Kadıköy'e mahalle meclisleri geliyor

"Üniversite yıllarında sosyal demokrat öğrenciler platformunun başkanlığını yaparken şöyle bir slogan geliştirmiştik; Çözümü sorunu yaşayanlar bilir.”

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Üniversite yıllarından beri sosyal demokrat hareket içinde çalışan Şerdil Dara Odabaşı ile Kadıköy’ü konuştuk. Şerdil Dara Odabaşı her Kadıköylünün yönetime katılması için mahalle meclislerinin yanı sıra cep telefonları ve tabletler üzerinden çalışacak bir program geliştirdiklerini aktardı.

Üniversite yıllarından beri sosyal demokrat bir çizgidesiniz. Genellikle CHP’de politika yapanlar gençliklerinde biraz daha solda olurlar. Ama siz Üniversite yıllarında dahi Sosyal Demokrat Öğrenciler Platformunda yer almışsınız. Öğrenciliğinizden başlayarak nedir sizi sosyal demokrasiye yönelten unsur?

Bu sorunun aynısını üniversitede iken bir arkadaşım sordu. Bana dedi ki “çok erken sosyal demokrat” oldun. Sanırım şöyle bir özelliğim var. İnandığımı sonuna kadar savunurum. Demek ki doğruyu erken buldum diyeyim. Bunun özel bir nedeni yok. Üniversite yıllarında Sosyal Demokrat Üniversiteliler platformunun İstanbul Üniversitesi'nde temsilciliğini sonra genel başkanlığını yaptım. Daha sonra siyaset yaptığım kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, sosyal demokrasi ile ilgilenen kuruluşlardı. Bana yakın bir ideolojiydi, böyle devam ettim. İlkelerine inandığım için kendimi daha iyi ifade edebildiğim için sosyal demokrat kuruluşlar içinde yer aldım.

.

CHP’nin İstanbul’da belli kaleleri var. Kadıköy, Şişli, Beşiktaş gibi semtlerde çok yüksek oy oranına sahip. Çalışma yürütürken kazanacak olmanın verdiği bir rahatlık var mı ?

Valla ben pek bu rahatlığı göremiyorum. En azından bende yok. Bunun iki nedeni var. Diğer siyasi partilerin gösterdiği adaylara da bir saygısızlıktır bu. Yani burası garanti deyip evde oturayım. Bu hem Kadıköylüye hem diğer siyasi partilerin adaylarına bir saygısızlıktır. Onlar da Kadıköy’ü daha iyi yönetmek amacıyla bir iddiada bulunuyorlar. Ben hep şunu söylüyorum. Daha iyi bir Kadıköy yaratacağımıza inandığım için aday oldum. Ve en geriden gelen siyasi partinin adayıymış gibi çalışıyorum. Benim kadar sahada olan bir başka aday görmüyorum. En yüksek oyu alıp Ekrem İmamoğlu'nu da İstanbul Belediye Başkanı olarak seçtirmek gibi bir amacımız var. Otuz yıldır Kadıköy’ü sosyal demokratlar yönetiyor. Ama hizmet alma noktasında biz İstanbul Büyükşehir Belediyesinden eşit ve adil hizmet almıyoruz. Büyükşehir’i de alıp Kadıköy’ün hak ettiği hizmeti almasını da istediğim için en geriden gelen siyasi partinin adayı imiş gibi çalışıyorum. Bakın ben hiçbir ankete falan bakmadım. Gönderiyorlar Kadıköy’ü geçin diyorum. Diğer arkadaşların ilçelerindeki anketlere bakıyorum.

Sosyal demokrasiye şöyle bir eleştiri vardır. Özellikle Anadolu yakası kast edilerek ‘E-5’in altında varlar. Dolayısıyla burayı yönetmek daha kolay. Ama yoksul mahallelerin olduğu E-5’in üzerinde yoklar.’Kadıköy üzerinden CHP’ye böyle bir eleştiri yapılır. Öyle midir?

