Akşener: Başak Demirtaş'a saldırı ne ilk ne son

HDP'nin eski eşgenel başkanı Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'a yönelik cinsiyetçi saldırıyı partisinin grup toplantısında değerlendiren İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener: "Sayın Erdoğan başta olmak üzere Türkiye’yi yönetenleri bu konuda tutum almaya davet ediyorum."

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Akşener, grup toplantısında bir süre konuştuktan sonra, "Madem memleket masasına çemkirdiniz işte size milletin kürsüsü. Bu kürsüde milletin derdi konuşulur. Şimdi esnafın konuşma zamanı" diyerek sözü Ankara Kahveciler Esnaf Odası Başkanı İsa Güven'e bıraktı.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

KADINLARIN ÜZERİNDEN ÇİRKİN ELLERİNİZİ ÇEKİN: İktidarın rahatlatan açıklamalarına dikkat etmeyelim. Sağlık Bakanı ve Bilim Kurulu’nun çekimser açıklamalarının altında yatanlara dikkat edelim. Kurallara uyalım ki sağlık ordumuzun işini kolaylaştıralım. Devleti yönetenler, bizi biz yapan değerlere yabancılaştıkça, onları takip eden birtakım yarım akıllılar, meseleyi daha da batak bir hale getiriyor. Bunun son örneğini, bu seviyesizliği takip etmeyi meziyet sanan bir kendini bilmezin, sosyal medyadan Başak Demirtaş’ı hedef alan ahlaksızlığında gördük. Başak Demirtaş’a saldırı ne ilk ne de son olacaktır. Benzeri çirkin saldırıları yaşamış bir kadın olarak umarım ki son olur ama bu bir zihniyet meselesi. Bizi yönetenler bu konuda net bir tavır almadıkları sürece bu çürümüşlük devam edecektir. Onun için sayın Erdoğan başta olmak üzere Türkiye’yi yönetenleri bu konuda tutum almaya davet ediyorum. Bu ahlaksızlık, işine geldi mi kadının iffetinden dem vurup, icap ettiğinde, kadınlarımıza yönelik her tür alçaklığa yol veren, bir çürümüş zihniyetin ürünüdür. Türkiye’nin namuslu, haysiyetli insanları adına, bir kez de buradan sesleniyorum: Yeter artık! Çirkin dilinizi de, kirli ellerinizi de, kadınların üzerinden çekin artık. Kadın bedeni üzerinden siyaset yapmaya, son verin artık.

İKTİDAR SİYASET AHLAKINI ANLAMIYOR: Geçtiğimiz hafta, bu kirli zihniyetin, sosyal medyada ifşa oluşuna şahit olduk. Twitter, yayınladığı bir bildiriyle, Türkiye’de siyasi amaçla kullanılan, 7 bin 340 adet troll, yani sahte hesabı kapattığını açıkladı. Türkiye, Rusya ve Çin’le birlikte, sosyal medyadaki her tür çirkinliğin sebebi olan “Troller” konusuna, özne olmuş oldu… Yani Türkiye, yeni bir konuda, yine Sayın Erdoğan ve ekibi sayesinde, uluslararası toplumda rezil edildi. Peki ne işe yarıyor bu troll hesaplar? Birinci görevleri, Sayın Erdoğan’ı övmek, İkinci görevleri de bizlere sövmek… Bu şekilde akıllarınca sosyal medyada propaganda yapıyorlar. İktidardakilerin yönetim anlayışına bakın… Güzelim memleketi düşürdükleri duruma bakın… Türkiye, parayla sanal şakşakçı tutacak kadar korkak bir liderliği, hak etmiyor. Türkiye, demokrasi fukarası Rusya ve Çin’le birlikte anılmayı, hak etmiyor. Türkiye, bir kabile devleti muamelesi görmeyi, hak etmiyor. Türk milleti, böylesine çapsız bir siyaseti, hak etmiyor. Dünyada “siyaset ahlakı” diye bir kavram var. İktidarın ısrarla anlamadığı şey işte bu.

