Erdoğan: Stratejik ortak stratejik hedef yapıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti kongresinde konuştu: Zahirde bize stratejik ortak gibi gözüküp de attığı her adımla bizi stratejik hedef haline getirmeye çalışanlara teslim olmadık, olmayacağız.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongresi'nde konuştu. Erdoğan, "Birileri bizi ekonomiyle, yaptırımla, kurla, dövizle, faizle, enflasyonla tehdit ediyoruz. Biz de onlara diyoruz ki, oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz. Biliyoruz ki iman varsa imkan da vardır. Zahirde bize stratejik ortak gibi gözüküp de attığı her adımla bizi stratejik hedef haline getirmeye çalışanlara teslim olmadık, olmayacağız" dedi.

Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

SÖZÜMÜZÜ TUTMUŞ OLMAK BAHTİYARLIĞIYLA... Bundan tam 17 yıl önce AK Parti'yi kurarken bugün Türk siyaset tarihine, hizmete sevdalı insanların kurduğu AK Parti’nin doğum günü olarak geçecek demiştik. Ve, bugünden sonra Türkiyemizde artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak demiştik. Hamd olsun milletimize verdiğimiz sözü tutmuş olmanın bahtiyarlığıyla bugün karşınızda bulunuyorum. 14 Ağustos 2001’den bugüne kadar AK Parti teşkilatında görev almış, genel başkanından teşkilat yöneticilerine, milletvekillerine, belediye başkanlarına, mahalle temsilcilerine kadar herkese şükranlarımı sunuyorum. Türkiye’de teşkilatın faaliyetlerinde her seviyedeki kadrolarında hanımlara ve gençlere özel önem veren tek parti AK Parti’dir. Buradan tüm hanım kardeşlerimize ve gençlerimize ayrıca şükranlarımı sunuyorum. AK Parti’yi sizlerle bugünlere getirdik. İnşallah daha nice 17 yıllara sizlerle birlikte ulaştıracağız. AK Parti kağıt üzerinde 14 Ağustos 2001 tarihinde kurulmuş bir partidir. AK Parti 60 kurucu üye tarafından kurulmuş bir partidir. Ama AK Parti’nin asıl kurucusu da sahibi de milletimizin bizatihi kendisidir.

AK PARTİ TÜRKİYE'DİR: AK Parti’nin ne olduğunu anlayabilmek için önce medeniyetimize ve tarihimize vakıf olmak gerekir. AK Parti başlangıçtır, Hazreti Adem’in dünyaya gelmesiyle başlayan imtihanımızın takibidir. AK Parti hicrettir. Peygamber efendimizin tüm cihanı aydınlatan nurunun tüm insanlığı kucaklayan mesajının müntesibidir. AK Parti Malazgirt’tir. Sadece Allah’ın rızası için kendisinden kat be kat düşmanın üstüne “Ölürsem kefenim üzerimdeki elbisemdir” diyerek Sultan Alparslan’ın yolundan gidendir. AK Parti Anadolu’daki tüm izlerimizdir. AK Parti İznik’te, Söğüt’te Edirne’de Sivas’ta Kayseri’de Alanya’da Kastamonu’da Malatya’da Antalya’da devletler kuran atalarımızın varisidir. AK Parti Selçukludur, Osmanlıdır. AK Parti fetihtir. İstanbul’u alarak çağ açıp çağ kapatan Fatih Sultan Mehmet’in mirasçıdır. Yavuz Sultan Selim Han’ın yoldaşıdır. AK Parti müdafidir. Dünyanın çalkantılı bir dönemde devletimizi hem koruyup hem geliştiren Sultan Abdülhamid’in hakkının hukukunun savunucudur. AK Parti Çanakkale’dir, Kutül Amare’dir. Yedi düvelin üzerimize geldiği anlarda bile cesaretiyle bile zincirleri kıran, oyunları bozan ecdadın torunudur. AK Parti İstiklal harbimizdir, cumhuriyetimizdir. “Artık yıkıldı, yok oldu” denilen milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde küllerinden yeniden doğarcasına ayağa kaldıran milli mücadele ruhunun temsilcisidir. AK Parti çok partili hayattır. Menderes’in bedelini canıyla ödediği demokrasi mücadelesinin bugünkü sancaktarıdır. Rahmetli Özal’ın bin bir meşakkatle açtığı kalkınma yolunun takipçisidir. AK Parti bugündür. Geçtiğimiz 16 yılda Türkiye’yi demokraside ve ekonomide geliştirerek milletimizin hayalini gerçekleştirendir.  AK Parti gelecektir. Gençlerimize 2053–2071 vizyonunu emanet ederek, ülkemizin bir asrını aydınlatandır. Velhasıl AK Parti Türkiye’dir. Bunun için AK Parti’yi milletimiz kurmuştur diyoruz.

