Suruç adayı Çevik: Kızımın yapmak istediklerini yapmak için aday oldum

Suruç Belediyesi’ne eş başkan adayı olan Hatice Çevik, Ankara katliamının vahşetini gösteren bir fotoğrafla hafızalara kazındı. Bu katliamda kızını kaybeden Çevik uzun süre içine kapandı. HDP’den gelen teklifi ise, “Kızım aday olmamı isterdi" diyerek düşünerek kabul ettiğini söylüyor. Çevik, "Kızım için buradayım, onun yapmak istediklerini yapmak için aday oldum” diyor.

Google Haberlere Abone ol

SURUÇ - Hatice Çevik, kendisini, “1970 yılında, Antalya’nın Kumluca ilçesinde, çiftçilikle uğraşan emekçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimini Kumluca’da tamamladım. Yükseköğrenimi 1989-1992 yılları arasında Eskişehir Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümünde tamamladım. Daha sonra 1990-1992’de Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde iki yıl pedagojik formasyon eğitimi aldım. Kısa süre sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra Ankara’da, 2015 yılına kadar aile şirketinde çeşitli görevlerde bulundum” diyerek tanıtıyor.

Çevik, çalışma hayatını anlatırken “2015 yılına kadar” diyor. Bu tarih önemli ve 10-10-2015 şeklinde yazmak mümkün. Bu tarihte Ankara’da, tren garının önünde, barış talebiyle Türkiye’nin dört  bir yanından gelen insanlara IŞİD saldırısı gerçekleşti. Barış talebiyle tren garının önünde toplanan insanlar arasında Hatice Çevik, eşi, kızı Sidar Başak ve kızının halası Nilgün de vardı.

Saldırı sırasında yaralanan yüzlerce insandan biriydi Çevik. Onu eşinin kucağında gösteren fotoğraf, saldırının dehşetini gösteren karelerden biri olarak hafızalarda yer aldı. Çevik, bu saldırıdan yaralı kurtuldu ama kızını ve kızının halasını kaybetti.

‘KIZIMDAN SONRA HAYAT’

Bir fotoğrafla hafızalarımızda yer eden Hatice Çevik, 31 Mart’ta gerçekleşecek yerel seçimler için Abdullah Polat ile HDP’den Suruç Belediyesi Eş Başkan adayı oldu. Çevik ile Suruç’ta devam eden seçim çalışmaları hakkında konuştuk. Ama acılarını tazelemek gibi bir niyetimiz olmasa da, Ankara mitingini de hatırlatmak istedik.

Çevik, saldırı için, “Cumhuriyet tarihinin en kanlı katliamlarından biri” diye söz ediyor. “Bu katliamdan önce normal bir hayatım vardı. Normal bir hayat derken, biz duyarlı bir aileyiz ve her zaman ölümlere, zulümlere, yaşanan trajedilere duyarlıydık. Kızım da duyarlı bir insandı. Bu yüzden kızımla birlikte bu mitinge katıldık. Kızım, barış, eşitlik, demokrasi ve özgürlük istiyordu. ‘Sen siyasete başla, ben devam edeceğim’ diyordu bana. Üniversite 3’üncü sınıftaydı ve siyasete atılmayı düşünüyordu. Kızımdan sonra hayat benim için anlamsızlaştı, 3-4 ay kimseyle konuşmadım, irtibat kurmadım.”

‘AMA ACILARA ALIŞILMAZ’

Ahmet Telli demişti Bekle Beni şiirinde: “Ama acılara alışılmaz/bir şeyler var değişecek/bir şeyler var/değiştirmemiz gereken/önce acılardan başlanacak.”