O zaman Kadıköy’ü tanımıyorlar. Kamuoyundaki algı bu. Kadıköy’ü, Suadiye, Caddebostan, Bağdat caddesi, Moda olarak biliyorsanız, Kadıköy’ü eksik tanıyorsunuzdur. Kadıköy’ün Fikirtepe’si var, Eğitim Mahallesi var, Dumlupınar’ı var, Hasanpaşa’sı var, Merdivenköy’ün üst tarafları var, Yeldeğirmen’i var. Bakın ben dün Fikirtepe'deydim. Sayın İmamoğlu ile birlikte Fikirtepe’yi ziyaret ettik. Fikirtepe bambaşka bir dünya. Biz buralardan da oy alıyoruz. Buralara ilişkin bizim geliştirdiğimiz başka özel projelerde var.

Fikirtepe’ye gelmişken oranın durumunu sormak istiyorum. Ben sayın Kadir Topbaş’ın Fikirtepe projesini açıkladığı ilk toplantıyı izlemiştim. Orada çok pembe bir tablo çizilmişti.Şimdi Fikirtepe’deki inşaatlar durdu, mahalleli terk ettikleri evlerine de dönemiyor. Aslında siyasal iktidarında en çok tıkandığı konulardan birisi bu kentsel dönüşüm projeleri oldu. Yetki olarak sizin alanınızda değil ama Fikirtepe’ye ilişkin sizin düşünceleriniz neler?

.

Bakın buna katılmıyorum.Yetkimiz olmayabilir. Evet Kadıköy Belediyesi'nin çözüm noktasında ya da sorunun buraya gelmesi noktasında herhangi bir katkısı yok. Ama orada yaşanan sorunların bütün Türkiye kamuoyuna anlatılması konusunda Kadıköy belediyesinin ciddi bir sorumluluğu var. Biz bunu yapacağız. Ben oradaki vatandaşların sorunlarını ilgili yerlere ilgili makamlara anlatamıyorsam veya anlatılmasını sağlayamıyorsam, bir Kadıköylü olarak işimi eksik yapıyorumdur. Fikirtepe’de evet hukuki olarak bir yetkimiz yok, ama siyasi olarak yetkimiz var. Siyasi olarak orada çadırda yaşayan insanlarla beraber, bende onlarla kalabilirim. Kadıköy Belediye Başkanı'nın orada Kadıköy’ü yöneten yerel iktidarın temsilcisinin o hareket içerisinde olması belki Türkiye’de Fikirtepe sorununu bilmeyen diğer vatandaşlarımızın da haberinin olmasını sağlar. İkincisi Kadir Topbaş’ın projenin başında söylediği koca koca binalar dikeceğiz söylemi. Rant ekonomisi yarattılar. Bina üzerinden mutluluk inşa etmeye çalışıyorlar. Bina üzerinden mutluluk inşa edemezsiniz.

Orada yaşayan insanların bir yaşam kültürleri var. O yaşam kültürlerine uygun binalar inşa edilip öyle bir kentsel dönüşüm yapmalısınız. Buradaki amaç orada yaşayan Fikirtepelilerin mutluluğu değil, bir avuç müteahhidi mutlu etmektir.

Peki var olan tablodan bir çıkış mümkün mü artık Fikirtepe’de?

Yapılan o büyük binaların yıkılıp yeniden yapılması artık mümkün değil. Ama en kutsal hak olan barınma hakkından mahrum bırakılan Fikirtepe’li yurttaşların bu hakka bir an önce kavuşması gerekiyor. Çünkü evlerini kaybettiler. Bina yapılacak diye çıktılar, geri dönemiyorlar. Yıkılmış hafriyatı alınmış çukurlar var. Veya çıktılar, kira yardımı alıyorlardı kira yardımı kesildi, evlerine de dönemiyorlar. Ev sahibi iken kiracı konumuna düştüler. Fikirtepe’nin etrafında yaşayan yurttaşların güvenlik problemi var. O metruk binalara kimlerin geldiği kimlerin çıktığı belli değil. Bir gidin gezin. Dünyanın bütün ülkelerinden o metruk binalarda insanlar kalıyor. Ben dün oraları gezerken şaşırdım. Özbekler, Afganlar, Suriyeliler, Senegal’den gelenler her ülkeden insan vardı. Binalar boş olunca yerleşilmiş. Emniyet'in orada çok ciddi tedbirler alması gerekiyor. Bizim polis gücümüz yok. Emniyetin orada bazı sorunları çözmesi gerekiyor. Fakat bu sorunları Emniyete değil bize söylüyorlar. Ben dün Fikirtepe’de bir çok yurttaşla konuştum. Bundan şikâyet ediyorlar. Buraya belediye nasıl müdahale etsin. Bende sadece zabıta var. Burayı emniyetin kaymakamlığın İçişleri Bakanlığı'nın ele alması gerekiyor.

