Kılıçdaroğlu'ndan gazeteci gözaltılarına tepki

CHP lideri Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturmalarda, gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın saraydaki görüşmeyi HDP'yi davet etmemesini eleştirdi. "HDP liderinin de Beştepe'de olmasında yarar görüyordum. HDP'nin de olması gerektiğini Cumhurbaşkanı'na söyledim" diyen Kılıçdaroğlu, gazetecilerin gözaltına alınmasına da tepki gösterdi.

CNN Türk'e konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe girişimine karışan askerlerin TSK'dan ihraç edilmesine ilişkin "Darbeyle ilişkili olanların ihracından daha doğal bir şey olamaz. Ama bu iş cadı avına dönüşmemeli" dedi.

"Kurunun yanında yaş da yanar diye bir söz var. Hepimizin özen göstermesi lazım" uyarısı yapan Kılıçdaroğlu, "Bunu Cumhurbaşkanlığı sarayındaki  görüşmede dile getirdiniz mi"sorusunu "Evet, önlem alınmasını gayet doğal karşılıyoruz. Önlemler alınırken bir cadı avının başlatılmaması gerekiyor. Bürokraside belli bir olaydan sonra ihbar furyası başlar" diye yanıtladı.

'İŞKENCE KABUL EDİLEMEZ'

Darbe sonrası gözaltına alınanlara işkence, baskı gibi, kötü muamele olmaması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye’nin saygınlığına gölge düşer. Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir deniyor. Hukuk devletinin gereğini yerine getirmemiz gerekiyor. Bürokraside herkes kendisini güçlü kılmak için her türlü yetkiyi talep edebilir. Bürokrasinin böyle bir hastalığı vardır. Kaygılarımızı ve kuşkularımızı elbette belirttik. Taksim Manifestosu’nun onuncu maddesiydi. Hukuk içinde yargılanmaları gerekir. Hukuku devlet çalıştıracak. Nedeni de şu: Devlet dediğiniz kurum kin ve öfkeyle yönetilmez."

'SİYASİ PARTİLER ÖZELEŞTİRİ YAPMALI'

Siyasi partilerin bu darbe sonrası bir özeleştiri yapması gerektiğini belirten CHP lideri, şunları söyledi:

"Ülke bu hale nasıl geldi. Yapabilirsek birbirimizi daha iyi anlamış oluruz. Türkiye öyle bir atmosfere sürüklenmişti ki, iktidarın her dediğinin doğru, muhalefetin her dediğinin yanlış olduğu pompalandı. Birbirimizi dinlemeliyiz. Demokrasinin uzlaşma kültürü olduğunu unuttuk. Bir kişi bir cemaatten olduğu için bürokraside yükseliyorsa liyakat yoktur. Siz devlete girersiniz memur olarak."

SARAY'A NİYE GİTTİ?

Kılıçdaroğlu, daha önce gitmeyeceğini söylediği Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na neden çıktığını ise şöyle açıkladı:

"Darbe sonrası yaşananlar malum. Ertesi gün Sayın Cumhurbaşkanı aradı, darbeye karşı tavrımız dolayısıyla teşekkür etti. Ben de kendisine teşekkür ettim. Varlık sebebimiz darbelere karşı çıkmak. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri, Özel Kalem’i arayarak davet etmiş. Ben 'Olağanüstü bir durum olmazsa gitmeyeceğim' demiştim. Bir devlet krizi yaşadığınızda malum, böyle bir ortamda çocuklar gibi 'Ben geçmişte bunu demiştim, asla gitmeyeceğim' demedim. Dört siyasi partinin liderinin de orada olmasını isterdim. Sonuçta şöyle bir tablo var. Hükümetin verdiği bilgiler, görüşlerimizin alınması, samimi olarak görüşlerimizi ifade ettik."

GAZETECİLERİN GÖZALTINA ALINMASI

kılıçdaroğlu darbe sonrası başlatılan soruştarmalarda gazetecilerin gözaltına alınmasını eleştirdi. CHP lideri şöyle dedi:

"Bülent Mumay gideceği halde gözaltına alındı. Ali Bulaç var. Aynı dünya görüşünde değilim ama benim takdir ettiğim sağduyulu yazarlardandır. Hilmi Yavuz, ender şairlerden biridir. Kaçma amaçları olsa tamam ama... Bu kararları alırken incitici olmaması lazım."

'İTİBARLARI İADE EDİLMELİ'

OHAL uygulamalarını izleme komisyonu oluşturduklarını açıklayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Umarım hükümet idam gibi bir çılgınlığa imza atmaz. Yargılamaların canlı yayınlanmasını isteriz. Hükümete çağrım duruşmalar canlı yayınlansın Toplum gazetecileri darbeci kimliği yapıştırırsa çok büyük haksızlık olur. Balyoz'da haber kaynağını kimse sorgulamadı, hukuk çifte standardı kabul etmez. Balyoz ve Ergenekon davalarında pek çok masum insan büyük acılar çekti. Balyoz ve Ergenekon davalarında yargılananların itibarları iade edilmeli. Darbeyi Cumhurbaşkanı'nın eniştesinden öğrenmesi devlette liyakatın çöktüğünü gösterir. Ortada istihbarat değil yönetim zafiyeti var."