Özel sektör öğretmenlerinin taban maaş hakkı

Kamudaki öğretmenlerle eşit ücret almayan, ek ders, etüt gibi etkinlikler için ayrıca ücret ödenmeyen, mobinge maruz kalan özel sektör emekçilerinin haklı talepleri için gereği yerine getirilmelidir.

Google Haberlere Abone ol

Hasan Aydın*

Geçen yıl 30 Ağustos'ta Özel Sektör Sendikası'na üye öğretmenlerin taban maaş hakkı ve diğer talepleri için Ankara' da gerçekleştirmiş oldukları basın açıklamasına polis biber gazı ile müdahale etmiş ve gözaltına alınan 7 eğitim emekçisi daha sonra akşam saatlerinde serbest bırakılmıştı. Bu yıl da yine 30 Ağustos'ta özel sektörde çalışan eğitim emekçilerinin Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası öncülüğünde, taban maaş haklarının verilmesi ve sömürü koşullarının ortadan kaldırılması için Beyoğlu İstiklal Caddesi'ndeki Türkiye Özel Okullar Derneği merkezinin önünde yapılmak istenen basın açıklamasına emniyet güçleri müdahale etti. Basın açıklaması yapamayan eğitim emekçilerinden yaklaşık 30 kişi ters kelepçe takılarak gözaltına alındı.

ÖZEL SEKTÖR ÖĞRETMENLERİ SENDİKASI

Özel sektörde çalışan öğretmenlerin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, sosyal ve ekonomik çıkarlarını korunması amacıyla 2021 yılında kurulan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, kuruluşundan itibaren bir yıl sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 2022 verilerine göre üye sayısını 5558'e çıkarmıştır. Şimdilerde ise bu sayının hızla arttığı sendika yetkililerince ifade edilmektedir.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 10 no'lu sendika kolunda faaliyet göstereceğini ilan etmesine rağmen, daha çok eğitim öğretim hareketine bağlanmayı hedefleyip, demokrat ve bağımsız kitle örgütü olarak özel öğretim kurumlarında çalışan eğitimcileri örgütlemeyi esas aldı. 30 Ağustos basın açıklamaları dışında, ara tatil hakkını savunma, öğretmenlerin haksız yere işten çıkarılmaları ve güvencesiz çalıştırılmalarına karşı yapmış olduğu protesto niteliğindeki basın açıklamalarıyla da kamuoyunda görünür olmaya ve 'birilerini' rahatsız etmeye başladı. Basın açıklamalarına emniyet güçlerince hemen müdahale edilmesi de düşündürücüdür.

ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİNİ İTİBARSIZLAŞTIRMA ÇABALARI

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in 10 Ağustos 2023 tarihli açıklamasına göre ülkemizdeki 12 bin özel okulda 170 bin öğretmen görev yapıyor. Özellikle KPSS sonrası yapılan mülakatlar nedeniyle elenen, ataması yapılmayan yüzbinlerce öğretmen, özel okullar için ucuz iş gücü olarak görülmektedir. Hayat pahalılığı, geçinememe kaygısı, branşında bilgili ve yetenekli pek çok öğretmeni özel okullarda çalışmaya mecbur etmiştir. Geçmişte kamudaki işinden ayrılıp, özel öğretim kurumlarında çalışmayı tercih eden belli bir öğretmen kitlesi de vardı. Özel sektörde çalışabilmek bazı öğretmenler için bir avantaj iken şimdi bu konum yetkililerce doğrudan eleştirilmekte ve çoğunlukla asgari ücrete mahkûm edilen bu öğretmenler, bilgi açısından yetersizlikle suçlanıp itibarsızlaşmaya çalışılmaktadır.