TROLLERİN SANAL YANGIN GERÇEK: Gelişmiş ülkelerde siyasette troll hesap kullanmak, büyük bir ahlaksızlık, bir utanç kaynağı olarak görülüyor. Çünkü sahtekarlık olarak, milletine yalan söylemek olarak görülüyor. Ama bu arkadaşlar, bırakın utanmayı, bir de saray bürokratlarına açıklama yaptırıyorlar. Bu sahtekarlığı, savunma yüzsüzlüğünü gösteriyorlar. Sen gitmişsin, parayı bastırıp, insan istihdam edip, sahte isimlerle, sahte hesaplar açtırmışsın; Sonra o hesaplar üzerinden millete yalan söyletip, kara propaganda yaptırmışsın; insanlara her türlü hakareti ettirmişsin. Üstüne bir de yakalanmışsın; şimdi de geçmiş, yavuz hırsız misali bu ahlaksızlığı savunuyorsun… Ayıptır, ayıp… Sayın Erdoğan; sanal alemde yaydığın yalanları artık kimse yutmuyor. Beğenmediklerinin üstüne saldığın trollerden artık kimse korkmuyor. Damadının masallarına da artık kimse inanmıyor. Çünkü senin trollerin sanal ama 3600 ek gösterge bekleyenler, EYT’liler gerçek. Damadının ekonomi programları sanal ama mutfaktaki yangın gerçek. TÜİK’in rakamları sanal ama atanamayan öğretmenler gerçek. Saray’dan gördüğün uçan Türkiye sanal ama işsiz milyonlarca gencimiz, geçinemeyen vatandaşımız gerçek.

GENÇ YÖNETİCİ İTİRAF ETTİ: Bu sahtekarlığın hesabını sorun. Sandığı beklemeyin. Telefonu açın, parti merkezlerine “Siz niye sahtekarlık yapıyorsunuz?” diye hesap sorun. “Biz iş bulamıyorken, siz bu ahlaksız trollere ne hakla para yedirirsiniz?” diye hesap sorun. Telefon açın, e-posta yazın ve “Siz benim aklımla, ferasetimle alay mı ediyorsunuz?” diye sorun. Sorun ki, belki utanır, temiz siyasete mecbur kalırlar. Sorun ki, belki utanır, siyasetin millet için yapıldığını hatırlarlar. Dava arkadaşlarım, Türkiye, son 10 yıldır her türlü kirli tezgaha, kirli kumpaslara, kirli oyunlara sahne oldu. Tüm yaşananlardan sonra, iktidardakiler hatalarını gördüler sandık. Kol kola yürüdükleri darbeci bir çetenin, ülkemizi uçurumun eşiğine, 15 Temmuz’a getiren ayak oyunlarından ders aldılar zannettik. Çünkü gözümüzün içine baka baka, “Önce Allah, sonra milletimiz affetsin” dediler. Heyhat, yanılmışız… En küçük bir ders almamışlar, çünkü aslında kandırılmamışlar. Hatırlayın geçtiğimiz günlerde AK Parti’nin medya ve tanıtımdan sorumlu başkan yardımcısı, canlı yayında, 18 yıllık AK Parti iktidarına ışık tutan bir itirafta bulundu: Ne dedi o genç yönetici? “FETÖ’cülerle kol kola girdik, çünkü kadrolarımız yoktu. Biz de, FETÖ’cülerle-Kemalistleri birbirine kırdırmak suretiyle yol aldık.” Aynen böyle dedi… İstifa etmesi, görevden alınması, bu kirli itirafı ortadan kaldırmaz.

DEVLET YÖNETMEK LİYAKAT İSTER: Hal böyleyken, bazı soruları sormak en doğal hakkımız: Sayın Erdoğan Ergenekon ve Balyoz yargılamalarında suçsuz yere yatan insanlarımız, özellikle mi FETÖ’cülere kırdırıldı? Onca asker-sivil vatanseverimiz, hiçbir suçları yokken, özellikle mi FETÖ’cülere kırdırıldı? Onuru için silahını ateşleyen Yarbay Ali Tatar gibi, Kaşif Kozinoğlu gibi kıymetlerimiz, özellikle mi FETÖ’cülere kırdırıldı? İktidar hesaplarınızı, vatanını milletini seven insanları, teröristlere kırdırmak üzerine mi yaptınız? Tek adam sistemini kurma planlarınızı, Atatürk’ü, Cumhuriyetimizi seven insanları, hainlere kırdırmak üzerine mi inşa ettiniz? Güç sevdanız, yerin dibine batsın! Devlet yönetme anlayışınız, yerin dibine batsın! Kazanmak için her türlü kötülüğü yapmayı mübah gören zihniyetiniz, yerin dibine batsın! Yazıklar olsun. Yol arkadaşlarım; devlet yönetmek, devlet gibi davranmakla mümkündür. Devlet yönetmek, ahlak ister, ciddiyet ister, liyakat ister. Bunlara sahip değilseniz, hakikat bir gün mutlaka gelir, yakanıza yapışır.