OYUNU GÖRDÜK MEYDANA OKUYORUZ: Biz mazlumlara gönlümüzü ve imkanlarımızı işte bu anlayışla sonuna kadar açıyoruz. Biz ecdadımıza işte bu hissiyatla, tüm gücümüzle sahip çıkıyoruz. Biz gerektiğinde canımızı işte bu şuurla ortaya koymaktan çekinmiyoruz. Biz bu sorumlulukla soysuzlara zağarlık yapmak yerine, onlara meydan okuyoruz. Ne demek zağarlık? Av köpeği. Hazreti Ali’ye atfedilen güzel bir söz var. “Haksızlığa karşı susarsanız, hakkınızla birlikte şerefinizi de kaybedersiniz” Biz sadece hakkımızı değil, aynı zamanda ülkemizin de şerefini savunuyoruz. 15 Temmuz destanını işte bu hissiyatla verdiğimiz mücadele sayesinde kazandık. Birileri bizi ekonomiyle, yaptırımla, kurla, dövizle, faizle, enflasyonla tehdit ediyoruz. Biz de onlara diyoruz ki, oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz. Biliyoruz ki iman varsa imkan da vardır.

BOYUN EĞMEDİK, EĞMEYECEĞİZ: Ya olacağız ya öleceğiz diye hedeflerimize yürüyoruz. Başaramayacaksınız milletimizi bölemeyecek, devletimizi yıkamayacaksınız. Kurulduğumuz günden beri gördüğümüz her haksızlık zulüm riyakarlık karşısında sesimizi yükseltmekten geri durmayacağız. Zalimler vurdukça sinenlerden, teröristlerden boyun eğenlerden olmadık, olmayacağız. Önde yiğitler aslan gibi vuruşurken, arkada el ovuşturanlara benzemedik, benzemeyeceğiz. Ülke yanarken fırsatçılık peşinde koşanlara itibar etmedik, etmeyeceğiz. Dünyayı sömürerek kendilerine refah düzeni kuranlara boyun eğmedik, eğmeyeceğiz. Zahirde bize stratejik ortak gibi gözüküp de attığı her adımla bizi stratejik hedef haline getirmeye çalışanlara teslim olmadık, olmayacağız. Kısa çöpün uzun çöpten hakkını bir gün alacağına inandık, inanmayı sürdüreceğiz.

