Türkdoğan: İhraç edilen memurlar geri dönecektir

İHD Başkanı 15 Temmuz'dan sonra işkence ve kötü muamelenin ayyuka çıktığını söylüyor. Türkdoğan'a göre görevden uzaklaştırılan memurlar yine de mücadeleyi bırakmamalı.

Google Haberlere Abone ol

Ceren Bayar  [email protected]

ANKARA - 15 Temmuz darbe girişimi, son yıllarda tanıklık ettiğimiz pek çok hak ihlalinde Gülen Cemaati'nin etkisini gündeme getirdi. Roboski katliamından sokağa çıkma yasaklarındaki sivil ölümlerine, Ergenekon, Balyoz, İnternet andıcı gibi davalardaki adli yargılanma hakkı ihlallerinden Hrant Dink cinayetine kadar Türkiye tarihine damga vuran pek çok olayın Gülen'ci asker, polis, bürokrat ve yargı mensubuyla ilişkili olabileceği gerçeğiyle yüzleştik.

Şimdiyse, tüm bu olaylardan suçlanan kamu görevlileri mağdur. Adli yargılanma hakları ihlâl ediliyor, avukatlarıyla görüşmeleri engelleniyor, işkence ve kötü muameleye maruz kalıyorlar. Yanlarındaysa Roboski'de, Cizre'de, Ergenekon'da, Balyoz'da 'karşılarında' olan hak savunucuları var.

Gülen cemaati mensuplarının hak ihlali başvurularını gündemine alan ve onlara hukuki destek sunan İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, "amasız, fakatsız hak savunucusuyuz" diyor.

Türkdoğan OHAL'le birlikte yaşanan mağduriyetlerin 1 milyon insanı etkilediğini de sözlerine ekliyor.

İHD Başkanı'nın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

KAMU ÇALIŞANLARINDAN YÜZLERCE BAŞVURU ALDIK: Gülen örgütüyle ilişkisi olduğu iddiasıyla tutuklanan, gözaltına alınan, ihraç edilen, malına, mülküne el konulan açığa alınan, yurt dışına çıkışı yasaklanan, pasarportuna el konulan kişilerden veya onların yakınlarından derneğimize yüzlerce başvuru geliyor. Özellikle internet üzerinden çok fazla başvuru geliyor. Ağırlıklı olarak da kararnamelere kamu görevinden çıkarılan insanlar başvuruyor.

İŞKENCE OLDUĞUNU 16 TEMMUZ'DA GÖRDÜK: İşkence ve kötü muameleyle ilgili başvuruların sayısı beklediğimizin çok altında. Bunun sebeplerini araştırdık. Aslında 16 Temmuz gününden itibaren kamuoyuna bizzat hükümet tarafından servis edlen görüntülere baktığımız zaman işkence ve kötü muamele iddialarının ne kadar ciddi olduğu anlaşılıyor. Bunun için başvuruya gerek yok. İnsanların çıplak şekilde, ters kelepçeyle, spor salonlarında günlerce bekletilmesi, çok az miktarda su ve ekmek verilerek aç, susuz bırakılmaları, kaba dayağa maruz kalmaları gibi görüntüler durumun aslında ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Peki mağdurun kendisi, yakını ya da avukatı niçin resmi başvuru yapmıyor. Bizzat gelen başvuruculardan anladığımız büyük bir korku olduğu. İşkenceye uğradığı düşünülen kişi de yakınlarının başına bir şey gelir diye korkuyor.

OHAL MAĞDURİYETLERİ BİR MİLYON KİŞİYİ ETKİLİYOR: Siyasal iktidar şunu yapıyor; bir FETÖ/PDY tanımı getirdiler. Onunla yüzbinlerce insana yönelik işlem yaptılar. Adalet Bakanının birkaç gün önce yaptığı açıklamalar var; 36 bin insan tutuklanmış, 65 bin'den fazla insan gözaltına alınmış, hakkında adli işlem yapulan insan sayısı 100 bine yaklaşmış. Sadece KHK'larla kamu görevine son verilen insan sayısı 58 bin. Halen açığa alınmış bir şekilde başına ne geleceğiini bekleyen insan sayısı 30 binin üzerinde, Özel sektörde de, kapatılan eğitim kurumlarını da dikkate alırsak en az 30 bin insan işsiz kalmış durumda. Toplamda 1 milyon nüfüsu ilgilendiren bir uygulamayla karşı karşıyayız.

30 GÜN GÖZALTI İŞKENCEDİR: Biz 16 Temmuz'dan itibaren işkence ve kötü muamelenin yasak olduğunu, kabul edilemeyeceğini, maruz kalanların mutlak İHD ve TİHV'e başvuru yapmalarını duyurduk. Örneğin 30 gün gözaltı uygulaması fiili infazdır ve bizim nezdimizde işkence ve kötü muameledir. Siz bir tokat dahi atmasanız, hiçbir şey söylemeseniz bile 30 gün gözaltında bekletmek işkencedir. Bunu nasıl yargıya taşıyacakları konusunda yol gösteriyoruz. Kamudan ihraç edilenlerin ne yapması gerektiğiyle ilgili de hukuki destek sunuyoruz.

İHRAÇ EDİLEN MEMURLAR GÖREVLERİNE DÖNECEKTİR: En temel insan hakları ihlal ediliyor, insan hakları sözleşmesine açık aykırılıklar var. . Masumiyet karinesi, adli yargılanma hakkı, din ve vicdan özgürlüğü, üçü de ihlal ediliyor. Bu insanlar elbette iç hukuk yollarına başvuracaklar, ama biz bu insanlara AİHM başvurusunu kaçırmamalarını, 6 ay içinde AİHM'e de başvurmalarını tavsiye ediyoruz. Uzun zaman alacaktır ama tecrübelerimize dayanarak söyleyebilirim ki görevlerine geri döneceklerdir, mağdurlar yargı süreçlerinde haklı bulunacaklardır.

İŞKENCEYLE İLGİLİ TANIKLIKLAR VAR: Tecavüze varan ciddi işkence iddialar var ancak o iddialarla ilgili doğrudan bir başvuru yok. Avukatların gözlem ve tanıklıkları var. Cezaevinde bir başka koğuştan, hücrelerden inilti, bağırtı, çığlık sesleri duyduklarını anlatan tutuklu ve hükümlüler var.

'AMA'SIZ HAK SAVUNUYORUZ: İşkence ve kötü muamele kime yapılırsa yapılsın İHD karşı çıkar. Biz insanlığın kazandığı değeri savunuyoruz. Bütün insanlar hak ihlalinde bulunabilir. General olarak katliama karışmış olabilir, polistir askerdir başkasına kötü muamele yapmıştır. Ama o da benzer bir noktaya düşüp kötü muameleye maruz kalırsa, uzun süre gözaltında tutulursa biz onun bu muameleye tabi tutulamayacağını savunuruz. Bu dünya insan hakları hareketinin kazandığı bir değerdir. Hak ihlallerini ancak böyle önleriz. Amasız, fakatsız insan hakları değerlerini savunuyoruz.