Görevden alınan Cizre Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Zırığ: Devlet kendi kanunlarını bertaraf etti

Cizre Belediyesi Eşbaşkanı Mehmet Zırığ'ın görevden alınmasına gerekçe oluşturan iddianame mahkeme tarafından savcılığa iade edildi. Zırığ, suç oluşturduğu iddia edilen gerekçelerle görevden alınmasını, "Devlet kendi kanunlarını bertaraf etti" şeklinde yorumluyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İçişleri Bakanlığı kararıyla kayyım atanan belediyelerden biri de Şırnak'ın Cizre ilçesi. Cizre Belediye Eşbaşkanı Mehmet Zırığ'ın görevden alınmasına gerekçe oluşturan davanın konusuyla ilgili yeni detaylar ortaya çıktı. Zırığ, iki soruşturma ve bir kovuşturma gerekçe gösterilerek görevinden uzaklaştırıldı. Soruşturmalardan biri takipsizlikle sonuçlandı. Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Cizre Asliye Ceza Hakimliği'ne gönderilen iddianamede Zırığ'la ilgili birçok iddia yer aldı. Aynı zamanda Zırığ'ın görevden alınmasına gerekçe olan iddianamede Zırığ'ın HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in açlık grevinde olduğu dönemde, "Leyla Güven onurumuzdur" sloganları attığı belirtildi. Zırığ'ın sokağa çıkma yasaklarında öldürülen Mehmet Tunç'la ilgili yaptığı konuşma da iddianamede suç unsuru olarak gösterildi.

Zırığ'ın görevden alınmasına gerekçe oluşturan ve Cizre Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak Cizre Asliye Ceza Mahkemesi'ne sunulan iddianame mahkeme tarafından iade edildi.

İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınarak yerine kayyım atanan Cizre Belediye Eş Başkanı Mehmet Zırığ'la görevden alınmasını, muhalefetin kayyıma verdiği tepkiyi nasıl değerlendirdiğini, HDP içerisinde son zamanlarda tartışılan 'Belediyelerden çekilme' tartışmasını konuştuk...

'DEVLET KENDİ YASALARINI BERTARAF ETTİ'

Görevden alınmanızla ilgili hazırlanan iddianame hakkında ne düşünüyorsunuz, göreve geldiğinizde kayyım bekliyor muydunuz ?

Açıkçası kayyum bekliyorduk. Seçim döneminde Erdoğan meydanlarda "HDP belediyeleri alsa bile biz onlardan alacağız" diyordu. Daha önce eşbaşkanlarımız dahil 26 adayımız yandaş medya tarafından 'terör' adayları diye yansıtılıyordu. Uygulamalarından onların demokratik yöntemlerle seçimi kazanamayacağı yerleri gasp ederek halkın kazanımlarını ellerinden almalarını tahmin ediyor ve bekliyorduk. Maalesef içi boş iddialarla böyle bir girişimde bulunacağını hiç tahmin etmiyorduk. Adeta hakaretvari bir şekilde şu an görev başında bulunan bir milletvekiline yönelik sarf edilmiş sözler bir suç unsuru olarak görülüp soruşturmaya tabi tutulmuş. İşin garip tarafı ve garabeti de buradadır. Hukuksuzluğun vardığı sonuç bu şekilde tescillenmiş oldu. Artık devletin resmi evraklarında kendi yasalarını bertaraf ettiğini tescillemiş oldu.

'CİZRE'DE DUYGUSAL BİR KOPUŞ VAR'

Cizre HDP'nin kalelerinden biri... 2016 yılında Cizre kayyımın ilk atandığı ilçelerin başında yer alıyordu. İkinci defa kayyım atandı. Kayyımdan önce ve sonra birçok ev ziyareti gerçekleştirdiniz. Cizre halkı size kayyım konusunda ne anlatıyor?

Ciddi anlamda çok büyük bir öfke var. Türkiye'de beklentinin olmadığı bir halk gerçekliği var. Cizre halkı kayyuma ve polis şiddetine yabancı bir yer değil. Çoktandır Cizre'de zaten duygusal bir kopuş var. Seçimde halkın oy kullanması kayyumla bir nevi arasına mesafe koyma referandumuydu. Kayyum atayan taraf AKP'dir. Bu seçim bölgede AKP ile HDP arasında geçen bir seçimdi. Cizre halkı yüzde 80'e yakın bir oy ile kayyuma "hayır" dedi. Haliyle bu sefer gerekçesiz, yasasız, hukuksuz ve kanunsuz bir şekilde ikinci defa bir atama yapılması ufak da olsa demokrasiye ve hukuka olan inancı tamamen yerle bir etmiştir. Halkta ciddi bir öfke var ve devlete karşı ciddi bir güvensizlik var.

