Duvar Arkası: İnce, konuşmasa 2 ay sonra genel başkandı!

HDP'nin meclisteki yemin protestosu nasıldı? Yemin törenine CHP ve MHP vekillerinin ilgisi... İYİ Parti'de Bahçeli sıkıntısı... MHP'ye gösterilen vefa, AK Parti'de sitem oldu... Muharrem İnce, yaptığı kurultay çıkışıyla destek mi kaybetti? Bakanlık teklif edilen isim neden kabul etmedi? Enerji Bakanı, yapılacak zammı selefine devretti... Hepsi Duvar Arkası'nda!

Google Haberlere Abone ol

İNCE, KONUŞMASA 2 AY SONRA GENEL BAŞKANDI!

Seçimler sonrası CHP’de yanan kurultay ateşi sönüyor mu? Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin “Kılıçdaroğlu’na onursal başkanlık” teklifi ile “çekil” çağrısı yapması sonrası genel merkez üst üste “Gündemimizde kurultay yok” açıklaması yaptı. Peki İnce’nin dediği gibi Genel Merkez kurultay yapmazsa örgüt imza toplayarak bu düğümü çözebilir mi? Hafta boyunca bu sorunun yanıtını aradık. Genel Merkez cephesine göre kurultay tartışması “İnce’nin kişisel hırsı”, “Milletvekili listesine giremeyenlerin oluşturduğu küskünler hareketi”, “yerel seçimlerde belediye başkan adaylarını belirleme sürecinde etkili olma isteği” gibi değişik durumların iç içe geçmesiyle büyüdü. Ancak “Partinin sağduyusuna güveniyoruz” diyen yöneticiler kongre için gerekli yaklaşık 630 imzanın toplanamayacağı görüşünde. İnce’nin yakınında yer alanlar ise “Gerekli imzayı bir haftada toplarız” derken henüz sürecin başlatılmadığını belirtelim. Pazartesi başlaması beklenen imza toplama süreci nasıl sonuçlanır bilinmez ama yaşanan tablonun partide değişim isteyen çok sayıda muhalifi memnun etmediği görülüyor. Kulislerde İnce’nin özel bir görüşmeyi basının önünde açıklamasına, kurultay çağrısının hızına ve İnce’nin üslubuna tepki var. Bir muhalif, illerindeki İnce taraftarlarının birçoğunun bir haftada tavır değiştirdiğini söylerken “İnce bu süreçte hiç konuşmasaydı 2 ay sonra genel başkandı” yorumu yaptı. Bakalım kurultay tartışmasında kazanan taraf hangisi olacak.

HDP’DEN “HIZLI YEMİN” PROTESTOSU

59 kelime, 11 bağlaç, 7 virgülden oluşan tek cümlelik milletvekili yemini yıllardır tartışma konusu. Uzunluğu, anlam bozukluğu bir yana başta “Büyük Türk milleti” ifadesi nedeniyle “tekçilik” eleştirisi getirilen yemin metni bugüne kadar birçok krize yol açtı. 1991 yılında Leyla Zana’nın yemine Kürtçe “Bu yemini Türk ve Kürt halkı adına ediyorum” sözlerini eklemesinin ardından tutuklanması, yine Zana’nın Kasım 2015’te “Türk milleti” yerine “Türkiye milleti” demesi üzerine milletvekilliğini düşüren süreç hafızalardaki tazeliğini koruyor. Bütün bunlar 24 Haziran sonrası oluşan yeni Meclis’in yemin töreninde gözlerin bir kez daha HDP’ye çevrilmesine neden oldu. Yaklaşık 12 saat süren yemin töreninde tüm HDP milletvekilleri yemin metnini aynen okudu ama bir farkla. O da okuma hızıydı. Normal okuma süresi 35-45 saniye olan yemin metnini HDP milletvekillerinin birçoğu ortalama 25-30 saniyede okudu. Hatta 20-21 saniyede okuyarak “rekor” kılan milletvekilleri oldu. Yemin metnine dönük eleştirilerine karşın açılış töreninde bir kriz yaşanmaması için tercih edilen bu yol diğer partilerin de dikkatinden kaçmadı. HDP Van Milletvekili Muazzez Orhan hızlıca metni okurken Genel Kurul salonunda “Duyulmuyor”, “Anlaşılmıyor” yönünde sesler yükseldi. Bunun üzerine Geçici Meclis Başkanı Durmuş Yılmaz, “Sayın milletvekilim, istediğiniz kadar hızlı okuyabilirsiniz, ama birazcık yüksek sesle okuyun” diyerek yemini tekrar ettirdi. Sonuç olarak yemin töreni bir tartışma yaşanmadan sona erdi ama 1982 yılından bu yana değişimi istenen metin gündemden çıkmayacak görünüyor.

YEMİN TÖRENİNE EN BÜYÜK İLGİ CHP VE MHP’DEN!

