Palu ailesi davası bitti: 6 kişiye ceza verildi

Kocaeli'de Meryem Tanhal'ın ölümüyle ilgili aldıkları cezaları bozulan Palu Ailesi yeniden yargılandı. Tuncer Ustael ağırlaştırılmış müebbet aldı. Ailenin diğer 5 ferdine de hapis cezaları verildi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Kocaeli'nin Körfez ilçesinde 13 yıl önce kaybolan Meryem Tahnal'ın öldürülmesine ilişkin kamuoyunda "Palu ailesi" olarak bilinen ve haklarında verilen karar usul hatası gerekçesiyle üst mahkeme tarafından bozulan 6 kişinin yeniden yargılandığı davada karar verildi.

Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, tutuksuz sanıklar suça sürüklenen çocuk F.P. ve Havva Palu ile tutuklu sanıklar Ayşe Palu ve Emine Ustael hazır bulundu. Tutuklu sanıklar İsa Palu ve Tuncer Ustael ise Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandı.

Mütalaasını tekrar eden cumhuriyet savcısı, sanık Havva Palu'nun kızı Meryem Tahnal'ın öldürülmesi eylemine iştirak ettiği hususunda kuvvetli suç şüphesi bulunması nedeniyle tutuklanmasını talep etti.

Duruşmada, sanık ve avukatların esasa ilişkin beyanda bulunmasının ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı.

Heyet, sanık Tuncer Ustael'i, "canavarca hisle veya eziyet çektirerek ve üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı" kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "hürriyeti yoksun kılma" suçundan 4 yıl, "kredi kartının kötüye kullanılması" suçundan 3 yıl olmak üzere toplam 7 yıl hapis ve 100 lira adli para cezasına çarptırdı.

Sanık Emine Ustael'i "kasten öldürmeye yardım etme" suçundan 12 yıl 6 ay hapse mahkum eden heyet, Havva, İsa ve Ayşe Palu'yu, "kasten öldürmeye yardım etme" ve "hürriyetin kısıtlanması" suçlarından 14 yıl ikişer ay hapse mahkum etti.

Heyet, F.P'ye suçun işlendiği tarihte yaşı küçük olduğu için 8 yıl 4 ay hapis cezası verdi.

NE OLMUŞTU?

Körfez ilçesinde yaşayan Meryem Tahnal 2008'de, kızı Melike Tahnal da 2009'da kaybolmuş, polis ekipleri kayıp kişilerin bulunması için çalışma başlatmış ancak herhangi bir bulguya ulaşılamamıştı. Kocaeli ve Sakarya'da yapılan kazı çalışmalarında da bulguya rastlanılmaması üzerine çalışmalar durdurulmuştu.

Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki yargılama sonunda, sanık Tuncer Ustael, Meryem Tahnal'a yönelik "canavarca hisle veya eziyet çektirerek ve üstsoy veya altsoydan birine ya da eş veya kardeşe karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "hürriyeti yoksun kılma" suçundan 4 yıl, "kredi kartının kötüye kullanılması" suçundan 3 yıl olmak üzere toplam 7 yıl hapisle cezalandırılmıştı.

Emine Ustael ile Havva, İsa ve Ayşe Palu, "kasten öldürmeye yardım etme" suçundan 12 yıl altışar ay hapse mahkum edilmişti.

F.P, suçun işlendiği tarihte yaşı küçük olduğu için 8 yıl 4 ay hapis cezası verilmesi kararıyla tahliye edilmişti.

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını, sanıkların aynı avukat tarafından savunuldukları için yargılamada usul hatası yapıldığı gerekçesiyle bozmuş, sanıklar Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinde tekrar hakim karşısına çıkmıştı.

Önceki duruşmada cumhuriyet savcısı tarafından açıklanan mütalaada, tutuklu sanık Tuncer Ustael hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, diğer 5 aile üyesi hakkında ise 16 yıldan 23 yıl altışar aya kadar hapis cezası talep edilmişti.

CANLI YAYINDA GÖZALTINA ALINDILAR

Körfez'de 2008 yılında Meryem Tahnal ve küçük kızı Melike Tahnal’ın kaybolması ile ilgili takipsizlik kararıyla kapatılan dosyanın tekrar açılmasıyla başlayan soruşturmada kayıp Meryem Tahnal’ın babası Harun Palu, annesi Havva Palu, ağabeyi İsa Palu, kardeşleri Fatih Palu ve Ayşe Palu Kocaeli'de Palu ailesinin eniştesi Tuncer Ustael ve eşi Emine Ustael ise yaşanan olayla ilgili İstanbul’da katıldıkları bir televizyon programında canlı yayındayken gözaltına alınmıştı.