'TÜRKİYE İKİ TEMEL ÜZERİNE İNŞA EDİLMİŞ...'

Cizre Belediyesi iki buçuk yıl boyunca kayyım tarafından yönetildi. Belediye başkanlığı koltuğuna oturduğunuzda size ilginç gelen bir durum oldu mu?

Hizmet binasının devri yapılmış olması ilginçti. Görev yapan kaymakamın, yani belediye binasını kendisine vermesi ve yolları emniyete tahsis etmesi ilginç durumlardı. Bir hizmet binasını ya da bir yolu başka bir kuruma tahsis etmek anlam veremeyeceğim ve ifade edemeyeceğim bir durum. Hizmet binasını devretmek o belediyeyi ortadan kaldırmaktır. Bir belediyeyi ortadan kaldırmak bir devletin kanunlarını ortadan kaldırmaktır. Türkiye iki temel üzerine kendini inşa etmiş. Biri yerel yönetimler diğeri de merkezi yönetimdir. Aslında bu şekilde yerel yönetimi ortadan kaldırmaktır. Belediye binası basit bir bina olarak görülebilir ama altında yatan anlam çok derindir.

'MUHALEFET AKP'NİN ARKA BAHÇESİ'

HDP belediyelerine atanan kayyımlardan sonra CHP, SAADET ve Meclis dışı partiler kayyıma karşı tepkili açıklamalar yaptı. Muhalefetin kayyıma karşı vermiş olduğu tepkiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Muhalefet şu an sessiz kalarak Erdoğan'ı destekleyen bir durumda. CHP veya benzeri herhangi bir muhalefet partisi Kürtlerin İstanbul'a laf atanlara gösterdiği tepkinin çeyreğini göstermiş olsaydı bugün AKP bu kadar pervasızca hareket etmezdi. Bunun en somut örneği Rojava işgaline yönelik hep bir ağızdan destek vermesi. Afrin işgalinde yine 'iyi çalışmalar var' demesi gibi. Aslında burada muhalefet iktidarın arka bahçesi olduğunu ortaya koyuyor. Geçmiş süreçlerde CHP'nin bir milletvekilli (Enis Berberoğlu) tutuklanmıştı. Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara'dan İstanbul'a kadar yürümüştü. En azından buna benzer bir yürüyüş ya da bir tartışma ortaya koyabilirdi. Bu yönde bir toplumsal refleksi harekete geçirebilirdi. Maalesef tamamen bireysel çıkışlardan başka bir şey yapılmadı.

'AKP BÖYLE DEVAM EDERSE BİR ŞEY İFADE ETMEYECEK'

HDP içerisinde bazı isimler HDP'nin belediyelerden çekilmesini önerdi. Bu konu tartışılmaya devam ediyor. HDP de yarın sine-i millet gibi birçok seçeneği masaya yatıracak. Siz de yerine kayyım atanmış bir belediye başkanı olarak bu tartışmaya hangi pencereden bakıyorsunuz?

Toplumun çekilme konusunda bir isteği oluşmuş. Artık Meclis'in ve seçimlerin bir anlam ifade etmeyeceği fikri oluşmuş durumda. AKP'nin iktidarda olduğu bir Meclis'te bulunmanın bir şey ifade edemeyeceği yönünde. Bütün ev ve esnaf ziyaretlerinde bize ifade ediliyor. Fakat işin bir diğer tarafı da var: AKP'nin, HDP'yi sokmak istediği durum tam da bu noktadır. HDP'yi işlevsiz hale getirmek, Meclis gibi yerlerden uzak tutmaktır. Bir tarafta halkın bu yönde bir görüşü var diğer tarafta AKP'nin böyle bir çabası var. Tabii bu konuda genel merkezin bir değerlendirmesi olacaktır. Ona göre bir deklarasyon yayınlayacak. AKP iktidarı bunu yapmaya devam ederse zaten HDP'nin Meclis'te olması bir şey ifade etmeyecek. Belediyelerin elimizde olması bir şey ifade etmiyor. Çünkü pratikte ellerimiz kollarımız bağlanmış durumda. Halk için demokratik bir yaşam inşa etmekten vazgeçmeyeceğiz.