Hatice Çevik de alışamamıştır kızı Sidar Başak’ın acısına. Kimse alışamaz ama insan güçlüdür ve acıyla başa çıkmanın bir yolunu buluyor elbette. Şöyle diyor Çevik: “Öncelikle bizi katledenlerin yargılanmasını istiyorum. Şu an yargılanan 19 kişinin müebbet alması bizim acımızı hafifletmiyor. 36 sanıklı bir davayı takip ediyoruz yıllardır. Bunların yarısı yok, kaçak, yurtdışında. Bunların yurtdışına rahatça gidip gelişlerini avukatlarımız çok net bir şekilde ortaya koydular. Bu mahkeme sürecinde bizim acılarımız daha yoğunlaştı, daha arttı, öfkemiz daha yükseldi. Kızımın acısını hafifletecek tek şey bu ülkeye barışın gelmesidir. Aynı zamanda bu katliamı yapanların, yaptıranların ve bu katliama yol verenlerin, bu katliamda parmağı olanların, en üst düzey devlet yetkililerinin, hepsinin yargılandığını gördüğüm zaman acım biraz daha hafifleyecektir. Bu ülkenin barış, kardeşlik ve huzur içinde olduğunu görürsem acımız hafifleyecektir. Ama biz de elimizden geleni yapacağız bu konuda.”

KATLİAMDAN ÖNCE

Hatice Çevik, aktif siyasete, 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde Ankara’dan HDP milletvekili adayı olarak atıldı. “Kendimi bulduğum, düşüncelerimi ifade eden bir partidir HDP” diyor. Milletvekili adayı olarak 9’uncu sıradadır, kazanması pek mümkün değildir ama Çevik, zaten partiye destek olmak için kabul etmiştir adaylığı.

Sonra malum süreç başlar: Diyarbakır’da, seçimden iki gün önce, HDP mitinginde bombalar patlar. Ardından Suruç’ta 33 gencin hayatını kaybettiği bir başka bombalı eylem gerçekleşir. Mevcut hükümet tarafından 7 Haziran seçimi iptal edilir ve 1 Kasım’da seçimin yenilenmesi kararı alınır. Çevik, 1 Kasım genel seçiminde HDP’den yeniden aday olur. 10 Ekim’de Ankara’da katliam gerçekleşir. Katliamdan sonra aylarca kimseyle temas kurmadığını söyleyen Çevik, hayatını “Çok renksiz, duygusuz, acıyla dolu bir hayatım vardı” şeklinde tanımlıyor.

EŞBAŞKANLIK TEKLİF EDİLİYOR

Sonra 31 Mart yerel seçimi için HDP Suruç ilçe yönetimi kapısını çalıyor. Belediye encümenliği teklif ediliyor kendisine. Çevik, kendisine yapılan teklifi ve karar verme sürecini şöyle dile getirdi: “İlçe yönetiminden arkadaşlar belediye meclis üyeliği için geldiler. Çok içine kapanmış, umudunu kaybetmiş bir insan olarak biraz zorlandım ama partiye destek olmak için kabul ettim. Daha sonra parti merkezinden arkadaşlar geldiler. Eş başkanlık teklifinde bulundular. Çok zor karar verdim. İş hayatından, sosyal hayattan kopmuştum. Bu kararı vermek çok zor oldu benim için. Çok düşündüm, çok zorlandım karar verirken. Çünkü bir halkın iradesini temsil etmek gerçekten sorumluluk ister.”

‘KIZIM KABUL ETMEMİ İSTERDİ’

Sonunda kendisine teklif edilen eş başkanlığı kabul eden Çevik, “Bunda kızımın payı çok büyüktü. Hayatta olsaydı bunu kabul etmemi isteyecekti. Kızım için buradayım, onun yapmak istediklerini yapmak için aday oldum” dedi. Seçim çalışmalarına başladıktan sonra yaşadıklarını ise, “Şimdi iyi ki kabul etmişim, diyorum. Çünkü sahiden insan acılarını paylaştıkça biraz rahatlıyor. Etrafımda çok sayıda insan var benimle benzer acılar yaşayan. Onlarla birbirimize güç katıyoruz. Suruç halkı da beni benimsedi. Esnaf ve köy ziyaretlerinde halkın beni nasıl kucakladığını görüyorum. Halkın gözündeki pırıltıyı gördükçe daha yürekleniyorum, güçleniyorum. Bu nedenle Suruç halkına teşekkür ediyorum.

Hatice Çevik'i eşinin kucağında gösteren fotoğraf, saldırının dehşetini gösteren karelerden biri olarak hafızalarda yer aldı.

