Duvar arkası: Ankara'da uyuşturucu trafiği artıyor!

AK Parti ilçe yöneticisinin uyuşturucu satıcıları tarafından öldürülmesi Başkent’in uyuşturucu sorununu bir kez daha gündeme taşıdı... AK Parti'de Bahçeli'ye teşekkür yarışı... Kohabitasyon ne anlama geliyor... Duvar Arkası bu hafta da Ankara kulislerinde konuşulanları aktarıyor...

Google Haberlere Abone ol

OKUL ÖNLERİNDEKİ UYUŞTURUCU SATICILARI

AK Parti Çankaya İlçe Başkan Yardımcısı Yılmaz Bulut’un Ankara’da, cuma günü saat 20.30 civarında uyuşturucu satıcıları tarafından öldürülmesi şaşkınlık yarattı. Akdere Mahallesi’nde yeğeninin önünü kesen uyuşturucu satıcılarıyla kavga ettiğini öğrenen Yılmaz Bulut olay yerine gitmiş, yeğeniyle birlikte evine dönerken kendilerini takip eden araçtan açılan ateş sonucu hayatını kaybetmişti.

AK Parti ilçe yöneticisinin uyuşturucu satıcıları tarafından öldürülmesi Başkent’in uyuşturucu sorununu bir kez daha gündeme taşıdı. Son aylarda Ankara’nın farklı noktalarından, özellikle okulların önünü mesken seçen uyuşturucu satıcılarıyla ilgili şikâyetler geliyordu.

Ankara Batıkent’te bulunan bazı Halk Meclisleri ve muhtarlar tarafından bir süredir Emniyet’e bazı okulların adıyla birlikte okulun önünde bekleyen arabaların plaka numaraları ve uyuşturucu satıcısı olduğundan şüphelenilen kişilerin eşkâli verilmişti.

Bu konuda Duvar’a bilgi veren Batıkentliler şunları söyledi: “Emniyet’e uyuşturucu satıcılarını birkaç kez bildirmemize rağmen bugüne kadar hiçbir şey yapılmadı. Uyuşturucu satıcıları çocuklarımızın okulunun önünde bekliyor. Herkesin gözü önünde oluyor bu. Takım elbiseli adamlar, arabalarıyla gelip okul çıkışı çocuklara yanaşıyorlar. Halk Meclisi olarak muhtarımızla kendimizce önlemler almaya çalışıyoruz ama İstanbul Maltepe Gülsuyu’ndaki olayı hatırlarsınız. Hasan Ferit Gedik, uyuşturucuya karşı yapılan yürüyüş sırasında vurularak öldürülmüştü. Biz de aynı akıbete uğramaktan korkuyoruz. Emniyet’in bir an önce önlem almasını istiyoruz.”

BAHÇELİ’YE TEŞEKKÜR YARIŞI

AK Parti'nin MHP'nin desteğiyle Meclis'e sunduğu Başkanlık teklifinin Anayasa Komisyonu'ndaki görüşmeleri Bahçeli'ye teşekkür yarışına dönüştü. Bakanından milletvekiline, Bahçeli’ye teşekkürle söze başlayanların konuşmalarını muhalefet milletvekilleri tek tek not etti. Muhalefetin ajandasına takılan teşekkürlerden bazıları şöyleydi:

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ: "Türkiye’nin siyasi istikrar doğuran, güçlü iktidar kuran, hızlı karar alan ve hızlı adım atan bir yapısal değişime ve dönüşüme ihtiyacı olduğu çok açıktır. Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı tarihi çağrı esasında Türkiye’nin önünü açacak, büyük bir değişimi ve dönüşümü sağlayacak sürecin de başlangıcı olmuştur."

AK Parti Milletvekili Zekeriya Birkan: Özellikle Milliyetçi Hareket Partisi’ni ben tebrik etmek istiyorum çünkü yeni bir anayasa yapımı noktasında başta Devlet Bahçeli olmak üzere Milliyetçi Hareket Partisi'nden özellikle Mehmet Parsak Bey’in adını burada zikretmek istiyorum çünkü görüşmelerinde bulundu. Var olan toplumsal bu talebi ülkemizin siyasi hayatımızın talebini taşın altına ellerine koyarak bu değişikliği hazırladılar. Bu değişiklikle beraber artık Türkiye'de istikrarlı bir döneme girilecektir, koalisyonlar dönemi de kapanmıştır.