Peki Fikirtepe’nin dışında. Kadıköy’de sizin sorun olarak gördüğünüz neler var?

Kadıköy’ün temel sorunları var. Bu sorunların bir bölümü de Kadıköy'den kaynaklanmıyor. Örneğin Trafik. Türkiye’nin büyük kentlerinde yaşanan bir sorun. İstanbul’un da büyük bir sorunu. Bu Kadıköylüden kaynaklanmıyor. Çözümü Kadıköy Belediyesi'nden isteniyor. Siz istediğiniz kadar “ya bu yetki bende değil” deyin. O sizi biliyor. Yerelde ulaştığı ilk icra makamı sizsiniz. Onun için yetki bizde değil diye durmayacağız. Projelerimizi geliştireceğiz yetkili yerlere ileteceğiz. Yaparlar mı? Yaparlarsa Kadıköylü kazanır, İstanbul kazanır. Yapmadılar mı. Çıkacağız derdimizi anlatacağız. Kadıköy’de trafik Kartal’dan Kadıköy’e doğru dikine geliyor. Bu trafiği yataya döndürmek gibi bir proje geliştiriyoruz. Çünkü E-5’de metro hattı ve banliyö treni var. Bostancıya kadarda iki yeni metro istasyonu yapılıyor. Deniz ulaşımını teşvik edeceğiz. Moda’daki iskele tamamen kapalı, Bostancı'daki iskele de kapasitesinin altında kullanılıyor. Buralardan ulaşımı hareketlendirmek çeşitlendirmek gerekiyor. Bir de Caddebostan’a bir ara iskele yapmak gibi bir projemiz var. Çünkü Caddebostan da metro hattı gelişince bu ihtiyaç gelecekte doğacak. Bu ana hatlar arasında ring seferi yapmayı düşünüyoruz. Yani trafiği yataya götürmek gibi bir planlamamız var. Ama dediğim gibi yetki Büyükşehir'de, Büyükşehir'i İmamoğlu kazanırsa zaten bu sorunu tamamen çözeriz. Ben kazanacağını biliyorum, ama olmadığı zaman da bu projeyi Kadıköylüler ile paylaşırız.

İkinci problemimiz kentsel dönüşüm, daha doğrusu adına kentsel dönüşüm denilen bina yenilemesi işi. Bunun Kadıköy’e hiçbir faydası yok. Tam tersine Kadıköy ve Kadıköylülere yarattığı sorunlar var. Büyük, büyük kamyonlar yollardan geçti kaldırımlara çıktı çökmeler oldu. Yeni bir kentsel dönüşüm anlayışına ihtiyacımız var. Bunu da parsel bazlı yada bina bazlı değil, bütün Kadıköy’ün bütüncül bir planlamasını yaparak çözebiliriz. Bu planlamayı yaparken de o mahallelerin mahalle dokusunu kaybettirecek yapılaşmalara izin vermemek gerekiyor. Bu kentsel dönüşümü bir uzlaşı ile yapmak gerekir. Yani Kadıköy’de yaşayanlar, iş yapacaklar ve belediye. Buradan bir kamu menfaati ortaya çıkarmamız gerekiyor. Şu anda yapılan bina yenilemelerinin kamuya bir menfaati yok. Yeni bir yeşil alan yaratmıyor. Bir sosyal donatı alanı da yaratmıyor. Sadece yapılan binanın önünde küçücük bir yeşil alan oluyor peyzaj düzenlemesi adı altında.