HAFIZALARDAKİ SURUÇ

Urfa’nın Suruç ilçesi, son yıllarda yaşanan olaylarla çok bilinir oldu. Kobanî direnişine destek olmak amacıyla, aralarında siyasetçilerin ve sanatçıların da olduğu çok sayıda insan bu sınır ilçesinde buluştu. Günlerce nöbet tutuldu. 33 gencin IŞİD’in bombalı saldırısıyla hayatını kaybetmesi, 24 Haziran 2018 genel seçimi öncesinde AK Parti Urfa milletvekili adayı İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları esnaf ziyareti sırasında tartıştıkları Şenyaşar ailesinden 3 kişiyi öldürdü.

Eşi Suruçlu olan Çevik, burada yaşananların farkında olarak adaylığı kabul ettiğini belirtiyor. “Suruç’ta 33 gencimiz hayatını kaybetti. Bu çok acı verici bir olay. Orada hayatını kaybeden çocuklar Türkiye’nin 81 ilinden gelmişlerdi ve Kobanî’ye destek olmak için gelmişlerdi. İstedikleri tek şey barıştı, zor durumdaki insanlara ve özellikle çocuklara oyuncak taşımak isteyen çocuklardı. Fakat kanlı IŞİD örgütü onları katletti. Suruç’taki diğer katliam Şenyaşar ailesine yönelik gerçekleşti. Öfkelenirsin, kavga edersin ama hastaneye gidip insanları katletmek nedir? İnsanlar Suruç’u terk etmek zorunda kaldılar. Aileden üç kişi hayatını kaybetti, bir kişi de hapiste. Türkiye’de adalet diye bir şey kalmadı. Adalet bu ülkeye gelecek elbette. İnancımız, umudumuz olmazsa bu mücadelenin içinde yer almazdık.

MUHALEFET DERSİNİ İYİ ÇALIŞTI

HDP Urfa Büyükşehir Belediyesi için aday göstermedi ve Saadet Partisi’nin adayı Sabahattin Cevheri’yi aday gösterdi. Çevik, hem Suruç’taki seçim çalışmaları hem de HDP’nin Cehveri’yi desteklemesi hakkında şunları söyledi:

“Seçim çalışmalarında bir sıkıntı yaşamıyoruz. Ama büyük bir baskı var halkın üstünde. Fotoğraf çekerken kareye girmek istemiyorlar. Mitinglere katılımın önüne geçmek için 5-6 GBT aramasından geçiriyorlar. Araçlar aramalardan geçiriliyor. Ama halkın gözündeki ışıltıyı görüyoruz ve Suruç’ta büyük oy oranıyla seçimi kazanacağız. Bu da onlara ders olsun. Hiçbir zaman halkı yıldıramayacaklar. HDP büyükşehirde aday göstermedi. Muhalefet partileri dersini iyi çalışmışlar diyebilirim. Sözlü bir ittifak var ortada. HDP de bu anlamda siyasi tavrını koydu. AKP-MHP faşist iktidarına kaybettirmek için gerek Urfa’da gerek diğer büyük şehirlerde, ilçelerde bu çatı adaylarını destekleme kararını aldı. Bunun halklara çok katkısı olacaktır. İttifaklar sayesinde kaybettireceğiz, buna inancım vardır. Kayyım atanan yerlerde de kesin kazanacağız. Belediyeleri halkın iradesi yönetmeli. Urfa Büyükşehir Belediyesi’ni almamız gerekiyor. Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarını göz ardı etmemek lazım. İtfaiye, kanalizasyon vb. bütün hizmetler Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiş. Suruç’un hiçbir şeyi kalmamış. Belediye yönetimine geldiğimizde şehir içinde sadece ara sokaklarda çalışma yapabiliyoruz. Köylerde de köylerin içinde çalışma yapabiliyoruz. 15 metreyi geçen ana caddelere müdahale edemiyoruz. Bir boru patlasa buna müdahale edemiyoruz. Bir yangın çıksa buna müdahale edemiyoruz. Bunlar için büyükşehirin desteğine ve uyumlu çalışmaya ihtiyacımız var.”

BÜTÇE HER AY KAPIYA ASILACAK

Seçimi kazandıkları zaman yapacakları hakkında da bilgi veren Hatice Çevik, “Her yerde olduğu gibi Suruç'ta da ekonomik sorunlar çok fazla. İnsanların en çok şikayet ettikleri şey işsizlik. Mağdur aileler çok fazla burada. Bu aileleri tespit etmeye çalışıyoruz” dedi.