DOLGU MALZEMESİ OLMADIK: Tarihin dolgu malzemesi değil inşacısı olduğumuzu unutmadık, unutmayacağız. AK Parti olarak asla masa başı siyaset yapmadık. Rakip bulamadığımızda kendi kendimize yarıştık. Gücümüzü darbe odaklarından değil sadece milletimizden aldık. Programlara göre değil milletimizin isteklerine göre icraat yaptık. Bir ayağımızla İstanbul’a Ankara’ya 81 vilayetimizle sıkı sıkıya basarken diğeriyle bölgemizin ve dünyanın dört bir yanını adımlıyoruz. Biz ülkemizi çok sevdik. Çok sevdiğimiz için de Türkiye’ye birinci sınıf demokrasi, ekonomi, hizmet yakışır dedik. AK Parti’yi kurduğumuz günden beri de bunun için çalıştık. Kimlik siyaseti değil millet siyaseti yaptık. Hep üretmenin, büyütmenin peşinde olduk. Hiç kimseyi aynı kalıba sokmaya çalışmadık, tüm renklerimizi olduğu gibi kabul ettik. Soframızın paylaştıkça bereketlendiği inancıyla yardım için uzanan hiçbir eli boş çevirmedik. Tabi aynı zamanda husumetler çoğaldı. İçerdeki ihanet odaklarını da hayata geçirdiler. Sokak darbesi yapmaya kalktılar, yargı darbesi yapmaya kalktılar, terör darbesi yapmaya kalktılar. Ülkemiz dışından taciz atışlarıyla sınır darbesi yapmaya kalktılar. Siyaset darbesi yapmaya kalktılar. Kuru, dövizi, faizi kullanarak ekonomik darbe yapmaya kalktılar.

2012 kongremizdeki konuşmama şu güzel şiirle başlamıştım:

“Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır

Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır

Aşk celladından ne çıkar madem ki yâr vardır

Yoktan da vardan da öte bir Var vardır

Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır

O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır

Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır

Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır

Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır

Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır

Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır

Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır

Senden umut kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır

Sevgili

En sevgili

Ey sevgili”

Geçen dönemde yaşadıklarımızı şöyle bir gözümün önüne getiriyorum. Kaderin üstündeki kaderin tezahürlerine şahit oldum. Hep birlikte Türkiye olduğumuzda hiç kimsenin bize gücü yetmez. Bugün her türlü tehdidin karşısında dimdik ayakta kalan Türkiye’yi işte bu duruşumuza borçluyuz. Bana böyle bir milletin evladı olmayı nasip eden Rabbime binlerce kez hamd ediyorum.

MUHASEBE YAPIYORUZ: Rahmetli Cengiz Aytmatov, “Gün olur asra bedel” diyor. Türkiye’nin AK Partili yıllarında da milletimiz asırlara bedel hizmetlere kavuşmuştur. Her fırsatta, özellikle de illerimize her gittiğimizde bu hizmetleri kısaca özetleyerek, ülkemizi nereden nereye getirdiğimizin muhasebesini yapıyoruz. 2002 Kasım’ından bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız hizmetleri kalem kalem anlatmaya kalksak, bu salondan günlerce çıkamayız. Burada, hem sizlere, hem de milletimizin tamamına, ülkemize kazandırdıklarımızı, ana başlıklarıyla hatırlatmak istiyorum. İktidara gelirken ülkemizi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet üzerinde yükselteceğimizi söylediğimiz için, öncelikle bu alanlardan başlıyorum. Eğitimde, 12 yıllık zorunlu eğitimi, 4+4+4 olarak üç kademeli hale getirerek, çocuklarımızın önünde yeni bir dönem başlattık. Üniversiteye girişteki tüm ayrımcı uygulamalara son verdik. Çocuklarımızın medeniyetlerini ve tarihlerini daha iyi öğrenebilmeleri için, ortaokuldan itibaren Kur’an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi gibi seçmeli dersler getirdik.