.

Kadıköy’ün üçüncü problemi kentsel yoksulluk. Bu kentsel yoksulluğun içine her kesim girebilir. Çalışanda girebilir üniversite öğrencileri de girebilir. Ben iki yerde bu sorunla karşılaştım. Fenerbahçe’de üniversite öğrencileri ile bir sohbet toplantısında, tiyatro sanat konuşurken bir öğrencisi “İyi anlatıyorsunuz da istediğiniz kadar yapın edin. Ben yararlanamıyorum. Çünkü pahalı.” dedi. Ekrem İmamoğlu ile Marmara Üniversitesi'nin arkasında bir öğrenci evini ziyaret ettik. Orada da arkadaşlarımız aynı şeyi söyledi. İki çocuğu olan bir aile sinema yada tiyatroya gitmek istediklerinde bütçelerinin büyük bir çoğunluğunu buna ayırmak zorundalar. Bu imkanları da ulaşılabilir hale getirip, kent yoksulluğunun bir parçasını da çözmek niyetindeyiz.

Mesela 21 mahalleye 21 kreş projemiz var. İlk yapacağımız iş bu. Bunu yaparken de hayata paralel düzenlemeler yapacağız. Yani kreşlerdeki mesai saatlerini çalışan anne babaların mesai saatlerine uygun hale getireceğiz. Yani anne baba altı buçukta işten çıkıyor. Ama kreşte mesai beşte bitiyor. Doğum yapmış ailelere bir doğum paketi hediye edeceğiz. Burada bebeğe dokunmaya başlayacağız. Doğum paketinin içinde biberon, mama, zıbın gibi basit ihtiyaçlar olacak. Fakat elimizi oradan çekmeyeceğiz. Lohusalık döneminde anne çok hassas olur. Bebeği ile ilgilenmek ister. Ama evin yemekten, temizliğe işleri vardır. Biz kırkı çıkana kadar bu ailenin yemek ihtiyacını biz üstleneceğiz. Bu hizmeti de dışarıdan almayacağız, üst komşusundan yada alt komşusundan satın alacağız. Hem o aileye bir ek gelir yaratmış olacağız. Hemde o ailenin yemek ihtiyacını sağlamış olacağız.

Belediyelerde şöyle bir sorun da var. Seçmenler yereldeki sorunlarını belediyeye aktarma noktasında iletişim kanallarının yaratılması konusunda hep bir sorun olur. Yereldeki sorunları aktarmaları için önereceğiniz bir şey var mı?

Sahada en çok bize yöneltilen eleştiri şu; Seçim döneminde geliyorsunuz sonrasında da gelecek misiniz? Evet geleceğim. Üniversite yıllarında sosyal demokrat öğrenciler platformunun başkanlığını yaparken şöyle bir slogan geliştirmiştik; “Çözümü sorunu yaşayanlar bilir.” Belediyenin sorun çözme kapasitesini arttırırsak bana daha çok zaman kalacak. Ben daha çok sokakta olacağım. Belediyenin sorun çözme kapasitesini artırmamız gerekiyor. Daha hızlı daha ulaşılabilir belediye olmamız gerekiyor. Bunun iki temel ulaşım kanalını oluşturmamız gerekiyor. Birincisi doğrudan insanla diyalog kurarak yani mahalle meclislerini kurarak başlayacağız. Bizim Kadıköy belediyesinin gönüllü evleri var. Kent konseyi var. Bunlara paralel bunları yadsımadan çalışacak mahalle meclislerini kurarak, mahallenin Kadıköy belediyesini karar alma süreçlerine katılmasını sağlayacağız. Bunun sonucunda belki bir kent parlamentosu bile oluşturabiliriz. Mahallelinin sorunların çözümüne katılmasını istiyoruz. İkincisi evinde oturduğu noktada Kadıköy belediyesinin karar alma mekanizmasına katılsın. Nasıl? Akıllı telefonlarla. Bir aplikasyon geliştiriyoruz. Evinde oturduğu yerden sokağının mahallesinin hangi sorunu varsa, bunun çözümü neyse onun belediyeye aktarılmasını sağlayacağız. Ayrıca bu karar alma mekanizmasında “şöyle bir karar alıyoruz ey Kadıköylüler ne diyorsunuz”diyeceğiz. Mahalle meclisleri daha konvansiyonel birebir iletişim kanalı olurken, cep telefonundan i-pad’inden indireceği programla bu iletişimi daha ileri bir aşamaya getireceğiz. Kadıköylü kendisine sorulmadan hiç bir şey yapılmasını istemiyor. Ne yapacaksan ben bileyim diyor.

