Özgür Özel'den Kılıçdaroğlu'na yanıt: Kapı önüne koymayı değil, baba evinin kapısını açmayı vaat ediyorum

CHP Genel Başkan adayı Özgür Özel, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına yanıt vererek, "Daha yapılmamış kurultay için kapı önüne koymayı değil, baba evinin kapısını açmayı vaat ediyorum" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkan adayı ve Grup Başkanı Özgür Özel, Eskişehir'de göreve gelen yeni il yönetimini ziyaret etti. Ziyaretin ardından önce İl Başkanlığında açıklamalarda bulunan Özel, ardından da parti binası önünde partililere seslendi.

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Kurultayı yaptıktan sonra konuşanı kapıya koyacağım" açıklamalarına yanıt veren Özel, "Daha yapılmamış kurultay için ben kapı önüne koymayı değil, baba evinin kapısını açmayı vaat ediyorum" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun tüzük hakkındaki açıklamalarına da değinen Özel, Kurultay'ın ardından yapılacak tüzük konferansını işaret ederek "Genel Başkanın üyeler tarafından seçilmediği son seçim olacak. Özgür Özel Genel Başkan olduktan 3 hafta sonra Tüzük Kurultay'ı yapılacak" dedi.

Özel, CHP'den ihraç edilen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın partiye dönüşü hakkında sorulan soruya ise "Tanju benim kardeşim. Bana kalsa ben kapıları kendisine açarım ama af, Parti Meclisi yetkisindedir. Parti Meclisi de 5 Aralık günü belirlenecek" dedi.

'CHP, GENEL BAŞKANINA RAKİP ÇIKABİLEN BİR PARTİDİR'

 Özel'in açıklamalarından öne çıkan başlıklar ise şöyle:

- "Ben bugün buraya CHP Grup Başkanı sıfatının yanında CHP Genel Başkan Adayı sıfatıyla geldim. CHP, Genel Başkanı'na rakip çıkabilen bir partidir. Meclis'teki diğer siyasi partilerde, AK Parti'de böyle bir ihtimal akıldan dahi geçmezken, MHP'de böyle bir talep, partide yeni bir parti çıkmasına sebebiyet vermişken, İYİ Parti'de henüz böyle bir şey deneyimlenmemişken, HEDEP'te eş genel başkanlar belirlenmiş olarak kongre salonuna gelinirken; CHP'de Genel Başkana rakip çıkabilen, çoklu yarışlar olabilen, çok sayıda genel başkan adayının yarıştığı, kendilerini gittikleri illerde ifade ettikleri demokratik süreçlerdir.

 

'BİR YOL AYRIMINA GELDİK'

Bizim buradaki iddiamız şudur: Cumhuriyetin 100. yılındaki bir seçimi inandık, inandırdık ve sonuçta kaybettik. Bir özeleştiri yapmanın ve partide geçmişte yapılan doğruları sahiplenirken yanlışları terk etmenin gerektiği bir süreci önerdik. Ancak, birlikte siyaset yaptığımız, geçmişte görev aldığımız, farklı düşündüğümüzde farklılıklarımızı ortaya koyup iddia edip alınan kararlara uyduğumuz partide şu anda partiyi yöneten arkadaşlarımızla ve Genel Başkanımızla bir yol ayrımına geldik. Şüphesiz Genel Başkanımızın ekibinde de bizim ekibimizde de geçmişte uzun dönemler partiye hizmet etmiş, çok değerli, deneyimli büyüklerimiz var. Ama arada bir fark var bunu açıkça buradan söyleyelim.

Genel Başkanımızın ekibindeki, uzun süredir görev yaptığı arkadaşlar; ‘Genel Başkan da devam edecek biz de devam edeceğiz’ diyorlar. Bizim ekibimizdeki kıdemli arkadaşlar ise ‘değişim bizden başlamalı’ diyorlar. ‘Hiçbir göreve talip değiliz, genç arkadaşların arkasında, yanındayız’ diyorlar.

Bizim Parti Meclisi listelerimize, yönetim listelerimize baktığınızda şunu göreceksiniz: Milletvekili grubundan, Parti Meclisi grubundan genç, dinamik yüzler çok sayıda kadın ve baktığınızda CHP örgütünü göreceksiniz. CHP örgütünün önerdiği isimleri göreceksiniz.