24 Haziran seçimlerinin ardından oluşan 27. Yasama Dönemi Meclisi, milletvekillerinin yemin etmesiyle göreve başladı. Saat 14.00’te başlayan yemin töreni yaklaşık 10.5 saat sürdü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da bir süre izlediği yemin töreninin açılışında tüm Genel Kurul salonu dolu, parti liderleri de gruplarının başındaydı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım Ankara milletvekillerinin yemini öncesi Genel Kurul’dan ayrıldı. Erdoğan ve Yıldırım ayrılınca AK Parti milletvekilleri de büyük ölçüde salonun dışına çıkarak kuliste ya da bahçede vakit geçirdi. Genel Kurul’da ise yemin sırası yaklaşan AK Parti milletvekilleri kaldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise verilen aralar dışında Genel Kurul’dan hiç ayrılmadı. 2 lider tüm yemin törenini izleyince CHP ve MHP milletvekilleri de “genel başkana saygı” ve “nezaket”ten ötürü salondan dışarı çıkamadı. Böyle olunca yeni dönem Meclisi’nde 600 milletvekilinin yemin törenini de baştan sona neredeyse kesintisiz izleyen gruplar CHP ve MHP grupları oldu. Bu tablo kuliste milletvekilleri arasında birçok espriye neden oldu.

İYİ PARTİ’DE BAHÇELİ SANCISI

İlk girdikleri seçimde yüzde 10 barajına dayanarak 43 milletvekili ile Meclis’te temsil şansı yakalayan İYİ Parti’de “Bahçeli sancısı” yaşanıyor. Yemin töreninde bazı İYİ Parti milletvekillerinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin elini öpmesi partide büyük kriz yarattı. Merkez sağdan çok sayıda siyasetçinin de yer aldığı İYİ Parti’de kameraların önünde yapılan bu davranış için “Asla kabul edilemez”, “Affedilmemesi gerekir” gibi sözlerle disiplin sürecinin işleyebileceği sinyalleri verilirken, partide etkin bir isim, “Temizleyeceğiz bunları” ifadesini kullandı. Tüm bunlar Meclis’in en genç partisinin önümüzdeki günlerde ciddi iç tartışmalar yaşayacağının işareti olarak yorumlandı.

MHP’YE VEFA, AK PARTİ’YE SİTEM

24 Haziran seçimlerinde yaklaşık 8 puan kaybeden AK Parti’de bu oy düşüşünün nedenleri araştırılıyor. Partideki analizlerin sonuçları henüz ortaya çıkmadı ama genel kanı AK Parti’deki milliyetçi oyların MHP’ye kaydığı yönünde. Bazı milletvekillerine göre bu oy kaymasının iki nedeni var. Birincisi 15 Temmuz askeri darbe girişiminin ardından tavır değişikliğine giden, yeni hükümet sisteminin taşlarını döşeyen MHP’ye AK Parti seçmeninin vefa gösterisi. Oy kaymasında ikinci neden ise AK Parti’nin başta milletvekili aday listesinde kimi hatalar olmak üzere bazı uygulamalarına karşı rahatsızlık. AK Parti milletvekilleri bunu da “sitem” olarak nitelendiriyor.

BAKANLIK, ÖDÜL MÜ CEZA MI?

Yeni sistemin bakanlar kurulu merakla beklenirken Ankara kulislerinde şöyle bir fısıltı yayıldı: Cumhurbaşkanı Erdoğan, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na bakanlık teklifi götürdü, Hisarcıklıoğlu teşekkür ederek teklifi reddetti… Türkiye’nin en büyük iş kuruluşu olan, 365 oda ve borsanın bağlı bulunduğu, 1.5 milyon üyeli Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği(TOBB)’nin 2001’den beri başkanlığını yürüten Hisarcıklıoğlu bu teklifi neden reddetti? Bu soruyu sorduğumuz bir bürokrat şu yanıtı verdi gülerek, “Bakanlık kimi zaman ödüldür, kimi zaman ceza. Bakanlık teklifi, onurlandırıyormuş gibi yapıp istemediğiniz kişiden kurtulmanın da en temiz yoludur. Üç ay sonra seninle çalışamıyorum dersiniz ve işini bitirirsiniz.”

'ZAMMI, BENDEN SONRA GELECEK BAKAN YAPSIN'

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) elektrik fiyatlarına 2018’in ilk üç ayında iki kez zam yaptı. İlki 1 Ocak 2018’deki yüzde 8.8 oranındaki zamdı, ikincisi nisan ayından itibaren geçerli olmak üzere yapılan yüzde 2.89’luk artıştı. EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, ikinci zam kararına ilişkin açıklamasında, elektrik fiyatlarının serbest piyasa koşullarında belirlendiğini ve dövizde yaşanan artışlar gibi unsurların bu maliyetleri etkilediğini söylemişti. Enerjide dışa bağımlılık ve maliyetlerin artması nedeniyle temmuz ayında da en az yüzde 3’lük bir zam bekleniyordu ancak haziran ayının sonunda “elektriğe zam yapılmayacağı” haberleri basına yansıdı. Enerji kulislerinde, bakanlıkta yakın çalıştığı bürokratla vedalaşan Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın EPDK yöneticilerine, “Ben tekrar bakan olmayacağım. Elektrik zammını ben bakanlığı devredene kadar yapmayın. Zammı benden sonra gelecek bakan yapsın” dediği, EPDK'nın da temmuz ayında yapması beklenen zammı bu talimat doğrultusunda ertelediği konuşuluyor.