Takip edebildiniz mi bilmiyorum. Gazete Duvar'da Kadıköy ile ilgili şöyle bir tartışma yaşandı. Hatta sizin Alper Taş ile yaptığınız görüşmede söylediğiniz bir şey vardı. Biraz onun da devamı gibiydi. Siz bir espri ile Alper Taş’ın seçilmesi ile birlikte Kadıköy üzerindeki yükün de kalkacağını söylediniz, Kadıköy’de özellikle dar bir alana çok fazla mekan birikti, Beyoğlu gibi bölgelerden insanların uzaklaşıp Kadıköy’e yoğunlaşması ile birlikte, Kadıköylüler ile anlaşmazlıklar yaşanıyor. Burada böyle bir sorun var mı?

Biraz önce trafikten bahsederken "bu sorun Kadıköylülerin yarattığı bir sorun değil" demiştim. Bu sorun da Kadıköylülerin yarattığı bir sorun değil. Bu da İstanbul sorunu, hatta Türkiye sorunu. Eskiden eğlencenin merkezi Beyoğlu'ydu. Ben bunu söylerken bir başka partinin belediye başkanına söylemedim. Muhatabıma söyledim. O Beyoğlu’nda kazandığı zaman bu canlılığı tekrar Beyoğlu’nda kurarsa, insanlar tiyatroya, sinemaya eğlenmeye Beyoğlu’na gidecekler. Bu olmadığı zaman insanlar sosyalleşme ihtiyaçları için Beşiktaş’a Kadıköy’e geliyorlar.

Sıkıntı şu, Beyoğlu’nun arka sokaklarında yaşanan sorunlar burada yaşanmaya başladı. Gecenin ikisinde üçünde naralar atılıyor, şişe kırılıyor. Bu tür sorunlardan şikâyetçi Kadıköylü. Bu sıkıntı bir anlaşmazlık yaratıyor ve bu anlaşmazlığı çözme görevi de buranın yerel yöneticilerinde. Benim burada yapmak istediğim Kadıköylüleri, mekân sahiplerini, Kadıköy Belediyesini bir araya getirip bir de, üçüncü bir gözün burayı izleyip sorunu çözecek öneriler getirmesini sağlamak. Üçüncü gözden kastım şu, bu işlerle ilgilenen sivil toplum kuruluşları var. Dünyada Türkiye’de bu tür sorunların nasıl çözüleceğini bilen üniversiteler var. Bu konuda çalışan akademisyenler var. Bu ortak akıldan bir çözüm önerisi çıkarmak istiyoruz. Buna mecburuz. Bu sorunu ötekileştirerek yada zabıta önlemleri ile çözemeyiz.

Peki Haydarpaşa’da sizin yetki alanınızın dışında ama buraya ilişkin bir girişiminiz olacak mı?

Haydarpaşa ile yetki anlamında bizim hiç alakamız yok. Ama Haydarpaşa’nın gar kalması için ben imza verdim. Ve imzamın arkasındayım. Ora ile alakalı da sivil toplum kuruluşları, Kadıköy halkı ile konuşup bir çözüm önerisi getirmemiz gerekiyor. Gar kalması için imzam var ve imzamın da arkasındayım. Sadece benim değil sayın genel başkanımızın da gar kalması için imzası var.