MAN Adası davasını kamuoyundan kaçırma teklifi

Yargılamaları hızlandırmak için getirilen “2. Yargı Paketi”ne göre “Korunmaya değer üstün menfaat” gerekçesiyle bazı duruşmalar gizli yapılabilecek. CHP, “belirsizlik, hukuk devletine aykırılık” diyerek maddenin tekliften çıkarılmasını istedi. MAN Adası davası örneğini veren HDP ise maddenin muhalefetin veya iktidarın taraf olduğu davalarda mevcut olan vakayı kamuoyundan kaçırmak gibi bir sonucu olabileceği uyarısında bulundu, "En büyük sorun halkın, kamuoyunun adaletten kuşku duyacak olmasıdır" dedi. 

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Adalet Bakanlığı’nın Yargı Reformu Strateji Belgesi kapsamında Meclis’e sunduğu 2. Yargı Paketinin Adalet Komisyonu'ndaki görüşmeleri tamamlandı. Hukuk yargılamalarında ön inceleme müessesesini süreler açısından değiştirerek yargının hızlandırılmasını sağlamak amacıyla başta Hukuk Muhakemeleri Kanunu olmak üzere bazı kanunlarda değişiklik öngören teklife CHP, HDP ve İYİ Parti muhalefet şerhi düştü.

CHP: PARLAMENTO NOTER DEĞİLDİR

CHP’nin muhalefet şerhinde söz konusu teklifin asıl sahibinin parlamento değil, cumhurbaşkanlığı bünyesinde oluşturulan Hukuk Politikaları Kurulu ve Adalet Bakanlığı’nın birkaç bürokratı olduğu ifade edildi, “Geçmişte cumhurbaşkanlığı makamına ‘noter’ kıyafeti giydirmek isteyenler, bu makama oturmalarının ardından parlamentoya bu misyonu yükleme çabasındadır. İyi bilinmelidir ki demokratik hukuk devletlerinde ne parlamento ‘noter’dir ne de komisyonlar ‘teklif keşidecisi’” denildi. Yargıda siyasi kadrolaşmanın, ‘Hakyolcu’, ‘Pelikancı’, ‘Menzilci’, ‘Adalet ve Medeniyet Dernek’çiler şeklinde organize edildiği iddialarının yer aldığı şerhte yargıya güvenin de toplum nezdinde yüzde 20’ler seviyesinde olduğu ifade edildi.

GİZLİ DURUŞMA MADDESİ TEKLİFTEN ÇIKARILSIN

63 maddelik teklifin en çok tartışma yaratan maddelerinden biri duruşmaların bir kısmının veya tamamının, “yargılama ile ilgili kişilerin korunmaya değer üstün bir menfaatinin kesin olarak gerekli kaldığı haller”de gizli yapılmasına olanak sağlanması oldu. CHP şerhinde, “‘Korunmaya değer üstün menfaat’ tanımlaması belirsizdir ve hukuk devleti, hukuki belirlilik ve öngörülebilirliğe aykırıdır. Yanlış yorumlarla hatalı sonuçlara yol açacağından teklif metninden çıkartılması uygun olacaktır” denildi.

HAKİMLE YÜZ YÜZELİK İLKESİ İHLALİ

Teklif ile ‘Ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrası’ maddesinde de değişiklik yapıyor. Buna göre, ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşmaya katılımda ‘tarafların rızası’ yerine ‘tarafların birinin talebi' yeterli görülecek. Ayrıca mahkemenin, fiili engel veya güvenlik sebebiyle duruşmanın il sınırları içinde başka bir yerde yapılmasına karar vermesi öngörülüyor. CHP, “Duruşmayı izleyecek kişilerin duruşmadan uzak tutulması yönünde bir uygulamaya dönüşmesi, kimi duruşmaların kamuoyu ve ilgililerin takibinden uzaklaştırılması; vatandaşın mahkemeye ve adalete erişiminin güçleştirilmemesi sonuçlarını doğurabilecektir. Yargılamada hakimle olan yüz yüzelik ilkesi de ihlal edilmektedir” diyerek bu maddenin tekliften çıkarılmasını istedi.