AK Parti Milletvekili Murat Alparslan: Ekim ayında bir şekilde ‘AK Parti’nin Anayasa’yla ilgili bir talebi var ise bu, gündeme getirilmelidir’ şeklinde MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin ifadesinden sonra başlayan görüşmeler ve bu görüşmelerin devamında her fırsatta her iki partinin liderlerinin diğer siyasi partilerin de sürece dâhil olarak katkı sağlamaları konusundaki taleplerine rağmen bu süreç bir şekilde iki partinin müzakeresiyle devam etti ve nihayetlendi. Ben, bu vesileyle bu iki parti adına ve partilerin siyasi yaklaşımlarının bu metne bir şekilde dâhil olması konusundaki olumlu, müspet, iyi niyetli, samimi gayretleriyle müzakere yürüten çok kıymetli AK Parti Gaziantep Milletvekili ve Genel Sekreteri Sayın Abdulhamit Gül’e ve MHP Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Mehmet Parsak’a da huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.

ERKEK MİLLETVEKİLİNDEN KÖTÜ ESPRİ

Meclis ihtisas komisyonlarında en tartışmalı görüşmelerden biri kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen eğitim sistemi değişikliğiydi. Büyük tartışmalara sahne olan görüşmelerde muhalefetin engelleme girişimlerinden akılda kalan, CHP’li Engin Özkoç’un 12 saat süren kesintisiz konuşmasıydı. Özkoç'un o konuşması, Meclis tarihine ‘en uzun konuşma’ olarak geçmişti.

AK Parti’nin ‘Türk tipi başkanlık’ teklifinin ilk gününde de CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan 2 saate yakın bir konuşma yaptı. Günün rekorunu kıransa 130 dakikalık konuşmasıyla CHP’li Nurhayat Altaca Kayışlıoğlu oldu.

Altaca Kayışlıoğlu’nun konuşmasından sonra verilen arada AK Partili bir kadın milletvekili, Altaca Kayışlıoğlu’na ‘uzun konuşmaların ses tellerine ve boğaza zarar verdiğini’ anlatarak ‘ılık su içmesini’ önerirken AK Partili bir erkek milletvekilinin yorumu kadınları şaşırttı. Uzun konuşmaya gönderme yapan erkek milletvekili, ‘senin kocan cennetlik’ diye seslenirken bu kötü espriye sadece erkek milletvekilleri güldü.

‘BİRLİKTE YAŞAMA-NİKÂHSIZ YAŞAMA’ TARTIŞMASI

Meclis Anayasa Komisyonu’nda geçtiğimiz hafta ‘kohabitasyon’ tartışması yaşandı. Latince ‘cohabitare’ kökünden gelen, Fransızca ve İngilizce’ye ‘cohabitation’ olarak geçen bu sözcüğün anlamı, ‘birlikte yaşama’. Siyaset biliminde, yarı başkanlık sisteminde cumhurbaşkanı ile başbakanın farklı siyasi partilerden olması durumuna kohabitasyon denir.

Kohobitasyon kavramı, Anayasa Komisyonu'nda, AK Partili Başkan Mustafa Şentop ile CHP Milletvekili Murat Emir arasında şu ilginç diyaloğa neden oldu:

Başkan- Yürütme organı bir partiden olsun, yasama organında da çoğunluk başka partiden olsun; bunlar her gün kavga etsinler, kavga dövüş, ülke böyle yönetilir… Buna Fransızlar kendi dillerinde “kohabitasyon” diyorlar. Nikâhsız bir arada yaşamak demektir Fransızca’da.

Murat Emir(CHP Ankara Mv.)- Birlikte yaşamakla ne alakası var?

Başkan- Anlamı bu.

Murat Emir- “Cohabitation” birlikte yaşamak anlamına gelir İngilizce’de. Nikâhla ilgili bir şey değil.

Başkan- Yok, hayır. Etimolojik kökenine bakın.

Murat Emir- Tamam, hiç ilgisi yok.

Başkan- Var, bu.

Murat Emir- Biyolojik canlılarla birlikte yaşıyorlarsa “kohabitasyon” anlamına gelir.

Başkan- Ya, o genelleşmiş, umumileşmiş anlamıdır. Etimolojik kökeni bu dediğim ve bu literatürde var Murat Bey, Fransızca literatürde var bu.

