CHP'li Baykal: Teklif reddedilirse Türkiye’nin ufku açılır

Maclis'teki başkanlık görüşmelerinde ilk konuşmayı CHP eski Genel Başkanı yaptı. Baykal 'Tarihi bir toplantı yapıyoruz, buraya Türkiye’ye sahip çıkmak için geldim' dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal, TBMM'de anayasa değişikliğine ilişkin yaptığı konuşmada, "Allah aşkına bu ortamda, OHAL rejimi altında anayasa değişikliğini nasıl oluyor da aklınızdan geçiriyorsunuz?" diye sordu.

TBMM Genel Kurulu'ndaki anayasa değişikliği paketi görüşmelerinde CHP grubu adına Deniz Baykal kürsüye gelerek konuştu. Anayasa değişiklik paketine dair eleştirilerini dile getiren Baykal, paketteki değişiklik maddeleri hakkında halkın yeterli bilgi sahibi olmadığını söyledi ve "Söyler misiniz, anayasa değişikliğini millete anlatmak için en küçük bir çaba gösteriyor musunuz?" dedi.

Baykal'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

‘HELALLİK İÇİN KONUŞMAK ZORUNDAYIM'

-Günlük siyaset için değil Türkiye'ye sahip çıkmak için geldim. Bu sana mı düşer derseniz, hepimize düşer, evet bana da düşer. Buraya, seçilerek gelmiş siz milletvekilleri gibi ben de bütün siyasi ömrümü geçirmiş bir kişi olarak milletime karşı bu noktada konuşmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Ayrıca TBMM'nin İstiklal madalyası ile onurlandırılmış bir İstiklal gazisinin oğlu olarak, babamın helalliğini kazanmak için burada konuşmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Belki böyle bir şans bir daha nasip olmayacaktır.

-Bu proje acele, telaşla hazırlanmış hukuki ve siyasi olgunlaşmaktan uzak bir sipariş projedir. Milletin egemenliğini temel alan bir asırlık siyasi geleneğini tahrip edecek, milli siyasi kültürümüzü çökertecek egemenliğin yerine şahıs hegomonyasını inşa edecek bu tasarı önümüzde devam edecek. Bu tasarıyı ele almadan önce dikkatinizi çekmek istediğim üç nokta var.

Başkanlık Meclis'te... Nasıl izlenecek?Başkanlık Meclis'te... Nasıl izlenecek?

'HALKIN HABERİ YOK'

-Birincisi bundan Türk halkının haberi yok. Devletimizin en temel dayanaklarıyla oynayan böyle bir tasarıdan milletin haberi olmadan komisyonlarda görüşme durumunda kalıyoruz.

-Değerli arkadaşlarım, 80 milyonun kaderiyle ilgili bu tasarı hakkında araştırmalar gösteriyor ki milletimiz hiç bilgilendirilmemiştir. Konunun hiçbir kesimle müzakere edilmediği ortada. Üniversitelerin, hukuk fakültelerinin, baroların, esnaf kuruluşlarının, milletin haberi yoktur. Milleti haberdar etmeden, uyarmadan işi oldubittiye getirme çabası vardır. Daha önce, iktidar, çözüm süreci diye PKK ile anlaşmanın halka izah edilip kabul edilmesi için çırpınıyordu.

‘BU TELAŞ NİYE?'

-Akil adamları seferber etmişti. Söyler misiniz anayasa değişikliğini millete anlatmak için en ufak çaba sergiliyor musunuz? Bizim anlatmamıza niye izin vermiyorsunuz? Meclis TV kapatılmış, böylesine önemli bir konu konuşulurken milletin haber alma hakkında müdahale anlamına gelmez mi? Milletin gözü önünde bu tartışmayı yapmaktan niye kaçınırsınız? 20 dakika içinde konuşup projenin iç yüzünü anlaşılmadan oldubittiye işi getirme çabası var. Bunu söylememek iyi niyet değil. Bu doğru değildir. Sizin tasarınıza güvenemediğinizi gösterir. Bu telaş niye?

‘MİLLETİN ARKASINDAN OYUN ÇEVİRMEK YAKIŞMAZ'

-Milletvekillerini boş kağıda imza attırıp, milletin öğrenmesine izin vermeden anayasayı değiştiremezsiniz. Bu işler böyle olmaz. Olmaması gerektiğini siz de bilirsiniz çünkü. Öyle yapmak zorunda kaldıysanız bu işte bir çapan oğlu var. Gümrükten mal mı kaçıyorsunuz? Birileri size "bitirin bu işi" dediği için yapıyorsanız, "Size saygı duyarız, millete ve Meclis'e daha çok saygı duyarız" demeniz gerekiyordu. Bunu söylemenizi beklerdik. Milletin arkasından talimatla oyun çevirmek kimseye yakışmaz.

