Kılıçdaroğlu: 2016'da üç darbe oldu

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, yüzde 49,5 oy alan Ahmet Davutoğlu'nun görevden alanmasını, 15 Temmuz'u ve 20 Temmuz'da ilan edilen OHAL'i 2016'da gerçekleşen 3 darbe olarak sıraladı. CHP lideri, "Başkanlık sistemiyle de 20 Temmuz darbecileri güvence altına alınmak isteniyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Rus Büyükelçi Karlov'u öldüren polisin neden sağ yakalanmadığını sordu. "O kişinin canlı yakalanmayıp da öldürülmesi üzerinde durmamız gereken bir noktadır. Kimse yok, niye canlı yakalamıyorsun?" diye soran Kılıçdaroğlu, faillerin mutlaka bulunarak yargı önüne çıkartılmasını istedi. Konuşmasında Hüsnü Mahalli'nin tutuklanmasını da eleştiren Kılıçdaroğlu " Siyasi iktidarın sopası konumuna gelen kişilere hâkim denilmez. Onlar hâkim değiller. Dolayısıyla hepimizin duyarlı olması lazım" dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi:

BEYLERİN ÇOCUKLARI ASKERE GİTMİYOR: Terörle mücadele edeceksiniz, devleti terör örgütüyle muhatap kılmayacaksınız. Oslo'da, Hamur'da masaya oturdunuz. İmralı'da masalar kurdunuz. Faturayı kim ödüyor? Bu beylerin çocukları mı ödüyor, hiçbirisi askere gitmiyor. Babalar fidan gibi çocuklarını mezara veriyorlar. Vicdanım sızlıyor. Böye bir devlet yönetimi olamaz. Yüzlerce insanımız hayatını kaybetti. 20 Temmuz'dan bu yada 843 güvenlik görevlimiz şehit oldu. Bu işin sorumlusu kim; bakkal mı, manav mı, sanayici mi? Hiç kimse sorumluluk almıyor. Terörü önleyecekseniz, radikal cihatçı gruplara kucak açmayacaksınız, arkasında durmayacaksınız.

SUİKASTÇİ POLİS NİYE SAĞ YAKALANMADI: Dün akşam Rusya'nın Büyükelçisi hain bir saldırıyla hayatını kaybetti. Yakışmıyor Türkiye'ye. Öldüren kişinin bir polis olması ayrıca üzerinde durmamız gereken bir noktadır. O kişinin canlı yakalanmayıp da öldürülmesi üzerinde durmamız gereken bir noktadır. Kimse yok, niye canlı yakalamıyorsun? Bu büyükelçi Türkiye-Rusya ilişkilerinin düzelmesi için yoğun çaba harcamıştı. Kendisine ve Rus halkına başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz. Hiçbir yabancının kendi ülkemizde suikasta kurban gitmesini istemiyoruz. Bunun faillerini mutlaka bulun, yargının önüne çıkarın.

FAİLE MEÇHULLER AYDINLATILMALI: Geçen hafta Necip Hablemitoğlu'nun anma gecesi vardı. Hablemitoğlu da faili meçhul cinayete kurban gitti. Tıpkı Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı gibi. Dosya açılmalı, failler bulunmalı.

HÜSNÜ MAHALLİ'NİN TUTUKLANMASI: Tüm bunları konuşurken Hüsnü Mahalli de hapse atıldı. Saatlerce, günlerce bekletiyorsunuz, sonra tutuklanmasına karar veriyorsunuz. Yargıcın namusu adaletli davranmaktan geçer. Siyasi iktidarın sopası konumuna gelen kişilere hâkim denilmez. Onlar hâkim değiller. Dolayısıyla hepimizin duyarlı olması lazım.

2016'DA 3 DARBE OLDU: Ankara'daki beylerin niyetleri ve amaçları farklı. Onların bir tek derdi var, nasıl birisini başkan yapacağız? 2016 yılında 3 darbe oldu. 4 Mayıs 2016 darbesi, yüzde 49,5 oy alan Ahmet Davutoğlu kapının önüne konuldu. Bu mudur demokrasi? 15 Temmuz darbe girişimi, hep birlikte mücadele ettiğimiz için başarıya ulaşmadı. Ama birisi çıktı dedi ki, 'Bu darbe girişimi Allah'ın lütfu' dedi. 20 Temmuz'da üçüncü darbe süreci başladı, OHAL ilan edildi. Parlamento tümüyle devre dışı bırakıldı, onbinlerce memurun işine son verildi, gazetecileri hapse attılar. Yüzyıllık kurumları kapattılar, askeri okulları, hastaneleri kapattılar. Biz tarihimizi yok ederek bir şeyler yapmaya çalışıyoruz.

