Akşener: Mikrofon delikanlılığını artık bırakın

İYİ Parti lideri Meral Akşener, Meclis'te gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İdlib'de ölen beş Türk askeriyle ilgili açıklama yapan Akşener, "Bu iş öyle açıklamayla falan olmaz" dedi. Akşener, Erdoğan ve Başbuğ arasında yaşanan tartışmayla ilgili "Bu polemik kimin ekmeğine yağ sürüyor?" diye sordu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Meclis'te partisinin grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, hükümetin Suriye politikasını eleştirdi. Akşener, İdlib'de ölen askerlerle ilgili, "Siz daha neyi bekliyorsunuz? Diplomasi seçeneği elbette kıyıda durmalı. Mikrofon delikanlılığını artık bırakın, ve gerekeni yapın" dedi.

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle;

SURİYE'DEKİ SALDIRI: İdlib’deki askerlerimize yapılan saldırı ardından yapılan açıklama, geçen haftaki açıklamanın aynısıydı. “Saldırı noktaları, ateş destek vasıtalarıyla ateş altına alınmış ve gerekli cevap verilmiş…” Devletin sözüne inanmak durumundayız. Ancak bu inancımız, tahammül sınırlarını zorlayan bir noktaya geldiğimiz gerçeğini, ortadan kaldırmıyor. Bu iş öyle açıklamayla falan olmaz. Ülkemizi soktuğunuz Suriye bataklığında, Mehmedim can veriyor, siz daha neyi bekliyorsunuz? Diplomasi seçeneği elbette kıyıda durmalı. Mikrofon delikanlılığını artık bırakın, ve gerekeni yapın.

ÜST ÜSTE YAŞANAN KAZALAR: Van’daki çığ felaketinde ve İstanbul’daki uçak kazasında kaybettiğimiz vatandaşlarımıza, Allah’tan rahmet, kederli yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum. Kazalar elbette hayatımızın bir gerçeği. Ancak, işin uzmanları, her iki kaza için de, özveriyle yürütüldüğünden şüphe etmediğimiz kurtarma çalışmalarındaki, hatalara işaret ediyorlar. Gösterilmesi gereken dikkatin, gösterilmediğinden bahsediyorlar. Henüz aydınlığa kavuşmamış sorumsuzluklara dair iddialar var. Teknik bazı aksaklıklardan ve insan hatalarından söz ediliyor. Sabiha Gökçen’de yıllardır bitirilemeyen ikinci piste, ve bunun sonucunda kullanılmaya devam edilen, Sayın Bakan’ın tabiriyle, “yorgun piste” dikkat çekiliyor. Biliyorsunuz, İstanbul’da kaza yapan uçaktan hemen önce, aynı piste iniş yapmaktan vazgeçen, bir başka uçağın yolcularından biri de bendim. Aynı şartlarda, güvenlik gerekçesiyle pas geçen uçaklar varken, diğer bir uçağın inişine izin verilmesinin, ya da pilotların inme kararı verebiliyor olmasının, üzerinde düşünülmesi, ve detaylı bir inceleme yapılması gerekir. Ama yapılmıyor…

KORONA VİRÜSÜ: Dünya, Çin’den yayılan bir virüse karşı ayakta. Çin’de yaşananları gördükten sonra, “Acaba biz ne kadar hazırlıklıyız?” diye sormamız gerekir. Dünya doğal kaynaklarını tüketip, metropollere sıkıştıkça, salgın hastalıkların ardı arkası kesilmeyecek. Soruyorum: Olası bir salgında, hastanelerimiz, doktorlarımız, hemşirelerimiz, ne yapacaklarını biliyor mu? İş işten geçtikten sonra ailelere başsağlığına gitmek, tedbir değildir. Evi yıkılanlara ev tahsis etmek, tedbir değildir.

ERDOĞAN-BAŞBUĞ TARTIŞMASI: Geçtiğimiz hafta, Sayın Erdoğan ile Sayın Başbuğ arasında yaşanan tartışmayı biliyorsunuz. Biz bu tartışmada, şahıslarla değil, kurumlarla ilgiliyiz. Biz bu tartışmada, kimin ekmeğine yağ sürüldüğüyle ilgiliyiz. Bu tartışma, FETÖ'yle mücadele edenlere mi, yoksa bizzat FETÖ'nün kendisine mi yarıyor? Biz, işte bu sorunun cevabıyla ilgiliyiz. Meclise adım attığımız günden beri verdiğimiz önergelerle, FETÖ'nün siyasi ayağının araştırılmasını istedik. Bizzat şahit olduğunuz gibi, kendileri dışında herkesi FETÖ'cü ilan eden AK Parti ve küçük ortak, bu önergelerimizi her defasında reddetti. Şimdiyse, FETÖ tezgahlarının mağdurlarından, Genelkurmay eski Başkanı, 2009 yılında yapılan bir yasa değişikliğine, gece yarısı yapılan bir eke dikkat çekti. “Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan düzenlemeyi, bizzat FETÖ'nün istediğini” söyledi.Karşılığında aldığı cevap, AK Parti milletvekillerine, “Gidin dava açın” çağrısı oldu. Oysa o sözler, bir yorum değil, bir durum tespitiydi. Türk Ordusu’na kurulan tuzağın, nedenini sorgulayan sözlerdi. İşin ilginç yanı, aslında Sayın Erdoğan’ın da kabul ettiği bir sürece işaret ediyordu. Sayın Erdoğan çıkıp, ne demişti? “Kandırıldık. Önce Allah, sonra milletim bizi affetsin” Buyurun, bir kez daha çağrı yapıyorum; madem bizim önergelerimize destek vermiyorsunuz, O zaman, siz bir önerge verin, “FETÖ'nün siyasi ayağını araştıralım” deyin, biz, sizin önergenize destek verelim. Çünkü Türkiye’nin bu hesabı artık kapatması lazım. Kapatmadıkça, bu yara kanamaya devam edecektir.