GÜREŞÇİ ATANINCA KALİFİYE VATANDAŞ İNCİNİYOR: Çünkü gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi, çok enteresan bir huyu vardır. Nitekim bu nedenle, AK Parti iktidarının en çok korktuğu şey de, gerçekleri konuşmaktır. O yüzden memlekete haftalardır darbe tartıştırıyorlar. Seçim tartıştırıyorlar. Bugün, vefatının 5.'inci yılında saygıyla ve özlemle andığım, rahmetli Demirel’in dediği gibi: “Meseleleri, mesele etmeyince ortada mesele kalmaz” sanıyorlar. Ama unutuyorlar ki, “Tencere her hükümeti sallar.” İşte o nedenle istedikleri kadar uğraşsınlar, başaramayacaklar. Çünkü artık milletimizin bu suni gündemlere karnı tok. Çünkü insanımızın karnı aç. Çünkü esnafımızın cebinde para yok. Çünkü gençlerimiz işsiz. AK Parti’ye oy verenin durumu da aynı, İYİ Parti’ye oy verenin de durumu aynı. Yıllardır AK Parti’yi ayakta tutan vatandaşlarımız da, artık gerçeği görüyor. Kendi çocukları, kendi eşleri, bizzat kendileri işsizken, mutfakta tencereyi kaynatmakta zorlanırken, ay sonunu getiremiyorken, saraya kapanan Sayın Erdoğan’ın ve çevresinin sürdüğü sefayı görüyorlar. Özel kalem müdürünün eşini, Türkiye’nin gerçeklerini araştırmakla görevli TÜİK’in başına atayınca, üniversiteli gençlerimin hayalleri soluyor. Milletçe sevdiğimiz, başarılarıyla gurur duyduğumuz bir sporcumuz da olsa, banka yönetim kuruluna bir güreşçi atandığında, aylardır işsiz gezen doktoralı ekonomistim isyan ediyor. RTÜK Başkanı, bir başka bankanın yönetimine atanıp, 4’üncü maaşını almaya başlayınca, bankaya olan borcu yüzünden intihar eden babalarımızın ruhları inciniyor.

BU TEDBİRLERİ ALIN: Buradan iktidardakilere sesleniyorum; böylesine zor bir dönemde, elektrik, doğalgaz ve su faturalarının ertelenmesi beklenirken, üstüne ödenemeyen faturalar nedeniyle, elektriğinin ve suyunun kesilmesi, açma-kapama bedeli alınması, esnafın kalan son iş yapma imkanını da elinden alıyor. Borcu çok, geliri yok olan esnaf için, kepenk indirmekten başka çare bırakmıyorsunuz. “Çalışan başına 10.000 lira işletme sermayesi desteği” önerimizi, işte bunun için yapmıştık. Bu önerimizde ısrarlıyız. Küçük işletmelere ve esnafımıza, çalışan başına 10.000 lira tutarında, en az bir yılı faizsiz ve ödemesi bir yıl sonra başlayacak şekilde, 36 aylık işletme kredisini, “can suyu” olarak verin. Yanında 3 kişi çalışan bir berber esnafımız, 30 bin lirayı, 7 kişi çalıştıran bir restoran sahibi, 70 bin lirayı hemen bugün alsın ve işyerini açık tutabilmek için kullansın. Nakit akışına destek olmak amacıyla, Bağkur ödemelerine, en az 3 aylık muafiyet getirin, bu ödemeleri devlet yapsın. Esnafımızın 2020 Mart ayından itibaren, yıl sonuna kadarki bütün vergi ve SGK ödemeleri, Ocak 2021’den başlamak ve vade farksız 24 ayda ödenmek üzere, yapılandırılsın. Buna, elektrik su ve doğalgaz faturaları da dâhil edilsin. (HABER MERKEZİ)