Turan Hançerli Avcılar'a aday: Çarşambanın gelişi perşembeden bellidir!

Avcılar Belediyesi'ne talip olan CHP aday adayı Turan Hançerli: Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir derler... Ben bunu değiştirdim: Çarşambanın gelişi perşembeden bellidir. 4 yıl içerisinde ihtiyacın nasıl artacağını görüyoruz. Bunun üzerine çalışıldığında 10 yıl sonra ne olacağını, 20 yıl sonra ne olacağını bilmek gerekiyor. Yöneticiler de buna uygun politikalar üretmeli...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Avukat Turan Hançerli, İstanbul'un önemli ilçelerinden biri olan Avcılar'ı yönetmeye aday isimlerden biri. Kendisi CHP Parti Meclisi Üyesi ve  Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütüyor. Hançerli'yle partisinden belediye başkanlığına aday adayı olduğu Avcılar'ın sorunlarını, seçilirse hangi belediyeleri örnek alacağını, belediyeyi hangi modelle yöneteceğini konuştuk...

'HÜKÜMETİN GÖREVİ OLMASINA RAĞMEN BUNA DUYARSIZ KALMAYACAĞIZ'

Sizce Avcıların en büyük sorunu nedir, aday olup seçilirseniz ilk icraatleriniz neler olacak?

Avcıların sorunları Türkiye'nin diğer sorunlarından çok farklı değil. Deprem ve imar sorunu var. Kent ve metropol olmasına rağmen eğitim ve sağlık hizmetleriyle ilgili çok büyük sorunlar var. Eğitim ve sağlık hizmetleri belki yerel yönetimlerin işi değildir denilebilir ama bu sorunların ciddiyeti nedeniyle insanların hayatlarını çok etkilemesi nedeniyle yerel yönetim olarak bunlara duyarsız kalmayacağız. Türkiye'nin belki en kalabalık okulu Avcılar Yeşilkent mahallesindeki Leyla Bayram İlkokulu... 6 bine yakın öğrencisi, 60'ı aşkın öğretmenin bulunduğu sınıfları ve ikili öğretimiyle çocuklar için tam bir kabus. Yine Tahtakale mahallesinde bir okul var. Bu okul prefabrik... Firüzköy'deki okulların kapasitesi yetersiz. Böyle altyapı meseleleri Milli Eğitim Bakanlığı'nın ve merkezi hükümetin sorunları olmasına rağmen önemli Avcılar çocuklarının geleceğiyle ilgili endişelenmemize neden olan bu durumu düzeltmek için çok hızlı çalışmalar yapacağım.

.

'BİR BAKANIN HASTANESİ VARDI DİYE...'

Avcılar 1999 depremi nedeniyle çok büyük zararlar gördü. Burada hâlâ birçok imar sorunu da bulunuyor. İmar ve sağlık hizmetleri açısından nasıl çalışmalar yürütmeyi düşünüyorsunuz?

Avcılar burada bir bakanın hastanesi var diye uzun süredir devlet hastanesinden yoksun. 450 bin nüfuslu bir merkezin tam teşekküllü bir devlet hastanesi yok. Sadece bir çok bölümü yetersiz olan, bulunmayan ve hatta hastaneye erişim problemi bile çözülmemiş Murat Kölük Devlet Hastanesi var. Bu hastanemiz Avcılar'a hizmet bakımından yetersiz. Yine mahallelerimizdeki sağlık ocakları oldukça eksik. Kent güvenliği, deprem güvenliği meselesi çok önemli. Yedi mahallemizde yapıların güvenli hale getirilmesi için dönüştürülmesi gerekiyor. Bir İstanbul depremi bekliyoruz. Yapıların şu an güvenli olmadığını biliyoruz. Halkın çıkarına, acil bir şekilde yaşadığı konutları terk etmek zorunda kalmadığı, halkçı bir kentsel dönüşüm için çalışmalar yapacağız. Üç mahallemizde imar sorunu var. Bu mahallelerin hemen yanıbaşında bulunan yerlerde onlarca kat imar verildi. Bu imar sorununu ivedi bir şekilde çözmek istiyoruz. Bunun için öncelikle belediye başkanı olarak üzerimize düşen görevleri eksiksiz şekilde yerine getireceğiz.

