Karamollaoğlu: Susam altın suyuna bandırılsa simitten bu kadar zarar edilir

SAADET Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'ndan 'Simit Sarayı' açıklaması: "Simit satan bir işletmenin bugün 500 milyon dolar zarar etmesini ise aklımız almıyor! Simitler için altın suyuna bandırılmış susam kullanılsa ancak bu kadar zarar edebilir!"

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, batan Simit Sarayı'nın Ziraat Bankası tarafından kurtarılacağı yönündeki haberlerle ilgili olarak, "Cumhurbaşkanı yıllar evvel çay simit hesabı yapmıştı. Bugün Simit Sarayı hesabı yapıyor" dedi.

Haftalık basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Karamollaoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

HÜKÜMETİN LİBYA KARARINI DESTEKLİYORUZ: Malumunuz olduğu üzere Libya’da yaşanan hadiseleri hep birlikte takip etmekteyiz. Libya bizim için 5 asırlık bir birliktelik ve kardeşlik demektir. Libya bizim için 1911 Trablusgarp direnişi demektir. Libya bizim için Ömer Muhtar demektir. Libya bizim için Kıbrıs Barış Harekatında yanımızda duran tek ülke demektir. Bu sebeple biz Libya’da yaşanan krizin son bulmasını, barışın sağlanmasını canı gönülden istiyoruz. Bunun yanı sıra Libya ile aramızdaki her türlü ilişkinin geliştirilmesini candan desteklemekteyiz. Hükümetin bu şartlar altında almış olduğu Libya’ya destek kararının da doğru bir karar olduğu kanaatindeyiz. Çünkü Libya’da bugün BM tarafından kabul edilen meşru bir hükümet bir de onan karşı direnen asker kökenli birisi var. Batılı bazı ülkeler bu kişin arkasında durduğunu ilan ediyorlar lakin ben meşru hükümetin desteklenmesinin doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Bunu söylemeyi de bir vazife olarak görüyorum.

İNCİRLİK NE ZAMAN KAPANACAK? Dış politika ile ilintili bir diğer konu başlığımız İncirlik Üssü ile ilgili Cumhurbaşkanı’nın yapmış olduğu açıklamadır. Erdoğan İncirlik Üssü’nü gerekirse kapatırız diyor. Ben kendisine buradan sormak istiyorum. Irak bombalanmış, Suriye tarumar edilmiş, askerlerimizin başına çuval geçirilmiş, 15 Temmuz hadisesi yaşanmış, terör örgütlerine binlerce tır silah verilmiş. Bunca yaşanan hadiseye rağmen İncirliğin kapanması için daha başka ne yaşanması gerekiyor? Kendisi bize bunu açıklarsa memnun oluruz! Bu vesile ile ABD’nin son zamanlarda ki Türkiye karşıtı politikalarını, özellikle Ermeni soykırımı iddiasını tanıyan kararını şiddetle kınıyorum.

Ziraat Bankası, Simit Sarayı başvurusunu geri çektiZiraat Bankası, Simit Sarayı başvurusunu geri çekti

UYGURLARA SOYKIRIM YAPILIYOR: Geçen hafta gündeme getirdim. Uygurlara uygulanan korkunç işkenceleri de tekrar gündeme getirmek istiyorum. Bir soykırım meydana geliyor. Bir soyun düşüncesinin, medeniyetinin, inancının tamamen tahrif edilmesi gündemde. Türkiye’de bazı akl-ı evveller Çin’in ne Uygurlulara ne kadar yumuşak davrandığını iddia ediyorlar. Bunlar da Cumhurbaşkanı’nın danışmanları. Gel de bu işin içinden çık! Tabi sorunumuz sadece bu değil. Hâlâ Akdeniz’de ne olacağı belli değil. Ege’de adalarımız gitmiş kimse gündeme getirme ihtiyacı duymuyor. İran’a karşı ambargo uygulanıyor, İran’ın yanında duramıyoruz. Yemen, Sudan, Somali karma karışık… Biz bu ülkelere bakıp sadece temennilerde bulunabiliyoruz ileriye gidemiyoruz.

SİMİTLER ALTIN SUYUNA BATIRILSA BU KADAR ZARAR EDİLİRDİ: Bildiğiniz üzere yıllar evvel Cumhurbaşkanı bir çay simit hesabı yapmıştı. Lakin aradan yıllar geçti kendisi bu hesabı unuttu, insanımız ne durumda haberdar değil. Anladığımız kadarı ile bugün Erdoğan çay simit hesabının yerine, Simit Sarayı hesabı yapıyor. İktidar işi gücü bıraktı şimdi simitçilik yapmaya kalkıyor. Simit satan bir işletmenin bugün 500 milyon dolar zarar etmesini ise aklımız almıyor! Simitler için altın suyuna bandırılmış susam kullanılsa ancak bu kadar zarar edebilir! İşin ilginç yanı ise Ziraat Bankası’nın bu kurumun hisselerini satın almak istemesi. Ziraat Bankası çiftçimizden başka her şey ile ilgilenmeye devam ediyor! Şeker fabrikalarını sat, Tank Paleti sat, elde ne var ne yoksa sat, sonra bu trajikomik duruma düş! Bu tablo ekonomimizin halini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ancak pes doğrusu diyebiliyoruz!

ASGARİ ÜCRET HESABININ GERÇEKLERLE ALAKASI YOK: Asgari ücret görüşmelerinde üç kademeli zam önerisi gündeme geldi. Hafif işte çalışan adam fazla çalışmadığı için karnı az doyar. Orta yoğunlukta çalışan bir işçi daha az yemeğe ihtiyaç duyarlar. Ağır işte çalışan işçi yorulur o fazla para alabilir teklifi yapıyorlar. Yahu bu ücret insan başı belirlenmez, çoluk çocuğunun ailesinin karnın doyması hesap edilmelidir. 2 bin 200 lira asgari ücret belirlemek demek insanları açlığa mahkum etmek demektir. TÜİK iktidarın politikalarına kılıf hazırlamakta devrim yaptı adeta. Gerçeklerle alakaları yok! Milletin kafasını karıştırarak karnını doyuracağını zannediyor. Siz hangi hikayeyi söylerseniz söylerin aç insanın karnı hikaye ile doymaz. Önünüze lütfen bir hedef koyun, 10 yıl, 15 yıl deyin ki biz bu hedefe ulaşacağız. Her yıl asgari ücreti enflasyonun üzerinde bir artışla hesap edeceğiz deyin! (HABER MERKEZİ)