Selahattin Demirtaş: Bir bakanın getirdiği Öcalan'dan yazı ile 'evet' dememiz istendi

Demirtaş’ın tutuklu bulunduğu davanın duruşmasında 2010 referandumu ve cumhurbaşkanı seçimleri öncesi kendileri üzerinde iktidar tarafından baskı kurulmaya çalışıldığını söyledi. Duruşmaya Filistin direnişinin sembol isimlerinden Leyla Halid'in de aralarında bulunduğu yabancı delegasyon alınmadı.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - HDP eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, 4 Kasım 2016 tarihinde tutuklanmasına yol açan davanın duruşması için Edirne Cezaevi'nden getirildiği Ankara'da mahkemeye çıktı. 19'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava 'güvenlik' ve Ankara Adliyesi'ndeki salonun küçük olması gerekçeleriyle Sincan Cezaevi Kampüsü içinde yer alan duruşma salonunda görüldü. Demirtaş savunmasında 2010 referandumunda 'boykot' kararlarının Abdullah Öcalan'ın el yazısı bir bakan tarafından getirilen mesajla engellenmek istediğini, aynı şekilde cumhurbaşkanı adaylığının da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından engellenmeye çalışıldığını söyledi. Demirtaş, " 'Öcalan'ın talimatı' diye bunu getirdiler. Ama biz son dakikaya kadar boykot tavrını sürdürdük. Majesteleri kabul etmedi, 'hani Öcalan'dan talimat alıyordu bunlar' demiş" şeklinde konuştu.

DEMİRTAŞ: ALGI OPERASYONU OLUŞTURULDU

Tutuklu bulunduğu davanın ikinci duruşmasında savunmasına başlayan Demirtaş, öncelikle iddianamenin kabulüne ilişkin itirazlarını dile getirdi, dokunulmazlıkların kaldırılmasından önce medyaya taşınan manşetlerle bir algı operasyonu oluşturulduğunu ifade etti. Bu davada ilk kez hâkim karşısına çıkan Demirtaş, kimlik tespiti sırasında işinin sorulması üzerine, “Meslek olarak avukatım, şu an milletvekiliyim” dedi.

İddianame okunmadan önce söz alan Demirtaş, dokunulmazlığı düzenleyen “Anayasa 82 ve 83. madde” kapsamında itirazlarda bulundu. Demirtaş şunları söyledi:

MİLLETVEKİLİNİN GÜCÜ SÖZÜDÜR, YARGILANAMAZ: Dokunulmazlığın sağlanması parlamento ve milletvekillerini, korumak Meclis’in yasama yetkisini korumaktır. Milletvekilleri yargılanmaz değil. Ama usule uygun yargılanır. Milletvekilinin yargılanamayacağı bir konu var bu da mutlak dokunulmazlıktır. Bunun nedeni milletvekilinin söz söyleme hakkıdır. İfade özgürlüğünü aşan, içeriği suç oluştursa dahi sorumlu tutulamaz milletvekili konuşmalarından. Milletvekilinin asıl gücü eyleminden çok sözüdür. Bu konuda soru sorulamaz, ifadeye çağrılamaz.

MİLLETİN İRADESİNİ KORUMAK ZORUNDAYIM: İddianame adı altında sunulan belgeye dair de açıklama yapmak istiyorum. Benim aklanma hakkım da var. Ama Benim terör örgütü kurduğum iddia ediliyor. Benim buna cevap vermem gerekiyor. Ben bir şahıs değilim, yargılanmadan asla korkmam. 1300 soruşturma açtılar, tamamen konuşmalarımla ilgili. Ben kişi olarak davranamam, milletin iradesini korumak zorundayım. Savcılıkların, Adalet Bakanlığı isteği doğrultusunda karar aldığı bir süreçte her fezlekeye şüphe ile yaklaşmak gerek.

Demirtaş konuşmasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dokunulmazlıklarla ilgili sözlerini hatırlattı. Bu sırada Mahkeme başkanı “Usule ilişkin itirazlarınızı açıklayın, başka konulara giriyorsunuz” diye müdahale etti. Demirtaş, “Dokunulmazlık bu kadar önemli böyle olacaksa savunma yapmam o zaman. Dokunulmazlığı kaldıran Erdoğan’sa buna dair söz söylemem gerek” dedi.

