Üstün: Virüs bahane edilerek toplum yeni bir otoriter iklime sokuluyor

Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk Politikaları Başkanı Ayhan Sefer Üstün, korona virüsü salgını sürecinde alınan kayyım atamaları ve belediye yardımlarının durdurulması gibi kimi kararları 15 Temmuz sonrası yaşanan sürece benzetti, "Korona virüsü bahane edilerek toplum yeni bir otoriter iklime sokulmak istenmektedir” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Korona virüsü salgınında ilk vakanın ortaya çıktığı 11 Mart’tan bugüne 25 gün geçti. Vaka sayısı 30 bini aşarken can kaybı sayısı 649'a yükseldi. Salgını önlemek için alınan tedbirlere her gün yenileri eklenirken bu süreçte birçok da tartışmalı karara imza atıldı. Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk Politikaları Başkanı Ayhan Sefer Üstün, korona virüsü salgını sürecinde alınan kayyım atamaları ve belediye yardımlarının durdurulması gibi kararları 15 Temmuz sonrası yaşanan sürece benzetti, "Korona virüsü bahane edilerek toplum yeni bir otoriter iklime sokulmak istenmektedir" diye konuştu.

6 BAŞLIKTA YENİ OTORİTERLEŞME EĞİLİMLERİ

15 Temmuz darbe girişiminin ardından büyük bir fırsatın heba edildiğini Türkiye’nin daha demokratik bir düzleme evrilmesi gerekirken, daha otoriter bir yöne gittiğini söyleyen Üstün, "Maalesef 15 Temmuz sonrası yaşanan otoriterleşme eğilimlerini korona virüsü sürecinde de görmekteyiz" dedi. Üstün bu gelişmeleri 6 madde halinde şöyle sıraladı:

-Dernekler yasasında yapılan antidemokratik düzenleme.

-Devletin ve yürütmenin bir parçası olan yerel yönetimlerin karşı karşıya kaldığı kısıtlamalar.

-Yargı kararı olmaksızın kaş-göz arasında yeni kayyumların atanması.

-Yardım kampanyalarında sivil toplumun önünün açılması gerekirken, tekçi, aşırı devletçi mantıkla hareket edilmesi ve bu alanda önemli bir tecrübe edinmiş sivil toplum örgütlerinin dışlanması.

-Suç olma ihtimali olmayan en hafif muhalif söylemlere karşı tahammül edilmeyip takibat açılması, tutuklamaların olması.

-Yeni Ceza İnfaz Kanunu teklifinde; öncelikle şiddete başvurulmamış devlete karşı işlenmiş suçlarda af (ceza indirimi) olması gerekirken, devleti idare edenlerin önceki söylemlerinin aksine, çoğunlukla şahıslara karşı işlenen suçların ceza indirimine tabi tutulması otoriterleşmenin başka bir göstergesi olmuştur.