Kurtuluş Komşu Ağı: Vaat dinlemek yerine taleplerini iletiyorlar

Seçim zamanları "sahaya inen" siyasetçiler, belediye başkan adayları yıllardır birbirinin benzeri vaatlerle insanların karşısına çıktılar. Bir sosyal medya örgütlenmesi olarak doğan Kurtuluş Komşu Ağı, bunu tersine çevirmek için harekete geçti ve yaşam alanlarındaki taleplerini her partiden belediye başkanına iletmeye başladı...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - İster genel, ister yerel olsun Türkiye'de seçimler hemen hemen aynı kurallarla işler. Elinde mikrofon olan parti başkanı ya da aday büyük bir kalabalık önünde evden arabaya, cennetin tapusundan buzdolabına bir dolu vaat sözü verir. Kürsüde olmadıklarında ise adettendir, esnaf ziyareti yapılır. Dükkânlara girip çıkılırken inşaatları izlemeyi seven amcalardan biri bulunur, hali hatırı sorulur, bir isteği varsa söylemesi beklenir. Olur da bir şey isterse "Tamam, söz" denir, yanındaki arkadaşlara not ettirilir. Varsa küçük çocuklar kucağa alınır, yanaklarından öpülür, duruma göre cebine harçlık sıkıştırılır, lolipop şeker hediye edilir.

İşte sonucu belli ve yıllardır alışageldiğimiz bu durumu İstanbul'un Şişli ilçesi, Kurtuluş mahallesinde yaşayanlar tersine çevirmek istediler ve harekete geçtiler. Amaç, bölgede belediye başkanlığı için adaylığını koyan bütün isimlere ulaşmak ve uygun bir fırsatta kendilerinin belirlediği bir mekanda adayla bir araya gelmek. Burada siyasetçilerin vaatlerini dinlemek yerine kendi taleplerini, orada yaşayanlar ve bölgenin sorunlarını en iyi bilenler olarak, siyasetçilere iletmek.

Günümüzün gerçeği olan sosyal medya, bu girişimin de başladığı yer. Yaklaşık 3400 üyeli bir Facebook grubu olan Kurtuluş Komşu Ağı'nda filizleniyor bu düşünce. Sonrasını bu ağın üyelerinden Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Akgün İlhan ve gazeteci Meral Candan'dan dinleyelim:

"Komşu Ağı, 2016'da Facebook üzerinden kurulmuş bir grup. Esasen bu grubun kuruluş amacı, komşuluk ilişkilerini geliştirmek ve dayanışma. Ancak zamanla bu kadar sorunlu bir yerde yaşayan insanlar, bunları da paylaşmaya başladılar. Çünkü burada en temel belediyecilik faaliyetleri bile yapılmıyor; çöplerin toplanmasında tutun, kaldırımlardaki işgallerin düzenlemesine kadar hiçbir şey yok. Çok temel şeyler olduğu için de bunlar Komşu Ağı'nda sıklıkla paylaşılmaya başlandı."

Meral Candan ve Akgün İlhan.

Eskiden komşular birbirinin kapısını ya da camını tıklatırken, şimdi iletişime geçmek için telefon ekranına dokunmak yetiyor. Bunu bir olumsuzluk olarak görmemek lazım, günümüzün gerçeği. Ve önemli olan ne şekilde kullanıldığı. Zamanla "komşu, bir fincan kahven var mı?" kıvamındaki isteklerden mahallenin sorunlarının da tartışıldığı bir alana dönüşmüş bu sosyal ağ. Bunun içinse Komşu Ağı'nın içerisinde sadece mahallenin sorunlarını konuşmak için bir alt ağ örgütlenmiş.

Bu ihtiyacın fark edilmesini sağlayan olay, İSKİ'nin Kurtuluş sokaklarında başlattığı kazılar bittikten sonra bölgeye kimliğini veren küp taşlı sokakları asfaltlaması olmuş. Bu durum karşısında imza toplayan mahalleli kendi deyimleriyle "oyalanıp durmuş." "Muhatap alınma isteği ve girişimi" aslında diyorlar, "kendi hayatımız üzerinde söz sahibi değilsek, başka neyde söz sahibi olacağız? Kendi yaşadığım sokaktaki küp taşı bile seçemiyorsam neyi seçebiliyorum? Vatandaşlık kavramını sorguladığımız bir süreçti. Bu tartışmalar ve örgütlenmeler devam ederken Komşu Ağı içerisinde bu tartışmaları sürdüreceğimiz bir Çevre Grubu kurduk. Bir pazartesi akşamı yaptığımız ilk toplantıya insanların iş çıkışı yorgun argın gelip bir şeyleri değiştirebileceğine olan inançları çoğumuza enerji verdi."