' 'DEMİRTAŞ UZAYLI' YAYINI YAPSALAR TOPLUMUN YARISI İNANDIRILIRDI'

Bu sırada mahkeme salonunda bazı itirazlar oldu. Mahkeme Başkanı, HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu’na, “Seyirciler dinlemek zorunda. Sıfatınız ne olursa olsun dinlemek zorundasınız” dedi. Kerestecioğlu ise 30 yıllık avukat olduğunu belirterek, usulü bildiğini söyledi.

Dokulmazlıklar kaldırılmadan önce Erdoğan’ın açıklamaları ve gazetelerde yapılan haberlere dair bir dizi örnek veren Demirtaş “Bu kadar yayını 'Demirtaş uzaylı' diye yapsalardı Türkiye’nin yarısı benim uzaylı olduğuma inandırılmıştı” dedi.

'İÇTÜZÜK KANARYA SEVENLER DERNEĞİ TÜZÜĞÜ DEĞİL'

Dokunulmazlığın kaldırılmasında siyasi saiklerle hareket edildiğini, amacın HDP’yi siyasetten tasfiye olduğunu söyleyen Demirtaş, dokunulmazlık sürecinin ayrıca İçtüzük hükümlerine aykırı olduğunu kaydetti ve ekledi: “İçtüzük, Kanarya Sevenler Derneği tüzüğü değildir, İçtüzük anayasanın önemli bir parçasıdır.”

'KİŞİYE ÖZEL  ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPILAMAZ'

Usule uygun Meclis kararı bulunmadığını, anayasa değişikliğiyle geçici madde koymanın Meclis kararı olmadığını söyleyen Demirtaş, bu süreçte CHP’nin tavrına da dikkat çekti. Demirtaş, “Anayasaya aykırı bir düzenlemeye evet derken ne oldu, işte CHP milletvekili de içeride” dedi.

CHP, Anayasa Mahkemesi'ne götürmediği için yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesi denetiminden geçemediğine dikkat çeken Demirtaş “Anayasa değişikliği kişiye özel yapılamaz. 132 milletvekilinin milletvekilliğini kaldırmak kişiye özgü düzenlemedir” diye konuştu.

'3 BİN KİŞİ BİR ANDA SUÇ İŞLEME KARARI MI ALDI?'

Politik saiklerle, anayasaya aykırı, kişiye özel bir düzenleme yapıldığını söyleyen Demirtaş "1 yıl içinde 3 bin arkadaşımız tutuklandı. HDP durup dururken suç işleme kararı mı aldı” diye sordu.

Dokunulmazlıkları politik gerekçelerle kaldırılıp asılan başbakan olduğunu, geçmişte cezaevine girmeyen genel başkan bulunmadığını vurgulayan Demirtaş “Hepsi olağanüstü dönemlerin mahkemeleriydi. Şimdi de OHAL döneminde başka bir partinin siyasetçileri olarak yargılanıyoruz. Şu dakikaya kadar adil yargılanacağıma dair en ufak izlenim edinmedim” ifadesini kullandı.

'BİZ BU ÜLKENİN PARYALARI DEĞİL  EVLATLARIYIZ'

Tutuklu yargılandığı dosyayla ilgili eleştirilerde bulunan Demirtaş şöyle devam etti: “Benim itirazlarımı dinlemeniz lazımdı. Biz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Bu vatanın evlatlarıyız. Biz bu ülkenin paryaları değiliz. Adalet mülkün temelidir. Sarsılırsa mülk sarsılır. Yargıçların hukukun egemenliği ilkesini sonuna kadar savunması gerekir. Yapmazsanız sıkıntı olur. Yaparsanız ne olur yurttaş sıkıntı yaşar. Türkiye batmaz. Demokratik bir ülke olacak. Bunun için var gücümüzle çalışacağız. Bu suçu işleyenler yargı önünde hesap verecekler.”

Demirtaş konuşmasının sonunda itirazları doğrultusunda yargılamanın durdurulması, düşürülmesi gerektiğini söyledi. Mahkeme başkanı itirazları değerlendirmek için ara verdi.

DEMİRTAŞ’A ÇİN SEDDİ!

