Erdoğan: Özel hayata karışamam ama kabullenemiyorum

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Yaşlılık Şura'sında konuştu. Erdoğan, "Katıldığım tüm nikâh törenlerinde bu yüzden en az üç çocuk, mümkünde daha fazlasını öneriyorum. Mecburuz çünkü bu dinamik genç nüfus yapısını dengede tutalım" dedi. Cumhurbaşkanı aile büyükleri ile ilişkilerin bayram ziyaretlerinin bile ihmal edildiği bir periyoda dönüşmesini ise asla kabul edemeyeceklerini söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Erdoğan, Yaşlılık Şurası'nda, 'neden 3 çocuk istediğini' söyledi. Erdoğan, "Annesini babasını huzurevine bırakan evlatlar değil, onlarla birlikte yaşayan evlatlar istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan'ın konuşmalarından satır başları şöyle:

MÜMKÜNSE DAHA FAZLASI: Bulunduğumuz yaşlara kadar gelmiş olmamız Rabbimizin bizler bir lütfudur. Pek çok ölüme tanıklık ettik. Yanımda oturan amca 100'ü aşmış, hatta daha fazla olan nice büyüklerimizi biliyoruz. Üzülmek yerine bu dönemimizi en güzel şekilde değerlendirmenin gayreti içinde olmalıyız. Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor. Bazı ülkelerde 90'ı zorlamaktadır. Bu durum çözüm bekleyen pek çok sorunu da beraberinde getiriyor. Özellikle gelişmiş ülkeler hızla yaşlanan nüfusları sebebiyle endişe içerisindedir. Afrika ve Güney Amerika ortalamanın çok üzerinde yükselen nüfuslarıyla dünyanın geleceğine talipler. Ülkemizde 65 yaş ve üzeri nüfus oranı yüzde 8.8'e kadar ulaşmıştır. 7 milyon yaşlı nüfusa ulaştığımız anlamına geliyor. Bu nedenle katıldığım tüm nikâh törenlerinde bu yüzden en az üç çocuk, mümkünse daha fazlasını öneriyorum. Mecburuz çünkü bu dinamik genç nüfus yapısını dengede tutalım.

ANAM AYAĞINI ÇEKERDİ: Biz yaşlılarını koca diyerek en yüksek makama oturtan, ak sakallı diyerek bilgeliği onlarla simgeleyen bir kültüre sahibiz. Cennet anaların ayağı altındadır hadisi şerifi herhalde bilmeyen yoktur. Ben anamın ayağının altını öperdim. Anam ayağını çekerdi, anacım bana cennet kokusunu çok mu görüyorsun derdim. Onlar olmasa biz yoktur. Anamın duası, babamın gölgesi yeter diyor bir okuduğum yazıda.

TORUNLARLA BİR ARAYA GELMELİLER: Aynı şehirde yaşayıp da anne babalarımızı torunlarıyla bir araya getirmiyorsak haksızlık yapıyoruz demektir. Bizim en az yaşlı bakım etkinliklerimiz kadar bu meseleye de önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Hatta bunun için teşvik komisyonları kurmalıyız. Anne baba ocağının sığınılacak bir liman olarak görülmesi köklerimizin hâlâ sağlam olduğunu gösterir. Medeniyet ve kültür değerlerimizin nesillerden nesile aktarılmasında, büyüklerimizin öğütlerinin öğretmenlerden, okullardan daha fazla faydalı olduğuna inanıyorum.

ÖZEL HAYAT KARIŞAMAM AMA KABULLENEMİYORUM: Büyükşehir hayatının böyle bir aile modelini zorlaştırdığının farkındayız. Fakat bu durumun aile büyükleriyle ilişkilerin neredeyse bayram ziyaretlerinin bile ihmal edildiği bir periyoda dönüşmesini asla kabul edemeyiz. Ben kimsenin özel hayatına karışamam o ayrı mesele ama doğrusu ben kabullenemiyorum. Aynı şehirde yaşayıp da en azından her hafta sonu anne babalarımızı torunlarımızı bir araya getirmiyorsak haksızlık yapıyor vebal altına giriyoruz demektir. Bizim en az yaşlı bakım hizmetleri kadar, aktif yaşlanma konusu kadar bu meseleye de önem vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Hatta gerekiyorsa bunun için teşvik mekanizmaları kurmalıyız.

HUZUREVİNE BIRAKMAYIN: Bakanlığımız yaşlı vizyon belgesini hazırlıyor. Yaşlılarımızı aktif yaşama katılım sağlayacağı programlar hazırlanıyor. Huzur evlerinde bakılan yaşlı sayısı 5 bini bile bulmazken, bugün 14 bine yaklaştı. Hiçbir yaşlımızı sokakta, çaresiz ve dört duvar arasında bırakmıyor, hepsine de yardım ediyoruz. Bu ödeneği hanehalkı değil sadece kendisi ve eşinin gelirine göre yapıyoruz. Engelli yaşlılarımızın bakımı için ödenen miktar da bin 305 liradır. Şehir içi toplu taşıma araçlarında 65 yaşın üzerindekilerin ücretsiz yolculuk etmelerini biz sağladık. Emeklilerimize ödemeye başladığımız iki dini bayramda biner liralık ödenek de yaşlılarımıza destek sağlamaktadır. Kimsesizlerin kimsesi olma sözümüzü yerine getiriyoruz. Köklerimizin en güçlü göstergesi de yaşlılarımızla, ak saçlılarımızla kurduğumuz ilişki biçimidir. Kuşakların aynı çatı altında birlikte yaşadığı bir Türkiye istiyoruz. Annesini babasını huzurevine bırakan evlatlar değil, onlarla birlikte yaşayan evlatlar istiyoruz.