'GENEL BAŞKAN'IN ÜYELER TARAFINDAN SEÇİLMEDİĞİ SON SEÇİM OLACAK'

Dünden itibaren bir tartışma var. Basın mensupları da ilettiler. ‘Tüzük değişikliği ne olacak? Tüzük meselesine nasıl bakıyorsunuz?’ Çünkü, sayın Genel Başkan hem tüzük kurultayını üç hafta sonraya bıraktı hem bir kez daha ertelenmesi çok konuşuluyor hem de dün tüzükle ilgili işaretler verdi. Ben elimde tuttuğum tutum belgesi, partinin ve Türkiye'nin sorunlarına nasıl baktığımızı tutum belgesinde ifade ettik.

Dün Genel Başkanımız bazı ifadeler kullandı tüzükle ilgili. Yüzde 80'i bunun içinde var. Ama biz kimseye bizim belgemizden bir şey kopyaladınız demeyiz. Çünkü biz, bizim olsun diye değil, örgütün olsun, partinin olsun daha iyi olsun diye önerdik. İki öneride de ortak madde var, dolayısıyla bu seçim, Genel Başkan'ın üyeler tarafından seçilmediği son seçim olacak. Burada birinci madde bu. CHP'nin Genel Başkanı'nı bütün üyeler seçecek.

Genel Başkanımızın kullandığı ifadeler içinde bizim önerilerimizin içinde olan ve kendilerinin benimsediği her şeyde ortaklaşıyoruz. İtiraz ettiğimiz şey, tüzüğün bir kez daha ertelenmesi. Özgür Özel 4 Kasım'da Genel Başkan olduğunda, 5 Kasım'da yeni Parti Meclisi oluştuğunda üç hafta sonra tüzük kurultayı yapılacak ve buradaki önerilerin tamamı hayata geçirilecek.

'BABA EVİNİN KAPILARINI AÇMAYI VAAT EDİYORUM'

Ama örneğin dün sayın Genel Başkan diyor ki: ‘Kurultayı yapacağız, kurultaydan sonra konuşanı kapının önüne koyacağım.’ Birincisi, kurultaydan sonra kimin Genel Başkan olacağına CHP üyelerinin yetkilendirdiği delegeler karar verecek. Kurultaydan sonra tek sesliliğe ihtiyaç var. Bunu bütün delegelerimiz sağlayacak. Kurultayda bir genel başkan seçecekler. Onun arkasında siyaset yapmak parti ahlakının gereğidir. Ama daha yapılmamış kurultaydan, kurultay sonrası kapı önüne koymaları değil, ben baba evinin kapılarını açmayı vaat ediyorum.

Bugünlerde bizim örgütümüzün tehdit edilmeye değil; yüreklendirilmeye, cesaretlendirilmeye, teşvik edilmeye ihtiyacı var.

'CAM TAVANI TUZLA BUZ ETMENİN ZAMANIDIR'

Tüzükte önerdiğimiz olumlu maddeleri ifade eden, Genel Merkez iradesiyle örtüşüyoruz ama ertelemiyoruz. Seçilir seçilmez yapacağız. Birkaç maddeye itirazımızı dile getirdik. CHP, örgütüyle bir bütündür. Sağdan solda hatta sağdan daha sağdan takviyeler yerine örgüte yönelmenin, sağdan gelenlere mevkiler vermenin, sağdan gelmiş danışmanların belirlediği politikaları uygulamanın değil; toplumun bütününü sahiplenen sosyal demokrat, eşitlikçi, herkesi kavrayan politikalarla bu partinin başının üstündeki yüzde 25'lik cam tavanı tuzla buz etmenin, bu partiyi bir kez daha örgütüyle bir ayağa kaldırmanın, bu partiyi iktidar yapmanın zamanıdır.

Cumhuriyet’in birinci yüzyılındaki genç, dinamik kadrolar nasıl başardıysa; bugün tecrübeyi reddetmeyen ancak genç, dinamik kadrolarımızla birlikte bir kez daha başaracağımıza inanıyoruz.”

