HDP Gençlik Meclisi kuruldu: Geleceğimizi öreceğiz

Kuruluşunu geçen hafta deklare eden HDP Gençlik Merkezi çalışmalarına başladı. 40 üyeli Meclis’in yarısı İstanbul seçimleri için seferber oldu. HDP Gençlik Meclisi Üyesi Ebru Bakır, “Faşizmin belini bükersek sadece İstanbul’da değil, Cizre’de de demokratik belediyeciliği öreriz” dedi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - Uzun süredir mahallelerde ve üniversite kampüslerinde örgütlenen, gençleri siyaset sahnesinde sorumluluk almaya çağıran Halkların Demokratik Partisi (HDP) Gençlik Meclisi geçtiğimiz hafta kuruluşunu ilan etti.

Türkiye’nin 60’a yakın ilinde kurulan gençlik meclislerinden seçilen 40 üyeyle oluşturulan HDP Gençlik Meclisi’nin önümüzdeki dönemde kültür alanından gençler arasındaki işsizliğe kadar pek çok alanda çalışmaları olacak.

'YENİ BİR YAŞAM ALANI OLUŞTURMAK İÇİN ÖRGÜTLENMEYE ÇAĞIRIYORUZ’

“Bütün baskının kırılabilmesi adına gençliğin kendi yaşam alanları hakkında söz hakkını elde etmeleri gerekiyor. Yeni bir yaşam alanı yaratmak adına tüm gençliği örgütlenmeye çağırıyoruz” diyen HDP Gençlik Meclisi Üyesi Ebru Bakır ile gençlerin yaşadığı sorunlardan örgütlenme faaliyetlerinde yaşanılan problemlere, gençlerin korkularından İstanbul seçimlerinde meclisin tutumuna kadar pek çok gündem maddesini konuştuk.

HDP’nin kuruluşundan bu yana gençler parti içerisinde etkin rol aldı. Meclis çalışmaları çerçevesinde yerelden merkeze örgütlenme süreci nasıl işledi?

Yerellerde örgütlenirken kapı kapı dolaşıp mahallede sokakta, üniversitede, işçi ve işsiz olan öğrenci kesimiyle bir araya geldik. Bu temaslar sonucunda Türkiye’nin içerisinde bulunduğu süreci, gençliğin rol ve misyonunu aktardık. ‘Rol ve misyon alırlar mı?’ üzerinden gidildi. Öneriler sonucunda olumlu karşılayan arkadaşlardan yola çıkarak bu meclis oluştu.

‘TÜRKİYE’NİN BÜTÜN SORUNLARININ ÇÖZÜMÜ OLARAK KENDİMİZİ GÖRÜYORUZ’

Türkiye’de gençlerin işsizlikten kendilerini ifade etmeye kadar pek çok sorunu bulunuyor. Siz hangi sorunlardan yola çıkarak bu meclisi oluşturdunuz?

Türkiye’de siyasal iktidarın, Türkiye siyasetini, kültürünü, sanatını, sosyal yaşamını elli yıl geriye götürdüğü bir dönemden geçiyoruz. “Gençlik gelecektir” diyoruz tanım yaparken ve gençliğin düşünce ve duygu dünyasını geleceğin kendisi olarak görüyoruz. İktidar, eğitim sisteminden ekonomiye, özgür olan, düşünce üretebilen bir gençlikten ziyade kendi güdümünde bir gençlik yaratmaya çalışıyor. Son altı ayda çok sayıda genç işçi intihar etti ya da bedenini işverenlerin kapısında ateşe verdi. Türkiye’nin tüm sorunlarını bu süreçte görüyoruz ve hedefler barındırıyoruz. Gençlik bu toplum nüfusunun büyük kısmını oluşturuyor ve biz bu sorunların tamamının çözümüne talibiz. Geleceğimizi örmek, siyasal süreçlerde iktidar olan rejimlere karşı mevcut demokrasiyi getirebilecek, özgürlükçü anlayışlara sahip bir yönetim de istiyoruz. Türkiye’nin bütün sorunlarının çözümü olarak kendimizi görüyoruz.

HDP Gençlik Meclisi Üyesi Ebru Bakır, “Faşizmin belini bükersek sadece İstanbul’da değil, Cizre’de de demokratik belediyeciliği öreceğiz” dedi.

HDP Gençlik Meclisi ne tür çalışmalar planlıyor?

Özgün ve özerk eğitim boyutunda kendi akademilerimizi oluşturacağız. Üniversite eğitimine müfredat olarak eş giden ama özerk düşüncenin geliştirileceği bir eğitim sistemi öreceğiz. İş konusunda gençlerin kooperatif gibi yapılara yönelerek iş alanlarına yönelik bir yaşam kültürü oluşturmayı hedefliyoruz. İşsizliğin bir devlet ve kapitalist moderniteye içkin kavram olduğunu, doğada ve yaşamda herkesin iş üretebileceğine dönük bir alan açmayı hedefliyoruz.

Yaz ve benzeri aylarda festivallerle gençlerin ilgi alanları olduğu yerlerde mücadele ağı örmeyi hedefliyoruz. Her bir genç arkadaşımızın ilgi alanına inerek buradan ortak alanlar yaratmak istiyoruz. Biz siyasi parti paradigması benimsemiş gençler olarak çalışma yürütüyoruz ama özelde çalışmalarımız, sadece kendi siyasetimize mensup olan ve sempati duyan gençlere yönelik değil. Programımız, sistematik olarak geleceksizleştirilen tüm gençlere yönelik olacak. Bütün siyasi partilerin de ötesinde bir gençlik mücadelesi örmeyi, gençlik mücadelesi içerisinde Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretecek çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz.