11 Temmuz 2023 tarihinde A Haber canlı yayınında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin özel kurslarda görev yapan öğretmenler hakkında şunları söylemişti: "Kurslardaki öğretmenlerin büyük çoğunluğu, herhangi bir sınava girip başarılı olmuş değiller. Benim öğretmenimin girdiği KPSS sınavında başarılı olamadığı için orada öğretmenlik yapıyor." Bu açıklama üzerine özel sektör öğretmenleri, "özel öğretim kurumlarında çalışan yüzbinlerce öğretmeni neyle itham ediyorsunuz?" sorusu ile tepkilerini dile getirmişlerdi. Devamında da özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin MEB Temel Kanunu'na, Özel Öğretim Kurumları Kanun ve Yönetmeliğine bağlı sözleşmelere uygun olarak görevlendirildiğinin altı çizilip kamudaki eğitimde yaşanan pek çok soruna ilişkin soruları da sormuşlardı.

İSTİKRARSIZ ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI 

Eğitimdeki 4+4+4 uygulaması devlet okullarının sayısını ilerleyen süreç içinde azaltırken,2014 yılında başlayan özel teşvik, destek ve vergi indirimleriyle özel okulların sayısı arttı. Eğitimle uzaktan yakından ilgisi olmayan farklı iş kollarındaki iş insanları, müteahhitler veya tekstilciler gibi parası olanlar bazı ticari hesaplar ile bu sektöre girdiler. Bazı bölgelerde dershanelerin çoğunluğu, fiziki koşulları okula uymadığı halde özel okullara dönüştürüldü. Teşvikin 2018 yılı itibarıyla kaldırılması, uzun süren pandemi dönemi, ortaya çıkan ekonomik krizler, okulların dükkân veya bir inşaat şirketi mantığıyla yönetilmesi sonucu pek çok küçük veya orta ölçekli özel öğretim kurumu kapanmak zorunda kaldı. Eğitim ve öğretim gibi hassas ve sürekliliğinin devam etmesi gereken bir alanda kurumların kapanması, hem eğitim gören öğrencileri hem de kurumun öğretmenlerini ve diğer çalışan personeli birçok açıdan mağdur etti. Bu kadar yaşamsal kötü sonuçlara neden olan okul sahiplerine ise ciddi anlamda herhangi bir yasal yaptırım uygulanmadı.

Sıralanan olumsuzluklar, bu okullarda düşük ücretle, güvencesiz çalışan eğitim emekçisinin sorunlarının tartışılmasının gerekli olduğu gerçeğini de öne çıkardı.

Farklı açıdan bakılırsa devlet okullarına bütçeden yeterli oranda pay ayrılmaması, okulların donanım ve fiziki eksiklikleri, sınıfların kalabalıklığı ve eğitimde giderek düşen kalite gibi birçok faktör, maddi durumu iyi olan velilerin çocuklarını okutmak için özel okullara yönelmesine neden olmaktadır. Diğer yandan özel okulların çok iyi fiziki koşullara sahip olması da öğrencileri ve dolayısıyla velileri etkilemektedir. Kentin en iyi semtlerinde, kilit noktalarında ve geniş arazilerinde kurulu bu okullarda gösterişli sınıflar, spor salonları, sağlık odaları ve yeterli ders araç gereçleri vardır. Maddi durumu iyi olan veli, öğrencisini bu tür okullara kaydederken ‘iyi eğitimi'(!) esas alırken, bir yandan da bu prestij edinme gayreti içindedir. Bazı veliler için pahalı, elit okul gösteriş ve statü aracı gibidir.

ÖZEL ÖĞRETMENLERİN ÇALIŞMA ŞARTLARI 

Peki, bu şatafatlı ortamda çalışan öğretmenlerin ne kadar ücret aldıkları ve hangi sosyal haklara sahip oldukları da çoğu insanın ve çocuğu hizmet alan velinin umurunda da değildir. Birilerine göre özel okul öğretmeni atanmamış, seçilmiştir. Her zaman öğrencilerin arayıp bulacağı, hazırda olan, yaz, kış, tatil demeden her çağrıldığında okula koşan, görevini titizlikle yerine getiren ve veli memnuniyetini esas alan kişidir.

Özel okul öğretmeni yaratıcı ve üretken olmak zorundadır(!)Aynı alanda rakipleri çoktur. Fakat iş güvencesi de yoktur.