Mahkeme Başkanı ara verdikten sonra Demirtaş’ın çevresindeki jandarmalar ayağa kalktı, Demirtaş’ın çevresinde ellerini birbirinin omzuna atarak bir çember oluşturdu. Bu manzara avukatlar ve siyasetçilerin “Bu nedir? Çin Seddi mi kuruldu? Halay mı çekiliyor” itirazlarına yol açtı. Mahkeme Başkanı güvenlik için olduğunu söylerken bazı milletvekillerinin Demirtaş’ın elini sıkmasına izin verildi. Davanın öğleden sonraki bölümünde avukat Mahsuni Karaman, Demirtaş'ın itirazlarını yineledi. Mahkeme Başkanı tüm itirazların reddine karar verdi. Duruşma iddianamenin okunmasıyla devam edildi.

İTİRAZLAR REDDEDİLDİ

Duruşmanın öğleden sonraki oturumu Demirtaş’ın itirazlarına dönük kararıyla açıldı. Mahkeme heyeti, yargılamanın durması, dosyanın Meclis’e iade edilmesi gibi itirazların hepsini reddederek duruşmaya devam edildi.

'SEN', 'SİZ' TARTIŞMASI

Bu sırada mahkeme başkanının Demirtaş’a “Fezleke fezleke mi savunma yapacaksın?” diye sormasına avukatlar “siz” “siz” diye seslenerek karşı çıktı. Söz alan bir avukat da “sen” diye seslenmenin yargılamanın tarafsızlığına gölge düşüreceğini ifade etti. Mahkeme başkanı, “Tamam, benden kaynaklandı” diyerek itirazı kabul etti. Dosya kapsamında yargılama yaklaşık 500 sayfalık iddianamenin 20 sayfalık özetinin okunmasıyla başlandı.

'İDDİANAME DEĞİL İFTİRANAME'

Daha sonra tekrar söz alan ve iddianame için “iftiraname” diyen Demirtaş savunmasında, “Benim suçlu olduğuma benim söylediklerime bakarak karar vermeyeceksiniz. Benim hakkımda söylenenlere bakarak karar vereceksiniz. Bu nedenle ben benimle ilgili söylenenler hakkında konuşacağım” dedi.

'ERDOĞAN 'VEKİL TUTUKLU YARGILANMAZ' DESE İÇERİDE VEKİL KALMAZ'

"Ailelerin, çocukları için avukatlara değil AKP başkanlıklarına gittiği" bir dönem yaşandığını söyleyen Demirtaş şöyle devam etti, “Halkın iradesine inanmayan liderin kalıcılığı yoktur ama onlar kendi dönemlerinin majesteleridir bu da gerçektir. Örneğin Recep Tayyip Erdoğan, 'milletin vekili tutuklu yargılanamaz bu milletin iradesine aykırıdır' desin içeride milletvekili kalmaz. Böyle tahliye olacaksam hiç olmayayım. Benim dosyam üzerimde yargılamaya kim boyun eğer bilmiyorum ama ben boyun eğmeyeceğim. Bu bir kumpas davasıdır. Zorba iktidarların rüyası halkın kabusudur. Her imparatorun rüyasının arkasından koşulmaz.”

'BAKAN ELİYLE ÖCALAN'DAN YAZI GETİRDİLER'

"Ben neden tutukluyum. Kaçtım mı? Delilleri karartma durumum mu vardı. Hayır, referandum vardı" diyen Demirtaş 2010 referandumuyla ilgili şunları söyledi, "Boykot kararı aldık. Ne yaptılar biliyor musunuz? “Bunlar İmralı’dan talimat alıyor” diyorlardı ya. Abdullah Öcalan’ın el yazısıyla bakanın kendisi İmralı’dan yazı getirdi. Bana getirdi. Niye, referandumda hem parlamentoda hem dışarıda ‘evet’ oyu vermemiz için. İnkar ederlerse tanıkları burada dinleteceğim. Kabul etmedik. Hem yazıda öyle bir şey yok. Abdullah Öcalan’ın el yazısı. Defalarca adada, 8 defa ben İmralı’ya gittim. Yazı şu: “Partimiz hangi kararı verirse saygı duyuyoruz. Ama Anayasa değişikliği acaba yeni bir diyaloğun, çözüm sürecinin önünü açar mı, parti olarak değerlendirmenizi rica ediyorum.”