LABORATUVAR SAYISINI ARTIRDIK: Fatih Projesi kapsamında sınıflarımıza 432 bin etkileşimli tahta, yaklaşık 46 bin çok fonksiyonlu yazıcı kurduk. Öğrencilerimize ve öğretmenlerimize 1,5 milyona yakın tablet bilgisayar dağıttık. Eğitim bütçemizin büyüklüğünü 10,5 milyar liradan 135 milyar liraya yükselttik. İlköğretimde öğrenci sayımız 9,5 milyon civarında sabit kalmasına rağmen, 288 bin yeni derslik yaparak, okul sayımızı 51 binden 81 bine çıkardık. Bu okullarımıza 605 bin yeni öğretmen atayarak, toplam öğretmen sayımızı 920 bine ulaştırdık. Okullarımızdaki spor salonlarının sayısını 2 bin 781’den 9 binin üzerine, laboratuvar sayısını 22 binden 37 bine yükselttik. Sadece geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında öğrencilerimize 213 milyonun üzerinde ders kitabını ücretsiz dağıttık. İmam hatip ortaokulları ve liselerindeki öğrenci sayısı, bu kurumlara yönelik kasıtlı uygulamalar sebebiyle 64 bine kadar düşmüştü. Bugün imam hatip ortaokullarında ve liselerindeki öğrenci sayımız 1 milyon 240 bin düzeyindedir. Aynı şekilde meslek liselerindeki öğrenci sayısını da 885 binden 1 milyon 686 bine çıkardık. Fen liselerinde de bu sayı 12 binden 119 bine ulaştı. Yükseköğrenimde üniversite sayımızı 76’dan 207’ye, akademik personel sayısını 76 binden 160 bine yükselttik.

11 STADYUM YAPILIYOR: Gençlik Merkezlerimizin sayısını 9’dan 286’ya çıkardık. Sadece geçtiğimiz yıl itibariyle bu merkezlerde düzenlenen faaliyetlere 13 milyona yakın gencimiz katılmıştır. Yükseköğrenimde gençlerimizin barınma sorunlarını çözmek için yurtlarımızın yatak kapasitesini 188 binden 667 bine ulaştırdık. Yurtlarda kalan öğrencilerimize 330 lira beslenme yardımı yapıyoruz. Bu yıl 17 bin, önümüzdeki yıl 60 bin, 2020’de ise 41 bin kapasiteli yeni yurtları hizmete alıyoruz. Başvuran her öğrencimize lisans için 470 lira, yüksek lisans için 940 lira, doktora için de 1.410 lira burs veya kredi veriyoruz. Ülkemizdeki spor tesislerinin sayısını 3 bin 500’ün üzerine çıkardık. Futboldan basketbola, atletizmden yüzmeye kadar her branşta sporcularımızın yetişmesi için özel programlar uyguluyoruz. Milletimize söz verdiğimiz toplam 750 bin seyirci kapasiteli 32 yeni modern stadyumdan 15’ini tamamladık, 11’inin inşası, diğerlerinin proje çalışmaları sürüyor. Şimdi bunlara, Kütahya, Denizli, Uşak, Tokat ve Sinop’ta 5 yeni stadyum daha ekleyerek, sayıyı 37’ye yükseltiyoruz.