‘OHAL'İ SÜRDÜRMEK ANAYASAYA AYKIRI'

-Bu tasarıyı OHAL içinde konuşuyoruz. OHAL'i 3. kez yeni uzattık. OHAL anayasaya aykırı bir şekilde sürdürülüyor. KHK'larla yargı yetkileri ne zaman ve nasıl denetim altına alınacağı belirsiz. 163 general tutuklu, 150 yüksek yargıç tutuklu. 2 bin 194 hâkim ve savcı tutuklu 6296 subay tutuklu, 50 bin kamu personeli soruşturuluyor. 230 şirkete kayyum atandı. Her yeni KHK ile yüzlerce kişinin işine son veriliyor.

‘GÜVENLİK KRİZİ VAR'

-Ekonomi alarm veriyor. Suikast timleri onlara kol kanat geren mülteci hemşeri kolonileri ile birlikte kentlerimizde yuvalanmış. Güvenlik krizi sizi muhalefet liderlerine zırhlı araba teklif etme noktasına getirmiş. Allah aşkına bu ortamda, OHAL rejimi altında anayasa değişikliğini nasıl oluyor da aklınızdan geçiriyorsunuz? Millet can derdinde, birileri et derdinde. Millet ülkenin her yerinde acı ve matem içinde. Yasını tutmaya çalışan insanlara "Hadi koş bana oy ver" diyeceksiniz. OHAL ortamında ayıplı mal satmaya çalışan tüccara benziyor.

‘BASIN BASKI ALTINDA, TELEVİZYONLAR SİNDİRİLMİŞ'

-OHAL altında anayasayı görüşmeye başladık bile. Başbakanın saygınlığına ağır bir darbe vurmuştur bu. Hükümetin de ötesinden kaynaklanan bu acelecilik ve dayatmanın OHAL filan dinlemem diyen o anlayışın altında yatan halkın bilgilenmesinden duyulan telaş ve korkudur. Basın baskı altında. 147 gazeteci tutuklu. Televizyonlar sindirilmiş, dışarıda OHAL, Meclis'te sıkıyönetim.

‘ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDE İLK KEZ UZLAŞMA YOK'

-Milletin haberi yok, OHAL altında anayasa değiştiriyoruz ve ilk kez Türkiye'de uzlaşma olmadan hayata geçirilmek isteniyor. 18'inci anayasa değişikliği paketini görüşüyoruz. 17'si de uzlaşma ile geçmiştir. 17'si de mutabakata geçmiştir. Ama şimdi ilk kez milleti ikiye bölecek bir temelli anayasa zorlamasına davetiye çıkarıyorlar. Bugün her zamankinden çok daha fazla uzlaşmaya ihtiyacımız var. Türkiye'nin bir milli devlet olarak yönelik olarak dış kaynaklı komplolar, öte yanda iktidarın izlediği yanlış iç ve dış politikaların oluşturduğu bir tehdit ortamıyla karşı karşıyayız. Bu ortamda yeni bir rejim değişikliğini tahrik etmenin, Türkiye'yi kamplaştıracak değişikliği akıl ve sağduyu ile açıklamak mümkün olabilir mi? Bu anayasanın temellerini egemenlik anlayışını ana kurumların konumunu ve ilişkilerini olmadığı kadar allak bullak edecek bir proje. Türkiye'de anayasanın temelinde milli egemenlik anlayışı ve Meclis'in üstünlüğü var. Bu tasarı milli egemenliği tahrip edecek. Meclis'in üstünlüğü ortadan kaldıracak. Eşit bile olmayacak. Milli egemenlik ortadan kaldırılacak. Meclis olarak çalışıyoruz burada, buranın arkasında millet var. Milli irade var. Her siyasi görüşten parti varız, her kimlikten her inançtan, her mezhepten insanlarız. Türkiye'de böyle. Onun için bütün organların üzerinde olmak durumunda. İlk kez bir seçim yapacağız, yüzde 51 ile bir cumhurbaşkanı seçeceğiz, seçeceğimiz cumhurbaşkanı bu milleti temsil eden organı elinden alacak. Bunun bir benzeri var mı?

‘BUNDAN DAHA BÜYÜK HATA OLMAZ'

-Ne bu telaş? Bir acele var. Bir işi bağlama gayreti var, bir fırsat çıktı, derhal bitirelim var. Getirilen cumhurbaşkanı sadece bildiğimiz cumhurbaşkanı olmayacak. Hiçbir demokratik ülkede olmayan iktidar partisinin genel başkanı olacak. Herkesin pek üzerinde durmadığı en temel yanlış, cumhurbaşkanının Meclis'teki iktidar partisinin aynı zamanda genel başkanı olması. Bundan daha büyük bir hata olamaz. Yasama ile yürütmeyi iç içe geçirmek demektir. Cumhurbaşkanı, tüm Türkiye'nin temsilcisi olması gereken kişi grup toplantısına katılacak, MYK toplantısına katılacak. O partinin çıkarlarını savunacak, takip edecek. Cumhurbaşkanı AKP genel başkanı olacak, AKP genel başkanı da yargıyı belirleyecek. AYM'yi belirleyecek, HSYK'yı belirleyecek. Sağduyumuzu mu kaybettik? Bir siyasi parti genel başkanına AYM üyelerini belirleme hakkı verilebilir mi? Bu hiçbir şekilde kabul edilebilir değil. (ANKARA/DHA)