'Ne yaparsanız yapın referanduma gidilecek'

ABD'nin PYD'ye ilişkin açıklamalarını eleştiren Cumhurbakanı Tayyip Erdoğan, "Artık kartların açık oynanmasını umut ediyoruz" dedi. Meclis'teki anayasa değişikliği görüşmelerinde CHP'nin tutumunu da eleştiren Erdoğan, "Ne yaparsanız yapın 15 gün değil de 1 ay... Parlamentodan bu çıkıp milletin önüne gidecektir" açıklamasında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Türkiye'de kimsenin hayat tarzıyla ilgili problem olmadığını savunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Bu konuda ileri giderseniz, en büyük mağdur biziz. Benim yavrularım kıyafetleri yüzünden bu ülkede okuyamadı" dedi. Erdoğan, anayasa değişikliğinin de parlamentodan geçeceğini ve referandum sandığının kurulacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki 34. muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:

YENİ BİR DÜNYA KURULUP, BİZE ROL BİÇİLMEYE ÇALIŞILIYOR: Türkiye'nin üzerinde oynanmak istenen oyunları yakından görüyorsunuz. Yeni bir dünya kurulmaya ve bize rol biçilmeye çalışılıyor. I. Dünya Savaşı sonrasında bize biçilen rolü önce Çanakkale ardından İstiklal savaşıyla yırtıp attık. Ülkemizle ilgili kötü niyetler hâlâ sürüyor. Eski hesaplar önümüze konulmaya çalışılıyor. Son 3 yıldır yaşadığımız hadiseler bu hesaplaşmanın tezahüründen başka bir şey değildir.

MAŞALARI KIRACAĞIZ: Terör örgütlerinin sadece birer maşadan ibaret olduğunu, asıl mücadeleyi onların arkasındaki güçlerle verdiğimizi gayet iyi biliyoruz. Şu gerçeğin de farkındayız; eğer maşaları kırmazsak arkadaki güç mücadelesini kazanamayız. Bunun için bölücü örgütü kıpırdayamaz hale getirmek için tüm tedbirleri aldık. Milletimiz PKK'nın gerçek yüzünü görmüştür. FETÖ ile mücadeleyi de tüm cephelerde sürdürüyoruz.  Düne kadar DEAŞ çatısı altında kan dökenler, bakıyoruz bugün PYD/YPG kimliğiyle karşımıza çıkıyor. 'FETÖ' derseniz, ülkemize ve milletimize düşman kim varsa, tüm imkanlarını onun emrine veren kişiliksiz, kirli, satılık bir örgüt haline geldi.

NATO YAYINLARINDA ORTAYA KONULDU: Meşrep farklılıklarını kazıyarak kendilerine zemin kazanmak isteyen örgütlere izin vermiyoruz. Bu örgütler aynı ahtapotun kolları. Bu örgütlerin her biri attıkları adımlarla gerçek yüzlerini ifşa etti. Artık kartların açık oynanmasını umuyoruz. Kimsenin PYD için 'Bunların PKK ile ilgisi yok' diyecek hali kalmadı. Çünkü bizzat NATO destekli yayınlarda bu bağ tüm delilleriyle ortaya çıktı. Kimsenin bizim tek önceliğimiz DEAŞ ile mücadeledir diyecek durumu da ortaya çıktı. Artık kimsenin FETÖ'yü savunacak imkanı da kalmadı.

ELÇİYE SUİKAST: Bu örgütün (FETÖ) Türkiye'de yaşanan darbe girişimindeki rolüne tereddütle yaklaşanlar, Rusya Federasyonu Büyükelçisi'ne yapılan suikastin ardından herhalde ikna olmuşlardır diye düşünüyorum.

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ: Parlamentoda çalışmaları engellemek, çalışmaların sürecini uzatmak, bunlar hiçbir şey kazandırmıyor. Ne yaparsanız yapın, ne ederseniz edin, 15 gün değil de bir ay ama parlamentodan bu ben inanıyorum ki çıkıp milletin önüne gidecektir. Eğer millete saygınız varsa, eğer milletin iradesine inanıyorsanız, eğer Gazi Mustafa Kemal'in 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine inanıyorsanız, o zaman bir an önce bırakın müzakereler bitsin ve milletin önüne gitsin, millet ne karar veriyorsa bu karara hep birlikte biz de eyvallah diyelim.

NE TEK ADAMCILIĞI: Bunlar milletten rahatsız. İkide bir tek adamcılık, tek adamcılık. Nedir tek adamcılık? Bunlar tereciye tere satmaya çalışıyorlar. İkide bir tek adamcılık tek adamcılık, ne tek adamcılığı. Bunun kaynağında siz varsınız. CHP il başkanlarının belediye başkanlığı yaptığı dönemleri biliriz biz. Daha da geriye giderseniz asıl tek adamcılığı orada görürsünüz. Defterleri açmak istemiyorum ama açarsanız onları da görürsünüz. Millet ne derse o olacak bunu bilin.