5580 sayılı kanunun dokuzuncu madde ve ikinci fıkrasında geçen "özel öğretim kurumlarında yöneticilik ve öğretim hizmeti yapanlara kıdemlerine göre dengi resmi okullarda ödenen aylık ve sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarından daha az ücret verilemez" hükmü 2014'de kaldırıldığı için çok iş yapması beklenen öğretmenlerin çoğunluğu bugünkü derin ekonomik kriz ve hayat pahalılığına rağmen kamudaki öğretmenle bırakın aynı taban maaşı almayı, asgari ücretin altındaki bir ücretle yaşama tutunmaya çalışıyor.  Bazı büyük özel okullardaki öğretmenlerin küçük ölçekli özel okullardaki öğretmenlere göre daha yüksek ücret alması gerçek maaş politikasını değiştirmiyor.

Daha önceki yıllarda uygulanan taban maaş uygulamasının yeniden uygulanması gerekmektedir.

Özel Sektör Öğretmenleri bugün üç kanuna bağlı olarak çalışmak durumundadır. Cezada ve yaptırımda Devlet Memurları Kanunu, iş tanımı ve çalışma şartları için ise Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Kanunu esas alınırken, ekonomik, sosyal ve özlük haklar için de İş Kanunu referans olarak alınıyor.

Özel okul öğretmenlerinin girdiği ders saati daha önceki yıllarda 30 iken (20+10), bugün ise 40 (20+20) saate çıktı. Ayrıca soru hazırlama, sınav uygulama ve ders hazırlığı ile ilgili süreler buna dâhil değil. Milli Eğitim Bakanlığı'nın ara tatil, sömestr ve yaz tatillerinde ders tekrarı ve takviye kurs, sınav programı konulmayacağına dair kesin kararı olmasına rağmen pek çok özel okul özellikle 8. ve 12. sınıflar için bu çalışmalara öğretmenleri sokmaktan geri durmamakta. Yasal olarak 12 aylık sözleşmelerle öğretmenlerin çalıştırılması gerekirken birçok kurum 10 ay üzerinden çalışma sözleşmelerini yapmaktalar. Burada öğretmene 'mevsimlik işçi' muamelesi yapılmakta. Eğitim öğretim ödeneklerinin bazı okullarda zamanında ve usulüne uygun olarak ödenmemesi sömürü çarkının acımasızlığını ortaya koyarken, bazı okullarda öğretmen maaşları gününde bankadaki hesaplara yatırılmamakta.

İşten çıkarmalarda veya haklı fesihle ayrılan öğretmenin kıdem tazminatının ödenmesinde zaman zaman sorunlar çıkmakta. Özellikle küçük ölçekli bazı özel okullarda kadın öğretmenler iş verimini düşürüyor diye cinsiyetçi ayrıma tabi tutulurken, iş başvurusunda bekâr kadın öğretmene ileride evlenip evlenmeyeceği sorulurken, evli olanlara da 'çocuk sahibi' olmayı düşünüyor musun? sorusu da bazı yöneticilerce yöneltilebilmektedir.

Kamudaki öğretmenlerle eşit ücret almayan, uygun sözleşmelerle çalıştırılmayan, ek ders, etüt, toplantı gibi etkinlikler için ayrıca ücret ödenmeyen, bazı durumlarda mobing uygulanan özel sektör emekçilerinin haklı talepleri kabul edilip, gereği yerine getirilmelidir.

Öğretmen değerlendirmelerinde veli memnuniyeti kriterleri öne çıkarılmamalı, etik değerlere önem verilmeli, okul bir ticarethane mantığıyla yönetilmemelidir

Yemek, servis, ek kitap ve eğitim ücretlerinin 500 bin lirayı bulduğu bazı özel okullarda öğretmene de mutlaka hak ettiği ücret ödenmelidir. Yapılan zamlarla okul sahipleri gelirlerini katlarken, öğretmenlerde eğitim ve öğretim çalışmalarının yanında, toplu sözleşmeli grevli sendikal hak almak mücadelesine odaklanmalarının ne kadar önemli olduğu gerçeğini akıllarından bir an çıkarmamalıdırlar.

*Eğitimci