Destekleyin ya da desteklemeyin demiyor. Bunu İmralı’nın talimatı diye hükümet getirdi. Bizim İmralı’dan talimat aldığımızı söyleyenler Öcalan’ın el yazısıyla getirdi. Kabul etmedik. Boykot tavrımızı sürdüreceğiz dedik, uzlaşı istiyorsanız diğer maddelerde, HSYK ve dil-kimlik ile ilgili değişiklikleri geri çekin dedik. Kabul etmedik.

'BİZ KENDİSİNİN KÖLESİ MİYİZ?'

Majesteleri öfkelendi tabii; “hani İmralı’dan talimat alıyorlardı” demiş bakanlarına. Onlar da “bilmiyoruz vallahi” demişler. Bizimle ilgili asıl kriz o zaman başladı. Sen misin biz Oslo’da çözüm süreci yürütürken benim anayasa değişikliğimi desteklemeyen. Partimize karşı siyasi baskıyı başlatan bizatihi kendisidir.  Niye bu iddianameler siyasi saiklerle hazırlandı, niye benimle husumeti var anlatıyorum. Tanıklarını da dinleteceğim. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi. 2014’te de İmralı çözüm süreci vardı. Hiçbir şekilde Cumhurbaşkanı adayı olma talebim yoktu. Ama partim beni aday gösterme kararı aldı. Onur duydum. Ne yaptı? İmralı üzerinde adaylığımı geri çekme baskısı yaptı. Tanıkları var. Devlet adına görüşmeyi yürüten heyet, “Beyefendi (Erdoğan) çok rahatsız oldu adaylığınızdan, hem çözüm süreci yürütülüyor hem niye aday oldunuz” dedi. “Biz kendisinin kölesi miyiz?” Cevabım buydu. Biz demokratik siyaseti güçlendirmek için çözüm süreci yürütüyoruz. Biz PKK’ye silah bıraktırmak için uğraşıyoruz da, HDP’ye siyaseti bıraktırmak hedefler arasında değil. Biz demokratik siyasette güçleneceğiz deyince niye rahatsız oluyor? Çözüm sürecinin ruhuna bu aykırıdır.

İTİRAZLAR REDDEDİLDİ

Duruşmanın öğleden sonraki oturumu Demirtaş’ın itirazlarına dönük kararıyla açıldı. Mahkeme heyeti, yargılamanın durması, dosyanın Meclis’e iade edilmesi gibi itirazların hepsini reddederek duruşmaya devam edildi.

DEMİRTAŞ'TAN FETÖ ELEŞTİRİSİ

Demirtaş 'FETÖ' davasına ilişkin şöyle konuştu; "31 fezlekeden 12’si tutuklu 'FETÖ' sanıkları tarafından hazırlanmış. Gülen cemaati ile hiç kanımız ısınmadı. O nedenle şahsıma ve partime husumetleri vardı. Esas kumpas davaları KCK davalarıdır.  FETÖ ne yapmışsa yanlış ama Kürtlere yaptığı doğrudur, öyle mi? Bizim boykot ettiğimiz 2010 referandumu sonrası yargı aleni olarak cemaate teslim edildi. Herşey gizli saklı oldu falan deniyor, ama Demirtaş söyledi bunları. O kadar konuşmama soruşturma açanlar buna neden açmadı ya da neden beni tanık olarak çağırmadılar bu iddialarla ilgili. 7 yıl önce yaptığım konuşmada, bizi paralel devletle suçlayanlar paralel devletin kendisidir. Cemaat örgütlenmesi paralel örgütlenmenin kendisidir. 7 yıl önce şimdi tutanaklara geçen PDY’nin (Paralel Devlet Yapılanması) ismini koymuşuz. Bu adamların bana hazırladığı fezlekeleri savcı iddianameye koymuşsunuz. En azından şu 12 fezlekeyi incelenseydi. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı oğlunu ifade vermeye göndermedi, neden cemaat yargısı. Abdullah Gül, Hakan Fidan için “ben ifadeye göndermedim” dedi. Bizi göndermek istedikleri yargıya kendi çocuklarını, MİT Müsteşarını göndermediler. Bizi muhalif, öteki olduğumuz için mi göndermek istediler?