ADALET SİSTEMİNİ YENİLEDİK: Hastane ve diğer tedavi birimlerimiz ile birinci basamak tesislerimizin sayısını iki katından fazla artırdık. Sağlık çalışanlarının sayısını 378 binden 928 bine çıkardık. Hastanelerimizdeki cihazların sayısında 20 kata kadar artırdıklarımız var. Ambulans sayısını 618’den 5 bine yükseltirken, daha önce hiç olmayan uçak, helikopter, bot ambulansları hizmete sunduk. Sadece bu yılın ilk 6 ayında ambulans hizmetlerinden 2 milyon 600 binin üzerinde vatandaşımız yararlandı. Şehir hastaneleri, sağlık alanında milletimize verdiğimiz hizmetlerin en üst çıtasını oluşturuyor. Şu ana kadar Yozgat, Isparta, Mersin, Adana, Kayseri ve Elazığ Şehir Hastanelerini tamamlayıp, hizmete aldık. Ankara-Bilkent, Manisa ve Eskişehir Şehir Hastanelerini bu yıl içinde hizmete açıyoruz. İnşaatı süren ve ihale sürecinde olanlarla birlikte toplam 44 bin 409 yatak kapasiteli 31 şehir hastanesini ülkemize kazandırıyoruz. 16 yılda 245 Adalet Sarayı inşa ederek, mahkemelerimizi köhne binalardan kurtarıp, modern çalışma alanlarına kavuşturduk. Hakim ve savcılarımızın sayısını 9 bin 349’dan 17 bin 179’a, toplam adalet personeli sayısını da 26 binden 62 bine çıkartarak, hizmetlerin daha hızlı ve kaliteli verilebilmesini temin ettik. Adli Tıp sistemimizi geliştirerek, ileri teknolojiyle donatarak, ülke geneline yaygınlaştırarak, delillerin en doğru ve hızlı şekilde değerlendirilebilmesini sağladık. İstinaf Mahkemelerini hayata geçirerek yargılama sürelerini kısalttık. Halen 9 Bölge Adliye ve 7 Bölge İdare Mahkemesi faaliyettedir. Arabuluculuk ve uzlaştırma sistemlerini getirdik. Bu reformlarla, mahkemelerle birlikte Yargıtay ve Danıştay’ın da iş yükünü hafiflettik. Anayasa Mahkemesi'ne doğrudan başvuru imkânı getirerek, kamu denetçiliği sistemini hayata geçirerek, vatandaşlarımıza yeni hak arama yolları açtık. Temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Vatandaşlarımızın “lekelenmeme hakkına” riayet için, soyut ve genel ihbarlar ile şikâyetleri soruşturma konusu olmaktan çıkardık.

TRAFİK GÜVENLİĞİ İÇİN ÖNLEM ALIYORUZ: Emniyette, vatandaşlarımızın huzur ve güven içinde hayatlarını sürdürebilmeleri gayesiyle, her alanda çok önemli reformları hayata geçirdik. İllerimizin tamamında ve ilçelerimizin büyük bir bölümünde hizmete geçirdiğimiz plaka tanıma ve kamera sistemleriyle, suçların aydınlatılma oranında ciddi artış sağladık. Mobil plaka tanıma ve elektronik denetleme sistemlerini yaygınlaştırarak, bu alandaki etkinliğimizi daha da artırdık. Balistik inceleme, DNA analizi, parmak izi, yüz tanıma sistemi gibi yeni teknolojilerin kullanımını etkinleştirerek, ülkemizin her yerinde suçla ve suçluyla mücadelemizi güçlendirdik. Merkezi Nüfus İdaresi Sistemiyle, kamunun vatandaşa verdiği hizmetlerde büyük bir devrim gerçekleştirdik. Bugün, kamu hizmetlerinin tamamı, bu sistem üzerinden ve tek bir kimlik numarasıyla yürütülebiliyor. Adrese dayalı nüfus kayıt sistemiyle de, hem nüfusumuzun demografik dağılımını, hem de nüfus hareketlerini kolayca takip edebilir, hizmetleri buna göre planlayabilir hale geldik. Terör örgütleriyle mücadelede de, tarihimizin en büyük başarılarına imza attık. Emniyet, Jandarma ve Sahil Güvenlik teşkilatlarımızı, insansız hava araçlarından zırhlı taşıyıcılara, botlara kadar en modern araçlarla teçhiz ederek, sınırlarımız içinde terörle mücadeledeki kararlılığımızı gösterdik. Bölünmüş yollarla donattığımız ülkemizin ulaşım ağlarında trafik güvenliğini sağlamak için tüm önlemleri almaya devam ediyoruz. Bu vesileyle Kurban Bayramında yola çıkan veya çıkacak olan vatandaşlarımıza, kendi güvenlikleri için, bilhassa hız sınırlarına uymalarını ve emniyet kemerlerini takmalarını rica ediyorum.