‘HER AN POLİSİN TAKİBİNDE OLAN İNSANLARIZ’

Türkiye’deki baskı ortamından az önce söz ettiniz. “Gençlerin birçoğunun siyaset içerisinde aktif rol almaktan kaçındığı bir dönem” yorumuna katılıyor musun? HDP’li siyasetçilere yönelik tutum da ortadayken bu durum gençleri nasıl etkiliyor?

HDP çatısında siyaset üreten gençler olarak, çoğumuz üniversitelerden, yurtlardan atılmış, nefes aldığımız her anda polisin takibinde olan insanlarız. Bu baskı süreci var ama özgür düşünceye sahip olan gencin özgürlüğünden daha değerli bir şey olamaz. Her türlü baskı ve benzeri şeylerin gençlere etki etmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Siyasi sıkıcı atmosferinden çıkarıp, gençliğin ruhunu enerjisini yansıtan bir yaşam alanı örmeye çalışıyoruz. Siyaseti sadece Meclis’te yapılan bir faaliyet olarak değil yaşamın tüm alanlarına yaymayı hedefliyoruz.

‘BU ÜLKENİN GELECEĞİ BİZSEK, BİZİM ADIMIZA KİMSE KARAR VERMEMELİ’

Yaşamın kendisini korumak isteyen tüm gençleri HDP Gençlik Meclisi altında örgütlenmeye, korku ve baskı olarak düşünenleri alternatif olarak örgütlenebilecekleri alanları sunuyoruz. Gençleri öncelikle bizim meclisimiz altında örgütlemeye çağırıyoruz ama bu olmazsa dahi özelde de demokratik alanda örgütlenen hareketlere dahil olabilirler. Bu ülke bu gelecek bizim… Bu ülkenin geleceği bizsek bizim adımıza kimse karar vermemeli. Bütün baskının kırılabilmesi adına gençliğin kendi yaşam alanları hakkında söz hakkını elde etmeleri gerekiyor. Yeni bir yaşam alanı yaratmak adına tüm gençliği örgütlenmeye çağırıyoruz.

‘AİLE KAVRAMI GENÇLİĞİN EN BÜYÜK HANDİKAPI’

Yerelde gençlerle buluşurken birçok insana dokundunuz, onları dinlediniz. Gençler size ne tür sorunlarından bahsettiler? Korkuları varsa anlattılar mı?

Şu an devletin baskısı devlet aygıtlarının dışına çıkmış durumda. Aile kavramı, gençlik ve genç kadınlar için en büyük handikap olmuş durumda. Anne ve babaların bir hayali var çocuğuna dair ve o hayal dışında yaşayan çocuğuna çok müsaade etmiyor. Belli bir düzeye gelmiş arkadaşlarımız daha çok aile kaygısını aşamıyorlar. Aileyi aşıp söz üretemiyorlar. Anne ve babanın, “Sen buraya katılır ya da dahil olursan devlet memuru olamazsın, işsiz kalırsın” gibi cümleleriyle gençler üzerinde devletin mantığı işliyor.

‘KENDİ GELECEĞİ HAKKINDA SÖZ KURMAK ZORLU OLUYOR’

Biz bu aşamada yalnızca devletle mücadele etmiyoruz. Aynı zamanda gençliğin örgütlenmesini sınırlandıracak birçok kavram ve unsur bulunuyor. Faaliyet yürüttüğü için işinden çıkmak zorunda kalan, çıkarılan arkadaşlarımız da bulunuyor. Despotizmin ve faşizmin kara haliyle yaşandığı bir ortamda kendi geleceği hakkında söz kurmak zorlu oluyor. Toplumun her kesimi büyük bir baskı ve sindirmeyle karşı karşıya. Her bir genç de bunu hissediyor. Var olan inanç ve cesaretle yürüdüğümüz zaman kaçırılma, işkence gibi bir sürü kötülük üzerimizde etki etmeyecek.

‘MECLİSİN YARISINI İSTANBUL’A SEFERBER ETTİK’

HDP doğrudan bir aday göstermedi ama haftaya gerçekleşecek İstanbul seçimlerinde HDP de sahaya indi. HDP Gençlik Meclisi İstanbul seçimlerine ilişkin bir çalışma yürütüyor mu?

Meclisin yarısından fazlasını İstanbul seçimleri için İstanbul’a seferber ettik. Temel tutumumuz da faşizme karşı demokrasiyi güçlendirecek her türlü hamleyi destekliyoruz. İstanbul’da arkadaşlarımız genel merkezimizle ortak bir şekilde aktif çalışma yürütüyor.

‘FAŞİZMİN BELİNİ BÜKERSEK SADECE İSTANBUL’DA DEĞİL CİZRE’DE DE DEMOKRATİK BELEDİYECİLİĞİ ÖRECEĞİZ’

Gençlerin yerel yönetimlerden beklentisi nedir?

Türkiye’de temel handikabımız olarak zihniyet problemi yaşıyoruz. Birçok iktidar geldi geçti ve temel karakteri faşizm oldu. Biz mevcut yerel yönetimlerdeki yapıdan ziyade anlamsal sorunlarının olduğunu düşünüyoruz. Yerel yönetimler başarılı mı olur başarısız mı olur söyleminden farklı olarak temel yaklaşımımız ve umudumuz faşizmin kazanmamasıdır. Eğer faşizmin belini bükebilirsek Türkiye’de sadece İstanbul’da değil, Cizre’de de Nusaybin’de de Adana’da da daha demokratik belediyeciliği öreceğiz. Darbe ve kayyım süreçlerinden bu yana yerel yönetimlerin birçok yetkisi İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Bu bakanlığın yetki alanı daraltılmadan da hangi belediyeyi alacağımızın çok önemli olmadığını düşünüyoruz. Bu kaybettirmenin çok önemli kazanımları olacak.