İnsanlara bu enerjiyi veren en önemli motivasyon ise "Karar süreçlerine dahil olmak istiyoruz çünkü bizim adımıza karar verenler, bizim ne yaşadığımızı bilmiyorlar. Karar alma sürecini tersine çevirmek istiyoruz," düşüncesi olmuş belki de.

Ufukta yerel seçimlerin olması bir anlamda bu grubun gidişatına yön vermiş. Çünkü insanlar sözlerini söyleme fırsatı olarak görmüşler seçimleri. Kendi uzmanlık alanlarında fikir üreten insanlarla başlayan talep ya da mahallenin ihtiyaçları listesi son şeklini almış:

"43 kişiyle oluşturduğumuz talepleri binlerce üyesi bulunan Komşu Ağı'nda paylaştık. Bir şeyler eklemek isteyenler, itiraz edenler, taleplerin üzerinde tartışmak isteyenler için günlerce zaman ayırdık. Derken son halini aldı ve sadece mahalleyle ilgili olmaktan çıkıp belediye sınırları içerisindeki faaliyetlerle ilgili de talepler eklendi. Talepler ihtiyaçtan çıktı, durup dururken değil."

Taleplerin nasıl iletileceği konusu da hızlıca karara bağlanmış. Tüm adaylarla iletişime geçilmiş: "Forum tarzında bir tartışma ortamı olacak. Derdimiz çok kültürlülüğü, çok çeşitliliği yaşamak ve savunmak. Yöneticilerden bir şey beklemememiz gerekiyor. Önce biz tanıyacağız birbirimizi ve bu çok kültürlülükten coşku duyacağız.  Bu mahallenin güzel tarafı, her kesimden insan var. Dolayısıyla her kesimden adayı konuk edeceğiz. Farklı kesimlerden adaylarla görüşmek bizim için iyi bir demokrasi pratiği olacak. Herkesi biz dinleyeceğiz değil herkes bizi dinleyecek... Sonra biz de onları dinleyeceğiz. Gerçek bir iletişim olacak."

"Önce Mustafa Sarıgül davrandığı için ilk onunla görüşüyoruz," diye açıklıyorlar kısaca durumu. Sarıgül'den sonra ikinci toplantı ise CHP'nin adayı Muammer Keskin'le olacak. AK Parti ve Saadet Partisi'nin adayları ile buluşma tarihi ise an itibariyle kesinleşmiş değil.

DSP'den aday olan Mustafa Sarıgül, Komşu Ağı üyeleriyle bir araya gelen ilk belediye başkan adayı oldu.

O akşamki toplantıda daha çok DSP'nin adayı Sarıgül'ü izliyorum. Kalıplaşmış politikacı davranışından ne kadar uzaklaşabileceğini görmek istiyorum. Ancak yılların alışkanlığı kolay kolay değişmiyor. Hakkını verelim, insanları dinleme niyetini belli ediyor ve dinliyor da. Ancak dinlemesi konuşma sırasının kendisine gelmesini beklemek şeklinde. Lafa başladığında duruma özel yanıtlardan çok "projelerden" bahsediyor Sarıgül. Önceden hazırlanmış videolar gösteriyor. O anda mahallelinin ve farklı mahallelerdeki biz seçmenlerin işinin ne kadar zor olduğuna şahit oluyorum bir kez daha. Yöneticiler dinlememeye o kadar alışmışlar ki!

Ancak bu duruma bakıp yılmamak gerek. Kurtuluş'taki bu girişimin çoğalmaya başlaması, siyasetçilerin tavırlarının da değişmesine neden olacak. Umarım bu mahalle hareketi diğer yerleşimlere de örnek olabilir...

Kurtuluş Komşu Ağı'nın o akşamki talepleri şu şekildeydi:

- Günlük çöplerin temiz bir biçimde toplanması için her sokağa yeterli sayıda çöp konteynırları ve küçük çöp kutularının sağlanması;

- Organik olmayan (cam, metal, karton vs.) ve yeniden kullanımı mümkün olan atıklar için toplama kumbaralarının sokaklarımıza yerleştirilmesi ve geri dönüşümle ilgili farkındalık yaratıcı faaliyetlerin düzenlenmesi;

- Kaldırımlara park edildiği için yayaların güvenlik içinde yürüme hakkını ihlal eden motosikletler için sokaklarımızda park yerlerinin düzenlenmesi;

- İtfaiye ve ambulans gibi araçların geçişini bile müsaade etmeyen özellikle sokak köşelerine araçların park etmesini engelleyecek önlemlerin alınması;

- Kaldırım ve yol düzenlemelerinin kaliteli malzemeler ve işçilikle yapılması;

- Kurtuluş ve Ergenekon caddeleri gibi sirkülasyonun yoğun olduğu caddelerdeki trafik ve park sorunlarının çözülmesi;