SINIRDA OPERASYONLAR GENİŞLEYECEK: Savunma sanayinde, yerlilik oranını yüzde 20’den yüzde 65 seviyesine getirdik. Havacılık ve savunma sektörümüzün cirosunu 1 milyar dolardan 7 milyar dolara, ihracatımızı da 248 milyon dolardan 2 milyar dolara yükselttik. Son aylarda ardı ardına imzalanan yeni anlaşmalarla ihracat rakamımız katbekat artıyor. Ülkemizde halen yürütülmekte olan savunma sanayi projelerinin tutarı 45 milyar dolarlık bir hacme ulaştı. Gelişmeler, çok yakında bu rakamın 75 milyar dolara varacağını gösteriyor. İstikbalimize güvenle bakabilmemizin şartının, öncelikle savunma sanayinde kendi göbeğimizi kendimizin kesmesinden geçtiğini biliyoruz. Bunun için, insanlı ve insansız hava araçlarından uçak ve helikoptere, her sınıftan gemilerden uydulara, tankından topuna kadar her alanda, araştırma-geliştirmesiyle, yazılımıyla, donanımıyla savunma sanayimizi geliştirmeyi sürdüreceğiz. Türkiye’nin sınır güvenliğinin sınır ötesinden başladığı inancıyla yürüttüğümüz operasyonları genişleterek devam ettireceğiz. Özellikle Suriye ve Irak’tan ülkemize yönelen tehditleri, ne pahasına olursa olsun kaynağında kurutmakta kararlıyız. Daha önce Cerablus’ta, El Bab’ta, dün Afrin’de ne yaptıysak, Suruç’tan Cizre’ye kadar olan sınırlarımız boyunca da aynısını yapacağız. Kandil’i ülkemize yönelik terör saldırılarının üssü olmaktan çıkartacak adımları atıyoruz. Aynı şekilde bölücü terör örgütünün yeni üssü haline dönüşen Sincar da menzilimiz içindedir.

HAVA YOLUNU HALKIN YOLU YAPTIK: Bölünmüş yollarımızın uzunluğunu 6 bin 100 kilometreden, 20 bin kilometre ilaveyle, 26 bin 100 kilometreye çıkardık. Otoyollarımızın uzunluğunu 1.714 kilometreden 2 bin 657 kilometreye ulaştırdık. Karayollarımızdaki mevcut 83 tünele 265 adet daha ekleyerek, bunların uzunluklarını 50 kilometreden 447 kilometreye yükselttik. Bugüne kadar 275 milyon yolcunun taşındığı Marmaray gibi… Osman Gazi Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi… Avrasya Tüneli gibi… Ilgaz, Erkenek, Cankurtaran, Ovit, Sabuncubeli Tünelleri gibi… Nissibi ve Ağın Köprüleri gibi nice eserleri milletimizin hizmetine sunduk. Şimdi de Kanal İstanbul’u hayata geçirmek için kolları sıvadık. İnşallah, Türkiye’nin en büyük yatırımı olacak bu stratejik projeyi de mutlaka gerçekleştireceğiz. Ülkemizde daha önce olmayan yüksek hızlı tren hatlarında şimdilik bin 213 kilometreye ulaştık. Halen inşaatı süren hızlı tren hatlarının uzunluğu 3 bin kilometreyi buluyor.

Ayrıca, 5 bin 300 kilometrelik kısımla ilgili etüt ve proje çalışmaları sürüyor. Hedefimiz ülkemizi 10 bin kilometre uzunluğunda hızlı tren hatlarıyla donatmaktır. Bunun yanında mevcut 11 bin kilometrelik demiryolu hattımızı yeniledik, modernleştirdik ve üzerine bin 800 kilometre daha ilave ettik. Hava yolunu halkın yolu haline getirdik. Havalimanlarımızın sayısını 26’dan 55’e, terminallerimizin yolcu kapasitesini 55 milyondan 258 milyona çıkardık. (HABER MERKEZİ)

Etiketler Erdoğan ABD hedef