Pervin Buldan: Başvuruya yanıt verilmemesi tecridin çok derin olduğunun göstergesi

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruya dair, “Başvurumuza bir cevap verilmemesi, tecridin çok derin olduğunun göstergesi" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - PKK lideri Abdullah Öcalan’dan 19 aydır haber alınamazken, Asrın Hukuk Bürosu Abdullah Öcalan ile en son 7 Ağustos 2019’da, ailesi ise 25 Mart 2021’de kesintili bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Abdullah Öcalan ile görüşmek isteyen avukatları 203, aile ve vasisi ise 71 bir başvuru yaptı ama başvurular yanıtsız bırakıldı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Parti Sözcüsü Ebru Günay ile HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, 20 Ekim’de PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmek için Adalet Bakanlığı’na başvurdu. Ancak bakanlık başvuruya henüz cevap vermedi. 

BAŞVURUYA CEVAP YOK

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İmralı’ya dair başvurularına dair JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu. Başvurularına dair şimdiye kadar olumlu ya da olumsuz bir geri dönüş olmadığını aktaran Buldan, “Bu da, AKP hükümetinin yıllardır devam ettiği tecrit politikasının aynısıdır. Bir oyalama, bir görmezden gelme, başvurumuza bir cevap verilmemesi bile tecridin çok derin olduğunu ve daha da derinleşeceğinin bir göstergesi olarak, algılamak mümkün” dedi.

'TÜRKİYE’NİN BİR AYIBI'

Olumlu cevap almaları durumunda İmralı’ya giderek PKK lideri Abdullah Öcalan gerçekleştirilecek görüşmenin önemli olduğuna değinen Buldan, “Sadece bir heyetin gitmesi değil, bugün aile, avukat görüşü yapılmıyor. Bütün bunların da mutlaka gerçekleşmesi ve kendi hakkı olan yasal hakkı olan bir görüşmenin bile yaklaşık 2 yıldır yapılmıyor olması Türkiye’nin bir ayıbı ve Türkiye’nin hukuksuzluğunun ne kadar derinleştiğini göstergesi” diye belirtti.

‘TECRİT SON BULMALIDIR’

Başvurularına olumsuz bir yanıt geldiği takdirde bu kez de farklı isimlerle başvuruların devam edeceğini vurgulayan Buldan, “Tecrit bir an önce son bulmalıdır. Tecridin bir insan hakları sorunu olduğunu, hak temelli bir meselede bile iktidarın, bu kadar katı yaklaştığı, İmralı Cezaevi’nde hiçbir görüşün yapılmaması, asla kabul edilecek bir durum değildir” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)