Prof. Mustafa Sarı: Marmara'daki alg çoğalması hayra alamet değil

Marmara Denizi'nde şimdilik müsailaj tehlikesi görmediğini belirten Prof. Mustafa Sarı, "Denizde 8 metreden 22-23 metreye kadar aşırı alg çoğalması var. Bu alg çoğalması; hayra alamet değil" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, son yaptığı dalışlarda müsilaj durumuna dair elde ettiği bilgileri paylaştı. Sarı, şu an korkulan bir durumun olmadığını ancak tehlikenin devam ettiğini belirtti.

'ŞU AN MÜSİLAJ OLUŞUMU YOK'

Müsilaj (Deniz salyası) ile ilgili yaptığı araştırmalarla tanınan Prof. Dr. Sarı, "Evsel atıkların yüzde 56'sı, arıtılmadan Marmara Denizi'ne karışıyor. Denizde 8 metreden 22-23 metreye kadar aşırı alg çoğalması var. Bu alg çoğalması; hayra alamet değil" dedi. Müsilajın geçen yıl kasım ayında başladığını hatırlatan Prof. Dr. Sarı,- şöyle konuştu:

"Her ne kadar nisan ayında görmeye başlasak da müsilaj geçen yıl kasım ayında başladı. Bu nedenle büyük bir kaygıyla kasım ayının gelmesini bekledik. Şimdi kasım ayının başındayız, çok şükür en son yaptığım dalışlarda bir müsilaja rastlamadım. Lakin 8 metreden 22-23 metreye kadar aşırı alg çoğalması var. Bu alg çoğalması; hayra alamet değil. İnşallah bu müsilaj oluşumuna dönüşmez, deniz salyasına temel teşkil etmez. Ayrıca dibe yığılmış, az akıntılı bölgelerde kümelenmiş ve şu anda parçalanmaya başlamış müsilaj etkisini halen sürdürüyor. Dipte yer yer 10 santimin üzerinde kalınlığa ulaşmış durumda. Parçalanıyor, bu sırada oksijeni tüketiyor, bir taraftan da açığa çıkan inorganik besin elementleri yönüyle bir geri beslemeye; yeni bir müsilaj oluşumuna neden oluyor. Tekrar edelim, çok şükür; şu an Marmara Denizi'nde bir müsilaj oluşumu yok."

'ATIKLARIN YÜZDE 50'Sİ HİÇ ARITILMADAN MARMARA'YA'

Prof. Sarı, Adalar dahil Marmara Denizi'nin tamamının 'Özel Çevre Koruma Alanı' olarak ilan edildiğini hatırlattı. Karardan memnuniyet duyduğunu belirten Prof. Dr. Sarı, "Ancak koruma alanı ilan etmek; tek başına mutlaka yetmeyecektir. Eylem planının geri kalan kısımlarının da bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor. Bunların başında da halen bütün atıklarımızı Marmara Denizi’ne göndermeye devam ediyoruz. Evet, koruma alanı ilan ettik lakin evsel atıklarımızın yüzde 43'ünü arıtarak Marmara Denizi'ne veriyoruz. Yüzde 56'sı hadi iyimser olan, yüzde 50'si ise hiç arıtılmadan Marmara Denizi'ne gitmeye devam ediyor. Atıkları azaltmadığımız sürece hep müsilaj riskiyle, tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuzun da altını çizelim" diye konuştu. (DHA)