- Yeşil alanların oluşturulması ve sayısının artırılması;

- Sokak hayvanlarının yaşamlarını kolaylaştırıcı düzenlemelerin yapılması ve gerekli ekipmanın sağlanması;

- Petshoplarda hayvan satışının yasaklanması ve yasağa uymanın denetlenmesi;

- İlçemiz sınırları içinde sadece bir merkezde ve çok az sayıda çalışanı olan veterinerlik hizmetlerinin geliştirilmesi ve hizmet alanının genişlemesi ve bu veterinerlik hizmetlerinin ev hayvanı besleyen komşularımıza da makul ücretler ya da bağış karşılığında verilmesi (İzmir ve Güzelyalı Belediyesi’nin bu konudaki çalışmaları örnek alınabilir);

- İlçedeki tüm sokak hayvanlarının kayıt altına alınması, yuva, su ve beslenme hizmetlerinin günlük olarak yapılması ve denetlenmesi;

- Ülkenin ve özellikle İstanbul’un pek çok ilçesinde örneği bulunan ama Şişli’de halen oluşturulmayan ödenekli belediye tiyatrosunun kurulması;

- İlçemizde gençler ve yetişkinler için İSMEK Kurumu örneğinde olduğu gibi meslek eğitimleri ve kişisel gelişim kurslarının açılması;

- Şişli’nin tarihi ve kültürel olarak önemli anıt yapılarını içeren bölgenin SİT alanı ilan edilmesi kararına ek olarak SİT alanı içinde yer almayan ancak ilçemizin kadim halklarını temsil eden çok sayıda tarihi yapının da gerekirse özel bir statü yaratılarak belediyemiz tarafından özenle koruma altına alınması;

- Sosyal belediyecilik gereği toplu taşımanın yetersiz olduğu bölgelerde (Kurtuluş Dolapdere ve Kurtuluş Feriköy vb.) ilçe içi tarifeli servis araçlarının hizmete konulması;

- İstanbul’un en yoğun alışveriş/ticaret ve kültür merkezi olan ilçemizde yoğun araç trafiği sorunun bir sonucu olarak yetersiz otopark sorunun (sokak kaldırımları ve yol kenarları gibi kamuya ait olan alanları yasa dışı olarak işgal edip ücret karşılığı kiralayan yapılanmaların ortadan kaldırılması vb.) çözülmesi;

- İlçe belediyemizin hali hazırda vermekte olduğu ücretsiz spor salonu hizmeti ağının yaygınlaştırılması ve kadın dostu belediyecilik gereği kadınlara öz savunma eğitimleri verilmesi;

- Okulların bahçe ve salonlarının eğitim verilmeyen saatler ve günlerde halkın kullanımına açılması

- Yakın zamana kadar Şişli sınırları içinde olup, şu anda ilçemizde kalan son yeşil alan olan Fatih Ormanı için hâlihazırda belediyemiz tarafından kiralanan alandaki fidan dikme çalışmalarının devam etmesi; doğal yapıyı bozmayacak rekreasyonel alanlar oluşturulması; ormana ilçenin çeşitli noktalarından tarifeli servis konulması ve bölge okullarının belediyenin sağladığı ulaşım imkânları ile ormana geziler düzenlenmesi;

- İlçenin mikro-ikliminin düzenlenmesinde önemli görevi olan ve kalan tek yeşil alanları oluşturan Şişli evlerinin geleneksel arka bahçelerinin korunmasının yeni inşaat uygulamalarında da devam ettirilmesi;

- İlçemizde giderek artan gökdelen yapılaşmasının aşırı trafik yükü yaratması ve ilçemizin tek temiz hava kaynağı olan Kuzey Rüzgârları’nı büyük ölçüde kesmesi gibi sorunlar nedeniyle yeni gökdelenlerin inşasına izin verilmemesi;

- İlçemiz sınırları içindeki tekstil firmaları ve marketlerin bulunduğu sokak ve caddelerde büyük araçlarla yükleme ve boşaltma yapma saatlerinin sınırlandırılması ve denetlenmesi;

- İlçemiz sınırları içinde halen kaynağı kurumamış olan ama akarsuların ıslah edilmesi ve tarihi öneme haiz sokak çeşmelerinin restore edilerek içlerinden tekrar su akmasının sağlanması;

- İlçemiz sınırları içindeki inşaatlarda kullanılan kamyon, beton dökme ve moloz taşıma araçlarının yarattığı gürültü kirliği ve trafik terörünün sona erdirilmesi ve inşaatların çalışma saatlerinin yasal sınırlarda kalmasının ayrıcalık ve özel izinlerle esnetilmemesi;

- İlçemizdeki afet sonrası toplanma alanlarının halkın bilgisine sunulması ve herkesi kapsayan afet eğitimlerinin düzenlenmesi.