'Asıl ihanet edenler İstanbul'u Katar emirinin annesine peşkeş çekenlerdir'

CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Tek parti döneminde alınan bu karar, tarihe ihanet olmanın yanında hukuka da aykırıydı" sözlerine tepki gösterdi. Öztrak, "Bir ihanet varsa; Fatih Sultan Mehmet’in, Mustafa Kemal Atatürk’ün kılıç hakkıyla aldığı toprakları Katar emirinin annesine tarla olarak satıp, sonra bakanlık kararıyla ticari arsaya çevirerek milyonlarca dolar kazandırmaya kalkan sonra da utanmadan 'İstanbul’a ihanet ettik' diyenlerdedir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Öztrak Ayasofya'nın çıkarılacak bir kararname ile de ibadete açılabileceğini ancak 'iktidarın yetkisini kullanmayıp hâkimlerin arkasına saklanarak bedelini milletin ödeyeceği, bir hukuki garabetine neden olduğunu' savundu.

Öztrak, konuya ilişkin şöyle konuştu:

'AYASOFYA 567 YILDIR BİZİM'

"Ayasofya’yı cami mi yapmak istiyorsunuz. Yetki sizde. Mertçe, delikanlıca çıkın. Öyle Danıştay kararını falan beklemeyin. Çıkarın bir kararname, olsun bitsin. Yaptılar mı? Yapamadılar. Bir yandan '1934’te yürürlüğe konulan Bakanlar Kurulu kararı iptal edilmesin' diye Danıştay’a savunma verirken diğer yandan da 'Ayasofya dik duruşumuz sayesinde ibadete açıldı' diye caka sattılar. Hadi oradan. Yapılanın adı siyasi riyakârlıktır, ikiyüzlülüktür. Ama bunun kadar önemli olan bir başka husus da yetkinizi kullanmayıp kendi atadığınız hâkimlerin arkasına saklanarak bedelini milletimizin ödeyeceği, bir hukuki garabete neden olmanızdır.

Ayasofya 567 yıldır bizimdir. Ve İstanbul’un iki büyük fatihi vardır. Biri Fatih Sultan Mehmet Han, diğeri ise Gazi Mustafa Kemal Atatürk... Biz iki atamızla da gurur duyuyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kılıcı olmasaydı, bugün Ayasofya’da, Sultanahmet’te, Süleymaniye’de ecdadın mukaddes emanetleri üzerinde hak iddia edebilir miydik? Yoksa Ayasofya ile beraber tüm bu mukaddes emanetler de emperyalistlerin eline mi düşerdi?

İşte Gazi, kılıç hakkının verdiği bu özgüvenle, Ayasofya’yı bütün insanlık âleminin ortak mirası olarak müze yapmış ve tüm insanlığın ziyaretine açmıştır. Bunu beğenmedin mi? Yetkini kullanarak değiştirebilirsin. Yetki sende, ama sen bir yandan yargının arkasına sığınıyorsun, diğer yandan da bu karara 'Tarihe karşı ihanet' diyerek kararda imzası olan Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ettiniz. Bu ülkede Cumhurbaşkanı makamında oturup da Atatürk’e hakaret eden tek parti genel başkanı sizsiniz. Bir ihanet varsa; rant uğruna, ecdadın emaneti İstanbul’a ihanet hançerini saplayan, kupon arazileri yandaşlarına peşkeş çeken, Fatih Sultan Mehmet’in, Mustafa Kemal Atatürk’ün kılıç hakkıyla aldığı toprakları, Katar emirinin annesine tarla olarak satıp, sonra bakanlık kararıyla ticari arsaya çevirerek milyonlarca dolar kazandırmaya kalkan sonra da utanmadan 'İstanbul’a ihanet ettik' diyenlerdedir."

'DARBE ÖNCESİ MARMARİS'TE İŞİNİZ NEYDİ?' 

CHP Parti Sözcüsü Öztrak açıklamasında, 15 Temmuz Darbe Girişimi'nin dördüncü yıl dönümü nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'a konuya ilişkin sorular yöneltti. Öztrak, Erdoğan'a “Darbe öncesi Marmaris’te işin neydi? Uçaklar, helikopterler neden hazır duruyordu? Önceden bir istihbarat mı aldınız? Uçağa saat kaçta bindiniz? Bu hususları içeren muhalefet şerhimizin de içinde yer aldığı TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunu neden yayınlatmadınız?” sorularını sordu.

