNSELLİKLE İLGİLİ EĞİTİME NE KADAR ERKEN BAŞLANIRSA O KADAR İYİ’

HPV’ye karşı yürütülen kampanyalar sonrasında farkındalığın artmasından sonra insanların taramaya yöneldiğini, devletin adım atmak zorunda kaldığını belirten Saraç, aşının maliyetinin yüksek olduğunu belirtti. Aşı konusunda esas kitlenin çocuklar olması gerektiğini anlatan Saraç, cinsel sağlık eğitiminin önemini vurguladı ve şunları kaydetti:

“Aşı ne kadar erken yapılırsa, koruyuculuğu da o kadar yüksek oluyor. 15 yaşını doldurmamış çocuklar iki doz aşı ile aşılanmaları yeterliyken, 15 yaş ve üzerindeki bireyler için üç doz aşı yeterli oluyor. Cinsiyetten bağımsız olarak HPV aşısı 26 yaşına kadar herkese öneriliyor. Bir kadın kaç yaşında aşı olursa olsun mutlaka rahim ağzı kanseri tarama programında diğer kadınlarla birlikte, aşı olmayanlarla birlikte kontrolüne aynı şekilde devam etmeli. En önemli şey cinsellik eğitimi. Güvenli cinsellikle ilgili eğitime ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi. Bu eğitimin yaş grubuna göre uygun şekilde aktarımları yapılabilir.”

‘SÖYLEMİN ÖTESİNE GEÇEN BİR AÇIKLAMA DEĞİL’

Saraç, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, HPV aşısına ilişkin aşılama uygulamasının “yaş” ile "medeni duruma" göre belirleneceğini açıklamasına ve aylar geçmesine rağmen aşı konusunda adım atılmamasına dair de konuştu. Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaların açıklık kazanmadığını söyleyen Saraç şunları kaydetti:

“Nasıl kızamığa karşı çocukları aşılıyoruz, bu da rahim ağzı kanserine karşı bir aşı. Cinsel yolla aktarılan bir enfeksiyon olabilir ama kişi ömür boyunca tek partnerli bile olsa bir şekilde HPV ile karşılaşma ihtimali var. Bu aşının bir virüse karşı geliştirildiğini unutmamak lazım. Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasında yaş ve medeni durum ile ilgili ayarlamalar yapılacağı söylendi. 18 yaş üzerine yapılacak diye bir bilgi geldi. Bakanlığın bilgi sayfalarında açıklanan bir şey yok. Söylemin ötesine geçen bir açıklama değil. Adım şart.”