Çevik, tespit ettikleri sorunların çözümü için ise şunları söyledi: “Yaşlılarımızla ilgili çalışmalarımız olacak. Okutulmayan kız çocukları üzerinde önemle duruyorum. Kız çocuklarına eğitim desteği vereceğiz. Suruç çok gelişememiş bir ilçe olarak kalmış. Stratejik konumu, sınırda yer alması ve bugüne kadar yaşananlar dolayısıyla Suruç hakikaten çok bedel ödemiş bir ilçe. Biz Suruç’a hizmet etmek istiyoruz. Suruç halkının insani yaşam koşullarını iyileştirmeye, yaşam standartlarını yükseltmeye çalışacağız.”

"Şehir içerisinde trafik sorunu çok fazla. Yol kenarlarına yapılan parktan dolayı, zaten dar olan caddeler kullanılamaz hale geliyor. Suruç’un içindeki trafik eziyete dönüşmüş durumda. Otoparklar yaparak bu sorunu çözmeye çalışacağız. Yağmur yağdığı zaman ara sokaklar, caddeler sele dönüşüyor. Alt yapı çok zayıf, güçlendirmeye çalışacağız. Sokakların taşlarını, yollarını onaracağız. Suruç’un temizliğine çok önem vereceğiz. Yeşil alan çok az, mesire alanı hiç yok. Her mahalleye bir park, çocuk oyun alanları istiyoruz. Bizden önceki belediye yönetimi zamanında Kobanî sınırında bir mesire alanı projesi yapılmış ancak yıkılmış burası. Orayı faaliyete geçireceğiz."

"Esnafın dertleri ve talepleri var. Ticaret Odası, Sanayi Odası, Halciler Birliği ve bütün STK’larla tek tek görüştük. Önerilerini aldık. Bunlar doğrultusunda, onların ihtiyaçlarına göre hizmet vereceğiz. Her ay STK’larla toplantı yapma sözü aldık, sözü verdik. Ayrıca bütün köy muhtarlarıyla periyodik olarak her ay toplantı yapmak istiyoruz. Kanaat önderleri, sözü geçen insanlarla her ay birlikte toplantı yapıp neler yapabileceğimize birlikte karar vermeyi planlıyoruz. Belediyeyi, şeffaf, sosyal ekolojik belediyecilik anlayışıyla yöneteceğiz. Belediye halkın iradesidir. Belediyeyi halk yönetmelidir. Belediyenin bütçesini, ne aldık ne harcadık, her ay kapının önüne herkesin görebileceği şekilde asılacak. Belediyenin bütçesi halkındır, halk için harcanmalıdır. Bütün derdimiz Suruç’a hizmet edebilmek, hizmet ederken insanları bir araya getirebilmek. Bunun toplumsal barışa çok büyük bir katkısı olacağına inanıyorum. İnsanlar bir araya geldikçe aradaki kavgalar, kırgınlıklar samimiyet ve sevgiyle ortadan kaldırabilecek. Bunu umut ediyorum. Umarım iyi niyetimizle yapacağımız çalışmalarda başarılı oluruz.”

HER SÖZÜN BAŞINDA BARIŞ

Hatice Çevik’in kendisini nasıl tanıttığı ile başlamıştık, öyle bitirelim. Çevik, “İnsanın değerinin sadece insan oluşundan geldiğin; din, dil, ırk, cinsiyet, renk ve siyaset gibi birtakım ön sıfatlarla ayrımcılığa uğratılmadığı insani bir dünya görüşüne sahibim” diyor.

Seçim çalışmalarında da dünya görüşünü öne çıkaran Çevik, toplumsal barışın sağlanması gerektiğine inanıyor. “Toplumsal barışı inşa edip en üst seviyeye yükseltebiliriz. Kendi içimizde barışamadığımız sürece bu mücadele başarıya ulaşamaz. Bizim için öncelikli olan barıştır. Biz her sözümüze başlamadan önce barış diyoruz. Umarım başarılı oluruz.” (DUVAR)