SAVUNMALAR

Hakkında usulsüz ölü gömme gerekçesiyle dava açılan Havva Palu önceki duruşmalarda yaptığı savunmasında, “Bu duruma beni düşüren kardeşlerim Y.Ş. E.T. ile yeğenlerim E.T. ve E.T.’dir. Bizim üzerimize cinleri musallat ettiler. Bunun üzerine Tuncer Ustael bize yardım için yanımıza geldi. 2008 yılından sonra birlikte kalmaya başladık. Kardeşlerim bize korku verdiler, “Sizi öldürürüz, bizim adamlarımız var” dediler. Tuncer’de bize, “Dua edin bunların yalanı ortaya çıksın” dedi ama biz dua edemedik. Cinlerin bize musallat olmalarını engellemek için kendisi dahil herkese ispirto içirdi. Melike ispirto içince başı döndü. Tuncer, Melike’nin öldüğünü söyledi. Bunların olduğu sırada M.G.’nin evinde kalıyorduk. Tuncer Melike'yi aldı götürdü bilmiyorum Melike benim torunum onu ben gömmedim. Meryem’de kızım oda gitti. İkisinin de geleceğini düşünüyorum. Allah istedikten sonra ölü dirilir gelir. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.

Havva Palu, “Tuncer, evde kaldığımız sürede bizi ayrı odalara koydu birbirimizden haber alamdık ve bizi aç bıraktı. Açlıktan sağlıklı düşünemez oldum. Kocaeli’nde yaşarken bize cinlerin musallat olduğunu söyledi. Ben cinleri sivrisinek şeklinde gördü. Kur’an okuyup dua ediyorduk, duvarları kırdık ama cinlerin gelmesine engel olamadık evi terk ettik. Y.Ş.’nin ailesi bize çok eziyet etti. Hatta evimizi yakmaya çalıştılar, çarşaflı insanları vardı kalabalıklardı” diye konuştu.

Sanık Ayşe Palu şöyle savunma yaptı:

“Babam hariç hepimiz aynı evde yaşıyorduk. Tuncer, şifa bulmamız için kendi dahil hepimize ispirto içirdi. Ben Melike’nin içtiğini görmedim sonra Melike’nin yanına gittim ağzından köpük geliyordu. Öldüğünü anladık. Annem yıkadı daha sonra evin biraz uzağına nehir kenarında bir ağacın dibine gömdük. Komşularımız bize cinlerin musallat olduğunu söylediler. Cinleri gördük, bazen kapılar kendiliğinden açılıp kapanıyordu bazen de cinler bize su atıyordu. Tuncer, ağacın dibini kazdı ve Melike’yi içine koydu. Gömdüğümüz yer mezarlık değildi. Sebebini bilmiyorum Tuncer bizi dövüyordu ve aç bırakıyordu. İstanbul’daki evinde kaldığımızda benim karnım şişti. Doktora götüreceğim diye beni bir araziye götürüp, bana tecavüz etti ve benim bun rızam yoktu.

'ANNEM ve AYŞE'NİN İFADELERİ YALANDIR' 

Annesinin ve Ayşe Palu’nun yapmış oldukları savunmaları yalanlayan sanık Emine Ustael şunları söyledi: “2006 yılında babam, Meryem’in eşi Ahmet Tanhal’ı öldürdü. Biz o zamanlarda İstanbul’daydık. Babamın yakını Y.Ş. Emine Tanhal’ı, bizi ve annemi öldürmekle tehdit ediyordu. Biz de Tuncer ile anneme sahip çıktık. Annem ve Meryem bizim yanımızda kalmaya başladı. Meryem sürekli Tanhal’lar ile görüşüyor ve bizi onlara ispiyonluyordu. Baskıdan kurtulmak için Kocaeli’ne geldik ve arabada yaşamaya başladık. Y.Ş. bizi takip etti. bir gece Meryem arabadan indi ve gitti bir daha gelmedi. Sonra Ferizli ilçesi Kuzca köyünde yaşamaya başladık. Melike Tanhal’ı annemden istediler annem ve Ayşe’nin ifadeleri yalandır. Ben Melike’yi ölü görmedim Melike ölmedi. İspirto olmadı. Ayşe ve annem baskı altında yalan söylüyorlar. Ben görmedim ve suçlamaları kabul etmiyorum." (AA-HABER MERKEZİ)