Özel sektörde her iki çalışandan biri asgari ücretli
TEPAV, ulusal katma değerin bölüşümünde yaşanan bozulmaya işaret ederek, asgari ücrette reel artış için alan bulunduğuna işaret etti.
DUVAR - TEPAV'ın çalışmasına göre 2016 yılından bu yana işçi maliyetlerindeki reel artışın, reel katma değer artışının altında kaldığı, bu durumun reel ücret artışları için yeterli finansal alan sağladığı vurgulandı.
Ekonomim'de yer alan habere göre; Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) tarafından yapılan çalışmada, emeğin katma değer içindeki payının 2016’dan bu yana gerilediği ve azalma hızının 2019 sonrası arttığına dikkat çekildi.
TEPAV Kalkınma Politikaları Direktörü Ekrem Cünedioğlu tarafından yapılan çalışmada, “Ölçek ve sektör detayında farklılıklar olsa da 2016’dan sonra katma değerin bölüşümünde genel bir bozulma yaşandığı aşikardır. Özellikle son üç yılda yüksek enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki bozukluk fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı tetikleyerek yüksek kâr marjına izin vermiş, ancak söz konusu kâr artışı Türkiye’deki bölüşüm probleminin daha da derinleşmesine neden olmuştur” denildi.
Çalışmada bu gerilemenin, 2016 sonrası personel maliyetlerindeki reel artışın, reel katma değer artışının altında kalmasından kaynaklandığına değinildi. Bu durumun reel ücret artışları için yeterli finansal alan bulunduğu şeklinde yorumlandığı çalışmada, “Söz konusu bölüşüm probleminin çözülmesi için sadece asgari ücrette kayda değer artış yapmanın yeterli olmayacağı da unutulmamalıdır. Nitekim Türkiye’de asgari ücret üstündeki ücretlerin artış oranının asgari ücretteki artışın altında kalması ülkede ‘asgari ücretlileşme’ trendini beslemiş ve özel sektörde neredeyse her iki çalışandan biri asgari ücretli statüsüne geçmiştir. Üstelik 2023’ün üçüncü çeyreği itibarıyla kayıt dışı istihdam oranının hâlâ yüzde 27,2, atıl işgücü oranının ise yüzde 22,3 düzeyinde olmasının işçinin pazarlık gücünü azalttığı unutulmamalıdır” denildi.