Eğer büyükşehir, bakanlık, TOKİ buna engel olursa vatandaşlarla birlikte büyükşehir belediyesine, TOKİ'ye, bakanlığa giderek gerekirse eylem yapacağız ve hatta çadır kuracağız. Bu sorununun konut hakkı ihlali olduğu, mülkiyet hakkının ihlal edildiği görüşündeyim. Bu sorunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar taşıyacağım.

Başka bir sorun ise kentte yeşil alanların adeta yok edildiği bir İstanbul'la karşı karşıyayız. Maalesef yeşil alanlar, parklar yetersiz. Hatta bazı mahallerimizde park bile yok. Örneğin Yeşilkent mahallemizde sadece iki park bulunuyor. Burası 0-4 yaş arası 8 bin çocuğun, 5-10 yaş arası 7 bin çocuğun olduğu bir mahalle. Tahtakale mahallemizde imarın olmadığı mahallede sadece bir park var. Bu parkı da çocuklar kullanamıyor. Mustafa Kemal Paşa mahallemizde yeşil, insanların nefes alabileceği alanlar yok. Dolayısıyla bir bütün olarak çocukların, gençlerin, yaşlıların Avcılar'da bulunan herkesin kullanabileceği alanlara ihtiyacımız var.

Kültür sanat bakımında da eksiklikler var. Avcıları insanların sadece eve gidip yattığı bir yer olmaktan çıkaracağız. Gençlerimiz kültür sanat etkinlikleri veya gezmek için Kadıköy'e gitmek istiyor. Gençlerimizin Kadıköy'e gitmediği bir kent yaratacağız. Bu iddiamızla İstanbul'un trafik sorununa da çözüm üreteceğiz. İstanbul'un trafik sorunu sadece yapılacak yollarla, tren ve raylı sistemlerle düzelmez. Büyük kentin çevresiyle birlikte 3 milyon olan bir bölgenin eğer merkez ilçelere gitme zorunluluğunu kaldırıp ihtiyacı kendi bölgemizde karşılayacak bir ilçe inşa edersek trafik yoğunluğunun azalacağı aşikar. Bununla birlikte insanlar trafikte en az 3 saatini tasarruf edecek. Bunu yapabilmek için Avcıların gücü, enerjisi var.

.

'ZORUNLU İHTİYAÇLARDAN TASARRUF ETMEYECEĞİZ'

Belediyenin borcuna yönelik nasıl bir çözüm arayışınız olacak?

Birçok belediyenin borcu var. Büyükşehirler de buna dahil. Avcılar Belediyesi de borçlu bir belediye. Sürdürülebilir ve yatırıma geçilecek bir Avcılar Belediyesi hayal ediyoruz. Birçok hizmeti Avrupa Birliği fonları dahil çeşitli fonlardan yararlanarak yapabileceğimi düşünüyorum. Bunun çalışmalarına başladık. Kamu kaynağının etkin ve kuruşunun bile boşa harcanmadığı, hesabını verebileceğimiz bir harcama yöntemi kullanacağım. Tasarruf edeceğiz ama zorunlu ihtiyaçlardan asla tasarruf etmeyeceğiz. Kaynakların verimsiz kullanıldığı lüks harcamalardan tasarruf edeceğiz. Belediyenin çok çeşitli gelirleri var. Avcılar esnafının, girişimcilerin gelirlerini artıracak işler ve projeler yapacağız. Bu gelirler arttığında Avcılar Belediyesi'nin gelirleri artacak.

'SOSYAL DEMOKRAT, HALKÇI BELEDİYE'

Belediyeyi hangi modelle yönetmeyi düşünüyorsunuz?

Sosyal demokrat belediyecilik ya da toplumcu belediyecilik, halkçı belediyecilik anlayışıyla yöneteceğiz. Belediyeyi yönetirken mutlaka katılımcı bir belediyecilik anlayışı olacak. Katılımcı süreçler olacak. Belediye yönetimine 450 bin Avcılar halkı katılacak. Çocuklar da yönetime katılacak. 3-5 yaşındaki çocuklar da belediye yönetimine katılacak. Onların düşünce ve fikirlerini de alacağız. Brezilya'daki Porto Alegre Belediyesi'nin katılımcılık sürecinden çokça bahsettim. Katılımcı bir belediye anlayışına geçilmeden önce Porto Alegre'de bütçenin yüzde 13'ü eğitime ayrılıyordu. Ama katılımcı belediyecilik anlayışıyla birlikte halkla birlikte yapılan bütçede eğitimin payı yüzde 40'a çıktı. Dolayısıyla şöyle bir şey ortaya çıkıyor: Yöneticiler gerçek sorunları ve nereye harcama yapması gerektiğini göremiyorlar.