HDP: MECLİS İDARİ ONAY OFİSİ OLDU

HDP’nin muhalefet şerhinde de kanun tekliflerinin hazırlanma şekli eleştirildi, “Sadece teknik prosedür yerine getirilerek, bu vesileyle idari onay ofisi haline getirilen Meclis’e yasama sürecinde bir araç rolü biçiliyor. Yasama sürecinde Meclis’i devre dışı bırakan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, “Torba Yasa Hükümet Sistemi ”ne dönüşmüş durumdadır” değerlendirmesi yapıldı.

GİZLİ YARGILAMA ADALETE İNANCI ZAYIFLATIR

Anayasaya aykırılık iddialarının yer aldığı şerhte, “gizli duruşma”nın da aleniyet ilkesine aykırı olduğu ifade edildi. Şerhte bunun sakıncaları MAN Adası davası örneğiyle şöyle verildi:

“Özellikle muhalefetin siyaset kurumunun veya iktidarın taraf olduğu davalarda mevcut olan vakayı, mevcut olan durumu kamuoyundan kaçırmak, halktan kaçırmak gibi bir sonucu da doğuracaktır. Son dönemlerde tartışma konusu olan Man Adası ile ilgili olan bir davada tarafları ve mevcut olan siyasal iktidarı etkileyeceği kanaatiyle mahkeme burada bir gizlilik kararı verebilecek. Gizlilik kararı verilmesi kimin yararına, yargılama yapma yükümlülüğünde olan yargı makamlarının en büyük sorunu doğru karar vermeye ilişkin olan husus değildir. En büyük sorun şu olacak; halkın, kamuoyunun, vatandaşın adaletten kuşku duyacak olmasıdır. Siz yüzde 100 doğru karar verseniz bile, bir mahkeme yüzde 100 bir olayda doğru karar verse bile eğer halkın adalete olan inancı zedelendiyse, halkın adalete güveni kalmadıysa o mahkeme kararının o verilen kararın hiçbir hükmü ve meşruiyeti olmayacaktır.”

İYİ PARTİ: BÜTÜNSEL YARGI REFORMU ŞART

İYİ Parti şerhinde Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yapılacak değişikliğin yargının hızlandırılması adına desteklenmesi gereken birçok maddesi bulunduğu belirtildi, ancak yapısal sorunlara dikkat çekildi. Bürokrasiden gelen yasa tekliflerinin hem katılım fikrinden çok uzak hem de yasamanın asıl unsur olması, yasama görevi olması gerçeğiyle çeliştiği belirtilen şerhte şöyle denildi:

“Sözün özü tabii ki geciken adalet adalet değildir. Adaletin hızlanması noktasında birçok maddenin yeniden zaten mecburen değiştirilmek gereği bulunmaktadır. O maddelerle ilgili değişiklikler tabii ki desteklenir ama yasaları yaparken artık muhalefeti hasım sayarak tarafları ve kendinizden başkalarını hasım görerek, art niyetli görerek yasa hazırlayıp Türkiye’yi huzur ve güvene kavuşturamayız. Onun için demokratik ülkelerde ve hatta geçmişte Türkiye’nin yaptığı gibi katılımcılarla, ilgilileriyle, sivil toplumla ve muhalefetle ama en önemlisi yasamayı işlevine kavuşturarak gerçekten bütünsel yargı reformunu yeniden başlatmak zorundayız. Parça parça yapılan şeyler her an yeni yeni torba yasaları davet etmekte, kanun sistematiği de bozulduğu gibi tamamen bir kargaşa sisteminin içine girmekteyiz. Bunu başta işin zihniyetini değiştirmek suretiyle yeni baştan başlamak gerekir.”