'PARTİMİZİN İTTİFAK POTANSİYELİNİ YENİDEN İNŞA ETMEYE ÇALIŞACAĞIZ'

Özel, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özel, soru üzerine şunları söyledi:

“Türkiye genelinde CHP'nin üzülerek görüyoruz ki ittifak potansiyelinde bir aşınma var. Bunu biz söylemiyoruz. Hem geçmiş ittifak ortaklarından hem de toplumsal bir ittifakla ilgili itirazlar geliyor… Biz CHP’de yaşanacak değişimin, her iki ittifak alanında da yeni bir sayfa açacağına ümit ediyoruz. Ama Eskişehir üzerinde ne olacağına; Eskişehir’in siyasetçileri, ilçe yöneticileri, ilçe başkanları, Eskişehir’in yerel siyasetçileri ve milletvekilleri; en doğru istişareleri yaparak Parti Meclisi’mize teklif edecekler. Değişimden sonra bütün muhataplarımıza birlikte kazanacağımız yerlerde ayrı ayrı girmenin, ittifak yapmamanın ağır sorumluluğunu hatırlatarak; kapılarımızı açarak, bir bagaj taşımayarak geçmişte yapılan hatalar varsa onlardan ders alıp tekrarlamamayı taahhüt ederek partinin ittifak potansiyelini yeniden inşa etmeye çalışacağız. Eskişehir özelindeki kararı, Eskişehir örgütü verecek. Ayıca, Yılmaz Büyükerşen hocamızın; partimiz için Eskişehir için kıymetini inkâr edemeyiz. 1 milyon 800 bin öğrencinin diplomasının altında imzası olan ve Eskişehir’i bu hale getirmiş birinden bahsediyoruz. Ben hem hocamın açıklamalarını hem Eskişehir basınını yakından takip ediyorum. Hocamızın Eskişehir için kıymetini, örgüt için kıymetini en iyi bilenlerden biriyim. Hocamızla görüşerek, örgütümüzle görüşerek; üzerimize düşeni yapacağız…”

'TANJU BENİM KARDEŞİMDİR'

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın kendisi ile ilgili açıklamalarının sorulması üzerine Özgür Özel, şunları söyledi:

Dün konuştuk Tanju Beyle. Tanju benim kardeşim. Bana kalsa ben kapıları kendisine açarım ama CHP'de kurumları, kurulları ve kuralları aşındırtılmış bir dönemin alışkanlıklarıyla bu soruya cevap veremem. Çünkü bahsettiğiniz af, Parti Meclisi’nin yetkisinde. Parti Meclisi nerede? 5 Aralık günü delegelerimiz seçecek. Delegelerin seçeceği Parti Meclisi’nin iradesine daha seçilmeden ipotek koyamam. Ben bir Genel Başkan’ın, seçilmiş kurulların yetkisini doğrudan kullanmasını hiçbir zaman doğru bulmadım.”

Özgür Özel ve ekibi gerçekten liyakate, gerçekten CHP’nin halka sunacağı adayın doğru aday olmasına bakar. Bugün değişimin karşısında olan ancak iyi, liyakatli bir yönetici; değişimin yanında olana göre tercih edilmez diye bir yaklaşım kesinlikle olmaz. Biz, bu yola çıktığımızda; milletvekili grubundan iki elin parmakları kadar insandık. Şimdi grubun yarısından fazlası ile birlikteyiz. İlk başta doğrudan desteğini açıklayacak, üç il başkanı vardı. 30’a yakın il başkanımızın desteği, şu aşamada söz konusu. Kurultay salonuna 35-50 mi gireriz bilemem. Ama 81 il başkanı ile birlikte çıkacağız. Kaç milletvekilinin desteklediğinin bir önemi yok, 130 milletvekili ile birlikte çıkacağız. Ve bütün örgütümüzü sahiplenerek çıkacağız. 6 Kasım  günü, pazartesi sabahı CHP’de değişimciler-değişime direnenler değil hep beraber partiyi değiştirmek için bütün parti, 1 buçuk milyon kişi bir arada olacağız.” (HABER MERKEZİ)