Halkçı belediye nasıl olmalı?

Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz yıllarda bir katılımcılık örneği olarak İstanbul vapurlarının nasıl olması gerektiğini sordu. Ama katılımcı süreç bu değil. Bunun ötesinde bir şey. Otobüslerin rengi soruldu. Bunlar işin popülist modelleri. Kastettiğimiz halkçı belediye bu değil. Popülist bir anlayışla sadece rengi soran ya da '6 tane vapurun içerisinden 1'ini seçin' diye bir anlayış halkçı belediye olamaz. Yukarıda 0-4 yaş arası 8 bin çocuk olduğunu söyledim. 8 bin çocuğunun olduğu bu mahallede yaşlı sayısı ise bin 900. Dolayısıyla bu mahalleye nasıl hizmetler götürmek gerektiğine ilişkin elimizdeki veriler bize yol gösteriyor. Ama şimdiye kadar Türkiye'nin herhangi bir yerinde bu verileri dikkate alan olmadı. Çocukları da dinleyen bir belediyecilik anlayışı da bütçenin nereye gitmesi gerektiğine bir yol haritası çizdirir. Öngörülerimiz bu çerçevede oldu. Okul yapacağız, park yapacağız... Şöyle bir cümle vardır: Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir. Ben bunu değiştirdim: Çarşambanın gelişi perşembeden bellidir. 4 yıl içerisinde o mahallenin ihtiyacının nasıl artacağını görüyoruz. Bunun üzerine çalışıldığında 10 yıl sonra ne olacağını, 20 yıl sonra ne olacağını bilmek gerekiyor. Yöneticilerin de buna uygun politikalar üretmesi gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde planlama vardı. 5 yıllık kalkınma planlarını konuşurduk, 10 yıllık planları konuşurduk. Bizim de Avcılar'da planlı bir belediyecilik anlayışımız olacak.

Belediye başkanı seçildiğiniz takdirde Avcılar halkı bir sorunu olduğu zaman kolay şekilde ulaşabilecek mi?

Kesinlikle ulaşabilecek. 25 yıldır çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev almaktayım. Türkiye'nin dört bir yanından günde en az 5 kişi beni arıyor. Annem, eşim, çocuklarım... Bana nasıl kolayca ulaşabiliyorsa 450 bin kişiye de aynı sorumlulukla yaklaşırım. Benim yaşam felsefem bu.

'ESKİŞEHİR, İZMİR VE YEŞİL VADİ'Yİ ÖRNEK ALACAĞIM'

Örnek aldığınız bir belediye var mı?

Örnek aldığım birçok belediye var. Eskişehir'i kent yaşamı bakımından örnek alıyorum. Çölün ortasında bir yeşil vadi inşaat etti Yılmaz Büyükerşen hocamız. Halk süt projesi ve modelini Eskişehir'den örnek alacağız. İzmir Belediyesi'nin maliye yapısını örnek alacağım. Belediyelere Hazine garantisi verilmeden kredi kullandırılmaz. Bunun tek istisnası İzmir Büyükşehir Belediyesi. Herhangi bir kredi kuruluşu gözü kapalı bir şekilde İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne kredi verir. Nedeni de şu: Güvenilir, borca batık değil. Bu güçlü mali yapıyı örnek alacağım.Tire Süt Kooperatifi'ni örnek alacağız. Ovacık'ta Maçoğlu'nun üretim, halkla ilişkiler, ücretsiz hizmetler ve şefafflık konusundaki çalışmalarını örnek alacağım. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Adayı Ekrem İmamoğlu'nun, park projesi, Yeşil Vadi projesini örnek alacağım. Dünyada ve Türkiye'deki iyi örnekler pusulamız olacak. Bildiğimiz şeyler var, iyi bildiğimiz şeyler var ama ne kadar iyi bilirsek bilelim 'bin bilirsen de bir bilene danış' bizim atasözümüz olacak.