Murat Emir- Bilimsel bir şey söylüyoruz da bunun nikâhla ilgisi yok. Mutaassıp taraflara böyle seslenmeye ihtiyacımız yok Sayın Başkan.

Başkan- Bir bakın, “kohabitasyon”un ilk kullanılması ve etimolojisi o zaman 1980’lerin başında…

Murat Emir- Bakteriler bile yan yana yaşıyorlarsa “cohabitation” diyorlar.

Başkan- Hayır, bu tartışma çok önemli değil de… Ama sadece yasama yürütme uyumu bakımından tartışmalar ve bununla ilgili öneriler, enstrümanlara sadece atıf yapmak için bunu söyledim.

TBMM Araştırma Merkezi, 2013 yılının ilk aylarında ‘başkanlık sistemi’ni araştırmış, kohabitasyon kavramı, ‘yarı başkanlık’ sistemi incelenirken ele alınmış, ‘yarı başkanlık sisteminin en sıkıntılı dönemi kohabitasyon dönemidir’ notuyla kayıtlara geçirilmişti.

AYŞENUR ARSLAN KİTAP YAZIYOR

Adını kendisinin koyduğu ‘Medya Mahallesi’ programıyla yıllarca CNN Türk’te izleyicileri ekran başına toplayan, CNN Türk’ten malum sebeplerle ayrıldıktan sonra Halk Tv’de izleyicileriyle buluşan Ayşenur Arslan, meslektaşı ve programının daimi konuğu Hüsnü Mahalli’nin tutuklanmasına tepki göstererek ekrana bir süre veda ettiğini açıklamıştı.

Usta gazeteci Ayşenur Arslan neden ekrana çıkmak istemediğini son programında çok net ifade etmiş olsa da onu tanımayan bazıları, “Acaba Ayşenur Arslan’ı birileri ürkütmüş olabilir mi?” sorusunu sordular. Bu yorumu yapanları haksız çıkaracak bir haberimiz var. Ayşenur Arslan, yarıya yakınını tamamladığı kitabını mart ayına yetiştirmek için kolları sıvadı. Kitabın adı: Medya Mahallesi… Ayşenur Arslan’ın gözüpekliğini bilenler “Medya mahallesinde şimdiden birilerinin paçaları tutuşmaya başladı” yorumunu yapıyorlar.

CHP kulislerinde konuşulanlara göre usta gazeteci Arslan’ın ekrana bir süreliğine veda etmesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu da üzmüş. CHP’liler, Hüsnü Mahalli’nin gözaltı sürecini yakından takip eden Kılıçdaroğlu’nun, Arslan’ın vedasını duyunca “Çok üzüldüm, keşke ayrılmasaydı” dediğini söylüyorlar.

HAVAYOLLARINDAN ‘DONDURMA SIVI MI, KATI MI?’ İNCELEMESİ

Uluslararası havayolu kurallarına göre uçağa 100 mililitreden fazla sıvıyla binmek yasak. Güvenlik gerekçesiyle bu sıvıları el bagajınızla taşımanıza izin verilmez, bunları ancak uçakaltına (kargo bölümüne) teslim edebilirsiniz. Peki dondurma katı mıdır, sıvı mıdır?

Son zamanlarda artan tehditlere paralel olarak alınan güvenlik önlemleri sebebiyle havayollarında da yolcular bir süredir daha titiz aramadan geçiriliyor. Duyduğumuza göre bu durumun son kurbanı Kahramanmaraş dondurması oldu.

Gittiği Kahramanmaraş’tan özel buzlu pakette 2 kilogram dondurmayla uçağa binmek isteyen bir yolcuya dondurmanın sıvı olduğu ve paketin kabine alınamayacağı, bagaja vermesi gerektiği söylendi. Bu uyarıya şaşıran yolcu Kahramanmaraş dondurmasının katı olduğunu anlatmaya çalışsa da görevli son derece ciddi bir ifadeyle, “Efendim, geçtiğimiz haftalarda yetkili merciiler bu konuda bir inceleme yapıp dondurmanın sıvı olduğuna karar verdiler ve bize bu yönde talimat geldi. Emirler böyle” dedi. Şansına küsen yolcu elindeki 2 kg.’lık Kahramanmaraş dondurmasını meraklı bakışlar altında çöpe atmak zorunda kaldı. Güvenlik sırasında bekleyen yolcular, “gitti canım dondurma” diyerek gülüştüler.