HEYET DURUŞMAYA ALINMADI: Yurt dışından gelen ve aralarında Filistin mücadelesinin sembol isimlerinden Leyla Halid'in (koyu renk gözlüklü) de olduğu siyasetçiler ile hukukçulardan oluşan 25-30 kişilik heyetin duruşmaya girmesine izin verilmedi. Duruşma salonuna milletvekili ve avukatlar dışında 55 kişi alındı. (Fotoğraf: NERGİS DEMİRKAYA)

Leyla Halid: Güzel günler görmek bizim elimizdeLeyla Halid: Güzel günler görmek bizim elimizde

142 YILLA YARGILANIYOR

Demirtaş, tutuklu yargılandığı davanın ilk duruşmasına, güvenlik gerekçesiyle getirilmemiş, SEGBİS ile ifade vermeyi de reddetmişti. Bunun üzerine mahkeme heyeti, Demirtaş'ın bugün görülecek duruşmaya getirilmesi yönünde karar vermişti. Demirtaş, 'terör örgütü kurma ve yönetme', 'örgüt propagandası' ile 'suç ve suçluyu övme' iddialarıyla 142 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

HDP'den Meclis'te Demirtaş protestosu

HDP Meclis grubu, eski Eş Başkan Demirtaş'ın tutuklu olduğu dosya kapsamında ilk kez çıkarıldığı mahkemede bulunmak için Meclis Genel Kurulu çalışmalarına katılmadı.

Alınan kararı HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğu, Meclis'in açılışında söz alarak Genel Kurul'un bilgisine sundu. Demirtaş'ın 1 yıl 3 ay 10 gündür (468 gün) tutuklu bulunduğunu ve ilk kez tutuklu olduğu dosyanın duruşmasına çıktığını belirterek şunları söyledi: "Sabahtan itibaren duruşmadaydık ve hâlen yargılama devam ediyor. Tabii, buna yargılama demek mümkün olursa çünkü sayın Demirtaş duruşmada kendisi hakkındaki 31 fezlekenin üç ay boyunca kendisi tarafından ne olduğunun dahi bilinmediğini, bunun gösterilmediğini ve iddianame hazırlanana kadar da bütün avukat görüşmelerinin video kaydıyla yapıldığını söyledi. Demirtaş 6 milyon seçmenin oyunu almış bir eş başkandır ve bugün Demirtaş burada olmalıydı, halkın iradesini temsil eden Demirtaş'ın görevini devam ettirebilmesini sağlamak bu Meclisin göreviydi. Hangi partiden olursak olalım hepimiz halkın iradesinin eksiksiz ve tam olarak temsilinin gerçekleşmesi için çalışmalıyız ama bugün karşı karşıya kaldığımız durum ne yazık ki böyle değil ve halkın iradesi iktidar tarafından gasbediliyor. Milletvekili dokunulmazlığının, yasama sorumsuzluğunun var olmasının temel amacı iktidarın siyasi nüfuzunu kullanarak muhalefete mensup milletvekillerinin yasama faaliyetlerine katılmasını engellenmesinin önüne geçmektir. Ama, bugün karşı karşıyla olduğumuz durumda iki yüz, iki yüz elli yıldır Meclisi ve üyelerini korumaya yönelik bu düzenleme ortadan kaldırılmıştır. Biz HDP milletvekilleri, Sayın Selahattin Demirtaş'a sahip çıkarken sadece Selahattin Demirtaş'a sahip çıkmıyoruz, ülkenin demokrasisine, halkların birlikteliğine ve bu Meclise sahip çıkıyoruz. Bugün Demirtaş burada olmadığı için bu durumu protesto ediyoruz. Eş Başkanımıza, Meclise, halkın iradesine sahip çıktığımızı ifade ediyor ve duruşmaya dönüyoruz; bunu, Meclise ifade etmek istedik. Son olarak, kendisi de duruşmada aynen şöyle dedi: 'Milletin iradesini korumanız lazım Selahattin Demirtaş'ın değil. Parlamento korkuyor, yargının cesur olması lazım, başka bir denetim aracı yok ve denetim ancak böyle sağlanır.' (DUVAR)