HDP'li milletvekillerinden Meclis'te yürüyüş

HDP milletvekilleri 4 Kasım'da gözaltına alınıp tutuklanan arkadaşları için Meclis içinde yürüyüş yaptı. HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, "Meclis milletvekili hapishanesine hoşgeldiniz. Ülkenin yüzde 43'ü seçtikleri tarafından yönetilmiyor" dedi. Mithat Sancar da 'siyasi darbe' olarak nitelendirdiği operasyonun 8 Haziran seçimlerinden sonra başlatıldığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - HDP'li vekiller, 1 yıl önce 4 Kasım'da gözaltına alınıp tutuklanan milletvekilleri için Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Açıklama öncesinde, Meclis Başkanlığı önünde tutuklu milletvekillerinin fotoğraflarını gösteren milletvekilleri daha sonra kampüs içinde yürüyerek basın kapısı önüne geçti.

Burada bir açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu sözlerine, "Meclis milletvekili hapishanesine hoşgeldiniz" diyerek başladı. Kerestecioğlu "Seçilmiş milletvekilleri hapiste. Ülkenin yüzde 43'ü seçtikleri tarafından yönetilmiyor. Hepsinin serbest bırakılmasını istiyoruz" çağrısında bulundu.

Kerestecioğlu konuşmasını şöyle sürdürdü;

ÜLKE MİLLETVEKİLİ HAPİSHANESİNE DÖNÜŞTÜ: Artık ülke, bir milletvekili hapishanesine dönüştü. Bir ülkede en güçlü muhalefet nereden çıkar? Parlamentodan, basından, akademiden, işçilerden, kadınlardan ve sokaktaki muhalefetten çıkar. Şimdi bir de kimler yargılanıyor bakınız. Nerede muhalefet varsa onlar mahkemelerin karşısında. Ülke milletvekili hapishanesi, ülke gazeteci hapishanesi, ülke akademisyen, eğitimci hapishanesi… Sokaklarda hiçbir eyleme izin verilmediğinden zaten sokakların kendisi hapishaneye dönmüş durumda!  Bunca baskının nedeni hükümetin bulaştığı yolsuzluk, rüşvet, çıkar ilişkileri içinde iktidarı kaybetmenin maliyetinin çok büyük olmasıdır!

BAĞIMSIZ OLUN, BİAT ETMEYİN: Biz yargının talimatla görev yaptığını defalarca ifade ettik. Bunun bu ülkeye maliyetinin çok ağır olacağını söyledik ve söylemeye devam ediyoruz. Nitekim bu hafta da Selahattin Demirtaş’ın duruşmalarına getirilmemesine ilişkin mahkemelere gönderilen gizli ibareli talimat yazısı, bunu bir kez daha gözler önüne serdi. Hukukçu vekiller olarak yargıya tekrar seslenmek istiyoruz. Bağımsız olun, biat etmeyin. Yürütme organının sizi etkilemesine izin vermeyin.

DARBE DEVAM EDİYOR: Milletvekillerimizi tutuklamakla kalmıyorlar, HDP grubunun sayısını da milletvekilliklerini düşürerek azaltmaya çalışıyorlar. AKP, milletvekillerini tutuklayarak demokrasiye karşı darbe yaptı, bu darbeye milletvekilliklerini düşürerek devam ediyor. Milletvekillerinin yasama faaliyetinden alıkonulması, yurttaşa “sen seç ben tanımam” demektir. Bugün zaten hem bizim seçilmiş belediye başkanlarımıza yaptıklarını kendi belediyelerine de yapıyorlar. “Sen seç ben tanımam” diyorlar. İşte bu darbedir. Bugün bu ülkenin hem seçilmiş milletvekilleri hapiste olduğu gibi ülkenin yerelde %43ü kendi seçmediği insanlar tarafından yönetiliyor. Bunun 97 yıllık Parlamento tarihinde de ülke tarihinde de benzeri yoktur.

MECLİS BAŞKANINA SORUYORUZ: Şimdi biz Meclis Başkanına soruyoruz, milletvekillerimiz yasama faaliyetlerini yerine getirebilmekteler mi? Başkanı olduğunuz Meclis çatısı altında 10 milletvekili tutuklu, 5 Milletvekilinin vekilliği düşürüldü! Halkın verdiği oyu tanımayan bir Meclise Başkanlık ediyorsunuz. Halkların Demokratik Partisi olarak, bu parlamento tarihimizde görülmemiş demokrasi katliamıyla ilgili Meclis Başkanlığını bu konuyla ilgili bir açıklama yapmaya davet ediyoruz.

Kerestecioğlu'nun ardından söz alan Mithat Sancar da, "Bu siyasi darbe operasyonu 8 Haziran'da başladı. Doğan baharın boğulması kararı verdiler. Bizim arkadaşlarımız bu baharın öncüsü olduğu için rehin alındılar. Bu operasyona ortak olanlar çürüdü. Örneğin Meclis çürüdü. Yargı kendini tüketiyor, Anayasa Mahkemesi karar veremiyor. Muhtemelen korkudan. Yürütme de kendini tüketiyor, iktidar partisi de içinde çürüyor. Bunların hepsinin arkasında bu operasyon var" dedi.

'BU BAHAR BASTIRILAMAZ'

'Halkların eşit, barış içinde yaşamaları için yürüyoruz' diyen Sancar sözlerini şöyle sürdürdü; "Bu bahar bastırılamaz. Biz toplumu çürümekten kurtarmaya çalışıyoruz. Bu ülkenin barışa, adalete, huzura, demokrasiye özgürlüğe kavuşması için yürütüyoruz. Eşbaşkanlarımızın ve milletvekillerimizin durduğu yer onurlu bir yer. O nedenle mutlaka kazanacağız bundan hiç şüphemiz yok"

(DUVAR)