BAĞNAZLIĞIN DİK ALASI: Bu ülkede kim rejim tartışması açıyorsa biliniz ki bunların derdi rejim değil, başka bir şeydir. Türkiye'de böyle bir mesele olmadığını herkes gibi onlar da gayet iyi biliyor. Sadece toplumun bir kesiminde bu konuda var olan hassasiyeti istismar ederek asli görevlerindeki ihmallerinin, yani siyasi muhalefet eksikliğinin üzerini örtmeye çalışıyorlar. Dünya değişirken, bölgemiz değişirken, Türkiye değişirken 'Biz hiçbir şeye dokundurtmayız, her şey olduğu gibi kalsın' demek, bağnazlığın dik alasıdır.

YAŞAM TARZI TARTIŞMASI: Terör örgütleri üzerinden hayat tarzı tartışmaları açmak, terör örgütünün başaramadığını onlara sunmak demektir. İnsaf ve vicdan sahibi herkes hayat tarzıyla ilgili sorun olmadığını bilir. Bu konuda en rahatsız olan biziz. Benim yavrularım başları örtülü olduğu için bu ülkede okuyamadılar, yurtdışına göndermek zorunda kaldım. Biz 14 yıldır bunun mücadelesini verdik, hamd olsun kızlarımız okullarına rahatlıkla, özgür bir şekilde gidebilir hale geldiler. Artık devlet dairelerinde özgürce çalışabilir hale geldi. Peki ne oldu? Ne kaybettik ya? Bu daha önce olsa daha iyi olmaz mıydı? Onun ekmek sahibi olma hakkı yok mu, niye kapıları kapattınız? Bunun sorumlularının kim olduğunu bu millet bilmiyor mu sanıyorsunuz. Kim layıksa ben ona veririm diyor ve ona veriyor.

İLERDE YAPILACAK SEÇİMDE KİM ÖLE KİM KALA: Kimse kusura bakmasın enayi yerine koymasın. Hiçbirinde Türkiye Cumhuriyetinin demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti olduğu vurgusuna dokunulmamıştır. Birisi Meclis'te konuşma yapıyor, 'O 4 madde değiştirilecek' diyor. Bu ülkede en başta şahsım olmak üzere, tartışmalar şahsım üzerinden yürüyor. Türkiye'de bir anayasa değişikliği yapılıyor. İleride yapılacak seçimde kim öle, kim kala. Kimin, nerede, ne zaman öleceğine dair elimizde yazılı bir belge var mı? Bizim tek derdimiz var, bu vatanda, bu millete Rabbimin verdiği ömür süresince hizmet edebilmektir. Bütün bu müzakereleri bu kardeşinizin üzerinden yapmaları manidar. Millete kendini sevdir, milleti sev; millet belki sizin göstereceğiniz adayı seçebilir. Bunlar millete inanmıyorlar, milleti de sevmiyorlar. Millete saygıları yok. Ana muhalefet partisinin geçmişinde ne vardır; CHP il başkanları valiydi, belediye başkanıydı. Tek adamcılık budur. Bizim sorunumuz demokrasi kavramının arkasına sığınıp, milletin iradesini hiçe sayanlarladır. Biz, 'Laiklik devletin tüm inanç gruplarıyla, onlara eşit mesafede olması, tüm inanç gruplarını güvence altına alması demektir' dedik.

MÜCADELEDEN VAZGEÇMEM: Cumhurbaşkanı oldum diye bu mücadeleden vazgeçmemi bekleyenler varsa, onları hayal kırıklığına uğratmaya devam edeceğim. Dün olduğu gibi Türkiye'nin, Türk milletinin istiklal ve istikbal mücadelesinde en önde olmayı sürdüreceğim. Cumhurbaşkanı sıfatıyla 79 milyon vatandaşımızın her birinin temsilcisi olduğumu aklımdan çıkarmayacağım. Halkın oylarıyla ilk Cumhurbaşkanı oldum. Bu zamana kadar laiklikle meselemiz olmadı ki bundan sonra olsun. Doğrudan milletin oylarıyla seçildiğim için yaptığım her eylemin hesabını vermek mecburiyetindeyim. Türkiye'nin milletiyle en fazla içiçe olan, dertleşen cumhurbaşkanıyımdır. Bugüne kadar Ankara ve İstanbul'da özellikle yaptığım ziyaretler ortada. Cumhurbaşkanlığı görevine başladığımdan beri 82 kez il ziyareti yaptım. Alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağız dedik.

DÖVİZİ SİLAH GİBİ KULLANIYORLAR: Elinde silahı, bombası olan teröristle, elinde doları, eurosu, faizi olan teröristle arasında hiçbir fark yoktur. Amaç Türkiye'ye diz çöktürmektir. Döviz kurunu bir silah gibi kullanıyorlar. Bizim de bir takım sıkıntılarımız var. Hiçbir ülkemizdeki döviz kurunun bu seviyelere gelmesinin nedeni olamaz. Kendi varlıklarını inşa ettikleri zemini tahrip ediyorlar. Silahlı ve ekonomik terör saldırılarına karşı her ülke tedbirini almanın yollarını arıyor.