'Hakaret ettikleri medyaya el uzatmak zorunda kaldılar'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Medyanın, halkın direnme hakkını kullanması için en önemli organ olarak ortaya çıktığını" söyledi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında medyanın "Halkın direnme hakkını kullanması için en önemli organ olarak ortaya çıktığını" söyledi. Kılıçdaroğlu, şu ifadeyi kullandı: "Düne kadar medyaya hakaretler yağdıranlar, el uzatmak zorunda kaldı. 'Aman bizi çıkarın buradan' diye. Demokrasi direnme hakkını kullanmak demektir. Daha önce hatırlarsanız direnme hakkı dediğimde belli çevreler tepki göstermiştir. İşte direnme hakkı budur. Bir darbe engellenirse, o darbeyi engelleyen özgürlükçü parlamenter rejimdir."

'ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KORUMAYA ÇALIŞAN MEDYA'

"Bütün baskılara rağmen özgürlüğünü korumaya çalışan medya, halkın direnme hakkını kullanması için en önemli organ olarak ortaya çıktı" diyen CHP lideri, "Dördüncü güç olarak da medyayı yazalım. Madem demokrasiyi savunuyoruz, medya bizi eleştirir, elbette eleştirecek. Tehlikeli olan medyanın siyasal iktidarı övmesidir. Düne kadar milletvekiliyle gazete basanları unutmadık. Ne diyorlarsa vicdani sorumluluklarını onlara hatırlatmak isterim. Belki 100 sefer, belki 150 sefer. Türkiye tarihinin en derin krizlerinden birini yaşıyor. Yönetim sorunu var. Toplumsal barış, sorunlu, ekonomi sorumlu, dış politika sorunlu, hukuk sistemi sorunlu. Bu sorunların çözüm yolu demokrasiden, özgürce tartışmaktan, uygar dünyayı izlemekten geçiyor" diye konuştu.

'HUKUK İÇİNDE YARGILANACAKLAR'

Darbe girişiminde bulunan askerlerin suç işlediklerinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Yargılanacaklar mı, elbette yargılanacaklar. Ama hukuk içinde kalarak. Emir alan askerler var. Er ve erbaş. Komutan talimat verir, gereğini yapmak zorundasınız. Siz eri ve erbaşı linç edemezsiniz, öldüremezsiniz. Ne günahı var onun?" Padişah bile cezayı tayin edemez. Mahkeme, adalet teslim eder ve cezasını çeker" dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında yaptığı açıklamalardan satırbaşları şöyle:

22:00’de İstanbul’a indik. Arkadaşlarımız aradı, ben bunun mizah konusu olduğunu düşündüm. İstanbul’da da, Ankara’da da durumun çok ciddi olduğu söylendi. İlk söylediğim şey, “Darbeye karşıyız” oldu. Hemen arkadaşlara Ankara’ya dönmemiz gerekiyor dedim. Havalimanının kapalı olduğunu söylediler. Gerçekten de köprülerin kapalı olduğu, mümkün olmadığı ifade edildi. Peki VIP salonundan çıkabilir miyiz? Çok sağlıklı olmadığı ifade edildi. Koruma arkadaşlar “Biz gidelim, bir ön çalışma yapalım, eğer sizi sağlıklı olarak çıkarabileceksek gelip alalım” dediler.

'BAKIRKÖY BELEDİYE BAŞKANIMIZDA KALDIK'

Biz o akşam Bakırköy Belediye Başkanı arkadaşımızın evine gittik. Bir grup arkadaş zaten Meclis’teydi. Bir sorun olursa parlamenter rejim içinde çözmeye hazırız. Parlamento kendi sorununu kendi çözebilmeli, demokrasi, görüşü, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun, hepimizin ortak faydası olmak zorundadır. Sadece bizim için değil, çöpte kağıt toplayan vatandaş için de geçerlidir, Adıyaman’da, Hakkâri’de, Tekirdağ’da yaşayan vatandaş için de geçerlidir.

'ERBAŞI LİNÇ EDEMEZSİNİZ'

Darbe yapanlar suç işlediler mi, suç işlediler. Yargılanacaklar mı, elbette yargılanacaklar. Ama hukuk içinde kalarak. Emir alan askerler var. Er ve erbaş. Komutan talimat verir, gereğini yapmak zorundasınız. Siz eri ve erbaşı linç edemezsiniz, öldüremezsiniz. Ne günahı var onun? O çocuklarımızı biz ellerine kına yakarak askere gönderdik. Bırakıyorsun rütbelileri, gariban askeri linç ediyorsun. Darbecilerden ne farkı var onların? Ne farkı var? Böyle bir şey olamaz. Yazıktır, günahtır. Talimat verdim, kesinlikle bu aileleri bulun, sahip çıkacağız.

AYM ÜYESİNİ ELEŞTİRDİ

Kılıçdaroğlu, darbe girişimi sonrası görevden alınan Anayasa Mahkemesi üyesi Alparslan Altan'a ilişkin ise şunları söyledi: 6 yıl önce bunu eleştirmiştim. Bu sayın üye, otomatik pilota bağlı atanan üye, onur ve ayıp denen iki kavramı biliyorsa, görevinden derhal çekilmek zorundadır. Acaba yarın kendisi AYM üyesi olduğunda kendisine müsteşarlık koltuğunu ikram eden Binali Yıldırım’ın davası geldiğinde nasıl davranacak? Devlet işte böyle yönetilirse, çivisi çıkar. Bir darbe girişimi oldu, hep beraber karşı çıktık. Olağanüstü güzel bir olay. Meclis Başkanı artı dört siyasal partinin genel başkanları ortak bildiri imzaladı. Biz buna demokrasi manifestosu diyeceğiz ve sonuna kadar arkasında olacağız. Devlet adaletle yönetilir. Hukukun üstünlüğü içinde yönetilir.