Öztrak şunları söyledi:

"Erdoğan herhalde 'Herkesi kör, âlemi de sersem' sanıyor. FETÖ’cülere, 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' diye ağıt yakıp; 'Dön artık memleketine bitsin bu hasret' diye zırıl zırıl ağlayan kimdi? Erdoğan ve çevresiydi. Bunlara 'Ne istediniz de vermedik' diyen kimdi? Erdoğan’dı. Milli ordumuzun harimiismetine, kozmik odasına bu FETÖ’cüleri sokan kimdi? Erdoğan’dı. 'Kemalist gelenekle, FETÖ’cüleri birbirine kırdırdık' diyerek hain darbenin ardındaki siyasi aklı televizyonlarda hem de çok yakınlarda ifşa eden kimdi? AK Parti’nin Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısıydı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın uyarılarına ve Genelkurmay'ın talebine rağmen darbenin baş rolündeki generallerin, 'Kibirli adamın isteğiyle' ordudan ihraç edilmediğini açıklayan kimdi? O dönemin başbakanıydı. Yine bu darbe girişimini 'Allah’ın lütfu' deyip, siyasi fırsat olarak kucaklayan kimdi? O da Erdoğan’dı.

Biz de soralım; 'Darbe öncesi Marmaris’te işin neydi? Uçaklar, helikopterler neden hazır duruyordu? Önceden bir istihbarat mı aldınız? Uçağa saat kaçta bindiniz? Bu hususları içeren muhalefet şerhimizin de içinde yer aldığı TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunu neden yayınlatmadınız?”

'KÖPÜKLÜ JAKUZİLERDE VİDEO ÇEKİP MİLLETLE ALAY ETMEYE BAŞLADILAR'

Öztrak, 25-29 yaşındaki her 100 gençten 40’ı ne eğitimde ne de bir işte çalıştığına dikkat çekerek "Ama saray sosyetesinin gençlerine, sarayın yanaşmalarına, beslemelerine hava tabii hoş. Onlar köpüklü jakuzilerde video çekip “Fakirler, beni rahatsız etmeyin” diye milletle alay etmeye başladılar" dedi.

Öztrak, TÜİK'in açıkladığı nisan ayı işsizlik rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öztrak, 'gerçek işsiz sayısının' 10 milyon 221 bin olduğuna dikkat çekerek "Bu liyakatsiz kadrolar elinde koskoca bir genç kuşak heba edilmek üzere" dedi.

Öztrak sözlerini şöyle sürdürdü:

"Saray’ın sosyete damadının vesayetindeki TÜİK, işsizlik rakamlarını daha yeni açıkladı. Saray rejiminin iş başı yaptığı günden bugüne, yani son iki yılda, 3 milyon 202 bin yurttaşımız işini kaybetmiş. Tek bir ayda 968 bin kişi işinden ayrılmış. Hem de sarayın sosyete damadının “2,5 milyon ilave istihdam yaratacağız” diye geçen yılın başında milletimize söz vermesine rağmen.

Odalar ve Borsalar Birliği’ne otellerde süslü toplantılar düzenletti. Bıraktık yeni istihdamı bu beceriksizlerin elinde, işi olanlar da işini kaybetti. “Gerçek işsiz” sayımız, 10 milyon 221 bine çıktı. İnsanın hayatında ölüm ve amansız hastalıktan sonra en büyük kıyamet işsizliktir. Dile kolay, bu rejim 10 milyon 221 bin yurttaşımıza daha bu dünyadayken kıyameti yaşatıyor. İşsizler ordumuzun sayısı dünya üzerindeki 104 ülkenin nüfusundan fazla.

Ve çok daha acısı; bu liyakatsiz kadrolar elinde koskoca bir genç kuşak heba edilmek üzere. 25-29 yaşındaki her 100 gencimizden 40’ı ne eğitimde ne de bir işte çalışıyor. Taşı sıksa, suyunu çıkaracak 2 milyon 458 bin gencimiz evinde oturup, anasının babasının eline bakıyor. Ama saray sosyetesinin gençlerine, sarayın yanaşmalarına, beslemelerine hava tabii hoş. Onlar köpüklü jakuzilerde video çekip “Fakirler, beni rahatsız etmeyin” diye milletle alay edebiliyorlar. Milletin çocukları tek bir maaşlı iş bulamazken sarayın beslemeleri üçer beşer maaşla dünyalıklarını yapıyor." (ANKA)