KENDİLERİNİ GÜVENCEYE ALIYORLAR: Her darbeci geleceğini güvence altına almak ister. 20 Temmuz darbesinden sonra şimdi başkanlık uygulanmasıyla darbeciler teminat altına alınıyor. 'Biz partili cumhurbaşkanlığı sistemini getiriyoruz, sistem değişikliği yapıyoruz' diyorlar. Her şey bir kişinin iki dudağına bağlı, bir diktatöre bağlı. 14 yıldır tek başına hükümetsin, 14 yılda isteyip de geçiremedikleri hangi kanun var? Her şeyi yaptılar. Her şeyi yapıyorsanız, tek başına iktidarsanız, neden bir dikta yönetimine parlamentoyu teslim ediyorsunuz?

CUMHURBAŞKANI DEĞİL DİKTATÖR OLURSUN: 16 Temmuz darbeden bir gün sonra TBMM'de bir bildiri yayınlandı. 7 Ağustos Yenikapı'da demokratik parlamenter sistemin altını çizdik. Dikta rejimiyle, bir kişi yetkili olacak diyorlar. Partinin genel başkanı da olacak, milletvekillerini de ben seçeceğim diyor, seçim propagandalarına ben katılacağım diyor, seçimden sonra da Meclis'te tarafsız cumhurbaşkanı olacağım diye and içecek. Sen cumhurbaşkanı olamazsın, diktatör olursun. Seçim propagandalarına katılıyor ama yargıya da müdahale ediyor. Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinin 12'sini atayacak. 'Ben de yargılanacağım' diyor. Hepsi senin arkadaşın kim yargılayacak? 'Sonra yargı bağımsızdır' diye bize satmaya çalışacaklar. Bize satamazlar ama Bahçeli'ye sattılar. Öyle bir yetki veriliyor ki, Meclis'i feshedebiliyor. Hiçbir gerekçe yok.

BAHÇELİ'NİN KULAĞINA KÜPE OLSUN: Tarihi unuttuk, tarihi birikimi de unuttuk, TBMM'nin ne anlama geldiğini de unuttuk. Bir diktatöre Meclis'e fesih yetkisi verilmek isteniyor, vermeyeceğiz kardeşim, vermeyeceğiz. Bu yetmiyor, kararname çıkarma yetkisi veriyorlar. Devleti yeniden yapılandırabilir. İzin vermeyeceğiz. Bölgesel yönetimler kurabilecek. Sayın Devlet Bahçeli'nin kulağına küpe olsun. Başkomutanlık yetkisini de alıyorlar.

GAYRİ MİLLİDİR BU: Bugün bu anayasa değişikliği komisyonda görüşülecek. Hiçbir önerge verilmeyecek. Milli Mücadele'den başlayacaksınız, gayri millidir bu. Hangi milli, hangi yerliden bahsediyorsun? Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir dikta yönetimi yok. Öyle bir diktatörümüz var ki, herkes kandırıyor; PKK kandırıyor, FETÖ kandırıyor... Bu sorun Türkiye'de yaşayan hepimizin ortak sorunudur. Hepimiz bu mücadeleye omuz vermek zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti birilerine teslim edilemez. Herkes aklını başına alsın. Bizim kendi ülkemizin, parlamenter sistemin güçlendirilmesi gerekirken yok edilmesini kabul edemeyiz.

HAVUZ AKADEMİSYENLERİ: Kamu bankaları ve ihalelerden geçinen havuz gazetelerinden sonra havuz akademisyenleri çıktı. Çıkmış televizyona, düzenleme ile Meclis daha güçlü hale geliyor diyor! Ya hiç okumadınsa bari Burhan Kuzu'nun kitabını oku ya! Televizyon kanallarına telefon ediliyor bu adamlar çıksın ekrana diye!

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ GEÇERSE NE OLUR: Bu anayasa ile herkese dokunan ama ona dokunulmayan bir diktatör çıkar! Türkiye otoriter bir ülkeye döner! Hiç bir vatandaşın can ve mal güvenliği kalmaz. Her türlü kurum kuruluş tek bir gücün elinde toplanır. Devlet yönetiminde zorbalık hakim olur! Bir hükümet hem yasama, hem yürütme hem yargı görevini yapmış olur. Meclis'i mezara demokrasiyi tarihe gömmüş olacağız!.  Bir yerde CHP varsa orada milli kurtuluşçular vardır! Mücadelemiz devam edecektir!

(HABER MERKEZİ)